YEREL HABERLER - 21 Nisan 2012 Cumartesi 11:07

MACAR BÜYÜKELÇİDEN BAŞKAN KARABALIK`A VEDA ZİYARETİ

A
A
A
MACAR BÜYÜKELÇİDEN BAŞKAN KARABALIK`A VEDA ZİYARETİ

Macaristan Ankara Büyükelçisi Istvan Szabo, Kartepe Belediye Başkanı Şükrü Karabalık`a veda ziyaretinde bulundu.
Haziran ayında Türkiye`de ki beş buçuk yıllık görevini tamamlayarak Budapeşte`ye dönecek Macaristan Ankara Büyükelçisi Istvan Szabo, beraberinde Kartepe Karatepe Köyü`nde bulunan İmre Tökeli Derneği Başkanı Ertunç Baykal, başkan yardımcısı Numan Gülşah ve Karatepe Köy Muhtarı Mustafa Kılıç ile birlikte Kartepe Belediye Başkanı Şükrü Karabalık`a veda ziyaretinde bulundu.
Güzel Türkçesi ile Başkan Karabalık`ı etkileyen Büyükelçisi Szabo, başkandan Kartepe Belediyesi`nin çalışmaları ile ilgili bilgi de aldı. İki ülke arasında kurulan ilişkilerin son dönemde geliştiğine dikkat çeken Szabo, Türk iş adamları ile Macaristan arasında karşılıklı ihracat rakamlarının 1 milyar 800 milyon Euro olduğuna dikkat çekti. Karatepe Köyü`nde kurulan ortaklık projesinin de Ağustos ayında gelecek tarihçi olan halefinin de destek olacağına inandığını dile getirdi. Kartepe bölgesinde Atçılık Meslek Yüksek Okulu bulunması, hipodrom çalışmaları ve at yetiştiriciliği konusunda edindiği bilgilerden memnun olduğunu belirten Szabo, Türk Macar at yetiştiriciliğinin buluşturularak geliştirilmesinde işbirliği kurma hedefinde olduğunu da kaydetti.
Türkiye`den ayrılacak olması için üzgün olduğunu belirten Szabo, ``Türkiye`deki dostlarımızı unutmayacağız. Sizleri Macaristan`da ağırlamaktan guru duyacağım`` dedi. Başkan Karabalık, büyükelçinin veda ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederken, ``Bu ziyaretinizi bir veda olarak algılamıyor bir nöbet değişimi olarak düşünüyorum. Burada bir eviniz olduğunu unutmayın. Bizler de sizleri Kartepe`de görmek isteriz`` dedi. Başkan Karabalık, Büyükelçi Szabo`ya işlemeli bir vazo hediye ederken, ``Bu sıcakkanlılığınız ile gittiğiniz yerde de aynı saygı ve sevgiyi göreceğinize inanıyor ve sizi tanımaktan zevk duyduğumuzu belirtmek isterim`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Mevlana Celaleddin-i Rumi vefatının 751’inci Yılında Ege Üniversitesinde anıldı Ege Üniversitesi (EÜ) Birgivi İlahiyat Fakültesi tarafından Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 751’inci vuslat yıl dönümü dolayısıyla EÜ Kültür Sanat Evi’nde “Şeb-i Arus-Vuslatın 751. Yılında Mevlana” başlıklı panel gerçekleştirildi. Etkinliğe; EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, EÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Moderatörlüğünü Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Himmet Konur’un yaptığı panelde konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamide Ulupınar, EÜ Birgivi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci yer aldı. Etkinlik, Hafız Eray Çakmak tarafından gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından, EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Tasavvuf Müziği Topluluğu, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel yönetiminde tasavvuf müziği dinletisi gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Hz. Mevlana, söylenmesi gereken pek çok şeyi Mesnevi eserinde bizlere iletmiştir. Şeb-i Arus, her sene ülkemizin çeşitli noktalarında anılıyor ve bu vesile ile Hz. Mevlana’nın fikirleri, duyguları ve düşünceleri bizlere iletiliyor. Bizler de Ege Üniversitesi olarak bu etkinlikte Mevlana’yı anıyoruz. Panelin düzenlenmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. “Bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan kişi Mevlana’dır” Panel moderatörü Prof. Dr. Himmet Konur, “Geriye dönüp baktığımızda biz insanlık tarihinde medeniyet yarışında hep ileride olduğumuzu görürüz. Bugün arzu ettiğimiz yerde değilsek de o yarıştan hiçbir zaman kopmadık, yine yarışa devam ediyoruz ve ön sıralarda yer alabilmek için de elimizden geldiğince çaba sarf ediyoruz. O günlerde bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan en önemli şahsiyetlerden birisidir Mevlana. Dolayısıyla onun, bizim inşa edecek olduğumuz medeniyetin temellerinde önemli bir yeri vardır” diye konuştu. Mevlana’nın hayatını çeşitli görüşlerinin felsefesiyle anlatan Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, “Kendi hayat hikâyesini üç kelimeye sığdıran Mevlana, ‘Ömrümün özeti üç kelimeden fazla değil; hamdım, piştim, yandım’ demiştir. Bu üç kelime aslında onun hayat hikâyesini, tasavvufi olgunluğunu, manevi kemalini anlatmaya yetiyor.” dedi. “Mevlana dinin dinamik özünü bize tanıtır” Dr. Öğretim Üyesi Nuriye İnci, “Şüphesiz Mevlana gibi şahsiyetlerin mesajlarının çağları aşarak bugüne ulaşmasının nedeni, onların insan, kainat ve Allah arasındaki ilişkiyi özgür bir şekilde yorumlayabilmeleri ve söylediklerini insanların ortak hissiyatına dayandırmayı başarabilmeleridir. Diğer yandan Mevlana’nın, dini, sadece kalıplarıyla değil gerçekten dinamik özüyle de bizlere tanıtmış olması önemli bir yönüdür” diye söyledi. Mevlevi geleneğinde önemli bir yeri olan ‘semâ’nın, içerisinde birçok manayı barındıran bir zikir olduğunu belirten Prof. Dr. Hamide Ulupınar, “Mevlana, devrinde belli bir icra planına bağlı olarak değil de daha çok doğaçlama tarzda semâlar yapılmıştır. Mevlana, ahenkli bir ses işittiğinde, güzel bir name duyduğunda veya dini toplantılarda semâ etmiştir yani zikretmeye başlamıştır. Sema, Mevleviliğe ait bir ibadet türü ve zikirdir” dedi. Panelin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan tarafından Prof. Dr. Himmet Konur, Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, Prof. Dr. Hamide Ulupınar, Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel’e teşekkür belgesi takdim edildi.
Balıkesir Ayvalık’ta Koç Grubu’nun müzesine özel iskele talebi çevrecilerin tepkisini çekti Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde kısa bir süre önce açılan Rahmi M. Koç Müzesi’ne özel bir iskele yapılmasına ait talep, ilçedeki çevrecilerin tepkisini çekti. Ayvalık’ta Koç Grubu’na ait bir marinanın bulunduğunu hatırlatan Ayvalık Tabiat Platformu, “Tekneli Müze Ziyaretçisine Kıyak” başlığıyla yaptığı yazılı basın açıklamasıyla söz konusu talebe sert tepki gösterdi. Koç’ların Ayvalık’tan taleplerinin bitmediği ve bu kez de müzeye özel iskele talebinde bulunduğunun vurgulandığı açıklamada, “Ayvalık içdenizinde yeni bir yat yanaşma yerine karşıyız. Çünkü; tasarlanan yat yanaşma/bağlanma yerinin sadece müze ziyaretçilerine günlük olarak hizmet verebilmek amacı ile tesis edileceği belirtilmiştir. Ayvalık Körfezi’nde yatlara hizmet veren Koç şirketler topluluğuna ait bir marina zaten mevcuttur. Ayvalık Setur Marina’dan kara yoluya müzeye ulaşım vardır. Kişiye özel olduğu anlaşılan bu yeni yat yanaşma/bağlanma yeri projesinde kamu yararı yoktur” denildi. Kentsel sit alanında kent siluetini bozacak ve kıyı şeridine etki edecek yapılaşma olmaması gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Denizimizin, kamuya ait bir alanın rant odaklı değerlendirilmesini, halkın serbest ve ücretsiz erişimine açık olması gereken kıyıların kiralanmasını, özel-mülkleştirilmesini doğru bulmuyoruz. Kıyılar hepimizindir. Bu konuda hazırladığımız itiraz dilekçemizi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Balıkesir İl Müdürlüğüne vermiş bulunuyoruz” ifadeleri kullanıldı.