YEREL HABERLER - 21 Nisan 2012 Cumartesi 10:11

VALİ AL; ``GENÇLERİMİZ ÜLKESİNİ GELECEK NESİLLERE DAHA İYİ TESLİM ETMELİ``

A
A
A
VALİ AL; ``GENÇLERİMİZ ÜLKESİNİ GELECEK NESİLLERE DAHA İYİ TESLİM ETMELİ``

Aydın Valisi Kerem Al, ``Gençlerimizden isteğimiz bu güzel ülkemizi onlara teslim edeceğimiz konum ve durumundan çok daha iyi bir şekilde sizlerden sonraki kardeşlerinize teslim etmeleridir`` dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Vali Kerem Al, ``Bugün, milletimizin tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olan, devletimizin temellerinin atıldığı, milli kurtuluş savaşımızın Büyük Millet Meclisi tarafından yürütülmeye başladığı günün 92. yıldönümü olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını kutlamanın gurur ve coşkusunu yaşıyoruz. Toplumlarda en yüksek değerler olan istiklalin, hürriyetin, eşitliğin, adaletin, istikrarın korunması ancak milli egemenlik bilincinin kökleşmesi ve yaygınlaşması ile mümkündür. İstila edilmeye çalışılan vatan topraklarında milletimizin azim ve kararlılığıyla 1919 yılında başlattığı milli kurtuluş mücadelemizin akışı içinde 23 Nisan 1920` de Ankara`da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin ve egemenliğin yegane temsilcisi olmuştur. ``˜Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir` diyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının dayandığı asil güç yine milletin iradesi olmuştur. Böylece halkımız kendi kendini yönetme yetkisini eline almış ve dolayısı ile demokrasinin temelleri de bir anlamda atılmıştır.Özgür ve bağımsız yaşama karakterini taşıyan ve bu uğurda her türlü mücadeleyi göze alan milletlerin demokrasiyi isteme ve uygulama becerisine sahip olması şaşırtıcı değildir. Bu yüzdendir ki, dünyada istilalara maruz kalan milletler, günümüzde de görüldüğü gibi, milli egemenliğine sahip olamayan ve demokrasiyi yaşatamayan milletlerdir. Bir milletin varlığı ve bütünlüğü o milletin bütün maddi, manevi değerleri ile ideal ve inançlarından oluşan ortak bir güce sahip olmasına bağlıdır. Türk Milleti en zor şartlarda bile bağımsızlık ve egemenlik tutkusundan, istiklal ve istikbalinden taviz vermemiş bir millet olarak tarihe geçmiş, bu özelliği ile de geçtiğimiz yüzyılda mazlum milletlere öncü ve örnek olmuştur. Bu durum özellikle doğu milletlerinin bilincinde güçlü ve belirleyici bir yer edinerek, genç nesillerin özgürlük, bağımsızlık ve demokrasiye ilişkin düşüncelerini zenginleştirmiştir`` diye konuştu.
23 Nisan`da çocuklara seslenen Vali Al, ``Bu iklimden, doğal olarak en çok etkilenen bir milletin çocukları olarak, sizler, ülkemizin ümitleri, istikbali ve yarınlarısınız. Bunun için bizler bütün hayallerimizi sizlerin üzerinden kuruyoruz. İnanıyoruz ki, yarınların Türkiye`si sizlerle aydınlık, sizlerle mutlu; sizlerle daha gelişmiş ve kalkınmış olacaktır. Ne mutlu sizlere ki, Cumhuriyetin geleceğini gençlere ve siz çocuklara emanet edecek kadar çocuklarımıza güvenen ve milli egemenliğin ilan edildiği günü sizlere bayram ilan eden bir milletin çocuklarısınız. Ne mutlu sizlere ki Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını dünya çocukları ile birlikte kutlayan bir ülkenin çocuklarısınız. Bundan dolayı mensup olduğunuz ülkeniz ve milletinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Bizlerin, sizlerden bir tek beklenti ve arzusu vardır. O da bu güzel ülkemizi sizlere teslim edeceğimiz konum ve durumundan, çok daha iyi bir şekilde sizlerden sonraki kardeşlerinize teslim etmenizdir. Bu işi başarmanız içinde çok çalışmak, çok gayret sarf etmek ve bu yüce milletin evlatları olarak bir birinizi çok sevmek durumundasınız`` şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İnegöllülere fetih nesli anlatıldı İnegöl Belediyesi ile AHİD iş birliğinde düzenlenen Aile Okulu kapsamında İnegöllülerle buluşan Eğitimci-İlahiyatçı Hasan Basri Balcı, “Huzurlu Aile ve Fetih Nesli” konulu seminerde anlatımlarda bulundu. İnegöl Belediyesi’nin Aile Hayatı İyileştirme Derneği (AHİD) iş birliğinde düzenlediği “Aile Okulu” eğitimleri devam ediyor. Her yıl onlarca genç çiftin katılarak sağlam temelli evliliklere adım attığı organizasyon kapsamında bu yıl 8 hafta boyunca farklı konu ve konuklarla; toplumun temelini oluşturan ailenin önemi, mutlu ve huzurlu aile olabilmenin yöntemleri, çocuk yetiştirmenin püf noktaları gibi çeşitli eğitim ve seminerleri gerçekleştiriliyor. Aile Okulunun 6’ncı haftasında, Eğitimci-İlahiyatçı Hasan Basri Balcı Cuma akşamı Sani Konukoğlu Konferans Salonunda “Huzurlu Aile ve Fetih Nesli” konulu seminerde İnegöllülerle buluştu. Belediye Başkan Yardımcısı Melih Ateş, AHİD Başkanı Naci Köseoğlu ve vatandaşların katıldığı seminerde anlatımlarda bulunan Balcı, aile kurumunun gelecek nesillerin yetiştirilmesi noktasındaki önemine de dikkat çekti. Ailelerin çocuklarını fetih nesli şuuruyla yetiştirmesi gerektiğine vurgu yapılan seminerde, ilk eğitimin yine ailede verildiği de vurgulandı. Seminer sonunda Belediye Başkan Yardımcısı Melih Ateş, Hasan Basri Balcı’ya gecenin anısına hediye takdimi gerçekleştirdi.
İstanbul Başkan Bahçetepe Öğretmenler Günü’nü kutladı Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda belediyenin eğitim birimlerinde görev yapan öğretmenleri ağırladı. Gaziosmanpaşa Belediyesi Su Kemeri Sosyal Tesisi’nde gerçekleştirilen programa, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, kurum yöneticileri ve belediyenin eğitim, kültür, spor ve kadın sanat merkezlerinde görev yapan öğretmenler katıldı. Davetlilerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan Başkan Bahçetepe, hediye takdiminde bulundu. Öğretmenler, Başkan Bahçetepe ile bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. “Emekleriniz ve katkılarınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum” Programda konuşan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, “Gaziosmanpaşa Belediyesi olarak, aklın ve bilimin ışığında büyüyen bir Gaziosmanpaşa inşa etmek hepimizin sorumluluğu. Her biriniz, insanımıza dokunan, ihtiyaçlarına cevap veren ve doğrudan yaşama katkı sunan bir görev üstleniyorsunuz. Biz de sizlerin tecrübesiyle, katılımıyla, halkımızın ilgisine cevap vermeyi amaçlıyoruz. Tüm Gaziosmanpaşa halkı adına emekleriniz ve katkılarınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum” dedi. “Çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmaya çalışıyoruz” Başkan Bahçetepe, “Eğitime verdiğimiz değeri yaygınlaştırarak, eğitim birimlerimizin sayısını ve niteliğini artırmak zorundayız. Çok yakında Hürriyet Mahallemizde bir kreş açacağız. Şakir Zümre Caddesi’nde Anne-Çocuk Kampüsü’nü hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yıldıztabya Mahallemizde bir kreş ve bir bilgi evi planımız var. Küçükköy Meydanı’nda gençlik merkezi açıyoruz. Çocuklarımızın beslenme çantasına katkı sunmak için okullarımızın önünde süt dağıtımı yapıyoruz. Tüm bu hizmetlerle çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Başkan Bahçetepe, Okulları Ziyaret Etti Öte yandan Başkan Bahçetepe, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında ilçedeki okulları da ziyaret etti. Burada okul müdürleri ve öğretmenlerle bir araya gelen Bahçetepe, hem Öğretmenler Günü’nü kutladı hem de öğretmenlerle keyifli sohbetler ederek fikir alışverişinde bulundu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine altıncı gününde devam ediliyor. Duruşmada örgüt lideri Fırat Sarı savunma yaptı. Sarı savunmasında, "Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı. İnsan olmaya dair ne varsa içimden söküldü. 112’ye rüşvet vererek hasta almak mümkün değil. Tapelere benim çok itirazım var, güvendiğiniz insanlara daha rahat konuşursunuz, özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıdı" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Medisense şirketinin sahibi olan, doktor olarak anlaşma yaptığı hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını işleten, bebekler Kadan, Halime ve Opara’nın ihmalen ölmesine neden olan örgüt lideri Fırat Sarı bugün ilk kez hakim karşısında savunma yaptı. "Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı" Yoğun bakım servislerinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirme gibi eylemler ile nitelikli dolandırıcılık suçunu da işlediği tespit edilen Fırat Sarı savunmasında, "Yaklaşık 2 ay önce savcı tehdidi olayından sonra benim avukatlarım ayrıldılar. Bir süre önce yakınlarım bana savunmamı ertelememi önerdiler, ben katılmadım. Savunmamı yapacağım. Savcı tehdidinden sonra kamuoyunda infial oluştu. Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı. Burada içtenlikle her şeyi anlatmak istedim. Akla hayale sığmayan şeyler anlatıldı. Üniversitede bir gösteriye katıldık. Terör örgütüne üyelikten suçlandım. Bir süre cezaevinde yattım. Ben mesleğimi çok seviyorum, hizmet etmek istedim insanlara. İnsan olmaya dair ne varsa içimden söküldü. Tıp fakültesini bitirdim. Medyada söylendiği gibi olmadı hiçbir şey. Ben zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi’nde yaptım. Zorunlu hizmetimden sonra Reyap Hastanesi’nde çalışmaya başladım. Esenyurt Hastanesi’nden tanıdıklarım vardı. İlker Gönen ile tanışmıştım bir dönem. İlker ile kafamız uyuştu. O da ben gibi çalışmayı seven bir arkadaştı. Hastanelerde özel sağlıkta yeni doğan bakımlarını işletmek olan bir şey. 112 sevkleri bana güvendikleri için yapılıyordu. Tıp merkezleri beni kendilerine yakın buluyordu, beni arayıp ‘hasta nasıl?’ diye ulaşıp sorabiliyorlardı, o yüzden hasta gönderiyorlardı bana” dedi. "Tapelere benim çok itirazım var, güvendiğiniz insanlara daha rahat konuşursunuz, özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıdı" Örgüt lideri Sarı savunmasının devamında, "Ben özel hastanecilikten yanayım ama en nihayetinde işletme orası. Hasta bulunması isteniyordu. Bu sistemi ben kurmadım, ben işletmiyorum, biz çalıştırmaya devam ettik. Ben 112 sevklerini tıp merkezlerinden aldım. Tanıdığım yönlendirdi ya da. 112’ye rüşvet vererek hasta almak mümkün değil. Bugün siz bile 112’yi arasanız hangi hastaneye kaç hasta gönderildiğini söylerler. 112’den hasta alma durumumuz yok. Biz tıp merkezlerinden aldık. Aileler bizi arardı hatta süreç uzadığında sevk olmak istediklerini söylemek için. Doğan bebek sevk edilmezse zaten orada ölecek. Tapelere benim çok itirazım var. Birincisi 2 insan konuşuyor, burada konuşurken her şeyi söylemem. Burada filtreden geçirip söylerim. Ama güvendiğiniz insanlara daha rahat konuşursunuz. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıdı. Ama bu kamu önünde yapılan bir konuşma değil ki? Tapelerle yargılandığımız için bunu söylüyorum” şeklinde konuştu.
Mersin ’Portfolyo Seçki Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, paydaşlarının destekleri ile düzenlediği ’Portfolyo Seçki Yarışması’nın Mersin bölümünde ödüller sahiplerini buldu. Adana, Mersin ve Hatay’daki üniversitelerin güzel sanatlar fakültesinde lisans, yüksek lisans ve sanatta yeterlilik öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen yarışmada, hikayelerini en iyi şekilde anlatmayı başaran 36 öğrenciye ödülleri verildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Adana Büyükşehir Belediyesi, Yenişehir Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi iş birliğinde, Kun Art Space ve D5 Sanat Ortamı koordinatörlüğünde, Kültürhane ve İstanbul Karşı Sanat’ın destekleriyle gerçekleştirdiği Portfolyo Seçki Yarışması’nın ödül töreni düzenlendi. Törende hikayelerini en iyi şekilde anlatmayı başaran 36 öğrenciye ödülleri verildi. Geçtiğimiz aylarda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde açılışı yapılan, 2.’si Ahmet Yeşil Sanat Galerisi’nde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen sergi, 30 Kasım’a kadar sanatseverlere açık olacak. Serginin 3.’sü ise aralık ayında Beylikdüzü Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek. Ödüller sahiplerini buldu 10 seçici kurulun yer aldığı yarışmada; Mersin’de Lisans Başarı Ödülü’nü Sezen Karabulut, Yüksek Lisans Başarı Ödülü’nü Gülten Nur Gündoğdu, Doktora-Sanatta Yeterlilik Başarı Ödülü’nü ise Yüsra Dirik kazandı. Mersin Üretim Desteği Ödüllerini ise; Yüsra Dirik, Gülten Nur Gündoğdu, Sezen Karabulut, Pelin Yaşar, Fatih Sağlam, Kader Göçen, Simla Alara Savan, Dönay Öniş, Abdulmusa Yönyol, Gizem Teberik, Almina Aydemir ve Yasir Aktoprak kazandı. Hatay Lisans Başarı Ödüllerini ise; Ahmet Uçar, Zehra Dinç, Arzu Yıldız kazanırken; Üretim Desteği Ödüllerini; Ahmet Uçar, Zehra Dinç, Arzu Yıldız, Mutlu Can, Aynur Güder, Sinem Topaloğlu, Mahmut Esat Arvas, Sevda Avcu, Ayşe Özbek, Ece Sipahi, Samet Sadetaş ile Gizem Coşkun kazandı. "Sanatın her zaman takipçisi ve destekçisiyiz" Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin her zaman kent katılımını önemseyen, kültür ve sanatı kentin her bölgesinde yaygınlaştırmayı amaçlayan, sanata, sanatçıya ve sanat kurumlarına destek olmayı ilke edinmiş bir belediye olduğunu söyledi. Sanatın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması vizyonu ile çalışmalar ürettiklerini belirten Özdülger, "Biz her şekilde sanatın geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, toplumla buluşturulması ve yeni bir vizyonla sanat yaklaşımının oluşturulmasını önemsiyoruz. Bu noktada Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak da sanatın her zaman takipçisi ve destekçisi olmaktan da inanılmaz keyif alıyoruz. Bu işin içerisinde yer almak bizim için çok kıymetli. Türkiye’nin başlıca konularından biri olan sanattaki vizyonun geliştirilmesi, yaklaşılması, sanatla buluşturulmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bizim için her zaman ufuk açıcı olan sanatın ve bilimin, hep bizimle olmasını istiyoruz. Bu noktada da görevimizi ve yapmamız gerekenlerin bilincindeyiz" dedi. "Bir gelecek projeksiyonu içindeyiz" Küratör ve koordinatör Veli Mert de Portfolyo Seçki Yarışması ile bir ilki gerçekleştirmekten dolayı oldukça mutlu olduğunu dile getirerek, özellikle pandemi ve 6 Şubat depremleri sonrası hem sosyal hayatta hem de eğitimde büyük açıkların oluştuğunu kaydetti. Buna dikkat etmek için böyle bir yarışma düzenlediklerini ifade eden Mert, yarışmanın ilk Adana’da başladığını, ikinci olarak Mersin’de gerçekleştiğini, son olarak ise İstanbul’da final yapacaklarını kaydetti. Projede pek çok kurum desteğinin yer aldığını da sözlerine ekleyen Mert, "Birlikte, yan yana geldiğimizde çok güçlü olduk. Arkadaşlarımız portfolyolarını daha lisans seviyesinde yapmaya ve inşa etmeye başladılar. Bir gelecek projeksiyonu içindeyiz" diye konuştu. "Projemizin, öğrencilerimiz için bir umut olmasını diliyoruz" Kun Art Space Kurucu ve Yöneticisi Elif Sezer ise küçük bir proje ile başlayan serüvenin bugün geldiği noktada, pek çok kurum tarafından destek bulmasının önemine değinerek, "Bu yarışmada ilk adımımız Adana oldu. Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın projeyi duyarak bizi desteklemeleri ve başkanlarımıza iletmeleri ile küçük bir galeriden, belediyelerin mekanlarına, oradan da İstanbul’a kadar uzandı. Projemizin, öğrencilerimiz için bir umut olmasını diliyoruz" dedi. "Bu yarışma, deprem bölgesinde sanat adına yapılan en iyi şey oldu" Hatay Üretim Desteği Ödülü’nü kazanan Sinem Topaloğlu, 3 farklı eserinin sergide yer aldığını, bunun da kendisi için gurur verici olduğunu ifade etti. Eserlerinde, geçen sene yaşanan 6 Şubat depremlerinden izlerin yer aldığını belirten Topaloğlu, "Biri depremde yaşadığım yerden etkilenerek yaptığım bir eser. Bütün duygularımı yansıtarak yaptım. Diğeri de depremden sonraki yaşadığım yer. Orada da ışıktan etkilenerek resmimi yapmaya çalıştım" diye konuştu. Hatay Üretim Desteği Ödülü’nü kazanan bir başka isim Zehra Dinç de Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Resim Bölümü öğrencisi olduğunu ve henüz mezun olmadan bu ödülü kazanmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Ödül kazanmanın kendisine ileride güzel katkılar sağlayacağını da ifade eden Dinç, "Ben deprem bölgesinden geliyorum. Bu yarışma, deprem bölgesinde sanat adına yapılan en iyi şey oldu. Orada bir sanat açlığı ve insanların anlaşılmaya ihtiyacı var. İnsanlar bu açlığı sanatla ifade edebiliyor" dedi. Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi lisans mezunu Ahmet Uçar ise 6 Şubat depremleri sonrası çok zorlu bir süreç geçirdiklerini ve depremden sonra sanat çalışmalarına dönmesinin kendisi için kolay olmadığını söyledi. Böyle bir yarışmada yer almasının oldukça sevindirici olduğunu aktaran Uçar, "Yerel yönetimlerin bizlere bize böyle destek vermeleri hem sevindirici hem de güzel. Yarışmaya başvuru yaparken, ’ödül veya derece alır mıyım?’ gibi bir düşüncem yoktu. Biz o psikolojiden tekrar çıkabilmenin yollarını aradığımız için, kendimizi sanata tekrar adadık. Bizim için unutulmaz güzel bir deneyim oldu" diye konuştu.