YEREL HABERLER - 20 Nisan 2012 Cuma 10:57

FİZİK ETKİNLİK GÜNLERİ`NİN 5`İNCİSİ MARDİN`DE YAPILDI

A
A
A
FİZİK ETKİNLİK GÜNLERİ`NİN 5`İNCİSİ MARDİN`DE YAPILDI

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu`nun (TÜBİTAK) Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Bilim ve Toplum Projeleri Destekleme Programı kapsamında düzenlediği "Fizik Etkinlik Günleri" projesinin 5. etkinliği Mardin`de yapıldı.
Proje yürütücülüğünü Dr. Nihal Coşkun`un yaptığı etkinliğe uzman personel olarak Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Güneş, ODTÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Eryılmaz, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Fizik Komisyonu üyesi uzman Ayşe Arslan, Ankara Bahçelievler Anadolu Lisesi fizik öğretmeni Necati Bağcı ve proje eğitmenleri Darüşşafaka Kurumları`ndan fizik öğretmeni Dünya Doğan Yılmaz ile Özel Doğuş Okulları Fen Lisesi fizik öğretmeni Nilgün Serbest
katıldı. Mardin Fen Lisesi`nde 2 gün süren etkinliğe ayrıca Mardin`in değişik ilçelerinden 73 fizik öğretmeni katıldı. Etkinliğin birinci gününde öğretim programının uygulanışı ile ilgili sorunlar tartışıldı. Yaşam boyu öğrenmenin gerekliliğini özümsetmek amacı ile öğretim üyeleri ve uzman personeller tarafından fizik öğretmenlerine iki grup halinde uygulamalı eğitim verildi. Etkinliğin ikinci gününde ise eğitim alan fizik öğretmenleri, Mardin Fen Lisesi`nde öğrenim gören 9-12. sınıf öğrencileri ile
birlikte laboratuvarda gruplar halinde etkinlikler denedi.
Öğretmen ve öğrencilerin fizik konularındaki bilgi birikimini arttırmayı, fizik bilimine karşı pozitif tutum geliştirmeyi, yaşam boyu öğrenmenin gerekliliğini özümsetmeyi, fiziğin yaşayarak görsel bir şekilde öğretilmesine örnek teşkil etmeyi, öğrencilerin ilgi, merak, açık fikirlilik ve girişimci yönlerini geliştirmeyi hedefleyen "Fizik Etkinlik Günleri" projesinin İstanbul, Muş, Bitlis, Bingöl ve Mardin illerinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Osmanlı Salnamelerinde 98 yıl önce Trabzon için petrol müjdesi Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) kütüphanesinde yer alan 1926 tarihli Osmanlıca kaleme alınan Türk Ticaret Salnamesinde şehir merkezindeki iki dereden denize petrol sızdığı ve o dönemde bu nedenle balık ölümlerinin yaşandığı anlatılıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Araştırmacı-Yazar Mustafa Yazıcı, Doğu Karadeniz’de Trabzon’un Sürmene ilçesi açıkları ile Rize’nin Çayeli ilçesi açıklarında deniz sahasında petrolün bulunduğunun yıllardır konuşulduğunu ancak ilk kez karada petrol izlerinin bulunduğu ile ilgili tarihi vesikalara ulaştıklarını söyledi. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın kütüphanesinde bulunan 1926 tarihli Osmanlıca Türk Ticaret Salnamesi isimli eseri geçtiğimiz yıllarda Osmanlıca’dan Türkçe’ye tercüme ettiğini ifade eden Mustafa Yazıcı, tarihi belgelerde Trabzon’un Zağnos ve Kemerkaya bölgelerinde yer alan derelerden denize petrol sızıntılarının olduğunun belirtildiğini ve bu nedenle balık ölümlerinin yaşandığının anlatıldığını kaydetti. Doğu Karadeniz’de karada petrol izleri bulunduğunun tarihi vesikalarda yer aldığına dikkat çeken Yazıcı "Bu konu bugüne kadar hiç ele alınmadı. Bu belgenin bulunduğu kitap Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’ndadır. O kitapta 2.5 sayfalık 1926 tarihinde İstanbul Ticaret Odası’na yazılan rapor var. Osmanlı yazılan raporda 15 satırlık petrol bölümü var. 2000’li yılların başında o kitabı fark ettim. O kitapta Atatürk döneminde illerden yazılan raporlar var. O kitabı benden tercüme yapılmasını istediler. Sayfalara baktığımda ’Trabzon madence Türkiye’nin en zengin şehri’ diyor. Her yerinde maden suyu vardır. Petrol iki yerden Zağnos ve Kemerkaya’daki iki dereden sızıntı yapar. Oradaki balıkları öldürür diyordu. 25-30 sene önce tercüme ettiğimde ben belirtilen iki noktadaki yaşlılara kitaptan bahsederek petrol kokusu olup olmadığını sordum. Genellikle yazları Ağustos aylarında bir koku duyduklarını söylediler. Osmanlıca belgede Trabzon’daki petrolün karadan denize sızdığı yazıyor. Böyle bir sızıntı 1926 yılında haber verilmiş. Bu konuyu kimse ele almadı. Şuan zaten petrol sızıntısının olduğu belirtilen derelerin üstü kapatılmış durumda" dedi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta 250 yıllık tarihi yapı yeniden turizme kazandırılıyor Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “210 Milyon TL’lik yatırımla bu tarihi yapıyı aslına uygun bir şekilde yeniden inşa ediyoruz. 12 aylık bir iş takvimi var. Proje kapsamında yapı aslına uygun şekilde yeniden inşa edilecek ve çevre düzenlemeleri yapılacak. Çalışmalarımız tamamlandığında bu mekan, kütüphane ve müze olarak kullanılacak. Şehrimize hayırlı olsun” dedi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, şehrin önemli kültürel miraslarından biri olan Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi’ni ziyaret ederek restorasyon çalışmalarını yerinde inceledi. Restorasyon sürecinin tüm detayları hakkında bilgi almak amacıyla gerçekleştirilen inceleme sırasında Başkan Görgel, yüklenici firma yetkilileriyle bir araya geldi. Çalışmaların geldiği son durumu yerinde değerlendiren Başkan Görgel, yapılan işlerin planlanan takvime uygun bir şekilde ilerlediğini belirtti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Görgel, Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi’nin Kahramanmaraş için taşıdığı öneme vurgu yaptı. Görgel, müzenin yalnızca bir edebiyat mirası değil, aynı zamanda şehrin kültürel kimliğini yansıtan bir sembol olduğunun altını çizerek, “Dulkadiroğlu ilçemizde bulunan ve 250 yıllık tarihe sahip Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzemiz, 6 Şubat depremlerinde ağır hasar aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığımızla yürüttüğümüz proje kapsamında binamızın restorasyonunu gerçekleştiriyoruz. 210 Milyon TL’lik yatırımla bu tarihi yapıyı aslına uygun bir şekilde yeniden inşa ediyoruz. Ekipler çok hızlı bir çalışma yürütüyor. 12 aylık bir iş takvimi var” diye konuştu. Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi’nin önemli bir kültür noktası halini alacağını da ifade eden Başkan Görgel, “Proje kapsamında bu mekân müze ve kütüphane olarak kullanılmaya başlanacak. Alanın çevre düzenini de buna uygun bir şekilde gerçekleştireceğiz. Dulkadiroğlu ilçemizde gençlerimizin ders çalışıp vakit geçirebilecekleri, kafeteryası, konferans salonu ve bahçesiyle önemli bir sosyal tesis olacak. Destekleri için Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy ve ekibine teşekkür ediyoruz. İnşallah çalışmalarımızı hızla tamamlayarak Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzemizi şehir ve ülke turizmine tekrar kazandırmış olacağız. Kahramanmaraş’ımıza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Erzincan 1939 Erzincan depreminin yaşayan tanığı o günleri anlattı Resmi rakamlara göre 33 bin kişinin hayatını kaybettiği 100 binden fazla insanın yaralandığı, tarihin en büyük depremlerinden olan 7.9 büyüklüğündeki 1939 Erzincan depreminin yaşayan tanığı 108 yaşındaki Mehmet Güloğlu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine o günleri anlattı. Depremin olduğu 27 Aralık 1939 tarihinde Erzincan merkeze bağlı Göyne köyünde ailesiyle birlikte yaşadıklarını ifade eden Mehmet Güloğlu, “Deprem olduğu anda her yer zangır zangır sallanmaya başladı. Beton bina yok idi hep toprak evler. Soğuk, kış, kar diz boyu. Karakış ayı. Her yer yıkıldı, enkaza döndü. Çoğu insan hep soğuk, sahipsizlikten öldü. Bakan yok, enkazdan çıkartan yok. Kazmasını, küreğini alan enkazdan insan çıkarabilmek için koşup yardıma gitti. Babamın ufak bir misafir odası vardı. Gittik orada sobayı yaktır, başına biriktik ısınmaya çalıştık. Gür gür ediyor sallantıdan bu sefer bir daha kaçıyoruz dışarıya. Dışarıda nerede duralım hava çok soğuk. Sonra gübrelerin üstüne palazları serdik, çadır yaptık böyle kalmaya çalıştık. Deprem çok büyük alanda yıkıma neden oldu. Çok insan hayatını kaybetti, artlarından ne ağıtlar yakıldı.” diye konuştu. Güloğlu aradan yıllar geçmesine rağmen o acı günleri unutamadığını kaydetti. “1939 Erzincan depremi” Erzincan’da 27 Aralık 1939’da meydana gelen ve 33 bin kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 100 bin kişinin yaralandığı 7,9 büyüklüğündeki deprem hafızalardan silinmiyor. Ölüm oranlarının yüksek olmasının ana nedenleri arasında; çetin kış koşullarının olması, yardımların ve arama-kurtarma faaliyetlerinin güç koşullar altında yürütülmesi gösterildi. Deprem, 1939 ile 1999 yılları arasında Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen ve batıya doğru göç eden bir dizi büyük depremin ilki olarak kabul edildi. Büyüklüğü itibarıyla dünyanın sayılı mega depremleri arasında gösterilen Erzincan depremi, 8,0 büyüklüğündeki 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra 7,8 Mw büyüklüğündeki 2023 Kahramanmaraş depremleri ile birlikte Anadolu’da meydana gelmiş en büyük ikinci depremdir. Bunun yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan ikinci depremi olarak kayıtlara geçti. Odak derinliği 20 km olan depremin etkilediği alan doğuda Erzincan Ovası’ndan batıda Kelkit Vadisi’ne kadar uzanır. Yırtılmanın uzunluğu 400 km (Erzincan’ın doğusundan Amasya’ya kadar), genişliği ise (güneyde Sivas’tan kuzeyde Karadeniz’e kadar) 200 km’dir. Bu depremde Erzincan’dan Kelkit Vadisi’ni izleyerek Niksar’a kadar uzanan yaklaşık 350 km’lik bir kırık sistemi oluşmuştur. Bu geniş alanı sarmış olan 35 deprem merkezi yaklaşık doğu-batı doğrultusunda dizilmiş başlıca dört sarsıntı çizgisi üzerinde etkinlik göstermiştir. Bunlar; Yukarı Yeşilırmak çizgisi, Kelkit-Deliçay çizgisi, Yaylalar ve Orta Yeşilırmak çizgisi ve kıyı çizgisidir. Bu çizgilerin hepsi de kırıklara karşılık gelmektedir. Kelkit Irmağı kırığı, Reşadiye’de doğu-güneydoğu ve batı-kuzeybatı doğrultusunda alçalmış ve yükselmiş ve böylece iki blok arasında 380 cm’lik bir düzey farkı doğmuştur. Deprem sırasında kıyı çizgisi Çarşamba ilçesinin kuzeyi ile Giresun arasında 15-100 m kadar geri çekilmiş ve Fatsa’da da bir deprem dalgası oluşmuştur. Deprem 52 saniye sürdü. Karadeniz kıyılarında 0,53 m uzunluğunda tsunamiye neden oldu. 1939 depreminden kaynaklanan Coulomb gerilme transferi, Kuzey Anadolu Fayı boyunca batıya doğru ilerleyen kırılmaları tetikledi. 1939’dan beri bu fayda 6.7’den büyük 10 tane deprem yaşandı. Depremin oluşturduğu hasar, Türkiye hükümetini deprem yönetmeliklerini yürürlüğe koymaya sevk etti. Erzincan’da yıkım o kadar büyüktü ki şehir tamamen terk edildi ve biraz daha kuzeyde yeni bir yerleşim yeri kuruldu.