YEREL HABERLER - 19 Nisan 2012 Perşembe 12:12

"İZMİR`DE DEPREM FELAKETİNİ ÖNLEMEK İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART"

A
A
A
"İZMİR`DE DEPREM FELAKETİNİ ÖNLEMEK İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART"

Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, vatandaşlara depreme karşı binalarını iyileştirmeleri çağrısında bulunarak, "İzmir`de depreme karşı korunmanın birinci yolu mevcut yapıları güçlendirmek ve kentsel dönüşümdür" dedi.
Bayraklı Belediyesi tarafından hayata geçirilen Deprem Etüt Merkezi, inşaat ve fizik mühendislerinden oluşan kadrosuyla vatandaşların isteği doğrultusunda binaların etütlerini yapıyor. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, resmi bir kurum olarak gerçekleştirdikleri bu çalışmaya Amerikan menşeli binaları delmeden, kesmeden, ultrasonik bir sistemle demir donatısını ve beton durumunu gösteren cihazları alarak başladıklarını söyledi. Deprem Etüt Merkezi`nde şu anda 2500 konutu incelediklerini belirten
Karabağ, "2500 konutta sırada bekliyor. Bu kontrollerin sonucunda İzmir`deki binaların yüzde 50`si olumsuz çıktı" dedi.
Karabağ, "1. dereceden deprem kuşağındaki İzmir`imizde depreme karşı korunmanın birinci yolu mevcut yapıları güçlendirmek ve kentsel dönüşüm; bir gecekonduların kaldırılması, iki eskiyen yapı stokunun çağdaş yapılarla yenilenmesi. Depreme karşı hareketlenmenin yolunun kentsel dönüşümden geçtiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Kontrol edilen binaların mevcut yapılarının tedavisi anlamında önemli bir adım olduğunu söyleyen Karabağ, şunları kaydetti:
"Bizim yaptığımız ön test. Bu test sonucunda aldığımız sonuçları kendisiyle paylaştığımız vatandaşımıza eğer binası güvenilir değilse, 9 Eylül Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi ile yaptığımız anlaşma gereği kendisine üniversiteyi tavsiye ediyoruz. Daha üst düzey testler yaptırıyoruz. Binaya yapılan suni deprem testiyle hangi korunun hangi kirişin neresinin güçlendirileceği konusunda mülk sahiplerine Üniversite yönlendirme yapıyor ve konutun güçlendirilmesi konusundaki zafiyetini gideriyor."
Türkiye`de ilk olan bu çalışmayı yapmaktan gurur duyduğunu söyleyen Karabağ, "Bizim test ettiğimiz binalar 2000 öncesi, Adapazarı depreminden önceki 3194 sayılı yasayla yapılmış. 2000 sonrası binaları özel şirketler denetliyor" dedi.
Araştırma yaptıkları binaların 2000 öncesi binalar olması sebebiyle yönetmeliklere göre zayıf yapılar olduğunun altını çizen Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ, "Bugünkü istenen demir donatısı beton değerleri maalesef eski binalarda bugünkü değerlerle çakışmıyor. Bu yüzden binaların yenilenmesi gerekiyor" vurgusu yaptı.
"VAN DEPREMİNDEN SONRA BAŞVURULAR ÇOОALDI"
Deprem Etüt Merkezi`ne genellikle yakın tarihte olan depremlerden sonra müracaatların fazlalaştığını anlatan Karabağ şöyle konuştu:
"İnsanlarımız deprem olunca depremi hatırlıyor. Van depreminden sonra merkezimize müracaat patlaması olduğunu söyleyebilirim. Senede bir takım elbiseleri eksik giysinler evlerini güçlendirsinler. Bize gelen resmi kurumlarda oldu. Bizde sonuçlarını verdik. Arasında okullar ve resmi dairelerde vardı. Yani olası bir depremde binaların ne durumda olduğunu müracaatçılarımıza verebiliyoruz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Yalova’da hastane duvarlarını çocuk hastaların hayalleriyle renklendirdiler Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi ekibi servisin duvarlarını minik hastaların hayalleriyle renklendirdi. Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ağustos ayında hizmet vermeye başlayan Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi ile minik hastaların başka illere sevklerinin önüne geçildi. Çocuk yoğun bakımı ünitesinde yaptıkları süslemeler ve resimlerle hastaneyi kasvetli bir havadan çıkaran sağlık çalışanları hastalarına anne şefkatiyle yaklaştı. Sağlıkçılar çocukların kendilerine hayallerini anlatması üzerine hastane duvarlarına resimler çizdi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Bulut, ağustos ayından itibaren 100’den fazla hastayı kabul ettiklerini dile getirerek, "Hastane sevklerimiz azalmış durumda. Çocuk yoğun bakım ünitemiz ikinci basamak olup solunum sıkıntılı yatan hastalarımız oluyor. Yüksek akış cihazı ihtiyacı olan hastalarımızı burada takip ediyoruz. Bazı sendromik hastalarımız oluyor. Artık onların da sevki gerçekleşmiyor, burada takip ediyoruz. Geri dönüşlerimiz iyi. Burada hastalarımız annelerle beraber kalıyor" dedi. Çocuklar için yoğun bakımı daha güzel bir hale getirdiğini anlatan Dr. Bulut, "Çocuk yoğun bakım ünitesi deyince insanlar korkar ama burada çok tatlı bir ekibimiz var. Hemşire ekibimiz burayı çok tatlı hale getirdi. Kendi imkanlarımızla burayı boyadık. Burada hemşire arkadaşlarımız onlara anne şefkatiyle yaklaşıyorlar. Aileler de çok memnunlar. Çocukların dilekleri üzerine bu duvar resimlerinin çizimlerini yaptık" ifadesini kullandı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Taner Adıgüzel ise daha önce Yalova’da çocuk yoğun bakımının açılmasının bir hayal gibi olduğunun altını çizerek, "Bir şekilde bunu hayata geçirdik. Hem başka şehirlere çocuklarımızı gönderip orada mağdur olmalarının önüne geçtik hem de Yalova için özellikle kışın çok fazla gördüğümüz solunum sıkıntısı olan ya da yazın çok ciddi sıvı kaybına neden olan ishallerde çocuklarımızı gönül rahatlığıyla, anne şefkatiyle, anne yanında takip edebileceğimiz bir alan oluşturduk" diye konuştu. Yoğun bakım ünitesinde bir duvarda yapılan resme el izi bıraktıklarını da anlatan Adıgüzel, şöyle konuştu: "Bu el izleri herkesin emeğinin el izleri. Burada çocuklar yoğun bakım kasvetinden daha uzak bir noktada sağlık hizmeti alabilsinler diye onlara ait, onların taleplerine uygun olarak burayı bir aile ortamına çevirmeye çalıştık ve halen devam ediyoruz. İşimizi keyifle yapıyoruz. Stresli, yoğun bir iş ama işin içerisine biraz renk katmak, mizah katmak her şeye iyi geliyor. O açıdan gayet keyifli bir ekiple güzel bir şekilde işimizin hakkını veriyoruz. Yoğun bakım olduğu için özellikle yaşı büyük olan çocuklar geldiklerinde gördükleri, duydukları yoğun bakıma benzetmiyorlar. Bu onlarda büyük stres oluşturuyordu ama buraya gelip kaldıktan sonra hem odaların konforu hem hemşire hanımların anne şefkatiyle, bir arkadaş gibi yeri geldiğinde davranışlarından dolayı buradan her giden geldiklerinden çok daha farklı hislerle, çok daha mutlu bir şekilde buradan ayrılıyorlar. Sağlık hizmetlerinde o şefkati çocuklara hissettirebilmek, duyguyu verebilmek çok değerli, çok kıymetlidir."
Mersin Mersin’de Emekli Evi üyeleri ’Alzheimer’ konusunda bilgilendirildi Mersin Büyükşehir Belediyesi, Yenişehir Emekli Evi üyelerini ‘Alzheimer’ hastalığı konusunda bilinçlendirdi. Bu kapsamda Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Yenişehir Emekli Evinde eğitim veren Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, ‘Alzheimer’ hastalığının risk faktörleri, nasıl önlem alınacağı, belirtileri ve hasta yakınlarının nasıl davranması gerektiği konusunda bilgiler verdi. “Emekliler, Büyükşehir sayesinde bilinçli bir yaş alma süreci geçiriyorlar” Emekli Evi üyelerine Alzheimer hastalığının risk faktörleri, belirtileri, korunma yöntemleri, ev kazaları ve düşmelerin önüne nasıl geçilebileceği hakkında bilgi verdiklerini ve bu eğitimi tüm emekli evlerinde devam ettireceklerini kaydeden Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığında gerontolog olarak görev yapan Cihan Tanrıverdi, “Katılımcılardan güzel sorular aldık ve Alzheimer hakkında bilinçlenmelerini sağladık. Bunun gerekli olduğunu düşünüyoruz. Malum, çağımızın hastalığı artık Alzheimer” dedi. Yaş almışlar için bu tür eğitimlerin çok faydalı olduğunu; bilmedikleri hastalıklar hakkında bilgi sahibi olup araştırma yaptıklarını ve korunma yöntemlerini öğrendiklerini belirten Tanrıverdi, “Bu eğitimde Alzheimer üzerinde konuştuk. Unutkanlığın bir Alzheimer olmadığını, Alzheimer hastalığına yakalanmamak için ne yapmaları gerektiğini, ev kazalarına maruz kalmamak için evlerinde ne gibi tedbirler almaları gerektiğini anlatıyoruz” ifadelerini kullandı. Tanrıverdi sözlerinin sonunda, “Mersin’de 65 yaş üstü vatandaşlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi sayesinde aktif ve başarılı yaşlanma kavramının farkındalar ve bilinçli yaş alma süreci geçiriyorlar” diye konuştu. Emekli Evinde verilen eğitimler sayesinde bilinçleniyorlar Kardeşi Alzheimer hastası olan emekli evi üyesi Kevser Çiçekoğlu, “Böyle bir süreç yaşıyorsunuz maalesef, keşke olmasaydı. Ablam çok kötü, çünkü ne yaptığını bilmiyor ve bizi de tanımıyor” diyerek, eğitim sayesinde hasta yakınlarının da bilinçlendiğini belirtti. Kıbrıs Gazisi Bahattin Taşkıran, “Biz Büyükşehir Emekli Evinden memnunuz. Hafta içi pastamız, çayımız ve üstüne de eğitimlerimiz veriliyor. Başkan Seçer’e çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.