YEREL HABERLER - 18 Nisan 2012 Çarşamba 09:50

VAN`DA KUTLU DOОUM HAFTASI ETKİNLİОİ

A
A
A
VAN`DA KUTLU DOОUM HAFTASI ETKİNLİОİ

Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü tarafından Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen programda semazenler semaya dururken, öğrenciler ise Kürtçe ilahiler okudu.
Anadolu Öğretmen Lisesi`nin spor salonunda düzenlenen ``˜Kutlu Doğum ve Kardeşlik` programına Van Valisi Münir Karaloğlu ve yardımcıları, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, İl Emniyet Müdürü Mustafa Uçkan, İl Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Erçek Çok Programlı Lisesi öğrencileri tarafından gül dağıtılırken, program Kur`an-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başladı. Günün anlam ve önemi ile ilgili bir konuşma yapan İl Müftüsü Nimettullah Arvas, Kutlu Doğum Haftası kapsamında yaptıkları etkinlikler hakkında bilgiler verdi. Arvas, ``Kutlu Doğum Haftası nedeniyle il genelinde 534 etkinlik düzenliyoruz. Her ilçemizde en az 5 etkinlik olmak üzere haftayı kutlamaya devam ediyoruz. Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlemiş olduğumuz etkinliklerde Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevlendirdiği 12 katılımcı ilçelerde programlarını icra etmişler. Sosyal etkinliklerimiz devam etmektedir. Hasta ve ev ziyaretlerimiz devam ediyor`` dedi.
Yapılan konuşmanın ardından Erçek Çok Programlı Lisesi öğrencileri tarafından Kürtçe ilahiler okundu. Davetliler duygusal anlar yaşarken, Peygamber Efendimizin hayatını anlatan sinevizyon gösterisi de yapıldı.
Öğrencilerden sonra Konya`dan getirilen sema grubu sahneye çıktı. Yaklaşık yarım saat boyunca semaya duran ekibi, Van Valisi Münir Karaloğlu ve beraberindekiler tek tek tebrik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Süper dede: Hayalini gerçekleştirdi, yaptığı çiftlik çocukların ilgi odağı oldu Kastamonu’da emekli olduktan sonra çocukluktan beri hayalini kurduğu çiftliği kuran 79 yaşındaki vatandaş, atıl vaziyetteki eşyalarla adeta nostaljiyi yaşatıyor. Çiftliği sık sık ziyaret eden çocuklar, yapılan kaydıraklar, köprü, salıncaklar, şelale, su değirmeni, çocuk evi, kağnı arabası, at arabası, eski traktör ile doyasıya eğleniyor. Kastamonu’da Merkez ilçeye bağlı Hatip köyünde yaşayan 79 yaşındaki Muharrem Ateş, 30 yıl boyunca marangoz olarak çalıştığı işinden emekli olduktan sonra çocukluktan itibaren hayalini kurduğu çiftliği yapmaya karar verdi. Hayalini gerçekleştirmek için çalışmalara başlayan Muharrem Ateş, ilk olarak eski ve atıl vaziyetteki eşyaları toplamaya başladı. Köyleri tek tek gezerek atıl vaziyette kalan at arabası, kağnı, lastik, sedirler toplayan Ateş, atölyesinde eşyaları onarımdan geçirerek tekrar kullanılacak duruma getirdi. Atıl vaziyetteki eşyalarla adeta hayaline kavuşan Muharrem Ateş, yaptığı su değirmeni, ağaç ev, salıncak, tahterevalli, kümes gibi çeşitli süs eşyaları ile donattığı çiftliğinde emekliliğinin tadını çıkartıyor. Çocuklar, çiftliği sık sık ziyaret ederek Ateş’in yaptığı oyuncaklarla oynuyor. Çocuklarıyla birlikte çiftlik evini ziyaret eden aileler ise nostaljik eşyalar sayesinde adeta geçmişe yolculuk ediyor. “Nostaljik bir hayat sürmek istiyordum, bu hayalimi gerçekleştirdim” Bulduğu tüm atıl durumdaki eşyaları topladığını belirten Ateş, “Sanayi sitesinde 30 yıl marangozluk yaptım. 1964 yılında bu ev yapıldı, bize de kayınpederimden kaldı. Burası çorak bir araziydi, tarlaydı. Bu ev zamanla eskidi. Ben de evin çevresini ağaçlandırdım, yeniden düzenledim, tadilatlar yaptım ve şimdiki haline getirdim. Marangozluk yaptığım için içimde de bir heves vardı. Köylerdeki eski kağnıları topladım, bazılarından oturak yaptım, bazılarından tezgah yaptım. Bu şekilde değerlendirerek geri dönüştürdüm. Kimin evinin önünde atıl vaziyette bir eşya varsa bunları alıp getirdim. Burada üzerinde biraz çalışarak yeniden kullanılacak hale getirdim” dedi. "Eskiye dönüş yapıp tarihi eserleri canlandırıp, nostaljik bir hayat sürmek istiyordum, ben de burada bunu canlandırdım" ifadelerine yer veren Ateş, “Burada çocuklar için kaydıraklar var, köprü var, salıncaklar var, şelale var, su değirmeni var, çocuk evi var, kağnı arabası, at arabası var, eski traktör var. Bunların hepsini alıp burada yeniden kullanılacak hale getirdim. Bundan sonraki hayalim buraya yüzme havuzu yapmak. Çünkü köyün çocukları da geliyor. Burada parkta oynuyorlar, eğleniyorlar. Oynadıktan sonrada evlerine dönüyorlar. Ben de memnun oluyorum” diye konuştu. “Çiftliği gezdiğimde otantik bir ortam buldum” Çiftliği gezdiğinde otantik bir ortam ile karşılaştığını ifade eden Nurşen Yeşil ise, “Muharrem amcamızın çiftliğinden haberdar olduk. Kızım ile birlikte ziyaret edip eğlenceli vakit geçirmek istedik. Muharrem amca ve eşi, bizlere çiftliği gezdirdi. Kızım burada oyun oynadı, vakit geçirdi. Çiftliği gezdiğimde otantik bir ortam buldum. Atıl vaziyetteki eşyalar geri dönüştürülerek oluşturulmuş. Çiftliği gezerken ayrıca geçmişte annelerimizin, dedelerimizin, ninelerimizin kullandığı ve bizlere anlattığı eşyaları burada gördüm. Çok güzel bir gün oldu” şeklinde konuştu. “Dedem, eskiden büyüklerimizin kullandığı eşyaları bizlere göstererek, bunları tanıtıp anlattı” Dedesinin sayesinde eski eşyaları tanıdıklarını ifade eden Gamze Kara da, “Dedem benim için hayalimdeki en büyük ustalardan bir tanesi. Dedem, kafasındakileri deneyerek buradaki hayallerini gerçekleştirmek istedi. Ben ne zaman buraya gelsem bir obje eklenmiş oluyor. Bu şekilde çiftliği oluşturdu. Geçmişteki kalıntılar, atıl vaziyette kalmış eşyalar, dedem tarafından atölyede geri dönüştürülerek çiftliğimizde kullanılıyor, bu da evimize değer kattı. Dedem, bizleri yaptıklarıyla her dönemin parçalarıyla karşılaştırdı ve bizlere yaşattı. Dönem dönem kullanılan bu eşyaları bizlere anlatarak, eskiden yaşayan büyüklerimizin kullandığı bu eşyaları bizlere göstererek, bizlere bunları tanıttı. Buraya gelen misafirlerimizi de çok güzel ağırlayarak bu güzel ortamı oluşturdu. Dedemin torunu olmaktan gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. Çiftlikte oyunlar oynayan Ceren Yeşil ise “Bizim evin apartmanının önünde park var. Çok seviyorum, her gün oraya oynamaya gidiyorum. Burasını da çok güzel buldum. Horozları kovaladık, oyunlar oynadık, ağaç eve gittik, kaydırağa bindik, salıncakta sallandık, hamağa bindik” ifadelerini kullandı.
Malatya MAGİNDER Başkanı Karademir: “Deprem sonrası mücbir sebep ve vergi erteleme şart” MAGİNDER Başkanı Salih Karademir, depremden etkilenen Malatya’da iş dünyasının ayakta kalabilmesi için mücbir sebep süresinin uzatılması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan destek beklediklerini ifade etti. Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir ve yönetim kurulu üyeleri, Malatya Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Serdar Böke ve yönetimini ziyaret ederek, deprem sonrası yapılması gerekenler hakkında istişarelerde bulundu. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren SMMMO Başkanı Serdar Böke, “Malatya’mız için ortak yapılması gerekenler varsa SMMMO olarak bizler varız. Sivil toplum temsilcilerimizle birlikte hareket etmeye hazırız. 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebep halinin uzatılmaması, iş insanlarımızın değerlendirdiği gibi, Malatya’da sadece vergi toplamayla ilgili bir çözüm olmayacaktır. Deprem bölgesindeki vergi toplama oranının bütçeye katkısı yüzde 1,1 seviyesindedir. Bu durumda mücbir sebebin sona ermesi gelir açısından mantıklı kabul edilemez. Kentimizde halen konteyner iş yerlerinde hizmet vermeye çalışan esnaflarımız bulunmakta, bu nedenle mücbir sebebin uzatılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir ise, “6 Şubat depremi sonrası yıkılmış bir şehrin ticaretini, esnafı, sanayiciyi ve tüccarı omuzlamaktayız. Bu zor süreçte esnafımız işinin başında, çaba göstermeye devam ediyor. 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebebin uzatılması için çeşitli çalışmalar yürüttük, fakat sürenin yeniden uzatılması gerekliliği kaçınılmaz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan Malatya’mız için bir müjde bekliyoruz. Şehrimiz yeniden küllerinden doğacak ve Malatya’mız ayağa kalkacak. Hep birlikte daha güzel yarınlara ulaşacağız” dedi.
Antalya İranlı 3 kardeşin cenazelerini almaya gelen olmadı Antalya’da kapı ve pencelerini bantladıkları odada kömür yakarak toplu şekilde hayatlarına son veren İranlı 3 kardeşin cenazesi Antalya Adli Tıp Kurumu’nda alınmayı bekliyor. 3 kardeşin İran’da bulunan ablasının cenazeyi almaya gelmeyeceği, Antalya’da bulunan aile dostlarının ise teslim almayı kabul etmediği öğrenildi.Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi’nde dün meydana gelen olayda İran’daki ailelerinin yaklaşık 15 gündür ulaşamadıkları 3 kardeş kaldıkları ikamette bir odanın kapı ve pencerelerini bantladıktan sonra oda içerisinde yaktıkları kömür ile hayatlarına son vermişti. Bir süre önce Türkiye’ye geldikleri ve Güveloba Mahallesi’nde kiraladıkları dairede birlikte kalan İran uyruklu Mohammed Reza Yasovalian (44), Mohsen Yasovalian (36) ve Amirhossein Yasovalian (33) isimli 3 kardeşin arkalarında 9 sayfalık bir mektup bıraktıkları ve ticari borçları nedeniyle hayatlarına son verdikleri öğrenildi.Ablaları cenazeleri almaya gelemeyecek3 kardeşin cenazeleri Savcılık, Antalya İl Emniyet Müdürülüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekiplerinin olay yerinde ki çalışmanın ardından dün akşam Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. 3 kardeşin Adli Tıp Kurumu’nda ki otopsi ve işlemleri sürerken İran’da yaşayan kız kardeşleri cenazelerini almaya gelmeyeceklerini söyledi. Antalya Adli Tıp Kurumu morgunda ailelerle bağlantı kuran ailenin Antalya’da bulunan yakını Emrullah Esedi, “3 kardeşin anne ve babası hayatta değiller. 3 kız kardeşi de cenazeleri almaya gelemeyeceklerini bana söylediler. Ben yetkililere bildireceğim” dedi.