Cizre Sempozyumu`nun kapanış oturumunda söz alan Cizre Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Gürbüzer`in, `Kürtler ve İman` ile ilgili düşüncelerini açıklaması üzerine gergin anlar yaşandı.
Cizre ilçesinde Şırnak ve Mardin Üniversitelerinin birlikte düzenlediği 3. Uluslararası Bilim Düşünce ve Sanatta Cizre Sempozyumu renkli görüntüleri sahne olurken, sempozyumun kapanış oturumunda gergin anlar yaşandı. Sempozyumun kapanış oturumunda söz alan Cizre Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Gürbüzer, Kürt edebiyatçı ve şair Ahmede Xani ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Gürbüzer, "Kürt şair ve edebiyatçı Ahmede Xani`inin amacı imanlı bir gençlik yetiştirmekti" demesi katılımcıların
tepkisine neden oldu. Gürbüzer, "Bundan kısa bir süre önce Doğubeyazıt`ta Ahmede Xane`nın türbesini ziyaret ettim ve türbesinde şu cümleleri okudum. Ahmet Xane`nin hedefi İmanlı bir gençlik yetiştirmek, imanlı bir nesil yetiştirmek olduğunu gördüm. Şu ana kadara geçmiş dönemde ülkemizde belli bir süre Kuran-ı Kerim öğretiminin yasak kılındı. Ezanın asli harfleriyle okunmadığı bir dönemde iman esaslarını yaymaya çalışan Saidi Nursi`nin ilham kaynağı olan zat Ahmede Xani olduğu gerçeğini fark ettim. Bu
ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozmaya çalışanların hevesleri kursağında kalacaktır" diye konuştu.
Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Mardin Artuklu Üniversitesi`nde görevli Prof. Dr. Kadri Yıldırım ise, "Kürtlerin sahip olmadığı imanı değil, dilidir, edebiyatıdır ve kimliğidir" şeklinde cevap verdi. Yıldırım, "Bölgemizin meşhur ulemasından biri namaz kılarken yanındakinin de namaz kıldığını görüyor. Namazını kılan kişi namazını bitirdikten sonra yüksek sesle bana iman ver diye dua ediyor. Diğer kişi ise Allah`ım bana araba ver, para ver deyince o alimimiz de adama ben iman isterken sen araba, para
ve buna benzer şeyler istiyorsun diyor. Adam da alime diyor ki herkes sahip olmadığını ister diyor. Dolayısı ile Kürt`ün sahip olmadığı iman değil, sahip olmadığı bugün bin güçlüklede olsa verilmeye çalışılan ama neredeyse burunlarından getirilen dilidir, edebiyatıdır, kimliğidir, imanı vardır" şeklinde konuştu.
Mardin Artuklu Üniversitesi`nde görevli Prof. Dr. Serdar Şengül de, "1997 yılında Cizre Kaymakamlığı tarafından organize edilen sempozyumda okuduğum bir makalede Cizre`den yöre, burada yaşayan halka yöre halkı, konuşulan dil içinde yöre dili bahsediliyordu. Siz eğer Cizre`nin ismini duymadıysanız bu yöre halkı kimdir, konuşulan yöre dili nedir konusunda fikir sahibi olamazsınız. Bu sempozyumun şuna vesile olmasın ki kapsayıcı olsun. İman`ın kendisi de vicdanlı olmak zorundadır. Çünkü vicdansız bir iman
çokta bir işe yaramıyor aksini doğurabiliyor. Ben o açıdan kendisinin legalize olduğunu görünür kılınmasına izin verilen imanla görülmemesine izin verilmemiş iman arasında bir ayrıma gidilmemesi ve dikkatli olunması gerektiğini inanıyorum ki inandırıcı olabilsin" ifadelerini kullandı.