EKONOMİ - 10 Nisan 2012 Salı 18:38

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ, 2001`İN LOKOMOTİFİ OLDU

A
A
A
GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ, 2001`İN LOKOMOTİFİ OLDU

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından hazırlanan ``Türkiye Gayrimenkul Sektörü Temel Göstergeleri 2011`` raporu açıklandı. Rapora göre, Türkiye`nin lokomotifi konumundaki gayrimenkul sektörü, ekonomiye 300 milyar TL katkıda bulundu.
GYODER tarafından hazırlanan ``Türkiye Gayrimenkul Sektörü Temel Göstergeleri 2011 Raporu`` ve ``Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektörü 2011 4. Çeyrek Raporu``, düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. GYODER Başkanı Işık Gökkaya ve GYODER Yönetim Kurulu Üyeleri`nin katılımıyla The Ritz Carlton Oteli Cam Salonu`nda düzenlenen basın toplantısında, gayrimenkul sektörünün 2011 yılı verileri sunum eşliğinde kamuoyu ile paylaşıldı.
GYODER Başkanı Işık Gökkaya, gayrimenkul sektöründe son üç yılda yaşanan gelişmelerin, GYODER öngörülerini doğruladığına dikkat çekti. Gökkaya, ``Küresel kriz sonrası GYODER`in öngördüğü gibi; 2010 yılı ``˜normalleşme ve iyileşme`, 2011 yılı ise ``˜yeniden büyüme` yılı oldu. Kriz sonrası yeni dönemde Türkiye gayrimenkul sektörü, uluslararası yatırımcıların gözdesi olarak istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme yakaladı. Türkiye gayrimenkul sektöründe, büyük illerin yanı sıra diğer illerin katılımı ile büyüme ve gelişme giderek derinleşiyor, daha sağlıklı, daha homojen bir yapıya kavuşuyor`` dedi.
Rapora göre 2011 yılında alınan konut yapı ruhsatları ve yapı izinleri, küresel kriz öncesindeki rakamları net bir şekilde geride bıraktı. 2011 yılında 642 bin 972 adet konut ruhsatı, 547 bin 635 adet ise konut yapı izni alındı. Konut satış adetleri ise 2010 yılının üzerinde gelişirken, sözleşmeli satışlar hariç olmak üzere 419.000 adet tapu devri gerçekleşti.
GYODER`in Gelişen Kentler Zirveleri`nde dikkat çektiği, Anadolu illerinde gayrimenkul sektöründe gelişim daha da belirginleşti. İstanbul, İzmir ve Ankara dışındaki iller, yüzde 58.3 ile konut satışlarındaki paylarını arttırmaya devam etti. Ticari gayrimenkulde yabancı girişindeki artış da dikkat çekti. Türkiye`de yabancıların sahip veya ortak oldukları AVM sayısı 69`a yükselirken, bu AVM`lerin kiralanabilir alan metrekare büyüklüğü ise 2 milyon 417 bin 657 metrekareye çıktı.
Gerçekleşen toplam inşaat yatırımlarının büyüklüğü de, sektörün Türkiye ekonomisindeki itici gücünü ortaya koydu. Toplamda 118 milyar TL ile tarihi bir rakama ulaşan toplam inşaat yatırımlarında; kamu sektörü 41.5 milyar TL`lik harcama gerçekleştirdi. Özel sektör ise 76.5 milyar TL`lik toplam inşaat harcamaları ile rekor kırdı. İnşaat sektörünün 2011`de Türkiye ekonomisine katkısı, yaklaşık 300 milyar TL oldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Çocuğuna acımasızca ve defalarca şiddet uygulayan cani baba tutuklandı Gaziantep’te çocuğuna acımasızca ve defalarca şiddet uygulayan cani baba, infiale neden olan görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından yakalanarak tutuklandı. Şiddete maruz kalan çocuk ise Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. Sosyal medyada kısa sürede çok sayıda kişi tarafından paylaşılan görüntülerde, bir şahsın çocuğuna acımasızca ve defalarca şiddet uyguladığı anlar yer aldı. Sosyal medyada hızla yayılan ve büyük tepki alan görüntülerin ardından çocuğu darp eden şahsın yakalanması için çalışma yapıldı. Çalışmalar neticesinde olayın Gaziantep’te yaşandığı tespit edildi. Olayla ilgili operasyon yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, çocuğa şiddet uygulayan ve çocuğun babası olduğu öğrenilen Y.E. isimli yabancı uyruklu şahsı gözaltına alındı. Cani baba, sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şiddete maruz kalan küçük çocuk ise Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. Valilikten konu ile ilgili resmi açıklama Konu ile ilgili Gaziantep Valiliğinden yapılan açıklamada, "Şehrimizde bir çocuğa şiddet uygulandığına dair görüntülerin 4 Nisan 2025 tarihinde bazı sosyal medya mecralarında paylaşılması üzerine İl Jandarma Komutanlığımıza bağlı ekipler tarafından yapılan inceleme sonucunda, görüntülerde yer alan çocuğa şiddet uygulayan ve çocuğun babası olduğu anlaşılan Y.E isimli yabancı uyruklu şahıs gözaltına alınarak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanmıştır. Mağdur çocuk Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz tarafından koruma altına alınmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" ifadelerine yer verildi.
Mersin Uzuncaburç Antik Kenti ziyaretçilerini bekliyor Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan ve tarihi Milattan Önce 4. yüzyıla kadar uzanan Uzuncaburç Ören Yeri, yapılan düzenleme çalışmalarının ardından daha fazla ziyaretçiye ulaşmaya hazırlanıyor. Kentin en önemli turizm ve kültürel miras alanlarından biri olan antik kent, belediyenin altyapı çalışmaları ve tanıtım projeleriyle hak ettiği değeri görüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Uzuncaburç’un turizm potansiyelini artırmak için yolların iyileştirilmesinden çevre düzenlemesine, bilgilendirici tabelalardan tanıtım kampanyalarına kadar birçok çalışmayı hayata geçirdi. Tarihi alanın korunması ve ziyaretçilerin daha rahat bir deneyim yaşaması için bölgedeki ulaşım altyapısını güçlendirdi. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, özellikle sosyal medya ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini daha geniş kitlelere tanıtmayı hedefleyerek, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmek için tanıtım kampanyalarına da ağırlık veriyor. Tarihi Zeus Tapınağı, anıtsal kapılar, antik tiyatro ve sütunlu cadde gibi yapılarıyla dikkat çeken Uzuncaburç, Mersin Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla yalnızca bir ören yeri olmanın ötesine geçerek, kültürel mirasın korunup yaşatıldığı bir merkez haline geliyor. "Amacımız, Uzuncaburç’u evrensel bir ören yeri haline getirmek" Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Okan Özdemir, yaklaşık beş yıldır kazı çalışmalarını Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu ile birlikte yürüttüklerini belirterek, bölgenin tarihi önemine ve yürütülen çalışmalara dair açıklamalarda bulundu. Uzuncaburç’ta yürütülen kazı çalışmalarının temel amacının kentin korunması olduğunu belirten Özdemir, Anadolu’da bu kadar sağlam kalan antik kentlerin çok az olduğunu vurgulayarak, "Şu anda burada temel olarak kentin korunması üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Anadolu’da bu kadar iyi korunmuş kentlere çok az rastlarsınız. Çoğu deprem veya başka doğal afetler nedeniyle harabe haline gelmiştir. Buradaki şansımız bu kentin ayakta olması. Sütunlar yaklaşık 2 bin 500 yıldır ayakta. Zaten bu tapınak, Anadolu’daki en büyük tapınaklardan biri olması unvanıyla biliniyor" dedi. Uzuncaburç’u evrensel bir ören yerine getirmek adına çalışmaları genişlettiklerini kaydeden Özdemir, "Buradaki temel amacımız, bütün alanı koruma altına almak suretiyle yapıların konservasyonunu ve restorasyonunu sağlamak ve bunu bilimsel bir yaklaşımla, uzman kişilerle yaparak burasını evrensel bir ören yeri haline getirmek. Aynı zamanda burayı bir turizm destinasyonu olarak kazandırmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. "Gelecek nesillere hem antik kenti hem de köyü birlikte bırakmak istiyoruz" Kazı çalışmaları sonucunda Uzuncaburç köyünü ve antik kenti gelecek nesillere eş güdümlü aktarmak istediklerini ifade eden Özdemir, "Sürdürülebilir bir model oluşturmayı hedefliyoruz. Antik Uzuncaburç kenti ile eski Uzuncaburç köyünün bir arada algılanabileceği bir plan üzerinde çalışıyoruz. Bu kapsamda, kentin girişinde üç Yörük evi restore edildi. Amacımız, gelecek nesillere hem antik kenti hem de köyü birlikte bırakmak" diye konuştu. "Büyükşehir Belediyesi kazılara sponsorluk desteği sağlayarak bize büyük katkılar sundu" Büyükşehir Belediyesi ile dört yıldır ören yerinin turistlerin uğrak noktası olması amacıyla protokol gerçekleştirdiklerini ifade eden Özdemir, "Mersin Büyükşehir Belediyesi ile yaklaşık 4 yıldır bir protokol anlaşmamız var. Bu protokol kapsamında Büyükşehir Belediyesi, alan yönetiminde projeler yapmak ve kazılara sponsorluk desteği sağlayarak bize büyük katkılar sundu" ifadelerine yer verdi. Özdemir, yalnızca sponsor olmakla kalmayıp, kente gelen yolların ve kent meydanının Büyükşehir tarafından iyileştirilerek ulaşım konusunda kolaylık sağladığının altını çizerek, "Kentin modern yerleşiminin ortasında yani köyün meydanında bir çevre düzenleme projesi tamamlandı. Öte yandan 3 Yörük evinin restorasyon projeleri yapıldı, henüz uygulamaya koymadık ancak kaynak bulunduğunda devam edeceğiz" dedi.
Hatay Hayallerindeki araba kabusu oldu Hatay’da 2 yıl önce Opel marka araç satın alan depremzede Tülay Ateş’in hayalleri, aracının verdiği airbag arızası sonrası kabusa döndü. Aracının motorunun kendisinden habersiz değiştirildiğini iddia eden Ateş, Opel’den dönüş olmadığı gerekçesiyle süreci yargıya taşıdı. Kırıkhan ilçesinde yaşayan depremzede Tülay Ateş, hayalini kurduğu aracı 2023 yılının Nisan ayında Opel markasının Mocca modelinden 1 milyon TL’ye satın aldı. Aracını keyifle kullanan Ateş, bir süre sonra trafikte seyir halindeyken airbag arızasıyla karşı karşıya kaldı. Arızanın üst üste 5 kez yaşandığını ve aracın çekiciyle servise taşındığını ifade eden Ateş, aracını kilometre bakımı için servise götürdüğünde ise aracının motorunun kendisinden habersiz değiştirildiğini fark ettiğini ileri sürdü. İddiaya göre, kendisine verilen evraklarda ve muayene raporunda motor numarasının farklı olduğunu gören kadın durumu Opel’e anlatsa da çözüm bulamadı. Aracının değer kaybettiğini ve yaşadıkları karşısında hayallerinin yarıda kaldığını ifade eden Ateş, Opel markasından dönüş olmadığını, bunun üzerine süreci yargıya taşıdığını anlattı. "Benim Opel marka aracımda kaporta dışında; beyin, akü, şanzıman ve motorun tamamını değiştirmişler" Satın aldığı aracını airbag arızası için servise götürdüğünde kendisinden habersiz motorunun değiştirildiğini öne süren Ateş, "Hayalini kurduğum aracı 2023 Nisan ayında aldım. Aracım olan Opel Mocca’yı 1 milyon TL’ye aldım. Aracı aldıktan 4 ay sonra arızalar başladı ve yetkili servise götürdüm. Trafikte giderken airbag lambası yandı ve motoru durdurun uyarısı verdi. Arabayı durdurdum ve yetkili sevisi aradığımda gelip çekiciyle götürdüler. Bu olay 5 defa tekrarlandı. Airbag açmadı ama açtı uyarısı verdi. ’Arabanız düzeldi’ diye bana teslim ettiler. Arabanın kilometre bakımı geldiği için Opel’e götürdüm. Arabamın motorunu değiştirmişler. Benim aracımda kaporta dışında; beyin, akü, şanzıman ve motorun tamamını değiştirmişler. Opel markayı aradım ama arabasının arkasında durmuyor. Sürekli beni servise gönderiyor" dedi. "Opel’i tercih edip araba aldığım için çok pişmanım" Opel’i tercih ettiği için pişman olduğunu ifade eden depremzede Ateş, "Aracımı Opel’in Mocca serisinden aldım. Bu duruma çok üzülüyorum. Deprem bölgesindeyiz ve geliri yüksek biri değilim. Elimizde avcumuzda ne varsa bir araba aldım ama onu da Opel’e kurban veriyoruz. Elimdeki belgelere göre aracım Opel marka ama aracımın motorunu Fiat marka takmışlar. Bu durumu bana söylemediler, eve gelince evraklarda gördüm ve şoka uğradım. ’Opel yetkili servisi size dönecek, kayıtlarınızı oluşturduk’ diyorlar. Servis ’bizim buradan bir şey söyleme yetkimiz’ yok dedi. Sadece aracın motorundan dolayı bir kez dönüş sağladılar. ’Herhangi bir değer kaybı ve misliyle değişim hakkınız yok’ diyerek sürekli servise yönlendirdiler. Benim davam servisle değil, davam Opel markasıyla var. Opel’i tercih edip aldığım için çok pişmanım çünkü yaşamadığım haksızlık kalmadı. Bu aracın tamirine döktüğüm para bir araba fiyatında para koydum. Bu durum için çok üzülüyorum" ifadelerini kullandı.
Ankara Bayram tatilinin 8 gününde trafik kazalarında 72 kişi hayatını kaybetti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ramazan Bayramı tatilinde meydana gelen trafik kazalarında 8 günde 72 kişinin hayatını kaybettiğini, 8 bin 313 kişinin yaralandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bayram tatilinin 8’inci gününde 604 trafik kazası meydana geldiğini belirtti. Bu kazalarda 10 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 925 kişinin yaralandığını aktaran Yerlikaya, "Bayram tatilinin ilk 8 gününde (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi) maalesef 72 vatandaşımız hayatını kaybetti. 8 bin 313 vatandaşımız ise yaralandı" ifadelerine yer verdi. Dönüş yolculuğunda trafik kurallarına uyulması gerektiğine dikkati çeken ve bayram sevincinin acıya dönüşmemesi gerektiğini kaydeden Yerlikaya, bayram tatili boyunca Polis ve Jandarma Trafik ekiplerinin denetimlerini sürdürdüğünü aktararak, "Bayram tatilinin 8. günü 5 Nisan 2025 Cumartesi günü trafik ekiplerimizce; 594 bin 122 araç denetlendi. 22 bin 714 araca hız ve radar işlemi, 41 bin 73 araca ise diğer işlemler yapıldı. Lütfen aşırı hız yapmayalım, emniyet kemerimizi takalım ve araç kullanırken cep telefonu kullanmayalım. Bu mutlu günleri hüzne dönüştürmemek için trafikte dikkatli olalım. Yollar bizleri kavuşturmak için var, ayırmak için değil. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" paylaşımında bulundu.