YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 16:30

GÖKÇE BARAJI`NDA YÜZDE 89 DOLULUK

A
A
A
GÖKÇE BARAJI`NDA YÜZDE 89 DOLULUK

Yalova`nın su ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajı`nda yüzde 89 doluluk oranına ulaşıldı. Yağışlar sonrasında bu oranın sabit tutulabilmesi için su tahliyesine başlandı.
Gökçe Barajı son yağışlarla birlikte ideal kabul edilen yüzde 89 doluluk oranına ulaştı. Halen barajda 20 milyon 18 bin metre küp su tutulurken, bu oranın sabit tutulabilmesi maksadıyla saniyede 4.5 metre küp su tahliye edilmeye başlandı. Yağışların bitmesinin ardından baraj kapaklarının kapatılacağı ve barajın su seviyesinin 78.19 kodunda sabitleneceği öğrenildi.
Barajda tutulan suyun hiç yağış olmaması halinde bile yaz boyunca ilin ihtiyacına cevap vereceği belirtildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurulan şirket sayısı yüzde 12,2 azaldı 2024’ün ilk 10 ayında kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2 azaldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2024 yılı Ekim ayı kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. 2024’ün ilk 10 ayında, 2023’ün ilk 10 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 12,2 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 20,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 15 azaldı. 2024’ün ilk 10 ayında, 2023’ün ilk 10 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 21,2 kapanan kooperatif sayısı yüzde 0,3 artmış olup, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 32,7 azalış oldu. Kurulan şirket sayısında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 azalış oldu Ekim 2024’te, Ekim 2023’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 2,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 26,3 azalmış olup kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 10,1 arttı. Ekim 2024’te, kapanan şirket sayısı 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 8,6 kapanan kooperatif sayısı yüzde 7,1 oranında artmış olup kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 6,8 azalış oldu. Ekim 2024’te kurulan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 5,5 artış oldu Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 5,5 oranında artmış olup kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 7,2 kurulan kooperatif sayısı yüzde 4,8 oranında azaldı. Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 13,2 kapanan kooperatif sayısı yüzde 40 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 35,9 artış gerçekleşti. Ekim 2024’te tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti Ekim 2024’te kurulan toplam 11 bin 44 şirket ve kooperatifin yüzde 85,9’u limited şirket, yüzde 12’si anonim şirket, yüzde 2,1’i ise kooperatiftir. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 36,8’i İstanbul, yüzde 11’i Ankara, yüzde 5,8’i İzmir’de kuruldu. Bu ay tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti. Ekim 2024’te kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, bir önceki aya göre yüzde 27,4 oranında azaldı 2024 yılında toplam 94 bin 989 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 82 bin 14 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 66,1’ini, 10 bin 686 anonim şirket ise yüzde 33,9’unu oluşturdu. Ekim ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, Eylül ayına göre yüzde 27,4 oranında azaldı. Ekim 2024’te şirket ve kooperatiflerin 3 bin 728’i ticaret, 1635’i inşaat ve 1453’ü imalat sektöründe kurulmuştur. Ekim 2024’te kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; 578’i inşaat, 529’u toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 110’u imalat sektöründe. Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin; 880’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 362’si imalat, 274’ü inşaat sektöründe. Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 597’si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 223’ü inşaat, 145’i imalat sektöründe. Ekim 2024’te kurulan 236 kooperatifin 157’si konut yapı kooperatifidir Ekim 2024’te kurulan 236 Kooperatifin 157’si Konut Yapı Kooperatifi 39’u İşletme Kooperatifi, 11’i Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak kuruldu. Ekim 2024’te 639 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu Ekim 2024’te kurulan 639 yabancı ortak sermayeli şirketin 366’sı Türkiye, 29’u İran, 21’i Almanya ortaklı olarak kuruldu. Kurulan 639 yabancı ortak sermayeli şirketin 98’i anonim, 541’i limited şirketi. 2024 yılında kurulan şirketlerin 802’si belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret, 300’ü İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı ve 295’i İşletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 75,5’ini yabancı sermayeli ortak payını oluşturdu.
İstanbul İstanbul’da Topkapı Kaleiçi Meydanı yeniden hayat bulacak Fatih Belediyesi tarafından Topkapı Kaleiçi Meydanı, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan bir tasarım projesiyle yeniden hayata geçirilecek. 44 bin metrekarelik yeşil ve açık alanıyla İstanbullulara sunulacak projenin çalışmalarına başlandı. Proje hakkında konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, "2025’in yaz aylarında İstanbul ve Fatih yıllardır kent hafızasında olmayan yeni Topkapı Meydanı’na kavuşmuş olacak" dedi. Topkapı Kaleiçi Meydanı, İstanbul’un Bizans ve Osmanlı dönemlerinde stratejik bir kapı olarak işlev gören ve kentin giriş noktası olan tarihi bir alandı ancak günümüzde bu bölge uzun yıllardır otobüs depolama alanı olarak kullanılıyordu. 2022 yılında düzenlenen Kentsel Tasarım Yarışması ile bu alanın yeniden düzenlenmesi kararlaştırıldı. Yarışmada birinci seçilen proje ile Topkapı Kaleiçi Meydanı, İstanbul’un tarihi kimliğine uygun şekilde inşa edilecek. Topkapı Kaleiçi Meydanı’nın yeniden hayat bulacağı proje için çalışmalara başlandı. Kara Surları Millet Bahçesi projesi ile Topkapı Kapısı ve Yedikule Hisarı arasındaki 3.5 kilometrelik hattı kapsayan geniş bir yeşil alan sistemi oluşturacak. İstanbul Karasurları boyunca devam eden yeşil alan sadece tarihi mirası korumakla kalmayacak, aynı zamanda İstanbul halkına yeni bir kamusal alan sunacak. Bu sistemin başlangıç noktası olarak tasarlanan Topkapı Kaleiçi Meydanı hem tarihi dokuyu yansıtacak hem de modern yaşam alanlarına ev sahipliği yapacak. Öte yandan, projenin UNESCO Dünya Miras Alanı içinde yer alması bölgenin önemini daha da artırıyor. Yeşil ve kamusal alanlar İstanbul’a kazandırılacak Topkapı Kaleiçi Meydanı’nın yeniden düzenlenmesiyle birlikte İstanbul’a toplamda 44 bin metrekarelik yeni bir açık ve yeşil alan kazandırılacak. Bu büyük alanın bir parçası olarak mevcut Topkapı Parkı da tamamen yenilenerek meydanla bütünleşecek. Proje, şehir halkına yeşil alanlarda dinlenme, yürüyüş yapma ve çeşitli sosyal etkinliklere katılma imkanı sunacak. Fatih Belediyesi’nin girişimiyle hayata geçirilen proje Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TOKİ iş birliği çerçevesinde uygulanacak. Proje alanındaki ulaşım ve altyapı düzenlemeleri İstanbul’un büyük ulaşım ağları ile entegre şekilde planlandı. Sulukule Caddesi ve Topkapı Caddesi üzerinde yapılan trafik düzenlemeleri ile bölgedeki ulaşım ağının yeniden yapılandırılması hedeflendi. İETT peron alanlarının taşınması ve otobüs duraklarının yeniden düzenlenmesi Topkapı Kaleiçi Meydanı’nın kamusal açık alan olarak kullanımı açısından büyük önem taşıyor. Projenin 2025 yılı içerisinde tamamlanması planlanıyor. Bu tarihten itibaren İstanbul halkı tarihi mirasını koruyan, modern ve geniş bir yeşil alanda vakit geçirme imkanına sahip olacak. Topkapı Kaleiçi Meydanı şehrin tarihi ve kültürel değerlerini modern yaşamla buluşturan bir merkez haline gelecek. "İstanbul yıllardır kent hafızasında olmayan tarihi bir meydana kavuşacak" Çalışmalarına başlanan proje hakkında konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, "Fatih’imizin en müstesna alanlarından bir tanesi olan tarihi Topkapı Meydanı’ndayız. Yaklaşık 1995 yılından itibaren bu meydan, otobüslerin parklanma alanı olarak kullanılan bir yerdi. Dolayısıyla bu kent merkezinde bir karmaşa söz konusuydu. Yaptığımız ulusal yarışma neticesinde bir meydan projesi kazandı. Bunun uygulamasını yapmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Toplu Konut İdaremizle birlikte ihaleyi yaptırdık. Bunu gerçekten bir müjde olarak veriyorum. Bittiğinde İstanbullular ve Fatihliler çok kısa süre sonra görecekler. İstanbul yıllardır kent hafızasında olmayan tarihi bir meydana kavuşacak. Sadece bulunduğumuz alan içerisinde 20 bin metrekarelik bir kent meydanı oluşmuş olacak. Bu alanın tamamı trafiğe kapalı olurken, trafik etrafından dönecek. Etrafındaki binalar ise Kentsel Tasarım Projesi ile beraber kent meydanında bütünleştirilecek. Yıllardır önü kapalı olan bu meydana geldiğinizde sur duvarının da önünü açmış oluyoruz. Sur duvarı da meydana çıkmış oluyor. Buradaki otobüsler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT İşletme Müdürlüğü’ne de teşekkür ediyorum. Buradaki otobüsleri beraber çalışarak Surdışı’na aldık. Bu proje de aslında çok önemli. İnşallah çok kısa sürede yani 2025’in yaz aylarında İstanbul ve Fatih yıllardır kent hafızasında olmayan yeni Topkapı Meydanı’na kavuşmuş olacak. Çok farklı ağaçların ve etkinlik alanlarının olduğu, kültürel etkinliklerin de yapılabileceği, çevresindeki işletmelerin de burayla adapte olacağı tarihi kent merkezine kavuşacak. Proje aynı zamanda Karasurlar Millet Bahçesi ile uyumlu bir proje, birleşmiş olacak. 20 bin metre kent meydanı, bitişiğinde de 20 bin metre bir millet bahçemiz var. Toplam 40 bin metrekarelik alan bütünleşmiş olacak" ifadelerini kullandı.
İstanbul Avcılar’da depremden bir ay sonra yıktırılan cami, 5 yıldır akıbetini bekliyor İstanbul Silivri açıklarında 2019 yılında yaşanan 5.8 büyüklüğündeki depremde minaresi yıkılan, ardından ağır hasarlı olduğu için komple yıktırılan Avcılar Hacı Ahmet Tükenmez Camii’nin, ’yerinde yeniden yaptırılacak’ sözü verilmesine rağmen henüz inşaatına başlanmadı. Çevre sakini vatandaşlar ise caminin yeniden yapılacağı günü beklerken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçimden birkaç hafta sonra caminin temelinin atılacağını söylemişti. Silivri açıklarında 5 yıl önce meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremde, Avcılar’da E-5 kenarında bulunan 40 yıllık Hacı Ahmet Tükenmez Camii’nin minaresi yıkılmıştı. Minaresi yıkılan camiye yapılan incelemenin ardından ağır hasarlı raporu verilmişti. Birkaç ay içerisinde komple yıkılan caminin yerine yenisi yapılacağı söylenirken aradan geçen 5 yıllık sürede henüz bir çalışma yapılmadığı görüldü. Yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekiplerince çevresi ‘Hacı Ahmet Tükenmez Camii İnşaatı’ yazısı ve model fotoğraflı bariyerlerle çevrilen camide bir çalışma ise başlamadı. Öte yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise caminin temelinin 2023 yılında yaptığı açıklamada seçimlerinden 2-3 hafta sonra temelinin atılmaya başlanacağını söylemişti. Caminin yerine yenisini yapılmasını isteyen vatandaşlar ise çalışmaların bir an önce başlamasını beklediklerini ifade etti. Çevre sakinlerinden Tayfun Telli isimli bir vatandaş, “Tekrardan yapılması güzel olur aslında. Ben burada esnafım bir proje çizilsin buraya cami yapılsın. 4-5 sene oldu. İyi hatırlıyorum burada minaresi düştü. O zamanda bakanlar falanda gelmişti. Buraya yeniden güzel bir cami yapılmasını istiyoruz. Merkez camisi de bayağı aşağıda kalıyor. İnsanların namaz kılması zor oluyor” dedi. Muzaffer Şahin isimli bir diğer vatandaş ise, “Buradaki cami halen yapılmadı. Ben burada oturmuyorum ama buradan geçtikçe görüyordum camiyi. Minaresinin yıkıldığını da görmüştüm. Cami olmadığı zaman yani Müslüman insanlar olarak bir noksanlık hissediyoruz. Artık yapılsa iyi olur o kadar gelen geçen insan var. Namazını kılar insanlar” diye konuştu.
İstanbul Dr. Ralph A. DeFronzo: “Diyabet ilaçlarının obezite tedavisinde kullanımı, mutlaka hekim gözetiminde olmalı” Diyabet araştırmalarında dünya çapında öncü olan Houston Texas Sağlık Bilimleri Merkezi Diyabet Bölümü Başkanı Dr. Ralph A. DeFronzo, İstanbul Atlas Üniversitesi’nde verdiği konferansta Tip2 diyabetin kontrolü ve tedavisinde son gelişmeleri değerlendirdi. Son yıllarda en çok tartışılan konuların başında gelen diyabet ilaçlarının zayıflama yöntemi olarak kullanılmasını ve etkilerini değerlendiren DeFronzo, bu ilaçların kullanımının mutlaka hekim gözetiminde olması gerektiğininin altını çizdi. DeFronzo, “Bu ilaçların obezite tedavisinde kullanımı, dikkatli bir değerlendirme ve bireysel sağlık durumu göz önünde bulundurularak yapılmalıdır” dedi. Diyabet araştırmalarının öncü ismi Dr. Ralph A. DeFronzo, İstanbul Atlas Üniversitesi Vadi Kampüsü’nde isminin verildiği oditoryumda “Diyabetin Geleceği: İnsülin Direncinden Modern Tedavi Yaklaşımlarına” başlıklı konferansta Tip2 diyabetin kontrolü ve tedavi yaklaşımlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Tip2 diyabetin kontrolü ve tedavisinde kullanılan metmorfinin kan şekeri üzerindeki etkilerine değinen Dr. Ralph A. DeFronzo, diyabet hastalarıyla yapılan çalışmalardan örnekler vererek uygulanan tedavi sonuçlarını değerlendirdi. Tip2 diyabet hastalarının sadece yüzde 15-20’sinde kardiyovasküler veya böbrek hastalığının olduğunu belirten DeFronzo, böbrek yetersizliği ve kalp yetersizliğinin birlikte olduğu ve birbirini etkilediği kardiyorenal metabolizma sendromunda kombine tedavi uygulamalarının önemini vurguladı. Ülkemizde diyabetli oranı neden yükseliyor Ülkemizde ve dünyada diyabet artışının nedenlerinin sorulduğu Dr. DeFronzo, “Diyabetin artışının başlıca nedenleri arasında genetik yatkınlık, obezite, fiziksel aktivite eksikliği ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının olmaması yer alır. Özellikle fast food tüketiminin artması, işlenmiş gıdaların yaygınlaşması ve şekerli içeceklerin tüketimi, insülin direncinin artmasına ve dolayısıyla diyabetin yaygınlaşmasına yol açmaktadır” diye konuştu. Çocuklar ve gençlerde diyabet artışı Çocuklar ve gençlerde diyabetin artışının, obezite oranlarının yükselmesi ve hareketsiz yaşam tarzıyla ilişkili olduğunu vurgulayan Dr. Ralph A. DeFronzo, “Ayrıca genetik faktörler ve çevresel etmenler (örneğin beslenme alışkanlıkları) de önemli rol oynamaktadır. Erken yaşta başlayan insülin direnci, diyabetin gelişiminde belirleyici bir faktördür” uyarısında bulundu. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri teşvik edilmeli Dünya genelinde diyabetin önlenmesi için alınabilecek önlemleri değerlendiren DeFronzo, “Diyabetin önlenmesi için sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri teşvik edilmelidir. Bu, düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, kilo kontrolü ve düzenli sağlık taramaları ile sağlanabilir. Ayrıca toplumda diyabet farkındalığını artırmak ve eğitim programları düzenlemek de önemlidir” diye konuştu. Erken teşhis ve önleyici tedbirler diyabetin etkilerini azaltabilir Dr. Ralph A. DeFronzo, “Diyabetin gelecekte tamamen ortadan kalkması mümkün olabilir mi?” sorusu üzerine “Diyabetin tamamen ortadan kalkması, zorlu bir hedeftir ancak erken teşhis ve önleyici tedbirlerle hastalığın etkileri azaltılabilir. Genetik faktörler nedeniyle bazı bireyler risk altında olsa da yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabetin gelişimi önlenebilir veya geciktirilebilir” yanıtını verdi. Diyabet ilaçları doktor gözetiminde kullanılmalıdır Son yıllarda en çok tartışılan konuların başında gelen diyabet ilaçlarının zayıflama yöntemleri ve üzerindeki etkilerini de değerlendiren Dr. Ralph A. DeFronzo, bu ilaçların mutlaka hekim gözetiminde olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Diyabet ilaçları, özellikle GLP-1 agonistleri ve SGLT2 inhibitörleri, kilo kaybı üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Ancak bu ilaçların kullanımı, doktor gözetiminde olmalıdır. Yan etkileri arasında gastrointestinal rahatsızlıklar, hipoglisemi ve böbrek sorunları yer alabilir. Bu ilaçların obezite tedavisinde kullanımı, dikkatli bir değerlendirme ve bireysel sağlık durumu göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.” Dr. DeFronzo’nun diyabet alanındaki çığır açan çalışmaları, insülin direnci ve metabolik sendromun diyabet üzerindeki etkilerini anlamak için temel bilgiler veriyor. DeFronzo, bireylerin sağlık durumlarına yönelik kişiselleştirilmiş yaklaşımlar geliştirmenin kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Engin Gülal’ın plaket takdim ettiği Dr. Ralph A. DeFronzo, akademisyenlerle beraber hatıra fotoğrafı çektirdi.
Ankara 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli iş yerleri İSG hizmetini kendileri üstlenebilecek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürürlüğe koyulması planlanan düzenleme ile 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli iş yerleri, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirme yerine iş sağlığı ve güvenliği (İSG) görevini üstlenebilecek. Geçmiş yıllarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar neticesinde 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıftaki iş yerlerinin işverenleri veya işveren vekilleri, Anadolu Üniversitesi’nden eğitim alarak kendi iş yerlerinde İSG hizmetlerini yürütebiliyordu. Edinilen bilgilere göre yeni düzenleme ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmayla 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıftaki iş yerlerinin işverenleri veya işveren vekilleri, Anadolu Üniversitesi’nden eğitim alarak kendi iş yerlerinde İSG hizmetlerini üstlenebilecek. Yıl sonunda yürürlüğe girmesi planlanan ve çoğunlukla esnafları ilgilendiren düzenlemeyle iş yerlerinin İSG hizmetlerini kendilerinin üstlenebilmeleri için almaları gereken eğitimlerin daha kolay ve ulaşılabilir olmasına yönelik çalışmalar da Bakanlık tarafından sürdürülüyor. Bununla birlikte 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli iş yerleri için bu kolaylığa ilave olarak daha toplu bir çözüm için de çalışılıyor. Bu çerçevede çalışan eğitimleri, sağlık gözetimleri, işveren vekili eğitimleri gibi birçok konuda da hem dijitalleşme hem de standartlaşmayı sağlayacak adımların atılması hedefleniyor.