GENEL - 09 Nisan 2012 Pazartesi 18:38

VAN`IN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

A
A
A
VAN`IN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Van Valisi Münir Karaloğlu, "Hepimizin ortak paydası Van olmalıdır. Van`ı ve Erciş`i deprem öncesinden daha yaşanılabilir, daha çağdaş normlara uygun hale getirmemiz için elbirliğiyle çalışmamız lazım" dedi.
Van`da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan depremlerin ardından hasar gören kamu kurum ve kuruluşlarının yapılacağı yerler düzenlenen bir toplantı ile ele alındı. Van Valisi Münir Karaloğlu Başkanlığı`nda İl Özel İdaresi`nin İl Emniyet Müdürlüğü`nün yanında bulunan A Kampüsü`nde yapılan toplantıya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Uzun ile kamu kurum ve kuruluşların daire amirleri katıldı.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan Müsteşar Yardımcısı Uzun, yaşanan depremlerin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak Van`ın jeolojik haritasını çıkarmaya çalıştıklarını belirtti. Van`ın şuan imara kapalı olduğunu da hatırlatan Uzun, "Biz Van`ın jeolojik haritasını çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun hazırlamak içinde önümüze mayıs ayının sonuna kadar bir hedef koyduk. İnşallah jeolojik haritalarımızı bitirir bitirmez yerleşime uygun olan alanların açılması için gereken talimatı vermiş olacağız.
Yani belediyeler ile beraber çalışıyoruz. Gerek Van Belediyesi gerekse Erciş Belediyesi ile beraber çalışıyoruz. Çünkü daha önce oraları planladık. Ayrıca bilindiği gibi iller bankası da Van şehir merkezinin içme suyu kolektör hattı yenileme ve konteynır kentlere şebeke bağlantıları ihalelerini tamamlanmıştır" dedi.
"VAN İÇİN DE ÖNÜMÜZDE BİR FIRSAT VAR"
Van Valisi Münir Karaloğlu ise, 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde yaşanan depremlerden sonra Van şehir merkezi ile Erciş ilçesinde hem vatandaşın kullanmış olduğu konutlar hem de kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarının büyük oranda hasar gördüğünü ifade etti. Yapılan hasar tespit çalışmalarının tamamlandığının da belirten Vali Karaloğlu, yapılan itirazlardan sonra ikinci incelemelerin de tamamladıklarını söyledi. Vali Karaloğlu, "Fakat orta hasarlı binalarla ilgili biz özellikle güçlendirmeye değer
olup olmadığıyla ilgili 3 üniversite ile ortak bir protokol yapmıştık. Onlar da bugün itibariyle raporlarını bizlere teslim ettiler. İnşallah hafta içerisinde veya en geç hafta sonuna doğru bizim bilgilerle karşılaştırdıktan sonra vatandaşımıza ilan edeceğiz. Deprem bir felaket, bir krizdir. Ama her kriz her felaket kendi fırsatını içinde barındırır. Krizi iyi yönetirseniz, iş birliğini iyi sağlarsanız, şehirler için bir fırsat oluşturur. Şimdi Van için de önümüzde bir fırsat var. Nedir bu fırsatlar hem Van
merkezi hem de Erciş ilçesinin yeniden şekillendirme, yeniden kurma, deprem öncesi var olan sorunlarımızdan kurtulma fırsatımız var" dedi.
"ORTAK HEDEFİMİZ VAN OLMALIDIR"
Herkesin ortak hedefinin Van olması gerektiğini de altını çizen Vali Karaloğlu, "Bu salondaki kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri, belediyelerden gelen arkadaşlarımız, Bakanlığı temsil eden bürokratlarımız ve AFAD Başkanlığı`ndan gelenler hepimizin ortak paydamız Van olmalıdır. Van`ı ve Erciş`i deprem öncesinden daha yaşanılabilir, daha çağdaş normlara uygun hale getirmemiz için elbirliğiyle çalışmamız lazım. Bunu yaparken de kurumumuzun geleceği, kurumumuzda çalışanların geleceği veya biz şahsı
çıkarlarımızı düşünmemeliyiz. Gerçekten böyle bir fırsatı yakalamışken, bundan 20 veya 50 yıl sonra dönüp bu şehre geldiğimiz zaman ya bu şehir yeniden yapılanırken, bizim de bu çorbada tuzumuz oldu demeliyiz. Bunu gururla söyleyebileceğimiz bir tablo oluşturmamız lazım. Bu bir fırsattır. Bu fırsat bir şehre her halde 500 senede bir ancak gelir. Onun için yapılan bu çalışmaları ben çok önemsiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın kurulmuş olması bu konularda son derece yetkin arkadaşların bu işin
başında olmasını bir fırsat olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
"HERKES `SENİM ŞEHRİM` DEMELİ"
Toplantıda kamu kurum ve kuruluşların yer tahsisi konusunda daha önce alınan taleplerinin olduğunu vurgulayan Vali Karaloğlu, o taleplerin ne kadar karşılanıp karşılanmadığına bakacaklarını kaydetti. Vali Karaloğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama hiçbir arkadaşım benim kurumum demesin. `Benim şehrim` desin. Yeni Van desin. Her kurumun ihtiyacı olduğu kadar alan verileceğiz. Ama şurası olsun, şehre yakın olsun, benim adamım üşür orası dağ başı demesin. Yeniden bir şehri kuruyoruz. Buna hepiniz katkı verin. Arkadaşlar şehirlerde esas planlayıcı kurumlar belediyelerdir. Hem Van hem de Erciş belediyelerimiz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile protokoller yaparak, ortak çalışıyorlar. Bu bir şanstır."
Van ve Erciş ilçesinde özellikle ticaretin ve ekonominin çok yoğun olarak işlediği alanların büyük bir bölümünün imara kapalı olduğunu anlatan Vali Karaloğlu, sıkça karşılaştıkları soruların başında ise `Bu şehir ne zaman imara açılacaktır` geldiğini belirtti. Vali Karaloğlu, "Ama biz bu şehrin imarını 1 sene kapalı bırakırsak korkarım ki şehirde ekonomik olarak ciddi zorlanırız. Tekrar şehri toparlarken zorlanırız. Onun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız şuanda başlatmış olduğu jeolojik etüt ve
jeolojik haritalar noktasında bundan sonra oluşacak imarla ilgili çalışmasını mayıs ayının sonunda belediyelerimize teslim edecek. İnşallah belediyelerimiz de Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile koordineli bir şekilde özellikle benim arzum merkez mahallelerinin öncelenmesidir. Ekonominin çok yoğun olarak dolaşımlı olduğu insanların özellikle iş yapmak için acele ettiği merkez alanları biran önce imara açmamız lazım" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Sıcaktan bunalan gençler havuzlarda serinliyor Kilis’te hava sıcaklığının etkisini göstermesiyle birlikte gençler çareyi havuzlarda yüzerek serinlemekte buluyor. Hava sıcaklığının 38 dereceye kadar yükseldiği Kilis’te kavurucu sıcaklar etkisini göstermeye başladı. Kent merkezinde sıcaktan bunalan gençler, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı havuzlarda yüzerek serinliyor. Gençler bir yandan yüzmeyi öğrenirken bir yandan da serinlemeye çalışarak, havuzun tadını çıkarıyorlar. Hava sıcaklıklarının etkisini göstermesiyle birlikte serinlemek için gelen gençlere yüzmeyi öğreterek güzel zaman geçirdiklerini söyleyen Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Yarı Olimpik Yüzme Havuzu Tesis Amiri Fatih Şahin, ‘’38 ile 40 dereceyi bulan sıcak havalarda havuza gelen öğrencilerle birlikte güzel zaman geçirerek, hem yüzmeyi öğretiyoruz hem de çok güzel havada serinliyoruz. Bir günde yaklaşık olarak bin öğrenciye burada yüzme dersi veriyoruz. Her seans da 100 öğrenci alıyoruz ve 25 öğrenciye bir antrenör ve cankurtaran ile görevlendiriyoruz. Düzenli olarak havuzun temizliği her gün yapılıyor. Yarı olimpik yüzme havuzunda 16 hafta eğitim alan öğrenci yüzmeyi öğreniyor. Eğitim bittikten hemen sonra ise yetenekli öğrencileri performans gruplarına dahil ederek lisanlı spor yapıyoruz’’ dedi. Sıcaktan bunaldığı için yüzmeye geldiğini ve havuzu .ok beğendiğini söyleyen Arda Özdemir, ‘‘ Havalar çok sıcak evde çok sıkılıyorum. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı havuzların çok temiz olduğunu bildiğim için derslere biraz ara vererek buraya serinlemeye geldim. Burada hem yüzmeyi öğreniyorum hem de güzel vakit geçiriyorum’’ diye konuştu.
Antalya POYD Başkanı Saatçioğlu: “Antalya’ya 30 Haziran itibariyle 6 milyon 200 bin kişi geldi” Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, Antalya’ya 30 Haziran tarihi itibariyle 6 milyon 200 bin kişinin geldiğini söyledi. Başkan Saatçioğlu, 30 Haziran 2024 tarihi itibarı ile 6 Milyon 200 bin kişinin Antalya’ya geldiğini ancak bu sayının otellerdeki doluluklara yansımadığını söyledi. Bunun sebeplerini araştırdıklarını belirten Saatçioğlu, Antalya için oldukça önemi olan, düşük sezonların dostu olarak nitelendikleri FTI’nin iflası sonrası bu tur operatörünün yerini kimin alacağını bilemediklerini ve bunun da kendileri için büyük bir soru işaret olduğunu söyledi. Antalya Havalimanındaki gecikmeleri ve yoğun trafiği de değerlendiren Saatçioğlu, bu durumun turizmciyi zor durumda bıraktığını ve bir an önce de çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti. “Antalya’ya 30 Haziran itibariyle 6 milyon 200 bin kişi giriş yaptı” Saatçioğlu, “Biliyorsunuz sezon başında, ciddi bir erken rezervasyon aldık. Bu dönem, otellerin dolulukları sezonun çok daha yoğun geçecek umudu doğmuştu. Özellikle ITB Berlin Fuarı’nda ciddi bir beklenti içine girdik. Rezervasyonlarda çok güzel bir akış oldu ama bu dönem, Avrupa Futbol Şampiyonası’nın da bize eksi göstereceği bir rezervasyon bekliyorduk zaten. Şu anda Antalya’ya 30 Haziran itibariyle 6 Milyon 200 bin kişi girişi olmuş. Tabi bunların hepsinin turist olduğunu düşünmüyorum. Çünkü aynı oranda doluluklarımıza yansımadı. Şunu unutmamız lazım ki, özellikle pandemiden sonra Antalya bölgesinde yaklaşık 108 bin konut satıldı. Bu konutları alanların birçoğu vatandaşlık için de başvurdu. Bu yüzden tatil amaçlı buralara geliyorlar. Onları da bir turist olarak görebiliyoruz. O yüzden bu sayılara muhtemelen yansımadı diyebiliriz. Geçen seneye göre baktığımızda yüzde 13’lük bir artış var, buda 700 bin yolcu yapar. 700 bin yolcu 350 bin oda yapıyor. Birçoğu muhtemelen hu sebepten dolayı otellerimize yansımadı diye düşünüyorum.” Saatçioğlu sözlerine şöyle devam etti: “FTI’nın son dakika sezon öncesi böyle bir durum yaşaması bizim için çok üzücü oldu. Çünkü FTI bizim için kötü gün dostu diyebiliriz. Özellikle kış aylarında çok ciddi bir şekilde Antalya bölgesine rezervasyon yağdıran bir acenteydi. Yıl içinde yaklaşık 1 milyon rezervasyondan bahsediyoruz. Tabi bu rezervasyonların başka tur operatörlerine kaydığını düşünürsek, o insanların bir kısmı Antalya’ya gelecektir. Ama bizi esas düşündüren olay, kış aylarında FTI’nin yerini kim alacak? O bizim için şu anda en büyük soru işareti. Biliyorsunuz, Thomas Cook’ta zamanında battı. Ama Thomas Cook sezon sonunda batmış olması birçok insanı çok çok zor durumda bıraktı. Bu durum otelleri hatta iflas derecesine kadar götürmüştü. FTI’nin sezon öncesi bu durumu yaşamış olması bir taraftan bizim için sevindirici, bir taraftan çok da üzücü. Çünkü olmaması gereken, Türkiye’yi seven , konsantre olmuş olan bir tur operatörü olduğu için şu anda böyle bir sıkıntı ile kaşı karşıyayız.” “Gecikmeler, yoğun trafiğin yaşanıyor olması turizmciyi çok zor durumda bırakıyor” Satç,oğlu, Antalya Havalimanı’nında yaşanan son günlerdeki bu gecikmeler, yoğun trafiğin yaşanıyor olmasının turizmciyi çok zor durumda bıraktığını kaydederek, “Dört saatlik uçuştan sonra, misafirlerin Antalya havaalanından geçtikten sonra otellerimize gelmesi çok ciddi sıkıntı ile beraberinde getiriyor. Çünkü otele gelen misafir hemen odasını çok hızlı bir şekilde istiyor. Tahammül dereceleri çok azaldı. Bu sebepten dolayı sıkıntılı saatler yaşıyoruz. Bu tabi yurt dışındaki basında da yer alıyor. Bu da çok üzücü bir olay. Geçmişten gelen sorunun yetkililer tarafından erteleyerek çözmemeleri, bugüne kadar beklemeleri ve sezon ortasında patlak vermesi, yetkililerin yeterince konuya duyarlı olmadıklarını göstermektedir. Umarım en kısa zamanda kuledeki çalışan arkadaşların özlük haklarının olması gereken şekilde bir seviye getirilmesi çok önemli. Aksi takdirde bu şekilde devam ederse, büyük sıkıntılar yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı.