EĞİTİM
Uzmanından öğrencilere sınavlara dair tavsiyeler 04 Mayıs 2024 Cumartesi - 13:24:13 Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere internet üzerinden özel ders alma imkanı sunan eğitimci ve tarih öğretmeni Bilal İbrahim Bacaksız, yaklaşan sınavlar öncesinde stres yapan aday ve ailelerine tavsiyelerde bulunarak, başarılı sonuçlar için neler yapılması gerektiğini anlattı. Eğitim-öğretim döneminin son aylarına girilmesiyle birlikte, genellikle yaz aylarında yapılan Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ve Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) tarihleri yaklaştı. Büyük umutlarla hazırlanılan sınavlara çok az bir süre kalmasıyla adayların heyecanları artarken, kaygı ve stres de arttı. Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere eğitim ve kurs alma imkanı sunan Bilal İbrahim Bacaksız, adaylara ve ailelerine tavsiyeler verdi. Çevrimiçi bir şekilde öğrencilere verdiği eğitimlerde sınavlara çalışmanın yanında sınav stresiyle nasıl başa çıkılması gerektiğini de öğretmeye gayret ettiğini belirten Bacaksız, zaman yönetimi, günlük aktiviteler ve sınava son hazırlık konularında neler yapılması gerektiğini anlattı. Zamanın iyi yönetilmesiyle birlikte başarılı sonuçlar geleceğinin altını çizen Bacaksız, “Önümüzdeki süreçte Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)var ve adaylarımız için kısa bir süre kaldı. Bize en yakın olan sınav haziran ayında yapılacak (YKS) ama temmuz ayında da Lisans KPSS ve sonrasında da Önlisans KPSSve Ortaöğretim KPSS sınavları da var. Bundan birkaç gün sonra da Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (EKPSS) olacağını göreceğiz. Açıkçası öğrencilerimizdeki stres durumu bu süreçte birazcık artıyor. Aslında sene başında aldığımız 17 yaşındaki çocuklar bir yılın ardından 70 yaşında gibi oluyorlar. Hal böyle olmasıyla birlikte hem öğrenciye hem de aile ve çevrelerine dayalı olarak çocuklarımızın stres durumu artıyor. Ögrencilerimiz bu stresle başa çıkmak için bu sınavdan korkmasınlar. Stres yapmaları çok normal, sonuçta bu yıl veya önümüzdeki yıl yapacakları tercih ömür boyu onlarla beraber olacak. Lakin şöyle bir gerçek var bu sadece bir sınav ve önümüzdeki süreçte eğer zamanı iyi yönetmeyi başarırlarsa eminiz ki çok güzel sonuçlar çıkacaktır” dedi. “Haftanın bir gününü kendilerine ayırsınlar” Sınav stresiyle başa çıkmanın yollarını anlatan eğitimci Bilal İbrahim Bacaksız, günlük ya da haftalık aktivitelerin değiştirilmemesi gerektiğininin altını çizdi. Sınavlara girecek adayların rutinlerini bozdukça kaygı ve stres yaptıklarını ifade eden Bacaksız, “Bana kalırsa ögrencilerimiz rutinlerinden kopmasınlar. Bu süreçte öğrencilerde ‘ona saldırayım, bu soruyu çözeyim, bu konuyu da halledeyim’ gibi yaklaşımlar oluyor. Artık çalışma süresi biraz geride kaldı, bana kalırsa ögrencilerimizin yapması gereken şey performans denemeleri çözmeleridir. Daha çok deneme üzerine. Örneğin sınav süresi 165 dakika ise bu süreçte öğrenciler lütfen deneme sınavları çözsünler. Deneme üzerine yönelsinler. ‘Ben 165 dakikalık sınav süresini nasıl yetiştirebilirim?’ sorusunun cevabını 160, 150, 130 dakikaya çekmeye çalışarak bulsunlar. Sınav saati kaçtaysa sabah o saatte otursunlar ve sınav sisteminde nasıl bir durumdalarsa o durumda bolca deneme çözsünler. Sadece ders çalışma rutini ile alakalı bir durum değil, öğrencimiz evladımız örneğin spora gidiyor ise, bu düzenini bozmasın. Naçizane tavsiyem haftanın bir gününü kendilerini ayırmalarından yönünde olacaktır” şeklinde konuştu. “Kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler” Sınavlara girecek olan adayların çevrelerinden ve yakınlarından çok fazla etkilendiklerini belirten Bilal İbrahim Bacaksız, ailelerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Sınavlar yaklaşırken yapılması gerekenleri yeniden hatırlatan Bacaksız, şöyle konuştu; “Aileler için de bir şeyler söylemek istiyorum, tabii ki evlatlar ailelerin en değerli varlıkları fakat ailelerimiz lütfen kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler. Bıraksınlar, çocuklar hiç değilse haftada bir nefes alsınlar. Şu da var, haftada bir gün kendilerine zaman ayırıp nefes alırken, geri kalan 6 günde gerçekten performanslı bir şekilde ders ya da kendi ödevleri ile geçirebilsinler. Geriye kalan süreçte ogrencilerimiz ne yapabilir? Önceki yılların soruları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından paylaşılıyor. Dediğim gibi deneme sınavlarının dışında mümkün olduğunca yıl yıl kendilerini deneme sınavlarına soksunlar. Yani 2023, 2022, 2021 gibi hiç değilse 10 yıllık soruların tamamını çözsünler. Ayrıca sayısal, eşit ağırlık ya da sözel ögrencilerimiz eğer kendi branş konularını ve derslerine hallettilerse geriye kalan 1 ayda diğer derslere yönülebilir. Çünkü sınavda çözeceğimiz her soru bizi öne taşıyacaktır. yapabildikleri kadar ve çözebilecekleri kadar soruyu çözerlerse onların yararına olacaktır.”
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 13:09 BUÜ Veteriner Fakültesi’nde 46. yıl coşkusu Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Veteriner Fakültesi, kuruluşunun 46. yılını akademik ve idari personel ile öğrencilerin katıldığı büyük bir organizasyonla kutladı. Çok sayıda yarışmanın yapıldığı ve ödüllerin dağıtıldığı etkinlik, özellikle öğrenciler için unutulmaz anlara dönüştü. Görükle Kampüsü içerisinde başlatılan kutlama törenlerinde ilk olarak “Geleneksel Süt Koşusu” düzenlendi. Veteriner Fakültesi çiftliğinden start alan ve Hayvan Hastanesi önünde son bulan koşunun ardından Programın sonunda emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Ceylan’ın yazdığı ve okuduğu Veteriner Fakültesi Marşı izleyenleri duygulandırdı. Gün boyu devam eden etkenliklerde daha önce elemeleri yapılan satranç turnuvası, futbol turnuvası, oryantiring ve bilgi yarışmasının finalleri gerçekleştirilerek dereceye girenlere madalyaları takdim edildi. Öğrenciler, öğle yemeğinin ardından düzenledikleri halat çekme, okçuluk ve Veteriner Fakültesine özgü ‘’yoğurt yeme yarışması’’ gibi çeşitli oyunlarla eğlenceli vakit geçirdi. Organizasyon, akşamüzeri gerçekleştirilen açık hava sinemasında film gösterimiyle son buldu. Etkinlikler hakkında açıklamada bulunan Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Şenlik, 1978-1979 Eğitim-Öğretim yılında 46 öğrenci ile eğitim-öğretime başlayan Fakültenin bugün Türkiye genelinde en ileri seviyede mesleki eğitim veren yükseköğretim kurumuna dönüştüğünü vurguladı. Düzenledikleri kutlama töreniyle birlikte öğrencilere BUÜ Veteriner Fakültesi mensubu olmalarının ayrıcalığını hissettirdiklerini aktaran Dekan Şenlik, “Gün boyunca düzenlediğimiz organizasyonlara yoğun bir katılım oldu. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve emekli hocalarımız ile çok sayıda öğrencimizi ağırladık. Hepsi de mutlu oldu ve gururlandı. Bu vesileyle kuruluşundan günümüze kadar fakültemizde görev yapmış olan tüm Dekanlarımıza, Öğretim Üyelerimize, Araştırma Görevlilerimize, Doktora Öğrencilerimize ve İdari Personelimize hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bundan sonra hep birlikte daha çok çalışarak fakültemizi daha ileriye taşıyacağız” dedi.
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 12:59 Aliağa’nın tarihi ve doğası TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda renklendi Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda, Aliağa’nın tarihi ve doğal güzellikleri öğrenci projeleriyle buluştu. Fuarın açılışını, Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, İlçe Milli Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz ile Kurum Müdürü Pınar Kavuştu yaptı. Proje yürütücüsü Dr. Özlem Yıldız, fuarda kültürel miras, oyun ve oyunlaştırma, biyoçeşitlilik temalarında 14 projenin öğrencilerin yoğun emekleriyle hazırlandığını söyledi. Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, fuarda sergilenen projeleri tek tek inceleyerek öğrencilerden bilgiler aldı. Aliağa tarihi, çini tabaklarda yaşadı Öğrenciler tarafından hazırlanan projeler arasında otsu bitkiler kataloğu, tıbbi aromatik bitkiler gibi projelerin yanı sıra Aliağa kenti ve tarihi ile ilgili birçok proje de yer aldı. Aliağa’nın antik kentlerine ait çini tabak tasarımları büyük ilgi gördü. Dijital oyun ve kutu oyunları gibi tasarım projeleri de fuarda öne çıkanlar arasındaydı. Görsel sanatlar atölyesi öğrencilerinin mitolojik simgeler içeren akrilik boya çalışmaları da sergilendi. Fuar kapsamında piyano eşliğinde doğaçlama müzik konseri de gerçekleştirildi. TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı, 2 gün boyunca Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde ziyarete açık olacak.
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 12:54 Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 12:51 Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu. (YE-
GAÜN’de “1. Ulusal Bahar Sempozyumu” düzenlendi
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 11:38 GAÜN’de “1. Ulusal Bahar Sempozyumu” düzenlendi Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Diş Hekimliği Fakültesi tarafından hazırlanan “1. Ulusal Bahar Sempozyumu” düzenlendi. GAÜN Atatürk Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmasını yapan GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Uğur Aydın, sempozyum hakkında bilgi vererek bu tür etkinliklerin güncel mesleki becerilerin edinmesinde önemli olduğunu belirtti. Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerine bu tür etkinliklere katılma tavsiyesinde bulunan Prof. Dr. Uğur Aydın, “Hekimlik mesleği hayat boyu öğrenmeyi gerektiren bir meslek grubudur. Dolayısıyla bu tür bilimsel etkinlikler bilgi ve becerilerimizi güncellemek adına çok değerlidir. Mümkün oldukça buradaki güncel bilgileri edinerek mesleki yaşantınızı geliştirin hayat boyu öğrenin. Çalışmalarıyla ve projeleriyle kendisini ulusal ve uluslararası arenada çok güzel bir konuma getirerek bu konularda çok tecrübe kazandı, önemli mesafeler kat eden Doç. Dr. Derya Gürsel Sürmelioğlu, bilgi ve tecrübesiyle bu sempozyumu düzenlememizde katkı sağladı ona ve diğer arkadaşlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Gaziantep Diş Odası Başkanı Yücel Özbaş ise GAÜN Diş Hekimliği Fakültesiyle önemli işler yaptıklarını belirterek, etkinliğinde düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Açılış konuşmaları sonrası farklı üniversitelerden katılım sağlayan akademisyenle sunumları gerçekleştirdi.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi 2024 yılının ilk patenti Türk Patent Kurumu tarafından tescil edildi
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 11:22 Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi 2024 yılının ilk patenti Türk Patent Kurumu tarafından tescil edildi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi “Fikri ve Sınai Haklar” alanı ile ilgili son yıllarda gerçekleştirdiği yoğun çalışmalar sonucunda patent ve faydalı modellerle ilgili başarılı sonuçlar elde ediyor. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda başarıyla tamamlanan “Batı müziği teori ve uygulaması dersinde armonik küp materyali destekli öğretimin öğrencilerin erişi düzeylerine etkisi” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilen "Armoni Eğitiminde Kullanılmak Üzere Küp”e ilişkin patent başvurusu, Türk Patent Kurumu tarafından tescil edildi. Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığıyla 30 Kasım 2022 tarihinde Türk Patent Kurumu’na başvurusu yapılan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalı öğrencisi Sait Murat Oğuz’un Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehtap Aydıner Uygun danışmanlığında tamamlamış olduğu “Batı müziği teori ve uygulaması dersinde armonik küp materyali destekli öğretimin öğrencilerin erişi düzeylerine etkisi” başlıklı yüksek lisans tezinden ürettiği "Armoni Eğitiminde Kullanılmak Üzere Küp”e ilişkin patent başvurusu Türk Patent Kurumu tarafından 30 Nisan 2024 tarihinde tescil edildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, öğretim üyesi ve öğrenciyi tebrik ederek ülkemize ve üniversitemize değer katacak patent ve markalaşma faaliyetlerine verilen desteğin artarak devam edeceğini ifade etti. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi araştırma çıktılarının katma değerli ürüne ve markaya dönüştürülmesinin çok kıymetli olduğunu belirten Rektör Uslu, bu çerçevede Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla çok önemli çalışmaların da yürütüldüğünü, birçok alanda öncü olan üniversitenin kısa zamanda çok önemli patent ve markalaşma çalışmalarıyla adından daha fazla söz ettiren bir yükseköğretim kurumu olacağını belirtti.
DPÜ Tavşanlı Meslek Yüksekokulu’nda konferans
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 10:53 DPÜ Tavşanlı Meslek Yüksekokulu’nda konferans Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi DPÜ Meslek Yüksekokulu’nda ’Batı Medeniyetlerinin Temelleri ve İsrail’ konulu konferans gerçekleştirildi. DPÜ Tavşanlı Meslek Yüksek Okulu Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe, Tavşanlı İlçe Kaymakamı Hayrettin Baskın, Okul Müdürü Prof. Dr. İsmet Çelik, İlçe Müftülüğü’nü temsilen Fatih Eroğlu, Kızılay Tavşanlı Şube Başkanı Mümtaz Serdaroğlu, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsilen Hüseyin Şanlı, akademik ve idari personel ile okul öğrencileri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Okul Müdürü Prof. Dr. İsmet Çelik gerçekleştirdi. Prof. Dr. Çelik konuşmasında Filistin’de yaşanan zulme değinerek üzüntülerini ifade etti ve bir an evvel bu zulmün son bulmasını temenni etti. Moderatörlüğünü Okul Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Deniz Kaptan’ın yaptığı konferansta, konuşmacı Dinler Tarihi Araştırmacısı Dr. Lütfü Özşahin, Filistin’de yaşanan olayları dinler ve medeniyetler tarihleri açılarından bilimsel anlamda değerlendirerek ülkemiz ve bireyler olarak üzerimize düşen görevler konusunda değerlendirmelerde bulundu. Etkinliğin ardından İlçe Kaymakamı Hayrettin Baskın ve Okul Müdürü Prof. Dr. İsmet Çelik, Dr. Özşahin’e hediye takdiminde bulunarak kendisine teşekkür etti.
Üniversite- sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 10:10 Üniversite- sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş şartlarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”
Üniversite-sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 10:03 Üniversite-sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş koşullarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”
MSKÜ’de Eğitim-Öğretim Çalıştayı düzenledi
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 09:57 MSKÜ’de Eğitim-Öğretim Çalıştayı düzenledi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), eğitim-öğretim süreçlerini geliştirmek amacıyla ’Eğitim-Öğretim Çalıştayı’ düzenlenirken, çalıştayda eğitim-öğretim süreçlerindeki sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. MSKÜ’de geçen yıl Aralık ayında ve bu yılın Ocak ayında gerçekleştirilen AR-GE başlıklı kurumsal gelişim çalıştaylarının ardından düzenlenen etkinliğe, üniversitenin akademik birimlerinden 32 akademisyen ve yöneticiler katıldı. MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Deniz Ülgen’in yanı sıra, eğitim-öğretimden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sülün’ün yönetiminde gerçekleşen çalıştayda, üniversitenin eğitim-öğretim alanındaki güçlü ve zayıf yönleri değerlendirildi. Öğrencilerin de katılımıyla gerçekleşen etkinlik, katılımcıların ortak aklıyla çözüm önerileri geliştirmesine imkan sağladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sülün, Genç Kalite Topluluğu adına yapılan çalıştayın önemine vurgu yaparak, bu tür etkinliklerin üniversitenin sürdürülebilirliği ve gelişimi için kritik olduğunu belirtti. Ayrıca, gelecekte farklı konu başlıkları altında daha geniş katılımlı çalıştayların düzenleneceğini duyurdu. Bu tür inisiyatiflerin, MSKÜ’nün eğitim kalitesini artırmak ve öğrenci memnuniyetini yükseltmek adına önemli bir adım olduğu belirtilirken, benzer çalışmaların devamının beklendiği ifade edildi.