Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dinçer Avlan, çocuklarda alt ıslanma oranın yüzde 15 olduğunu söyledi.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dinçer Avlan, çocuklarda alt ıslanma oranın yüzde 15 olduğunu ancak beyindeki faaliyetlerin normale dönmesiyle 15 yaşından itibaren alt ıslama probleminin azaldığını ya da tamamen yok olduğunu açıkladı.
Trakya Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonunda basın mensuplarına yönelik “Çocuk Ürolojisi ve Çocukların Alt Islatma” hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Çocuk ürolojisi hakkında bilgi veren Avlan, bu bölümün yeteri kadar Türkiye’de tanınmadığına dikkat çekerek, “Çocuk ürolojisi Türkiye yeni kurulan alt bilim dallarından bir tanesi, hem çocuk cerrahisinden sonra hem de üroloji uzmanlığından sonra 3 yıllık bir yan dal uzmanlığı sonucunda elde edilen bir bilim dalı. Biz de yetişkin ürologlar gibi böbrek, idrar yolları, idrar kesesi ve genital organlarının doğumsal ya da sonrada kazanılmış cerrahi müdahale ve ameliyatlarıyla uğraşıyoruz. İdrar yollarında ortaya çıkan doğumsal tıkanıklıklar ve bunlara bağlı olarak böbreklerde ortaya çıka bilecek olası zararlar. Yine çok sık görülen işeme sırasında ortaya çıkan geriye idrar kaçakları. Bu konuların vatandaşlar tarafından bilinmediği için hastaların başka bölümlere yanlış bölümlere gidip vakit kaybetmesi ve sonuçta hastalığın ilerlemesi gibi bir takım sıkıntılar olumsuz sonuçlar ortaya çıkmasından dolayı bir takım problemler ortaya çıkabiliyor” dedi.
“Alt ıslatma oranı yüzde 15”
Prof. Dr. Dinçer Avlan, “Çocuklarda alt ıslatma basit gece işemeleri olarak bilinen ve sık gördüğümüz bir grup var. Bir de gece alt ıslatmanın da eşlik ettiği ve ya işeme bozuklukları adı altında toplanan asıl sorunun mesaneyle ilgili, idrar kesesiyle ilgili problemlerden kaynaklanabileceğine değil ortaya çıkan bir hastalık grubu var. Basit gece alt ıslatmasını sık görüyoruz biz. Basit gece alt ıslatması toplumun yüzde 15’inde nerdeyse görülüyor. Bu sorun 15 yaşına kadar devam ediyor. Ciddi bir sorun. Bu sorun 15 yaşından sonra yetişkinliğe bağlı olarak azalış kaydediyor” diye konuştu.
“Alt ıslatma alarm tedavisi”
Gece alt ıslatmaya karşı çocuklarda alt ıslatma alarm tedavisinin ciddi bir sonuç verdiğine değinen Prof. Dr. Avlan, “Özellikle uyanma sorunu olan çocuklarda en etkili tedavi yöntemidir. Çocuk idrar yaptığı anda alarm çalarak çocuğun uyanmasını sağlar. Etkinliği zaman içinde mesane dolduğunda henüz idrar kaçırmadan uyanmanın öğrenilmesini sağlamasıdır. Tedavide ilk seçeneklerden olabilir. Başarı şansı yüzde 65-75 civarındadır. Relaps riski 6 aylık izlemde yüzde 15-30 oranındadır. Aile ve çocuğun motive olması şarttır. Her alarm çaldığında çocuk tuvalete götürülmelidir, uzun süreli bir tedavidir. Etkin olmadığını söylemek için en az 6-8 hafta uygulanmalıdır. Eğer cevap alınırsa 3-5 ay tedaviye devam edilmelidir. Ancak bazı aileler bu sürece uyum sağlayamaz. Uygulaması zor ve özveri gerektiren bir tedavi yöntemidir. En önemli başarısızlık sebebi ailenin uyumsuzluğudur” dedi.
“Psikolojik faktörler etkili”
Hastanın 6 ay boyunca altı kuru kaldığında, altını ıslatmamış daha sonra altını ıslatmış ise burada psikolojik faktörlerin daha etkili olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Avlan, “Ya bir kavga. Anne babası boşanıyor veya başka psikososyal durumlar ağır basıyor” dedi.
“Alt ıslatma genetik”
İşeme probleminin genetik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Avlan, “Annen babada yaşanan alt ıslatma problemi çocukların yüzde 30-35’inde görülüyor. Bir kardeş altını ıslatıyorsa diğer kardeş de altını ıslatıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Önce motivasyon”
Anadolu’da çocukların alt ıslatma problemine karşı ailelerin çocukların altına muşamba ya da bezleme yapılmasını değerlendiren Avlan, “Altına muşamba ya da bez sermek çocuğun alt ıslama problemini önemsememesine neden oluyor. Bu hastaların bir kısmında ilaçtan ve alarm tedavisinden önce motivasyon tedavisi gerekiyor. Çocuğa bu sorunu anlatıp bunun geçebileceğini anlatmak gerekiyor. Çocuklara güneş ya da yağmur bulutu çizelgesi veriyoruz. Altını ıslatırsa yağmur bulutu çiziyor ya da altını ıslatmazsa güneş çiziyor. Bunun sonucuna göre belirli oranda güneş çizelgesi ile gelirse bu hastayı motivasyon ediyor” dedi.