EĞİTİM - 20 Nisan 2024 Cumartesi 08:58

Vali Coşkun, üniversiteli gençlere kamu sektörünü anlattı

A
A
A
Vali Coşkun, üniversiteli gençlere kamu sektörünü anlattı

Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Sektör Günleri’ adlı etkinliğin kamu sektörünü tanıtan oturumuna konuk oldu.



PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından karşılanan Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun daha sonra programın düzenlendiği Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluştu. Etkinlik, İİBF Öğretim Üyesi Maliye Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Akçay’ın kamu sektörü üzerine yaptığı sunum ile başladı. Maliyeci perspektifinden kamu sektörünün yapılanmasını anlatmak üzere bütçe yapısı itibariyle 5018 sayılı Kanun hakkında bilgiler veren bir sunum gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Akçay, sunumunda ayrıca kaymakamlık sınavları, İçişleri Bakanlığı ve bakanlığın birimleri hakkında bilgiler de verdi.



Öğrencilere kamu sektörü hakkında bilgiler veren Vali Ömer Faruk Coşkun, konuşmasında kendi kariyerinden de örnekler verdi. Vali Çoşkun, “Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu Kaymakam Adaylığı sınavına girerek ve o sınavın sonucunda kaymakam adayı olarak ilk defa mesleğe atandım. Mülki İdare Amirliği mesleği olarak adlandırılıyor. Kaymakamlık mesleği bu meslek sınıfının içerisinde kaymakam adaylarımızdan başlayarak kaymakamlarımız, vali yardımcılarımız, mülkiye müfettişlerimiz ve valilerimiz bulunmakta. Bu dediğimiz pozisyonların hepsi Mülkiye İdare Amirliği mesleği sınıfını oluşturmakta ama bizim mesleğimizin esası kaymakamlıktır. Bunun da başlangıcı az önce ifade edildiği gibi İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu sınavlardan sonra başarı göstererek kaymakamlık adaylığına atanması ve yaklaşık 3 yıllık bir süre içerisinde değişik aşamaları olan bir adaylık sürecinden sonra tekrar bakanlığımızın yapmış olduğu yeterlilik sınavında başarı gösterdikten sonra ilçelerimize atama yapılmaktadır. Ülkemizin değişik bölgelerinde sınıflarla adlandırılan ilçelerimiz var. Bu ilçelerde kaymakam olarak görev yapan arkadaşlarımız kendi kıdemlerine ve ilçelerin sınıflarına göre ataması gerçekleştirilmektedir. Belirli süre buralarda görev yaptıktan sonra başka bir ilçeye atanabilmekte veya yine kaymakamlıkla Mülki İdare Mesleği sınıfı içerisinde eş değer görev olarak kabul edilen Vali Yardımcılığı pozisyonuna atanabilmekte veya yine Bakanlığımızın merkez teşkilatında değişik pozisyonlar var mülki idare sınıfından olup orda daire başkanlığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı gibi pozisyonlar var. Buralara da atama yapılabilmekte. Kısaca söyleyecek olursak, kaymakam adaylığı olarak başlanan bir süreç, bu süreçte yaklaşık 3 yıllık bir zaman aşımı tabi ki geçen süre ve geçirilen aşamalar içerisinde durumlar söz konusu. Bu bir vilayetimizde, valiliğimizde bir stajla başlıyor. Sonrasında bu kaymakamlık adaylığı sürecinde bir yurt dışı ayağı var. Daha çok dil öğrenmek ve bilgi görgüsünü arttırmak üzere yurt dışına gidiliyor. Yine belli bir aşamasında mülki müfettişlerimizin refakatinde görev yapılıyor. Yabancı dil kursu olabiliyor, başka kurslar oluyor. Bunlar tamamlandıktan sonra en sonunda kaymakamlık kursu dediğimiz bir kurs var. Bu kursa devam ediyorsunuz, akabinde yeterlilik sınavı var. Bu yeterlilik sınavından sonra da asil kaymakam olarak ilçelere atanılıyor. Biz kendi üzerimizden yola çıkacak olursak, yaklaşık 10 yıl kaymakamlık yaptım. Yine bizim meslek sınıfının başka bölümü olan Mülkiye Müfettişliğine atandım. Mülkiye Müfettişliği, İçişleri Bakanlığı’nın teftiş kurulunun bir üyesidir. Diğer Bakanlıklarda olduğu gibi kariyer olarak başlanan bir pozisyon değildir. Daha çok 6 yıl ve üzerinde kaymakam olarak görev yapmış olan meslektaşlarımızdan bu pozisyonlara atama yapılmaktadır. Mülkiye Müfettişlerimiz de daha çok valilikler, kaymakamlıklar, emniyet müdürlükleri, nüfus müdürlükleri ve içişlerini bilgilendiren İçişleri Bakanlığı’na bağlı yerlerin denetimini gerçekleştirmekte. Buralarla ilgili inceleme soruşturma gibi durumlar söz konusu olduğunda bunları icra etmekte. Mülkiye Müfettişiyken diğer bölümlere tekrar geçiş yapılabilmektedir. Türkiye’de yönetim sistemi, merkezi yönetim, sizlerin de derslerde daha çok gördüğünüz gibi ve merkezi yönetim yerel yönetimler olarak ana planda ayrılmakta. Merkezi yönetim ve taşra yönetimi var, taşra yönetimi idaresi var. Valilerimiz ve kaymakamlarımızdan daha çok merkezi yönetimin taşra idaresini temsil etmekte bu da yetki genişliği isimli esasla gerçekleşmekte. Anayasanın 126. maddesinde yetki genişliği esasına dayanan düzenleme var. Buradan yola çıkarak yine 5442 sayılı 1942 tarihli İl İdaresi Kanunu’muz var. Daha çok mesleğimizin temelini teşkil eden yetki görevleriyle ilgili ana düzenlemeleri ele alıyor. 5442 bizim hepimizin kanunu, bunun yanında ikinci mevzuatlar var tabi ki daha çok mülki idare sınıfından atanmakta. Ama istisnai görev olduğu için valilerimiz de atanabilmekte” dedi.



Etkinlik, öğrencilerin kamu sektörü kariyer basamakları, Mülki İdare Amirliği hakkında yönelttiği soruların Vali Coşkun tarafından cevaplanması ile devam etti. Öğrencilerin yoğun katılım sağladığı etkinlik, Vali Ömer Faruk Coşkun’a İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Coşkun tarafından teşekkür plaketi takdim edilmesi ve hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.



Vali Coşkun, üniversiteli gençlere kamu sektörünü anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Eğitim Bir-Sen: “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ yeni müfredat taslağı değerlendirmemizi tamamladık” Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen), “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağı konusunda detaylı ve veri temelli titiz bir değerlendirme yapıldığını ve Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşmak üzere çalışmanın tamamlandığını açıkladı. Eğitim Bir-Sen Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağı kapsamında öğretim programları ortak metni ve 26 ders öğretim programının kamuoyu ile paylaşılarak, görüş ve önerilere açıldığını hatırlatarak, konu ile ilgili veri temelli çalışmalar gerçekleştirdiklerini açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada, yürütülen çalışmalarda sendika üyelerine gönderilen ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Yeni Müfredat Taslağı Değerlendirme Anketi’ ile 4 bin 630 üyenin fikir ve önerilerinin alındığı ve bu doğrultuda analizlerin hazırlandığı belirtildi. “Ders kitaplarından toplumsal gelişim ve gerçeklere uygun olması ve bu kapsamda değer aktarımına katkıda bulunması beklenmektedir” Açıklanan öğretim programının felsefesi, yönü, pedagojik yaklaşımları ve bağlamı da ele alınarak incelendiği ve Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşmak üzere çalışmanın tamamlandığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eğitim sistemlerinin aktarımında önemli bir yere sahip olan öğretim programlarının, müfredatın bir felsefesinin olması gerekmektedir. Bu felsefenin meydana gelmesinde ise toplumun sosyolojik, psikolojik ve fiziksel unsurlarının bir arada olduğu bağlamın oluşturulması gerekmektedir. Öğretim programlarından, ders kitaplarından sosyal yapıya uygun olması, pedagojik gereklilikleri karşılaması, toplumsal gelişim ve gerçeklere uygun olması ve bu kapsamda değer aktarımına katkıda bulunması beklenmektedir. Mevcut öğretim programlarımızın değerlere yaklaşımı sistematik ve planlı olmaktan uzaktır. Evrensel, millî ve manevi değerler kapsamında yapılan analizlerde özellikle milli ve manevi değerler bakımından programların genellikle çok sınırlı bir içeriğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Programlarda değer eğitiminin sistematik bir şekilde ele alınmadığı, program açıklamalarında belirtilenlerle kazanım düzeyindeki durumun birbiriyle örtüşmediği, dolayısıyla değerlere yaklaşımı bakımından iç tutarlılığı yüksek olmayan programlarla karşı karşıya olduğumuz görülmektedir.” Öğrencilere belli değerlerin kazandırılması sürecinin sadece belirli derslerle sınırlı olmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Okulda değerler eğitimine bütünsel bir anlayışla yaklaşılmalıdır. Bu kapsamda değerler ilgili tüm derslerde verilmeli ve değer aktarımı okuldaki genel atmosfere yansıtılmalıdır. Değerler sadece bilişsel alanda ele alınmamalı, duyuşsal açıdan da ele alınmalı ve beceri boyutu ihmal edilmemelidir. Programlarda değerlerin duyuşsal alanla ilişkilendirilmesi yapılmalı ve sadece bilişsel boyutta kalan değer aktarımının uzun vadede etkili olamayacağı unutulmamalıdır” ifadelerine yer verildi. Açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredat Taslağı’na yönelik yaptığı çalışmalar ve emekleri dikkate alıp milli, manevi ve evrensel değerlerine önem veren, fiziksel, bedensel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini sağlayacak, nitelikli nesillerin yetiştirilmesine katkıda bulunacak bir müfredat oluşturmasının temenni edildiği dile getirildi.
İzmir Lösemi tedavisi gören genç kıza hastanede evlilik teklifi İzmir’de lösemi tedavisi gören Nehir Yurtsever, kaldığı hastanede erkek arkadaşı Emre Coşkun tarafından sürpriz bir evlilik teklifi aldı. İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan 19 yaşındaki Nehir Yurtsever, bacaklarında morluklar oluşması üzerine doktora başvurdu ve genç kıza lösemi teşhisi kondu. Daha sonra Yurtesever’in tedavisine İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi’nde başlandı. Bu zorlu süreçte sevgilisini yalnız bırakmak isteyemeyen Nehir Yurtsever’in 20 yaşındaki erkek arkadaşı Emre Coşkun, İstanbul’daki okulunu dondurup İzmir’e geldi. Burada kız arkadaşına refakatçilik yapan Coşkun, sürpriz bir evlilik teklifine imza attı. Hastane odasında dansa kaldırdığı sevgilisine ‘Benimle evlenir misin?’ diyen Emre Coşkun, Nehir Yurtsever’in ‘Evet’ cevabını vermesi sonrasında ailesi ve arkadaşları da hastane bahçesinde ‘Kalk Kız Evlencez’ pankartı açtı. “Evlilik teklifine çok şaşırdım” Evlilik teklifi aldığı için çok mutlu olduğunu dile getiren Nehir Yurtsever, “Hayata karşı yeni bir böyle tutunmak için tekrar böyle bir amaç oldu. Böyle durumlarda motivasyon gerçekten çok önemli. Ben de bunu yaşayınca çok şaşırdım çünkü böyle şey hiç beklemiyordum. Bunu böyle ara sıra konuşuyorduk ama çok seneler sonra olacak diye konuşuyorduk ama hiçbir şey ertelememe kararı aldık. Çok mutluyum, heyecanlıyım. Yani buradan hemen çıkıp bu anları yaşamak istiyorum. Buradan çıktıktan sonra öncelikle tamamen iyileşip, İtalya’ya gitmek istiyoruz. Orayı ilk sevgili olduğumuz zamandan beri görmek çok istiyoruz. Biz Kiraz Mevsimi dizisi sayesinde de tanıştık diyebiliriz. O yüzden bizim için o dizinin geçtiği yer de çok önemli. Hatta belki izlerlerse de falan da bizim için böyle çok anlamlı. Olursa düğünümüzde de o şarkılarla dans etmek istiyoruz. Polonya’ya gitmek istiyoruz okumak için. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama onun dışında işte yeni yerler görmek, kendi yapmadığımız şeyleri yapmak özellikle ben cesaret edemediğim ne varsa buradan çıktıktan sonra cesaret edip yapmak istiyorum” diye konuştu. “Evlilik teklifi morali açısından güzel oldu” Lösemi tedavisinin uzun sürdüğünü ve sabır gerektirdiğini ifade eden Hemotoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Seçkin Çağırgan “Bu dönem boyunca moralini yüksek tutabilmesi tabii ki yakın çevresinin destekleri çok önemli. Burada tabii ki hastalığının ilk gününde böyle bir teklif almış olması onur sevindiren moralini yükselten bir teklif almış olması onun açısından iyi bir başlangıç diyebilirim moralini düzeltmesi açısından iyi başlangıç diyebilirim” dedi. “Akut lösemiler artık günümüzde tedavi edilebiliyor” İlk hastaneye geldiğinde Nehir Yurtsever’in telaşlı olduğunu söyleyen Hemotoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Seçkin Çağırgan, “Arkadaşları ve ailesiyle birlikte hastanemize geldiler. Nehir’e hastalığıyla ilgili ön bilgiler verdik, rahatlatmaya çalıştık. Çünkü akut lösemiler artık günümüzde tedavi edilebilir hastalıklar arasında özellikle gençler hastalarımızda yüksek oranda uygun tedavilerle hastalığından tamamen kurtarmak mümkün olabiliyor” şeklinde konuştu.