POLİTİKA - 07 Mayıs 2024 Salı 16:36

Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Fatma Ceren Yazgan:

A
A
A
Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Fatma Ceren Yazgan:

Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü ve Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, “PKK’nın Türkiye içerisinde İçişleri Bakanlığına yönelik eylemi sonrasında Avrupa’da zemin kaybettiğini gördüm. Avrupa bunu kınadı. Bu nedenle terör örgütü listesinde kalmaya devam ediyor” dedi.


Hitit Üniversitesi ve Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “2. Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele ve Türkiye’nin PKK terörizmiyle Mücadelesi (1984-2024)” konulu kongreye davetli olarak katılan Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Fatma Ceren Yazgan, “Güvenlik Diplomasisinde ve Terörizmle Mücadelede Turnusol Kağıdı PKK” başlıklı bir sunum yaptı.



"Bir örgütün varlığını devam ettirmesi için devletin gücü karşısında ancak uluslararası destekle var olabiliyor"


Terörü onkolojik bir vaka olarak tanımlayan Yazgan, “Bünyemizde nasıl bir hücre bozulması olduğunda kanser oluyorsak bunun içeriden gelen genetik sebepleri var. Geçmişten gelen bazı atılmış adımlar, verilmiş kararlar var. Siz bunun içerisinde doğuyorsunuz. Siyasal şiddet terör bunun bir biçimi taktiksel bir davranış biçimi. Normal şiddetten farkı siyasi, kimlik gibi anlamlarla bütünleşmiş olması. Onkolojiyi anlamak için alt bilimler çalışıyor. Terör de böyle, siyaset bilimi çalışacak. Psikoloji çalışacak. Sosyal psikolojiyi çalışacak. Terörle mücadele değil ama terör çalışmaları uluslararası ilişkiler bölümlerinin altında kurulmuş. Neden uluslararası ilişkiler bölümlerinin altında terörizm kuruluyor, niye uluslararası ilişkiler bu bölümü üstleniyor. Çünkü bu bir konjonktür anlamakla ilgili. Uluslararası şiddetin katmanları var. Terör bunun bir yan ürünü. Toplum içinde şiddet ortaya çıkar sonra yok olur. Bir örgütün varlığını devam ettirmesi için devletin gücü karşısında ancak uluslararası destekle var olabiliyor. Toplumsal olarak ne kadar yanlış yaparsanız yapın kendi içinizde o iş bir şekilde bitiyor. İşin içine uluslararası konjektör girdiğinde o iş bitmiyor” ifadelerini kullandı.


Terör kavramının tarihçesi hakkında da açıklamalarda bulunan Yazgan, “Bu bir ekosistem. Kökü var. Yaprağı var. Dalları var. İklimler içinde gelişiyor. Devletin akademiden beslenmesi gerekiyor. Akademinin devlete doğru söylemesi gerekiyor. Devletin kendine doğru söylemesi gerekiyor. Zor konuları konuşmamız gerekiyor. Her şeyi açıktan konuşmamız gerekiyor. Bazı konularda terör bizi izliyor. Terörist rasyonel bir aktör. Belli bir plan ve strateji kuruyor. İzleyicisi sadece terör ve korku oluşturmak isteyen katmanlı bir izleyici grubu. Destek almak istediği bir grup var” dedi.



“PKK’nın uluslararası yapılanması 1999 yılında gün yüzüne çıktı”


“PKK neden turnusol kağıdı” diye soran Büyükelçi Yazgan, “Terörist başı Öcalan’ın yakalandığı dönemki rotayı düşünelim. Suriye’den çıkarıldı. Bir süre çeşitli ülkeleri dolaştı. SSCB döneminde destek aldığı yerlerde bulunmasına izin verilmedi. Roma’da aylarca kaldı. İtalya Türkiye’nin NATO müttefiki. AB tarafından terör örgütü listesinde olan birisi nasıl orada oturur. Bunun sırrı geçmişe dayanıyor. Neden İtalya, oradaki ilişkileri neydi? Kenya’da yakalandı, Yunan büyükelçiliğinde. O yakalandıktan sonra çeşitli ülkelerde teröristler kendini yaktı. Ortalığı birbirine kattılar. Birden bire PKK’nın uluslararası yapılanması 1999 yılında gün yüzüne çıktı. Bundan sonra Türkiye-Yunanistan bir diyalog geliştirdi. 2000’li yıllarda yasaklama kararı geldi. Almaya ve İsveç’te yasaklamalar oldu. Mesele yasaklama veya listelemede de değil. Madem listelendi, bugüne nasıl geldi? Burada olay güç dengelerini kim nasıl kullanıyor? Bütün ülkeler kendi çıkarını, kamu güvenliğini düşünür. Türkiye’de bunu yapıyor. PKK. 1994 yılında Avusturya’da ofisini açtı. PKK, neden AB tarafından listelendi? Çünkü 11 Eylül oldu. Genel farkındalık, güvenlik tehdidi ve Türkiye ile güvenlik işbirliği ihtiyacı arttı. Suriye’den nasıl çıktı. Kenya’da nasıl çıktı. İstihbarat işbirliği vardı. İstihbarat işbirliğinden o istihbaratı verenlerin bugün Suriye’de PKK’yı, YPG’yi desteklediği döneme nasıl geldik” diye konuştu.



“Terör örgütü Türkiye’de yapamadıklarını, asla yapamayacaklarını, yurt dışında yapıyor”


Terör örgütünün Türkiye’de yapamadıklarını, yurt dışında yaptığına dikkat çeken Yazgan, “Türkiye’yi hedef alan bütün terör örgütlerinin hiçbirinin merkez karar verici kadroları, merkez finans, propaganda örgütsel organları Türdkiye içinde değil. Hepsi yurt dışında. DEAŞ’a bakın, yurt dışında Türkiye’yi hedef alıyor. Türkiye, kendi içinde terörle mücadelede sahada çok başarılı bir ülke. Sahadaki başarılarla biz yurt dışında PKK’nın varlığını neden sonlandıramıyoruza gelince bir PKK 50 senelik bir terör örgütü. İsveç’te PKK’nın beslendiği Kürtçülük olarak adlandırılan ideolojinin geçmişine baktığınız zaman 1950’lere iniyorsunuz. PKK kendisinden başka bir Kürt varlığına kimliğine izin verir mi asla izin vermez? PKK, kendisinden başka bir kimliğe izin vermez. Suriye’de son dönemde izliyoruz, PKK, KDP’ye saldırıyor. İzin vermiyor. Aynı şeyi İsveç’te de yaptı. PKK’yı konuşuyorsak uluslararası arenada kimlerle eklemlendiğine bakabilirsiniz” şeklinde konuştu.



“PKK’nın Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerine düşman”


PKK’nın Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerine düşman olduğunu vurgulayan Yazgan, “Bir örgüt varolmak için eylem yapmak zorunda. Eylem yapmayan terörist ne olur, emekli olmuyor bunlar. Avrupa’ya gidiyor, haraç toplamazsa, uyuşturucu ticareti yapmazsa para kazanamaz. FETÖ’nün düzeneği ile farklı mı, değil. Aşağı yukarı aynı şeyi yapıyorlar. Bütün terör örgütleri aynı şeyi yapıyor. O ülkeler önlem alıyor. Terörün finansmanı ile mücadelede ne zaman önemli hale geldi terör örgütleri havale sistemini kullanmaya başladığı zaman. Bunun üzerine devletler bunun üzerine gitmeye başladı. Bunu sadece DEAŞ kullanmıyor PKK’da kullanıyor. Bir örgüt paramator alıp, bunu Suriye’de birleştirip paramotorla Hatay’a gelmeye kalkıştı. Sonra yakalandılar. Nerden geldi o paramotorlar? Örgütler uluslararası teknolojiyi ediyorlar. Avrupa Birliği’nin merkezinde Brüksel’de üç tane televizyonu olan kaç terör örgütü var. Birisi 7-8 dilde haber yapabiliyor. Nerede? Hollanda da. Avrupa Birliği içerisinde bunlar. Dolaysıyla bu ülkeler kendi kabul ettikleri terör tanımı içerisinde terörün finansmanı konusunda kararlar alıyorlar. Mahkeme kararları mevcut. Hiçbir şey yapmıyorlar değil, PKK’ya da yapıyorlar. Ama PKK onların önceliği olmuyor. Orda eylem yapmıyorlar. Orada kamu düzenini, istihbaratı, halkı rahatsız edecek eylem yapmıyorlar. Ne zaman yaparsa o zaman onlara karşı tedbir ve kontrol altına alma başlıyor. Sonra rahat duruyorlar” ifadelerini kullandı.



“PKK’nın amacı Avrupa’dan çıkmak değil”


PKK’nın amacının Avrupa’dan çıkmak olmadığının altını çizen Yazgan, “Aslında Avrupa’nın bir PKK problemi var. Belçika’daki son olaylar mesela. Belçika’da olaylar olduğunda herkes tepkisini belirtti ve ’PKK terör örgütü’ dedi. Baktıklarında birincisi bu işi tetikleyenin Suriyeli PKK olduğunu gördüler. İki, oradaki yapıyı kontrol eden PKK’lılar Almanya’da adam örgütleyip otobüslerle geldiler. Kimi hedef aldılar, oradaki Türk kökenli Belçika vatandaşlarını hedef aldı. İç huzur konusunda ciddi bir tehdit olarak varlar. Bunu kullanıyorlar. Yerel belediyelerde bunu kullanıyor. Avrupa’da 350 tane örgütsel yapısı var. Ama sadece Avrupa’da yoklar. Örgüt Avrupa’da siyasi lobi, finansman, propaganda yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti üzerinde algı kurmak için varlar. Eğer dünyada terör tehdidi artarsa o ülkelerin siyasi kadroları bu tehdit karşısında seçmenlerinden gelen talep üzerine hassaslaşırlarsa o hassasiyet, güvenlik bürokrasine sokağa yansırsa PKK’ya karşı önlemler, yasalar işliyor. Bazı ülkelerde terörle mücadele yasası yoktu. Bugün bazı Avrupa ülkeleri Hamas’ı terör örgütü olarak kabul ediyor. Sokak’ta çok ciddi önlem alınmaya başlıyor. Kendi tehdit algıları arttığı zaman demokratik ülkeler genel uygulama yaparsa PKK’de etkileniyor” dedi.



“Terörle mücadelemiz devam edecek”


Genel konjoktürde güçler dengesi değişiminin örgütü de etkilediğini anlatan Yazgan, “PKK’nın yüzde 25’i Suriyeli diyebiliriz. Bu sayı muhtemelen arttı. Filistin olaylarından sonra örgüt elebaşları açıklama yapıyor. Ulus devlet fikrinden vazgeçin. Biz olsak Filistinlilerin yerinde ulus devlet fikrinden vazgeçeriz diyorlar. Örgüt ulus devlet fikrinden vazgeçiyor, bunlara ne istediği sorulduğunda nasıl bir şeyse biz dört parçalı demokratik konfederasyon istiyoruz diyorlar. PKK’nın Türkiye içerisinde İçişleri Bakanlığına yönelik eylemi sonrasında Avrupa’da zemin kaybettiğini gördüm. Avrupa bunu kınadı. Bu nedenle terör örgütü listesinde kalmaya devam ediyor. PKK, kendisini bir meşru müdafaa örgütü olarak konumlandırmaya çalışıyor. O kadar dallanıp budaklandı ki kendi içlerinde bu uluslararası konjonktürde parçalı biryere doğru gidiyorlar. Burada önemli olan Türkiye’nin terörle mücadelesinde tutarlı, meşruiyet zemini asla kaybetmeyen hukuk kuralları içinde uluslararası dengeleri iyi koruyarak kendi işini hatasız yaparak yoluna devam etmesi gerekiyor. Bu mücadele devam edecek. Bu mücadeleyi ne kadar iyi yaparsak o bilgiyi ne kadar iyi yönetirsek, bilgiyi yönetirken derdimizi de anlatmamız gerekiyor. Örgütün Türkiye’ye karşı kullandığı aparatların ve yapının bulunduğu ülkeler Doğu’da, Güneyimizde, Batı’da mevcut. Bu imkanlara sahip PKK tek bir örgüt değil. DHKP-C yine aynı. Biz işimizi iyi yaparsak devlet olarak adalet sistemimiz, cezaevlerinde radikalleşme sadece DEAŞ’a özgü mü değil. Güneydoğu’da niye kız çocukları örgüt tarafından kolay devşirildi. Bunun sosyoljik, eğitim sistemiyle bir yanıtı var. Terörle mücadelede sadece güvenlik güçlerinin konusu değil. Terörle mücadele onkolojik kavramlar hepimizi ilgilendiriyor. Herkes işini iyi yaparsa bizim bu mücadeleyi uzun dönemde değil kısa dönemde kazanma imkânımız var. Bizim dostumuz kim düşmanımız kim bunu bilelim. Kime neyi ne zaman söyleyeceğimizi de bilelim. Bu konuyu biz çözeceğiz. Bize başkası yardım etmeyecek. Terörün kolu bacağı dışarda olmakla beraber çözüm yeri her zaman ülkenin içi” sözleriyle konuşmasını sürdü.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuklu Sanat Akademisi öğrencileri "Paldır Güldür Şov" isimli tiyatro gösterisi sahneledi Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi Sanat Akademisi’nde tiyatro eğitimi alan öğrencilerin sahneye aktardıkları "Paldır Güldür Şov" isimli tiyatro gösterisi bir kez daha izleyicilerden büyük beğeni aldı. Selçuklu Belediyesi tarafından şehrin sanat ve kültür hayatına kazandırılan Selçuklu Sanat Akademisi faaliyetlerine devam ediyor. Akademide tiyatro eğitimi alan öğrencilerin sahnelediği “Paldır Güldür Şov” isimli tiyatro oyunu izleyicilerden tam not aldı. “Selçuklumuzda eğitime, sanata, kültüre, spora verdiğimiz değerli neticeleri hep birlikte alıyoruz” Gösteride konuşan Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, "Ben özellikle bugün burada bizlerle birlikte olan tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Salonumuz dolu. Bu muhteşem oyunu burada bütün misafirlerimizle birlikte izledik. İnanın çok gururluyum, çok mutluyum. Geçtiğimiz haftalarda burada TEKNO-SEL yarışmalarını yaptık. 61 okuldan yüzlerce öğrenci yarışmalara katıldı ve hepsi birbirinden kıymetli projeler ürettiler. Türkiye şampiyonu olan U16 Futbol Takımımızın şampiyonada kazandığı o güzel kupasını meclis salonumuzda yukarıya kaldırdık ve şimdi de Sanat Akademimizin bu muhteşem oyununu izledik. Ben çok mutluyum. Selçuklumuzda eğitime, sanata, kültüre, spora verdiğimiz değerli neticelerini hep birlikte alıyoruz. Bütün çocuklarımızı tebrik ediyorum. Değerli yöneticilerimiz başta olmak üzere tüm emek verenleri ayrı ayrı tebrik ediyorum. İnşallah Sanat Akademimiz bu güzel çalışmalarını gün geçtikçe geliştirerek devam ettirecek. Ben inanıyorum ki Türkiye’ye örnek işleri, projeleri gerçekleştiriyoruz. Tüm ekibi alkışlıyorum, selamlıyorum, tebrik ediyorum. Nice güzel oyunlara nice güzel başarılara diyorum sağ olun çocuklar” dedi. Başkan Pekyatırmacı gösteri sonrasında oyunda emeği geçen tiyatro eğitmenlerine çiçek takdim ederken minik yeteneklere de ödül takdim etti. Selçuklu Kongre Merkezi’nde sahnelenen tiyatro oyunu günün anısına hep birlikte çekilen aile fotoğrafıyla son buldu.
Rize Tarihi kalede 19 Mayıs etkinliği Rize’nin Pazar ilçesinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri, tarihi Ciha Kalesi’nde düzenlendi. Rize’nin Pazar ilçesine 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri, ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıktaki Ciha Kalesi’nde gerçekleştirildi. İlçeye bağlı Yücehisar köyünde bulunan ve tarihi 14. yüzyıla dayanan Ciha Kalesi’nde düzenlenen etkinlikler renkli görüntülere sahne oldu. Programa Pazar Kaymakamı Mustafa Akın, Belediye Başkanı Neşat Çakır, Pazar Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Erbaş, Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Halil Kaya, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı. Düzenlenen Programda konuşan Gençlik ve Spor Pazar İlçe Müdürü Halil Kaya “Türkiye’mizin dört bir yanında gençlerimiz, ülkenin geleceğini inşa etmek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Gençlerimizin gösterdiği bu azim ve enerji, bizlere ülkemizin geleceği için umut veriyor. Bu coşkulu ve enerjik gençlik, ülkemizin her alanda daha da ileriye gitmesi için gereken dinamizmi ve potansiyeli temsil etmektedir. Sevgili gençler, sizlerle gurur duyuyoruz. Sizler, ülkemizin aydınlık geleceğinin teminatısınız. Unutmayın ki, ülkemizin geleceği sizin ellerinizdedir. Siz gençler, bilim, kültür, sanat ve spora olan ilginizle, ülkemizin geleceğini daha da parlak bir hale getireceksiniz” dedi. Kalenin burçlarından dev Türk Bayrağı indirildiği ve geleneksel ok atma sporcularının damga vurduğu program farklı branşlardaki gençlerin hazırladığı gösterileriler ile son buldu.
Denizli 19 Mayıs’ın 105. yıldönümünde kırmızı beyaz 105 balon gökyüzüne bırakıldı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları Denizli’de sabah saatlerinde Valilik Atatürk Anıtına çelenk sunumu ile başladı. Ardından bando eşliğinde protokol, sporcular ve vatandaşların katılımıyla kortej yürüyüşü gerçekleşti. 15 Temmuz Şehitler Meydanındaki kutlamalarda 105. yıl coşkusu doyasıya yaşandı. Bu sene 105. yıldönümü kutlanan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, Denizli Valiliği koordinesinde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün organizasyonunda gerçekleşti. 19 Mayıs Pazar günü saat 09.30’da yapılan resmi kutlamada Valilik önünde bulunan Atatürk anıtına Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman tarafından çelenk sunumu yapıldı. Çelenk sunumunun hemen ardından Denizli Büyükşehir Belediyesi bandosu eşliğinde Gazi Bulvarından 15 Temmuz Şehitler Meydanına kadar kortej yürüyüşü yapıldı. Kortejde sporcu gençler 120 metre uzunluğunda Türk Bayrağını elden ele taşıdı. Protokol başta olmak üzere Gençlik Merkezi üyesi gençler, sporcular ve vatandaşlarında eşlik ettiği yürüyüşün ardından kutlamalar, 15 Temmuz Şehitler Meydanında kurulan alanda devam etti. “19 Mayıs coşkusu sonsuza kadar devam edecek” Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan kutlamalar günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar, gençlerin okuduğu şiirler, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Gençlerin Ata’ya Cevabı ile devam etti. Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman yaptığı konuşmada 105 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919”da Milli Mücadele için Samsun’a attığı ilk adımın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda atılmış en önemli adım olduğunu belirtti. Türkiye’nin değerlerine sımsıkı bağlı gençlerle geleceğe yürümenin, bu yolda onlarla yol arkadaşlığı yapmanın büyük bir gurur vesilesi olduğunu ifade eden İlman, Denizli’de 15 Mayıs’ta Milli Mücadele Günü’yle başlayan coşkunun 19 Mayıs’ta hiç eksilmeden devam ettiğini ve sonsuza kadar devam edeceğini söyledi. Sporcuların koregrafisi büyüledi Sporcu grupları tarafından tarihi kronoloji dikkate alınarak ilk çağlardan günümüze kadar sporun gelişimi ve Türk Sporundaki başarıların simgelendiği koreografi sergilendi. Ayakta alkışlanan koreografi sonrası 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Halk Oyunları ekibi gösterilerini sundu. Uluslararası yarışmalarda dereceye giren Denizlili sporcular programın sonunda Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun tarafından ödüllendirildi. Kutlamaların sonunda ise 19 Mayıs’ın 105. yıldönümüne özel 105 adet kırmızı ve beyaz renkli uçan balonlar, protokol üyeleri ve sporcuların elinden gökyüzüne bırakıldı.
Denizli 19 Mayıs Çameli’nde coşkuyla kutlandı DENİZLİ (İHA) – Denizli’nin Çameli ilçesinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerle kutlandı. Atatürk Anıtına Çelenk Sunumun ardından Çameli İlçe Stadında 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı töreni yoğun bir katılımla gerçekleşti. Milli mücadelenin 105. yılı dolayısıyla Çameli İlçe Stadında gerçekleşen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. İlçe Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen ve eşi Büşra Purtul Sözen, Belediye Başkanı Cengiz Arslan ve eşi İlkin Arslan, Cumhuriyet Savcısı Fatih Özbek, İlçe Jandarma Komutanı Atilla Acarer, İlçe Emniyet Amir Vekili Volkan Mıdık, AK Parti İlçe Başkanı Cengiz Yılmaz, İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Metin Dağlı ve protokol üyelerinin katılımlarıyla gerçekleşen törenle büyük coşku yaşandı. İlçe Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen ve Belediye Başkanı Cengiz Arslan etkinliğe katılan okullar ve vatandaşların bayramını kutladı. Törende günün anlam ve önemini belirten konuşma yapılarak lise öğrencilerinin şiirlerini okuması, halk oyunu gösterileri, jimnastik gösterileri, kule gösterileri, zeybek oyunları coşkuyla sergilendi. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayram’ın 105. yılı münasebetiyle Çameli’nde farklı kategorilerde düzenlenen yarışmalarda ve müsabakalarda dereceye girenlerin ödülleri İlçe Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen, Belediye Başkanı Cengiz Arslan ve Cumhuriyet Savcısı Fatih Özbek tarafından verilmesinin ardından bando eşliğinde geçit töreni düzenlendi. İlçede gerçekleşen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı finalinde ise gökyüzü dolduran rengarenk uçurtmalar renk şöleni sergiledi.