SAĞLIK - 27 Temmuz 2018 Cuma 11:01

“Arkadaşım Diyabet Kampı” renkli görüntülere sahne oldu

A
A
A
“Arkadaşım Diyabet Kampı” renkli görüntülere sahne oldu

Bursa’nın İznik ilçesinde göl kenarında her yıl şeker hastası çocuklar için düzenlenen “Arkadaşım Diyabet Kampı” renkli görüntülere sahne oldu.

Bursa’nın İznik ilçesinde göl kenarında her yıl şeker hastası çocuklar için düzenlenen “Arkadaşım Diyabet Kampı” renkli görüntülere sahne oldu. Çocuklar ayrıca İznik ilçe merkezinde ellerinde pankartlarla yürüyüş yaparak diyabete dikkat çektiler.


İznik’teki DSİ Tesislerindeki kampa farklı illerden 10-18 yaş aralığında ‘tip 1’ diyabetli 90 çocuk katıldı. Kampta Güneydoğu bölgesinden 20 çocuk da yer aldı. Bir hafta süren kampta, yaşlara göre dağılımı yapılan çocuklar, diyabetle barışık olmayı, evde kendi imkanlarıyla tedaviyi, tedavideki yeni teknolojileri ve tedavi sürecindeki farklı tecrübeleri öğrendiler. Kampın sonunda İznik’teki tarihi yerleri de gezen çocuklar, diyabetle ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla hastalıkla ilgili tişörtler giydi ve ellerinde diyabetle ilgili dövizler taşıdı.



“Çok erken saatlerde güne başlıyoruz”


Koç Üniversitesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bölümü’nden Doç. Dr. Gül Yeşiltepe Mutlu, “Burada çok erken saatlerde güne başlıyoruz. Çocuklarımızın kan şekerleri ölçüldükten sonra hem beraber insülin dozlarını ayarlıyoruz. Revirimizde doktorlarımızla birlikte çocukların enjeksiyonlarını yapıyoruz. Burada teknik hatalar varsa onların düzeltilmesi, çocukların eğitimlerinin ilerletilmesi çok önemli. Burada yapılandırılmış bir eğitim programımız var. Her konu aslında ele alınıyor. Eğitimlerin yanı sıra çok güzel spor aktivitelerimiz de var. Eğitimlerden sonra havuz başlıyor. Havuz saatlerinde çocukların yüzmeyi öğrenmesi amaçlarımızın başında geliyor. Bunun yanı sıra resim yapma, bisiklete binme gibi çok çeşitli aktivitelerimizi de çocuklarımızla birlikte gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.



“Çocukların diyabetle barışık bir hayat sürmesi için onları motive ediyoruz”


Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Tip-1 diyabet çocuklarda görülen diyabet türüdür. Ülkemizde yaklaşık olarak 20 bin tane tip-1 diyabetli çocuk olduğunu biliyoruz. Tip-1 tedavisinde insülin önemli. Günde 4 kez insülin enjeksiyon ya da pompası kullanılıyor. En az onun kadar tip -1 diyabetlilerin bilinçli olması ve iyi bir eğitim görmesi de çok önemlidir. Bu kampın en önemli amacı, tip-1 diyabetli çocukları bilinçli hale getirmek ve kendi tedavilerini düzenlemek konusunda onları ilerletmektir. 21 yıldan beri İznik’te bu kampı gerçekleştiriyoruz. Bu seneki kampa 90 çocuk katıldı. 20 tanesi Güneydoğu Anadolu, 10 tanesi Afyon’dan geldi. İstanbul, Bursa, Denizli, Balıkesir’den katılanlar var. Kampta doktorlar hemşireler diyetisyenler, tıp öğrencileri, psikologlar, psikiyatrist gözetiminde günde 2 saat eğitimler veriyoruz. Çocukların diyabetle barışık bir hayat sürmesi için onları motive ediyoruz. Şimdiye kadar edindiğimiz izlenimler, kampın başarılı geçtiğidir. Tip-1 diyabetli çocukların bakımının ilerlemesi için bu kampların sayısının artması gerekiyor. Kampların ücretlerinin ödenmesi noktasında da kamunun, devletin, daha fazla katkıda bulunması gerekiyor. Bizim dileğimiz tüm diyabetli çocukların bu kamplara katılmasıdır. Bunun içinde elimizden geleni yapacağız” dedi.



“Kamp bence çok olumlu”


Kampa Afyonkarahisar’dan katılan 12 yaşındaki Buse Birol da, “Yaklaşık 4 buçuk yıldır diyabetle beraber yaşıyorum. İnsülin pompası kullanıyorum. Günde 4 defa iğne kullanıyordum bu pompadan önce ama artık 3 günde 1 defaya düştüğü için ilk avantajı bu. Ondan sonrasında bir yere giderken yanımızda insülin taşımak daha zordu ama pompayı taktığımızda daha kolaylaştırıyor yaşamımızı. Kamp bence çok olumlu. Bir sürü insanla tanışıyoruz. Hepsi de benim gibi diyabetli. Mesela şekerim düştü dediğimde hepsi seni anlayabiliyor. Başka bir ortamda bilmedikleri için bize insanların cevapları farklı oluyor. Kampta insülin pompasını kendime takmayı öğrendim” şeklinde konuştu.



“4 buçuk senedir diyabetle yaşam mücadelesi veriyorum”


Diyarbakır’dan gelen 16 yaşındaki Bertan Tekin de, şöyle konuştu:


“Ben evdeyken 4 buçuk senedir kendime iğne vurmayı yapamıyordum, burada öğrendim. Zorluklarla yaşadığımızı ve onlarla mücadele etmeyi öğrendim. Arkadaşları, doktorları, ağabeyleri tanıdım. Diyabetin yaşamla mücadele olduğunu anladım. 4 buçuk senedir diyabetle yaşam mücadelesi veriyorum. Çok şükür bir sıkıntım yok.”



“Çocuklara bir ağabey modeli oluşturmaya çalışıyoruz”


14 yıldır diyabet hastası olan ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan Kaan Ege Karakuş ise, “Buraya ağabey olarak katıldım. Çocukların diyabetle ilgili bildiği yanlışları düzeltiyoruz. Onları sosyal olarak hayata hazırlıyoruz. Çocuklara bir ağabey modeli oluşturmaya çalışıyoruz. Benim hedefim diyabet konusunda uzmanlığımı tamamlayıp çalışmalar yapmak istiyorum. Bu konuda dünyaya bilime hizmet etmek istiyorum. Çocuklar dışarıda tek başına olduklarını hissediyorlar, yalnız hissediyorlar. Bu sorunla nasıl baş edeceklerini bilemiyorlar. Fakat burada bir araya geldikleri zaman görüyorlar ki yalnız değiller. Dışarıdaki sorunlardan izole bir şekilde güzel bir hafta geçiriyorlar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da yılın son kuzuları üreticilerin yüzünü güldürdü Erzincan’da küçükbaş hayvancılıkla uğraşan üreticiler, yeni yıla sayılı günler kala yılın son kuzularının doğumuyla büyük bir mutluluk yaşıyor. Üreticiler yoğun bir yaz maratonunun ardından Erzincan merkezdeki köylerine gelerek geçimlerini sağlamaya devam ediyorlar. Bu günlerde başlayan kuzu doğumları ise üreticilerin yüzünü güldürdü. 2024 yılının son günlerinde ilk mahsullerini almanın mutluluğunu yaşayan üreticiler, kış aylarının en yoğun mesaisine girdiler. Başpınar Mahallesi’nde hayvancılık yapan üreticilerden İbrahim Erel, yeni doğan kuzularını kucağına almanın mutluluğunu kaydetti. Erel, “Yılımızın ilk emeğini, ilk bereketini şu an kucaklamış bulunmaktayız. Bu maraton süreci içerisinde üreticimiz, yaşadığı birçok zorlukla, yayla şartlarındaki yaşadığı zorluklarla tekrar kendi yerleşkelerine geri dönüp bu bereketi, bu mahsulün sevincini yaşıyoruz. Bu sevincimi belirtirken tabi ki şikayetçi olduğumuz konular var. Üreticimize daha çok sahip çıkılsın. Çünkü bir ülkenin en büyük silahı üretmektir ve emektir. Üretici olarak bizim tek kazancımız bu kuzuda elde edeceğimiz gelirdir. Bunun dışında peynirimiz var. Peynirde elde ettiğimiz gelirin büyük bir kısmını hatta tamamını, arpa samana gidiyor çok pahalı olduğu için ve üreticimize çok şey kalmıyor” diye konuştu. Gençlerin hayvancılıktan uzaklaşmasına da değinen İbrahim Erel, mesleğin geleceği için gençlere çağrıda bulundu. Erel, “Bir diğer sıkıntımız da gençlerimizin giderek bu meslekten uzaklaşmaları. Yine söylüyorum bir ülkeyi ayakta tutan emektir, üretmektir, buna sahip çıkalım. Gençlerimizin de tekrardan kendi mesleklerine davet ediyorum. Her şey okuyup bir yerlere gitmek değil, istedikleri kadar gitsinler, üretilmedikten sonra onların paraları da kazançları da inanın ki hiçbir şeye yaramayacak. Gençlerimiz de bu mesleğe davet ediyorum. Yeni mahsulümüzü aldığımız için kuzularımız doğduğu için çok mutluyuz. Bu doğum süreci bu aydan başlayıp nisan ayına kadar devam edecek. Nisana kadar bunun mutluluğunu yaşayacağız” dedi.
Aksaray Otomobilin çarpıp kaçtığı bisiklet sürücüsü öldü Aksaray’da otomobilin bisiklete çarpıp kaçması sonucu meydana gelen trafik kazasında bisikletle birlikte 100 metre sürüklenen sürücü olay yerinde hayatını kaybetti. Kaza gece saat 03.00 sıralarında Cumhuriyet Bulvarı Küçükbölcek Mahallesi kavşağında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Bulvarı üzerinden Atatürk Bulvarı istikametine bisikleti ile seyreden yabancı uyruklu şahsa aynı istikamete seyreden otomobil çarptı. Çarpmanın etkisiyle aracın altında kalan bisiklet ve sürücüsü yaklaşık 100 metre araç altında sürüklenerek yolun sağ tarafına fırlarken, plakası belirlenemeyen aracın kimliği belirlenemeyen sürücüsü durmak yerine kaçarak kayıplara karıştı. Mahalle sakinlerinin ses ile fark ettiği kaza 112 Acil Çağrı Merkezine bildirildi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen 112 Acil Yardım ekipleri bisiklet sürücüsüne ilk müdahaleyi olay yerinde yaparken, sürücünün hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine polis ekipleri yolu trafiğe kapatarak olay yerini şeritle çevirdi. İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şubesi ekiplerinin fotoğraflama ve delil çalışması yaptığı kaza yerinde ölen bisiklet sürücüsünün yola savrulan ayakkabısı ve bisikletinin tekeri yürekleri burktu. Bisikletin tanınmaz hale geldiği kaza yerinde yapılan incelemelerin ardından kimliği belirlenemeyen ancak yabancı uyruklu olduğu tespit edilen ölen bisiklet sürücüsü otopsi yapılmak üzere cenaze aracıyla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morguna kaldırıldı. Polis kazaya karışan aracın peşine düşerken Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.