KÜLTÜR SANAT - 07 Aralık 2018 Cuma 12:20

Bilecik’te 2. Abdülhamid dönemi ele alındı

A
A
A
Bilecik’te 2. Abdülhamid dönemi ele alındı

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Sultan II. Abdülhamid Han’ın yakın tarihte en az anlaşılan tarihi şahsiyetlerinden birisi olduğunu belirterek, "Hatta onun kişiliği, çoğu zaman siyasi sebeplere ve kasıtlı olarak çarpıtılarak topluma aksettirilmiş ve tarihi gerçekler perdelenmiştir. Bu durum ise kendiliğinden onun dönemin yanlış bilinmesine ve yorumlanmasına sebep olmuştur" dedi.


Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Osmanlı Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü ve Oğuz-Türkmen Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından ortaklaşa Çeşitli Yönleriyle 2. Abdülhamid ve Dönemi konulu panel düzenlendi.


Panelde açılış konuşması yapan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Sultan II. Abdülhamid Han döneminin yanlış bilindiği ifade ederek, "Hâlbuki Sultan Abdülhamid Han, Osmanlı Devletinin son döneminin en önemli ve en ilgi çekici şahsiyetidir. Devletin başında en hassas ve ağır tehdit ve tehlikelerle dolu bir zamanda geçmiş, Devlet başkanlığını teslim almasıyla birlikte kendisini meşum 1993 harbinin içinde bulmuştur. Osmanlı Devlet gemisi korkunç fırtınalı sularda her tarafından çatırdamaya başlamışken Sultan Abdülhamid Han, 33 yıllık hükümdarlığı süresinde gemiyi batmaktan kurtarıp sahil-i selamete çekmeye, sakin bir körfeze getirip her tarafını onarmaya gayret etmiştir. Bu 33 yıllık dönem içerisinde düşman ülkeler Çarlık Rusya’sından başlamak üzere devletimizi çökertip Osmanlı topraklarını paylaşma hedefinde birleşmiş ve müşterek bir cephe teşkil etmiş bulunuyorlardı. Meşhur Şark Meselesi’nin ana hedefi buydu. Büyük devletler önce Türk hâkimiyetine Balkanlar’da son vermek, ardından da Anadolu’daki varlığımızı yok edip, Ortadoğu’daki toprakları işgal suretiyle buranın servet ve stratejik imkânlarını ele geçirmek istiyorlardı. Bu, toptan tasfiye planının uygulamak istediği XIX. yüzyılın başlangıcında devletimizin başında Sultan II. Abdülhamid Han’ın bulunmuş olması onu en önemli hedef haline getirmişti. Bu asıl gerçeği gören tasfiyeci ve paylaşımcı emperyalist devletler Sultan Abdülhamid Han’ı zayıflatıcı ve hâkimiyet sahnesinden bulmuşlardı" dedi.


"Sultan II. Abdülhamid Han’a ’Kızıl’ sıfatının takılmak istenmesi yıkıcı propaganda silahının ne kadar tehlikeli olabileceğini göstermiştir"


Taş, konuşmasında, Osmanlı Devletini çökertip bir parçasını kendileri için koparmak isteyen Ermeni komitacılarının padişahın şahsına karşı düzenledikleri yıldız suikastını hatırlatarak, "Osmanlı Devletini çökertip bir parçasını kendileri için koparmak isteyen Ermeni komitacılarının, padişahın şahsına karşı düzenledikleri Yıldız suikastı bu iç hasım unsurların feci teşebbüslerinin nerelere kadar uzanabileceğinin en açık örneklerinden birisi olmuştur. Sultan II. Abdülhamid Han’a ’Kızıl’ sıfatının takılmak istenmesi XX. yüzyılda çok etkili olarak kullanılacak olan yıkıcı propaganda silahının ne kadar tehlikeli olabileceğini göstermiştir. Bu silahı uzun bir süre sadece Sultan II. Abdülhamid Han’a karşı değil, aynı zamanda Türkiye ve Türkler aleyhine kullanan Batılılar, Haçlı zihniyetinin bulabildiği her fırsatı nasıl değerlendirdiklerini bize göstermişlerdir. Tarihinin ve yakın geçmişin günümüzü nasıl aydınlatıp gerçekçi tahliller yapmamıza imkân verdiği ve geleceği hesaplamamıza yardımcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat söz konusu tarihinin bizlere en doğru şekilde aktarılması, çarpıtılmamış olması şarttır. Sultan II. Abdülhamid Han ve dönemi hakkında bu imkâna en azından geçmişte tam olarak sahip olduğumuzu söyleyemeyiz. Devletimizin başında 33 sene icraat yapmış bir padişah hakkında aktarılan yanlış bilgi ve iftiralar sadece nesillerin yanlış bakış açısına saplanmaları ile sonuçlanmamış, aynı zamanda aleyhimize olanların ekmeğine yağ sürmüştür. Bugün ise artık gerçeği tam olarak bilme zaruretimiz vardır. Bu ancak dürüstlükten ayrılmayan ve ilim haysiyetine sahip tarihçilerin çalışmaları ve bunların yayınlanması ile mümkün olacaktır" ifadelerine yer verdi.


Konuşmanın ardından Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Haluk Selvi moderatörlüğünde Prof Dr. Kemalettin Kuzucu, Doç. Dr. Serkan Yazıcı, Doç Dr. Ramazan Erhan Güllü ve Dr. Öğr. Üyesi Fahri Maden katılı ile Çeşitli Yönleriyle 2. Abdülhamid ve Dönemi konulu panel düzenlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Ortaca Belediyespor, yeni başkanını seçti Muğla’yı bu sezon BAL Ligi’nde temsil edecek olan Ortaca Belediyespor Olağan Gelen Kurulu yapıldı. Yapılan genel kurulda Fırat Erişen kulüp başkanı seçildi. Önceki yönetim kurulunun Gelir-Gider Durumu kongrede ibra edilmedi. Ortaca Belediyespor tesislerinde yapılan Olağan Gelen Kurul’da söz alan Erem Kaya, 3 yıllık görev sürecinde yaptıkları icraatları anlattı. Kaya, “Kapanmak üzere olan bir kulübü ben ve arkadaşlarım teslim aldık. Önce arkadaşlarımla beraber biz inandık sonra da memlekete inandırdığımızı düşünüyorum” dedi. Ardından Gelir-Gider Durumu ve Faaliyet Raporları’nın okunmasına geçildi. Kulübün iddia edilen borç ile ilgili genel kurula sadece kağıda yazılmış liste verilmesi dikkat çekti. Açıklanan borç listesine birçok üye itiraz etti. Söz alan Fırat Erişen, “Sizin sözünüze inanmamak gibi bir durum söz konusu değil ama ben bunu araştırmak zorundayım. Bu şekilde bir ibra olamaz. Burada ben kendi adıma karar vermiyorum” dedi. Yapılan oylama sonunda, Erem Kaya yönetiminin Gelir-Gider durumu ibra edilmedi. Genel Kurul sonunda Fırat Erişen kulüp başkanı seçildi. Yönetim Kurulu’nda ise Osman Güp, Mehmet Güzel, Deniz Karataş, Sezgin Biçer, Abdil Kurt, Ali Mürşit Yağmur, Can Sarol ve Tolga Yıldırım seçilirken, Denetim Kurulu ise, Uğur Yıldırım, Arif Dağdelen ve Arda Toksoy’dan oluştu. Genel Kurul sonunda açıklamada bulunan yeni kulüp başkanı Fırat Erişen, “Şunu verdik buna verdiğe girersek biz rahmetli Uğur Çöllü döneminde çok şey verdik, talepte etmedik, hiçbir kuruşta almadık. Kimse talep etmesin diye bir şey demiyorum ama Ortacaya gönül veren insanlar olarak biz buradayız. Erem başkanda 3 yıldır hizmet verdi, elinden geldiğince maddi manevi seferber etmiştir, kendisine teşekkür ediyorum. Erem başkan nezdinde tüm yönetim kuruluna teşekkür ediyorum” dedi. Erişen Bal Ligi’nin zorluğuna dikkat çekerek, tüm Ortacalılardan takıma sahip çıkmalarını istedi.
Kayseri Bakan Yerlikaya: "Olaylarda 474 şahıs gözaltına alındı, şahıslardan 285’inin çeşitli suçlardan kaydı olduğu tespit edildi" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kayseri’de meydana gelen olaylarda 474 kişinin gözaltına alındığını ve bu şahıslarda 285înin çeşitli suçlardan kaydı olduğunu açıkladı. Kayseri’de geçtiğimiz gün yabancı uyruklu şahsın 7 yaşındaki çocuğu taciz ederken yakalanması sonrasında şehir genelinde olaylar çıkmış, yabancı uyruklulara ait araç, ev ve işyerlerine zarar verilmişti. Olaylar ile ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya; sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda yaşanan olaylarda 474 kişinin gözaltına alındığını ve bu şahıslardan 285’inin çeşitli suçlardan kaydı olduğunu açıkladı. Bakan Yerlikaya açıklamasında, "Kayseri’de meydana gelen çirkin olay sonrası ülkemiz genelinde bazı şehirlerimizde dün gece Suriyelilere yönelik provokatif eylemler gerçekleştirilmiştir. Yasa dışı yollara başvurularak gerçekleştirilen provokatif eylemler sonrası 474 şahıs gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan şahısların 285’inin çeşitli suçlardan (Göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma v.b.) adli kaydı olduğu tespit edilmiştir. Kıymetli vatandaşlarım; provokasyonlara gelmeyelim. İtidalli davranalım. Hukuk dışı yollarla, insanlara, çevreye ve mallara zarar vererek suç işlemeyelim. Devletimiz güçlüdür. Devletimize ve milletimize karşı bu komploları kuranlar hak ettikleri karşılığı göreceklerdir" ifadelerine yer verdi.
Sakarya SUBÜ Teknoloji Fakültesi’nden Makale ve proje yazımında yapay zeka eğitimi SUBÜ Teknoloji Fakültesi, ‘Yapay Zeka ile Makale ve Proje Yazma Eğitimi’nde Dekan Prof. Dr. Zafer Tatlı, güncel teknolojilere yönelik eğitimlerin akademik performansın artırılmasına katkı sağladığını ifade etti. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Teknoloji Fakültesi, ‘Yapay Zekâ ile Makale ve Proje Yazma Eğitimi’ gerçekleştirdi. Senato Salonu’nda düzenlenen eğitim, Teknoloji Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız ile Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Biyomedikal Mühendisliği Doktora Öğrencisi ve Aile Hekimi Dr. Türker Berk Dönmez tarafından verildi. Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Tatlı ile araştırma görevlilerinin katıldığı eğitimde, yapay zekanın akademik makale yazımı ve TÜBİTAK projelerinde verimli olarak kullanımına ilişkin püf noktalar paylaşıldı. Eğitimde ilk olarak disiplinler arası makale yazımı için farklı alanlardan seçilen veri setlerinin değerlendirilmesi üzerinde duruldu. Katılımcılara farklı disiplinlerden verilerin nasıl bir araya getirileceği, bu verilerin analizinde kullanılacak istatistiksel yöntemlerin yapay zekâ araçları ile nasıl entegre edilebileceği anlatıldı. Belirli alanlardan seçilen verilerle çalışmanın zorlukları ve avantajları tartışıldı. Yapay zeka araçlarının kullanıldığı uygulamalı eğitim ile makale başlıkları belirlendi, özet ve giriş bölümleri yazıldı, yöntem ve sonuç bölümleri düzenlendi. Ayrıca, doğru akademik referanslara ulaşmak için farklı yapay zekâ araçlarının bir arada kullanımına dair bilgiler paylaşıldı. Yapay zekanın akademik alanındaki ipuçları anlatıldı SUBÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Biyomedikal Mühendisliği Doktora Öğrencisi Dr. Türker Berk Dönmez, yapay zeka araçlarının akademik makale yazımında organizasyonuna ilişkin ipuçları paylaştı ve yapay zekanın özellikle; literatür taraması, veri analizi ve sonuçların yorumlanması gibi süreçlerdeki etkisi üzerinde durdu. Eğitim sırasında, katılımcılar yapay zeka destekli metin düzenleme ve referans yönetimi araçlarını kullanarak kendi makale taslaklarını oluşturdu. Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız ise özellikle TÜBİTAK projelerinde yapay zeka kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlara değindi. TÜBİTAK 1005 projesi şablonu üzerinde yapılan çalışmada; proje önerilerinin yazımı, bütçe planlaması ve proje yönetimi konularında yapay zekâ araçlarının kullanımı tartışıldı. Yıldız, yapay zekanın proje yönetiminde sağladığı verimliliğin yanı sıra, proje sonuçlarının raporlanmasında da büyük kolaylıklar sunduğunu belirtti.