GENEL - 17 Ekim 2012 Çarşamba 16:43

KOMŞUSUNUN BÖBREОİYLE HAYATA TUTUNDU

A
A
A
KOMŞUSUNUN BÖBREОİYLE HAYATA TUTUNDU

Böbrek yetmezliği nedeniyle altı yıldır diyalize giren altı çocuk annesi Dilek Türk (46), Antalya İl Sağlık Müdürlüğü Etik Kurulu`nun onay vermesi ile komşusu bir çocuk annesi Hanife Gezgin`in (30) bağışladığı böbrekle hayata tutundu.
İstanbul`dan Antalya`ya nakil için geldiklerini söyleyen Dilek Türk, 6 yıl önce rahatsızlandığını ve kısa sürede çok kilo vermeye başladığını ancak doktorların sorunu anlamadığını belirtti. Durumunun giderek kötüleştiğini anlatan Türk, ``Üremi komasına girdim. MR çektiler ve sonra böbrek yetmezliği olduğu anlaşıldı, 6 yıldır diyalize giriyordum`` dedi.
İKİ GÜN ŞOK YAŞADIM
Dilek Türk, bir gün komşusu Hanife Gezgin`in kendisine böbreğini vereceğini söylemesi üzerine başvurdukları Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü`nde yapılan tetkiklerde böbreğin uyumlu olduğunun belirlendiğini anlattı. Türk, ``Komşum `Böbreğimi veriyorum` dediği zaman iki gün şokunu atlatamadım. Kendisine çok minnettarım`` diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş, Almanya’da Küresel Engellilik Zirvesi’ne katılacak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, engelli bireylerin yaşadıkları sorunlar ve buna yönelik çözümleri araştırabilmek, engelli haklarına ilişkin sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla bu yıl üçüncüsü Almanya’da düzenlenecek Küresel Engellilik Zirvesi’ne katılacak. Engelli bireylerin yaşadıkları sorunları değerlendirebilmek ve buna yönelik çözümleri araştırabilmek, engelli haklarına ilişkin sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla ilki 2018’de Londra’da, ikincisi 2020’de pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Küresel Engellilik Zirvesi’nin üçüncüsü bu yıl Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenleniyor. Bugün Almanya, Ürdün ve Uluslararası Engelliler İttifakı (International Disability Alliance) ortaklığıyla düzenlenen zirveye BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina Muhammed’in yanı sıra 43 ülkeden ve 20’yi aşkın uluslararası kuruluştan üst düzey temsilcilerin katılması bekleniyor. Zirvenin açılışına katılacak olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Herkes için Geleceğe Hazır, Kapsayıcı Altyapı İnşa Etmek-Yeni Zorluklar ve Yerel Çözümler" etkinliğinde bir konuşma yapacak. Konuşmasında Türkiye’nin son 23 yılda sosyal hizmetler alanında yaptığı çalışmaları, tecrübelerini paylaşacak olan Göktaş, engelli bireylerin toplumsal hayata katılımını desteklemek amacıyla erişilebilirlik, istihdam ve eğitim gibi alanlarda yürüttükleri çalışmaları anlatacak. Göktaş, engellilerin temel haklarını korumak amacıyla imzaladıkları uluslararası sözleşmeler ve Anayasa başta olmak üzere iç mevzuatta atılan adımlar ve sosyal politikalarının ayrılmaz parçası haline getirdikleri 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi çerçevesindeki uygulamaları ele alacak. "2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni hazırladık" Bakan Göktaş programa ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de herkes için erişilebilirliği sağlamak üzere sağlam bir yasal çerçeve oluşturduklarını belirterek, "2005 yılında yürürlüğe giren Engelliler Hakkında Kanun, ülkemizde engelli bireylerin yaşamlarında önemli iyileştirmeler sağlamış, bu alanda bir dönüm noktası olmuştur. Bu adımı Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’den önce atmış olduk" ifadelerini kullandı. "Engelli vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak adına esas aldığımız temel ilkelerden biri erişilebilirliktir" ifadesini kullanan Göktaş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye Yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde bakanlık olarak engellilik alanındaki çalışmalarımızı bu ilke doğrultusunda yürütüyoruz. Bu kapsamda bakanlığımız koordinasyonunda sürdürülebilir kalkınma amaçları ile uyumlu 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni hazırladık. Ayrıca engellilere yönelik 2030 yılına kadar geliştirilecek politika ve sunulacak hizmetlere yön verecek çalışmalarımızın hayata geçirilmesi için 2023-2025 yıllarını kapsayan ‘Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Türkiye olarak kimseyi geride bırakmamak anlayışımızla sosyal hizmetler alanındaki deneyimlerimizi bu programlar vesilesiyle paylaşmak, yürüttüğümüz çalışmaları uluslararası iş birlikleriyle daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz." Türk vatandaşlarıyla buluşmada ‘Aile Yılı’ anlatılacak Bakan Göktaş, zirve kapsamında Gine Kadın, Çocuk ve Savunmasız Kişilerin Güçlendirilmesi Bakanı Charlotte Daffe Toure ve Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Samah Hamad ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek. Berlin Aile ve Sosyal Hizmetler Müşavirliği’nce düzenlenecek etkinlikte Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarıyla da buluşacak olan Bakan Göktaş, buluşmada Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle ilan edilen 2025 Aile Yılı kapsamında ailenin güçlendirilmesi konusunda yürütülecek çalışmalar konusunda vatandaşlara bilgi verecek.
Ağrı Ağrı’daki Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi’nde geri dönüşümle sanat eserleri doğuyor Ağrı’daki Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi, sanatı, çevre bilinciyle birleştirerek öğrencilere hem estetik hem de sosyal sorumluluk duygusu kazandırıyor. Türkiye’de kurulan ilk geri dönüşüm kütüphanesine sahip olan okul, aynı zamanda sanatı çöp olarak görülen malzemelerle hayata geçiriyor. Öğrenciler, geri dönüşümden elde edilen materyallerle sanat eserleri oluştururken, okulları da adeta bir sanat galerisine dönüşüyor. Sanatı öğrencilerine geri dönüşümle tanıtan Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi, okullarını bir sanat galerisine dönüştürerek sanatsal üretimi en üst seviyeye taşıyor. Okul, geri dönüşüm kütüphanesiyle de çevreye duyarlı bir eğitim modeli sunuyor. "Sanat, insan olmanın temelidir" Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi Halis Salih Kahraman, okuldaki en değerli şeyin saygı olduğuna değinerek, "Burada öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımızla büyük bir saygı çerçevesinde hareket ediyoruz. Birbirimize her türlü yardımı yapıyoruz. Sanat, gerçekten insanı insan yapan şeylerden biridir. Sanatsız bir toplum düşünemiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün de bizden beklentisi buydu; sanatsız bir toplum eksiktir. Okulumuzda yaptığımız birçok eşya geri dönüşümden oluşuyor. Genelde yumurta kaplarını parçalayarak yapıştırıcıyla birleştirip renklendirdikten sonra malzemelere çevirebiliyoruz. Hatta lambalarımız var. Heykellerimiz de var, onları tellerden yapıyoruz. Tellerimizi genelde kendimiz alıyoruz. Öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımızla her türlü ekonomik desteği birbirimize veriyoruz. Öğretmenlerimiz gerçekten bizi çok destekliyor. Bu bölümde iş olmadığını düşünen insanlar var ama bu bölümde çok iş var: Grafik, moda tasarımı, resim öğretmenliği ve birçok alan var. Sadece istemek, çabalamak ve emek vermek her şeyin başıdır. Bunları yaparak, zaten büyük bir çerçevede hedeflerinize ilerlemiş olursunuz. Hem öğretmenlik hem de grafik tasarımı yapmak istiyorum" ifadelerini kullandı. "Geri dönüşümle sanat yapıyoruz" Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi Görsel Sanatlar Öğretmeni Ahmet Kılıçaslan, geri dönüşümle sanat yapmanın önemini vurgulayarak, "Görsel sanatlar öğretmeni olmamın yanı sıra üç boyutlu derslere de giriyorum. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne göre eğitim ortamları ve eğitimde işlenen konular yöreden yöreye farklılık gösterebilir. Biz de öğrencilerimizle yapacağımız çalışmaları belirlerken onların isteğine bırakıyoruz ve öğrencilere birkaç alternatif sunuyoruz. Öğrencilerimiz bizden tel çalışması yapmamızı istedi. Biz de bu yıl tel çalışması yaparak, öğrencilerimizin isteğini yerine getirdik. Aynı zamanda, çöp diye nitelendirilen eşyaları öğrencilerimizden alıp getirmelerini istiyoruz ve depolarımızda biriktirip, daha sonra bunları üç boyutlu derslerimizin herhangi bir kulvarında kullanıyoruz. Biz, çöpü bile sanata çevirmeyi öğrencilerimize öğretiyoruz. Öğrencilerimiz, batıda bir çocuğa göre malzemeye ulaşma konusunda biraz sıkıntı yaşıyor. Bu durumda, bizim çöpten sanata mantığımız devreye giriyor ve bu malzemeleri kendi tekniklerimizle birleştirip sanata çeviriyoruz. Eskiden öğrenciler bu bölümlere çok az geliyorlardı. Ama günümüzde, öğrencilerimiz artık resim bölümüne çok fazla ilgi duyuyor. Yetenek sınavları yaparken, her yıl 100’ün üzerinde öğrenci katılımı oluyor ve bazen seçim yaparken zorlanıyoruz. Okulumuzu daha cezbedici hale getirmek için okulumuzu adeta bir sanat galerisine dönüştürdük. Okulumuzun başarı durumu, ilde bulunan diğer okullara göre çok üst düzeyde çünkü bizim kurslarımızda hazırladığımız öğrenciler, Türkiye’nin farklı illerinde bulunan üniversitelere gidebiliyorlar. Başarı oranımız bu durumda yüzde 90’ı gösteriyor. Okulumuzda bulunan görsel sanatlar öğretmenleri olarak, yazın tatil yapmak yerine öğrencileri yetenek sınavlarına hazırlamak için başlarında bekliyoruz" şeklinde konuştu. "Geri dönüşüm, öğrencilerimize farkındalık kazandırıyor" Erol Parlak Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Nurten Alpaslan, okullarındaki geri dönüşüm kütüphanesinin Türkiye’de kurulan ilk geri dönüşüm kütüphanesi olduğunu belirterek, "Bizim okulumuzda bulunan kütüphane, Türkiye’de kurulan ilk geri dönüşüm kütüphanesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kütüphanesiz okul kalmasın projesi ile Emine Erdoğan’ın da geri dönüşüm projesini desteklemesiyle kütüphanemizi oluşturduk. Öğrencilere aktardığımız şey, atılan şeyin çöp değil, geri dönüşüm olduğudur. Öğretmenlerimizin sayesinde de farkındalık oluşturularak çalışmalar yapılıyor. Bu okulda resim ve müzik branşlarında dersler veriliyor. 60 resim ve 30 müzik olmak üzere 90 öğrenciyi yetenek sınavına alıyoruz. Öğrencilerimiz yetenekleriyle geliyor. Biz, öğrencilerin böyle bir güzel sanatlar lisesi olduğunu bilmelerini istiyoruz. Bu sene, yüzde 90’ın üzerinde bir başarı sağladık ve öğrencilerimiz 4 yıllık bölümlere yerleşti. Öğrencilerimiz sadece resim bölümü olarak değil, heykel, seramik, animasyon gibi alanlara da gidiyor. Velilerimizin, ’doktor veya mühendis olsun’ gibi düşünceleri var ama gerçek şu ki, artık insanların sanata da ihtiyacı var. Biz de burada, düşünceleriyle bir şeyler üretebileceklerini çocuklara öğretiyoruz. Milli Eğitim Müdürümüz Hasan Kökrek’in de destekleriyle burada sürekli etkinlikler yapılıyor. Öğretmen ve öğrencilerimiz buraya gelirken mutlu geliyorlar ve sürekli bir şeyler üretmenin verdiği mutluluğu yansıtıyorlar. Biz de öğrencilerimiz kırsaldan geldiği için maddi olarak sıkıntı yaşıyoruz. Bizim bölümümüz pahalı bir bölüm. Müzik ve resim olsun, malzeme konusunda pahalı bir bölüm. ’Tuvalimiz duvarımız olsun’ mantığıyla duvarlarımızı süsledik. Bu şekilde, hem çocuğa maddi külfet oluşturmuyoruz hem de derslerinde başarılı olmasını sağlıyoruz. Bu biriktirdiğimiz çöpleri de çocuklara vererek geri dönüşüm sağlıyoruz ve maddi yükü hafifletiyoruz. Geçen sene geri dönüşümle ilgili yarışmaya katıldık. Yusuf Tekin Bakanımız, çevre beratıyla bizleri layık gördü" dedi.
Adıyaman Depremde öksüz kalan Çınar Efe’ye polislerden bayram ziyareti Depremde ailesini ve yakınlarını kaybeden 7 yaşındaki Çınar Efe Toker, kimsenin bayramda kendilerine ziyarete gelmediğini söyleyince, polis ekipleri ziyaret ederek Çınar Efe Toker’i sevindirdi. 6 Şubat depreminde Mehmet Token’in eşi İsmihan Token ve 4 kızı hayatını kaybetti. Kendisi enkazdan yaralı olarak çıkartılan Mehmet Token, 36 gün Kahramanmaraş’ta yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımdan çıktığında eşini ve 4 kızının, yakın akrabalarının hayatını kaybettiğini öğrendi. Hayatta kalan tek evladı Çınar Efe Toker ile hayata tutundu. 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp polislerin bayram ziyareti yapmasını istedi K8 Konteyner kentte kalan baba ve Çınar Efe’yi Ramazan Bayramı’nın birinci gününde kimse ziyaret etmedi. Bunun üzerine ilkokul 1. sınıf öğrencisi Çınar Efe Toker, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak, polislerin bayram ziyaretine gelmesini istedi. Hem polisler hem baba-oğul duygulandı Adıyaman Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bayram çikolatası ve hediyeler ile Çınar Efe Toker’i ziyaret etti. Baba Mehmet Token, polisleri görünce gözyaşlarını tutamadı. Babanın gözyaşları içerisindeki konuşması nedeniyle polisler de duygulandı. Polis ekipleri, polisleri çok seven Çınar Efe Toker’i polis aracına bindirerek telsizden anons çektirip, kask taktı. "Beni ve oğlumu çok mutlu ettiniz" Burada konuşan Baba Mehmet Token, "Ben Kahramanmaraş’ta 36 gün yoğun bakımdaydım. Bana dediler ki akrabaların çocukların hepsi vefat etmiş. Sizden başka kimse kapımızı açmadı. Tek siz açtınız. Keşke bir evladım yada bir kardeşim daha olsaydı, kapımızı açsaydı. Beni çok gururlandırdınız. Beni, oğlumu mutlu ettiniz. Rabbim de sizi mutlu etsin inşallah" diye konuştu.
İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü girişinde tır yangını: O anlar kamerada Yavuz Sultan Selim Köprüsü girişinde seyir halinde olan tırın dorse kısmında henüz belirlenemeyen bir nedenle dumanlar yükselmeye başladı. Alevlerin yükseldiği o anlar kameraya yansırken, tır yangını itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürüldü. Yangın, dün gece saatlerinde Kuzey Marmara Otoyolu Yavuz Sultan Selim Köprüsü girişi Ankara istikametinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sürücüsünün kimliği öğrenilemeyen tırdan seyir halindeyken dumanlar yükselmeye başladı. Tırın dorse kısmından dumanların yükseldiği fark eden sürücü tırı Yavuz Sultan Selim Köprüsü girişinde yol kenarına park ederek aşağıya indi. İhbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın, kısa sürede büyüyerek tüm dorse kısmını kapladı. Alevlerin yükseldiği yangına itfaiye ekipleri müdahalede bulundu. Yapılan müdahalenin ardından yangın söndürülerek bir süre soğutma çalışması yapıldı. Yapılan çalışmaların ardından yangın tamamen söndürüldü. Can kaybı ve yaralanmanın olmadığı yangın sonrası tırın dorse kısmında maddi hasar meydana geldi. Öte yandan, tırdan yükselen alevler bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Görüntülerde alevlerin yükseldiği tırın dorse kısmına itfaiye ekiplerinin müdahale ettiği görülüyor. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.
Çanakkale (ÖZEL) Çanakkale’de 4 hektar ormanlık alanın etkilendiği yangına sebep olan 2 kardeşe 4 milyon 600 TL para cezası kesildi Çanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Umurbey beldesinde geçen yıl iddiaya göre 3 farklı noktada bahçe temizliği sırasında başlayan ve ormanlık alana sıçrayan 4 hektarlık ormanlık alanın etkilendiği yangında, yangına sebep olduğu tespit edilen 2 kardeş M.P. ile M.P.’ye 4 milyon 600 bin TL para cezası kesildi. Lapseki’ye bağlı Umurbey beldesinde geçen yıl 20 Ekim tarihinde orman deposu mevkisinde ormanlık alanda yangın çıktı. Yangın rüzgarın da etkisiyle büyüdü. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri yangını kontrol altına almak için havadan 4 uçak, karadan ise 19 arazöz, 10 su tankeri ve 210 personelle yangına müdahale etti. Yangın ekiplerin havadan ve karadan yoğun müdahalesiyle kontrol altına alındı. Yangında 4 hektarlık ormanlık alan etkilendi. Bölgede soğutma çalışmaları devam ederken, jandarma olayla ilgili inceleme başlattı. Başlatılan soruşturma kapsamında, iddiaya göre iki kardeş M.P. ile M.P.’nin bahçe temizliği yaptığı sırada 3 farklı noktada yangının çıktığı tespit edildi. İki şüpheli jandarma tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yangınla ilgili devam eden soruşturma kapsamında, 3 farklı noktada bahçe temizliği sırasında başlayan ve ormanlık alana sıçrayan 4 hektarlık ormanlık alanın etkilendiği yangında yangına sebep olduğu tespit edilen 2 kardeş M.P. ile M.P.’ye 4 milyon 600 bin TL para cezası kesildi. Çanakkale Orman Bölge Müdürü Enver Demirci, "Yangınlarda failler belli olduktan sonra devletin zararı ilgililerden önce rızaen tahsil yoluna gidiliyor. Bu manada Umurbey’deki yangındaki devletin 4 milyon 600 bin lira civarında bir zararı vardı. İlgililerden tahsil yoluna gidilecektir" dedi.