EKONOMİ - 09 Kasım 2012 Cuma 14:45

KAR LASTİĞžİ SATIŞLARI ARTTI

A
A
A
KAR LASTİĞžİ SATIŞLARI ARTTI

Sürücülerin ve ilgili birimlerin kış şartlarıyla daha etkili mücadele edebilmesi için, zorunlu kış lastiği uygulamasına geçilmesinin ardından kar lastiği satışlarında büyük artış oldu. Uygulamaya göre aracına kar lastiği taktırdığı gözlenen Motor Sporları Organizasyonları eski Genel Müdürü Baran Asena da, kış geldiği zaman mutlaka lastiklerin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Sürücülerin ve ilgili birimlerin kış şartlarıyla daha etkili mücadele edebilmesi için, zorunlu kış lastiği uygulamasına geçildi. Kazaların en aza indirilmesi, sürüş kalitesinin artırılması ve zincir gibi uygulamaların yola verdiği zararın önlenmesi için başlatılacak uygulama ile ticari araçlarda Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarını kış lastiği kullanılacak. Uygulamanın açıklanmasının hemen ardından ise kar lastiği satışlarında büyük artış yaşandı.
Lastik satışlarında artış olduğunu belirten lastik satıcısı Hüseyin Arslan, ``Talepler çok fazla oldu ama bir kısmı da İstanbul`da gerek yok , İstanbul`un kışı çok fazla sert geçmiyor diye yorumlayanlar da oluyor. Kış lastiğinin normalde kullanılması lazım. Hava sıcaklığının 7 derece olduğunda normal lastikler sertleşirken kış lastiğinin hamuru gereği , kimyası gereği yumuşayarak yol tutuşu artıyor. Bu da kazaların bir çoğunu önlüyor. Yaşanan kazaların bir çoğu kış lastiği kullanılmamasından kaynaklanıyor. Bu konuda bilinçli tüketici olmamız gerekiyor`` dedi.
Kış lastiğinin kullanılması için kar yağmasına gerek olmadığını belirten Hüseyin Arslan şunları söyledi;
``Bu fark hava sıcaklığıyla alakalıdır. Yaz lastiği düzdür. Kış lastiği dediğimiz lastiklerin üzerinde kılcal damarlar vardır. Bu damarlar karlı zemine temas ettiğinde ya da kışın yoldaki karları arasına alarak parçalar ve yolda kalma durumu olmaz.``
MOTOR SPORLARI ORGANİZASYONLARI ESKİ GENEL MÜDÜRÜ ASENA DA LASTİKLERİNİ DEĞžİŞTİRDİ
Kış lastiğinin şehirlerarası yolculuk yapan araçlarda zorun hale getirilmesinden ardından Motor Sporları Organizasyonları Eski Genel Müdürü Baran Asena`nın da aracının lastiklerini değiştirdiği görüldü. Lastik değişimi konusunda bilgi veren Asena, ``Yanlış bir bilgi var. Kış lastiği ve yaz lastiği kavramı var. Esasında havalar bozulmaya başladığında bu lastikleri değiştirmek lazım. Çünkü hem fren meselesinde çok fark ediyor. Hem arabanın yana öne kayışlarını , davranışları değiştiriyor. Dolayısıyla kış geldiği zaman mutlaka kış lastiklerini takmak lazım. İstanbul`un az kar görmesi takmamak için bir sebep değil. Ben kasım başında mutlaka lastiklerimi değiştiriyorum. Kış lastiklerinde oluklar çok önemli. Suyu tahlile ediyor. Dolayısıyla arabanın ön takımlarında su takozları birikmez. Bu su takozları arabanın kaymasına sebep olur. Bu sebeple lastik değişimini ihmal etmemek lazım`` dedi.
Yeni uygulama ile 1 Aralık - 1 Nisan tarihleri arasında ticari araçlar kış lastiğini zorunlu olacak. Ayrınca yönetmelik gereği kış lastiği takmayanlar için 500 TL cezai işlem uygulanacağı belirtildi. Uygulamayı Ulaştırma Bakanlığı yetkilerinin dışında Emniyet Genel Müdürlüğü , Jandarma Genel Komutanlığı ve Gümrük Ticaret Bakanlığı`nın sınır kapılarında ki yetkili birimleri denetleyecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi raporları tartışması sürüyor Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan Ezgi Apartmanı’na ilişkin yürütülen davada, tutuklu bulunan iş yeri sahipleri hakkında hazırlanan bilirkişi raporları kamuoyunda ve yargı sürecinde tartışılmaya devam ediyor. Sanıkların avukatı Ersan Şen, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz ederek, benzer bir davada aynı üniversitenin farklı yönde görüş bildirdiğini belirtti. Avukat Ersan Şen, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yıkılan bir apartmanla ilgili İslahiye’de görülen davayı emsal göstererek, söz konusu dosyada yapılan ek bilirkişi incelemesi sonucunda tadilat ile yıkım arasında illiyet bağı bulunmadığının açıkça tespit edildiğini hatırlattı. "İlliyet bağı kurulmadan asli kusur yüklenemez" KTÜ tarafından Ezgi Apartmanı dosyasında hazırlanan raporun eksik ve hatalı olduğunu savunan Av. Şen, binanın altında yapılan tadilatlar ile yıkım arasında sebep-sonuç ilişkisi kurulmadan sanıklara asli kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Şen, bu gerekçeyle verilen tutuklama kararının da hukuki şartları taşımadığını ileri sürdü. Tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması gerektiğini vurgulayan Şen, "KTÜ raporunda, tadilat ile yıkım arasında illiyet bağı kurulmadan, ruhsatsız tadilat yapıldığı gerekçesiyle asli kusur isnat ediliyor. Böyle bir tespit hukuken mümkün değildir" dedi. "Asli kusur tespiti mahkemenin yetkisindedir" Bilirkişilerin asli veya tali kusur tespiti yapamayacağını belirten Av. Şen, Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesine dikkat çekerek, kusurun hukuki nitelendirmesinin mahkemeye ait olduğunu söyledi. Bilirkişilerin yalnızca teknik değerlendirme yapabileceğini ifade eden Şen, KTÜ raporunda bu sınırın aşıldığını savundu. Alkollü sürücü örneği Şen, açıklamasında trafik kazaları üzerinden bir örnek vererek, "Bir kişi alkollü veya ehliyetsiz araç kullanabilir ancak tüm trafik kurallarına uygun şekilde seyir halindeyken meydana gelen kazadan otomatik olarak sorumlu tutulamaz. Burada da aynı durum söz konusu. Ruhsatsız tadilat yapılmış olması, yıkımın sebebi olduğu anlamına gelmez. İlliyet bağı yoksa sorumluluk da olmaz" ifadelerini kullandı. "İslahiye’de ek raporda ’yok’ denildi" İslahiye’de görülen benzer davaya dikkat çeken Şen, söz konusu dosyada ilk rapordan sonra mahkemenin aynı bilirkişi heyetinden ek rapor istediğini belirtti. Ek raporda, yapılan tadilatlar ile binanın depremde yıkılması arasında illiyet bağı bulunmadığının tespit edildiğini kaydeden Şen, bu tespitin ardından sanıkların serbest bırakıldığını söyledi. İTÜ ve ODTÜ raporları: "Yıkıma neden olmaz" Ezgi Apartmanı dosyasında daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarının da dosyaya girdiğini aktaran Şen, her iki raporda da yapılan tadilatların binanın yıkımına neden olmadığının açıkça belirtildiğini ifade etti. KTÜ raporunda ise bu soruya net bir yanıt verilmediğini savunan Şen, raporun bu yönüyle eksik olduğunu dile getirdi. "Tutukluluk devam ediyor, itirazlarımız sürüyor" Tüm bu raporlara rağmen sanıkların tutukluluk halinin devam ettiğini belirten Av. Ersan Şen, "Tutuklama tedbiri için gerekli olan kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunmamaktadır. Bilirkişi raporları delilleri değerlendirme aracıdır ve son gelen raporlar açıkça lehimizedir. Buna rağmen tutukluluk sürüyor. İtirazlarımızı sürdürüyoruz, süreç devam edecek" dedi.
Erzincan Erzincan’da sürüler merada Erzincan’da kar yağışsız, kurak geçen Aralık ayında havalarında sıcak gitmesiyle birlikte küçükbaş hayvan üreticileri sürülerini meraya çıkardı. Güneşli havayı fırsata çeviren üreticiler, hayvanlarını doğal otlaklarda otlatarak yem masraflarını azaltıyor. 20 gün önce yağan kar yağışı nedeniyle hayvanlarını ahırlarda beslemek zorunda kalan üreticiler, havaların mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla sürülerini yeniden meralara saldı. Bu sayede küçükbaş hayvanlar doğal otlardan faydalanırken, üreticiler de artan yem fiyatları karşısında ekonomik avantaj sağlıyor. Üreticilerden Gökhan Topal, bir süre önce kar yağışı nedeniyle hayvanlarını içeride yemlemek zorunda kaldıklarını belirterek, "Havalar ısınınca koyunları otlağa çıkardık. Bu sıcak günleri fırsat bilerek hem hayvanları otlatıyoruz hem de yem masrafından tasarruf ediyoruz. Önceki yıllarda bu dönemlerde kar olurdu, bu yıl kurak geçecek gibi görünüyor" dedi. Bir diğer üretici Burhan Koyun ise yem fiyatlarının ciddi oranda arttığını ifade ederek, "Yaylalarda kar olduğu için koyunları köye indirmiştik. Yem pahalı olduğu için fırsat buldukça dışarı çıkarıyoruz. Ot olmasa bile geziyorlar, bu da yem masrafını azaltıyor. Yem adeta altınla yarışıyor" diye konuştu. Erzincan’da güneşli günlerin artmasıyla birlikte meralara çıkan küçükbaş sürüler, hem üreticilere ekonomik katkı sağlıyor hem de hayvanların doğal ortamda daha sağlıklı beslenmesine imkân tanıyor.