YEREL HABERLER - 05 Nisan 2016 Salı 11:27

Didim Türkiye Turizmi Sözlü Tarihinde Yerini Aldı

A
A
A
Didim Türkiye Turizmi Sözlü Tarihinde Yerini Aldı

Anadolu Üniversitesi’nde görevli akademisyenlerce geliştirilen ‘Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Projesi’nin kapanış kokteyline Didim heyeti de katıldı.
Türk turizminin Cumhuriyet dönemindeki gelişimine katkı sağlamış veya tanık olmuş, Turizm Bakanları, İşletme sahipleri, Tur Operatörlerin yanı sıra kamu ve özel sektörden 200’den fazla turizmcinin katıldığı Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Projesi’nin kapanış kokteyli İstanbul’da yapıldı. Didim’den 22 kişinin katıldığı projenin İstanbul’da yapılan kokteyline Didim adına Belediye Başkan yardımcısı Salih Bankoğlu, TÜRSAB BYK Başkanı Tayyar Cengiz, Didim Ticaret Odası Meclis Üyesi Hikmet Atilla ve Didim esnaflarından Ali Turan katıldı.
Kokteyl sonrasında değerlendirme yapan Didim Belediye Başkan Yardımcısı Salih Bankoğlu “Yapılan bu çalışma bilimsel anlamda bu güne kadarki çalışmalar içerisinde en kapsamlı ve en gerçekçi tespitler içermektedir. Böyle bir projede Didim’in de geniş bir şekilde yer almış olması bu güne kadar yapılan önemli çalışmaların ürünü olarak kabul edilmelidir. Araştırma sonuçları incelendiğinde Didim Heyetinin tespitlerinin de gerçekçi ve çok önemli olduğu görülecektir. Turizmde markalaşma ve gelişme uzun soluklu, sabırlı ve programlı çalışmalarla ancak gerçekleştirilebilir. Turizm konusunda Ülkemizde ve Didim’de bu günlerde yaşamakta olduğumuz sıkıntılar ve sorunların birçok cevabını bu araştırmada bulmak mümkündür. Ancak bu ve benzer çalışmaların ilgililer tarafından çok ciddiye alınarak analiz edilmesi ve gerçekçi olanların uygulamaya konulmasıdır. Bu vesileyle, Anadolu Üniversitesine, başta Prof.Dr.Nazmi Kozak, Dr. Hüseyin Öney ve araştırma görevlisi Arzu Turan olmak üzere tüm emeği geçenlere şahsım ve Didim adına çok teşekkür ediyoruz” dedi.
“DİDİM 300 SAYFADA YER ALDI”
Didim Ticaret Odası Meclis Üyesi Hikmet Atilla ise, “Bu çalışma hem Türkiye de hem de Didim de turizm konusunda yapılan en kapsamlı çalışmadır. Didim’in turizme başlamadan evvel ki zamanından günümüze kadar yaşananların ele alındığı proje de Kuşadası ve Didim’e bir ciltte yaklaşık 300 sayfalık yer verilmiştir. Proje’nin sonuçları 7700 sayfa ve 9 cilt kitaptan oluşmaktadır. 3 sene süren çalışma Türkiye genelin de turizm ve otelcilik sektörünün gelişimine birinci elden tanık olmuş 522 kişi ile 696 saatlik görüntü ve ayrıca ses kayıtlı sözlü tarih görüşmesi gerçekleştirilmiş, Didim de ise 22 kişi bu çalışmaya katkı sunmuştur” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.