ASAYİŞ
Manisa Adliyesinde gerginlik 19 Mart 2024 Salı - 13:43:01 Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü sırtından vurarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan direksiyon eğitmeni tutuklu Önder Lafçı hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşma sırasında Kırgöz’ün ailesi ile sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik adliye önüne taşarken Kırgöz ailesinin avukatı Yalçın Arcak, mahkeme çıkışında sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 6 Eylül 2022 tarihinde meydana gelen olayda Manisa’daki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı (45), daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün (21) evinin önüne gelerek Kırgöz’ün evden çıktığı sırada kaçırmaya çalıştı. Direnerek Lafçı’nın elinden kaçan Kırgöz, Lafçı tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. Merkezefendi Devlet Hastanesine kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından da Manisa Celal Bayar Üniversite Hastanesine sevk edildi. Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’un tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesinde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Öte yandan, direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın olayın ardından İzmir’in Buca ilçesindeki saklandığı evde yakalanırken kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Ç. ile Cumali C. de gözaltına alındı. Lafçı ve Muhammet Ç. tutuklanırken Cumali C. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davada bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı Önder Lafçı tarafından vurulan Hilal Sultan Kırgöz’ün 48 gün sonra yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili mahkeme tarafından adli tıp kurumundan istenen bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda Hilal Sultan Kırgöz’ün vurulmasının üzerinden 48 gün sonra yaşamını yitirmesine rağmen ölümüyle saldırı arasında illiyet bağı kurulduğu belirtildi. Mahkeme raporun bir üst kurula gönderilerek teyit edilmesini istedi. Öte yandan Hilal Sultan Kırgöz’ü vuran Önder Lafçı’nın, Kırgöz’ü kurtarmaya çalışan Beyti Ç. isimli mahalle sakinine de silah doğrultarak tetiğe bastığı ancak silahın patlamamasıyla Beyti Ç.’nin olaydan yara almadan kurtulduğu belirtilirken Beyti Ç.’yi öldürmeye teşebbüs suçundan da Önder Lafçı’ya ayrı bir dava açıldı. Açılan dava Hilal Sultan Kırgöz davasıyla birleştirilirken mahkeme Beyti Ç.’yi ifade vermek üzere bir sonraki duruşmaya çağırdı. Dava 7 Mayıs 2024 tarihine ertelendi. Adliye önünde gerginlik Duruşma sırasında sanık ailesi ile Kırgöz ailesi arasında tartışma yaşandı. Davanın ertelenmesi sonrası Kırgöz’ün ailesiyle sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik dışarı taştı. Adliye önünde sanık ailesinin üzerine yürümek isteyen Kırgöz’ün ailesi polis ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Polis ekiplerinin elinden bir anlığına kurtulan Kırgöz’ün avukatı Yalçın Arcak ise sanık yakınlarıyla tartışarak üzerine yürümeye çalıştı. Polis ekipleri avukat Arcak’ı güçlükle sakinleştirdi. “Herkes sevdiklerine gidecek ben mezara gideceğim” Davanın ardından gözyaşlarına hakim olamayan anne Zeynep Kırgöz, “Herkes bayramda sevdikleriyle buluşacak, ben mezara gideceğim. Herkes sevdikleriyle dışarda dolaşıyor. Ama benim bayramım yok. Ben kızımı toprağa verdim. Bir bez parçasının içinde toprağa koydum. O cani açık görüşte sevdikleriyle buluşup kucaklaşacak. Ben mezara gideceğim. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ben cehennemi yaşadım. Onların bedelini istiyorum. Adalet varsa o adaletten ben de istiyorum” dedi.
maNga grubunun solisti Ferman Akgül’ün tazminat davasına ret
19 Mart 2024 Salı - 13:11 maNga grubunun solisti Ferman Akgül’ün tazminat davasına ret ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun 2 üyesi ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı manevi tazminat davasında karar çıktı. Mahkeme, Akgül’ün açtığı davanın reddine karar verdi. ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı 300 bin liralık manevi tazminat davasında karar çıktı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Ferman Akgül ile Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru katılmadı. Duruşmada her iki tarafı da avukatları temsil etti. Duruşmada söz alan Ferman Akgül’ün avukatı davanın kabulünü istedi. Davalılar Doğan Duru ile Güneş Duru’nun avukatları ise davanın reddini talep etti. Davanın reddine hükmedildi Kararını açıklayan mahkeme, gerekçesi sonradan açıklanmak üzere Ferman Akgül’ün davasının reddine karar verdi. Olayın geçmişi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davaya göre Redd Grubu’nun solisti Doğan Duru, sosyal medya üzerinden sanatçı Ferman Akgül ile ilgili olarak, ‘Teknofestlerde sahneye çıkanı, pandemide müzisyenler intihar ederken iş tutan grubun solistini alkışlayan insanlar olmasını geçtim. Yahu siz grupsunuz, biriniz adamın yüzüne tükürmedi mi? Biriniz de sanatçı nedir söylemedi mi? Yuh size be kardeşim.. Omurgasız sürüngen gibi her yerde olmak’ şeklinde paylaşımlar yaptı. Redd Grubu’nun gitaristi Güneş Duru da, ‘Çakma rock starlardan biri tanıtımı için bir iki milyon alır, vatandaş altına yatar’ şeklinde paylaşım yaptı. Diğer sanatçı Aylin Aslım ise, “Kaç milyon aldığını bilmem, bilemem. Türk rock camiası. Kol kırılır yen içinde kalır’cıdır. Ama burada bahsedilen kişi yıllardır AK Parti ile iş birliği yapan Manga’nın solisti Ferman Akgül’dür. Biz on yıldan fazla zamandır kara listelerdeyken, bu niye bilinmesin? Her şey bir yere kadar’ şeklinde paylaşım yaptı. Dava dilekçesinde 3 sanatçının istikrarlı ve sistematik olarak müvekkiline yönelik bir karalama kampanyası başlattığını belirten Akgül’ün avukatı Ufuk Kök, “Müvekkil, 20 yılı aşkın kariyeri boyunca hep sanatçı kimliğini ön planda tutmuş, hiçbir siyasi oluşumun içinde yer almamıştır. TOGG ile poz veren müvekkilin bu tanıtımdan 2 milyon lira aldığı şeklindeki yalan iddialar üzerine de müvekkil linç edilmiş, özel hayatının sınırları ihlal edilmiştir. Üç sanatçının saldırıları nedeniyle müvekkil ve ailesinin huzur ve sükunu bozulmuş, sosyal gelişim çağındaki çocukları bu durumdan etkilenmiş ve sosyal çevrelerinde bu durumdan zarar görme ihtimali söz konusudur. Müvekkil, sosyal medyanın da hedefi haline gelmiş, ‘yalaka Manga’, ‘yandaş grup’ gibi hakaretlere maruz kalmıştır. Üç sanatçının, kamuoyu önünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek başlattığı linç kampanyası yüzünden müvekkilin şeref ve itibarı ağır şekilde zarara uğramıştır. Bunun korunmasını istiyoruz. Büyük elem ve üzüntü duyan müvekkilin, hedef ve taraf haline getirilerek bir siyasi figür olarak yuftalanmasına ve ayrımcılığa uğramasına neden olan davalıların 300 bin lira manevi tazminata hükmedilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı
19 Mart 2024 Salı - 13:07 Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Kulüpte çalışan 4 sanığın 17 yıl 5 aya kadar hapsi istenirken 1 sanığın da 5 yıl 3 ay kadar hapsi talep edildi. Bir sanığın ise beraatı istendi. Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 3 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Müşteki Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik Anonim Şirketi’nin, Nike firması tarafından, sponsorluk bedeli de ödeyerek, Galatasaray ve sadece kulüp oyuncularıyla teknik heyetin kullanımına sunulan, orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, Galatasaray’ın Florya tesislerinde çalınarak, sanıklar tarafından internet ortamında satışa sunulduğunun tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, Galatasaray ile firma arasındaki sponsorluk anlaşmasına göre Galatasaray A Futbol Takımının oynaması gereken futbol müsabakaları sayısınca, her müsabakaya üçer adet olmak üzere futbolcuların ve teknik heyetin kullanması amacıyla verilen ürünlerin yüksek bedelli olup, piyasada satışının yapılmadığı, firma tarafından kulübe verilen ürünlerin öngörülen süreden önce tükendiğinin tespit edildiği, sezon ortasında eksik kalan ürünlerin firmadan istenmesi durumunda bu kez ücret talep edildiği veya sponsorluk ücretinde kesintiye gidileceği kaydedildi. Şahısların Metin Oktay Tesislerinde çalışan görevliler olduğu tespit edildi Olay sonrası Florya Metin Oktay Tesislerinde yapılan sayımlarda 2020 ve 2021 sezonuna ait kullanıma hazır orijinal 2 bin 43 adet ürünün çalındığının tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, çalınan ürünlerin internet üzerinden ikinci el eşya satışı yapılan uygulama üzerinden satışa sunulduğu, satış firmasıyla yapılan yazışmalarda şahsın, Galatasaray’da şoför olarak çalışan Ahmet K.’nın eşi olduğu, ‘Kelepir’ market isimli kullanıcının ise sanık Buğra F. olduğu tespit edildiği, kulüp yetkililerince alıcı gibi hareket ettirilen Murat K.’nın, sanık Buğra F.Ü. ile iletişime geçtiğinde sanığın formaları satmaya çalıştığı, Buğra F.’nin Antalya’da ikamet edip, sanığın kulüpte malzeme sorumlusu olarak çalışan sanık Gürsel P., çamaşırhane, temizlik sorumlusu sanık Turgut U., masör olarak görev yapan Sedat P. ile irtibatının tespit edildiği kaydedildi. Piyasa değeri 30 bin 57 TL olduğu tespit edildi Sanık Buğra F.Ü.’nün evinde 6 koli halinde toplam 276 adet kısa kollu forma, 50 adet uzun kollu forma, 16 çift çorap ve 30 adet şortun ele geçirildiği, bu ürünlerin 2022 yılı itibariyle piyasa değeri toplam 30 bin 57 TL olduğunun tespit edildiği, sanıkların savunmalarında belirttikleri “Kullanılmış olup maç sonrası hediye, soyunma odasında bırakılan veya unutulan ürünlerden” olmadığı, satışa sunulmayan, futbolcu ve teknik heyetin kullanımı için üretilen, sıfır, orjinal olup üretim barkod ve etiketi bulunan ve yapılan sayımda eksik olduğu belirlenen 2 bin 443 adet üründen olduğunun tespit edildiğinin anlatıldığı mütalada, bu konuda kolluk tutanağının bulunduğu, bilirkişi raporuna göre de Sanık Buğra’nın evinde ele geçen ürünlerden bir çoğunun eksik olduğu tespit edilen ürünler olduğu, Sanık Buğra F.Ü.’nün el konulan cep telefonunun galerisinde çok sayıda Galatasaray’a ait forma, şort, çorap ve atkı resimlerinin yer aldığı kaydedildi. Ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı ifade edildi Mütalaada ayrıca sanık Buğra F.Ü.’nün Gürsel P.’den Galatasaray ürünleri aldığını, güvenlik görevlisi şahıslardan da forma ve antrenman ürünleri satın aldığını, bunların bedelini ödediğini, kendisinin koleksiyoner olduğu, bunun dışında GS Store’dan da birçok ürün satın aldığını savunmuşsa da, yapılan tespitlerde ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı, ürünlerin yeni üretim, kullanılmamış ve depodan çalınan ürünler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Görevlilerin kullanması için verilen malzemeleri internet ortamında satışa çıkardığı belirtildi Hazırlanan mütalaada, Metin Oktay Tesislerinde her görevliye kullanılması için birer takım malzeme verildiği, bu malzemelerin internet ortamında satışa çıkarıldığı Ahmet K.’nın çamaşırhane görevlisi olması sebebiyle çamaşırhaneye atılmış formaları ve futbolcuların kendisine hediye ettiği formaları da internet üzerinden satışa sunduğu belirtildi. 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünlerin satışa sundukları tespit edildi Sanık Ahmet K.’nin, 2021 yılı başından, 2022 yılı sonlarına kadar 2 yıla yakın sürede sayıları binlerce olan Galatasaray’a ait forma, antrenman malzemeleri gibi ürünleri internet sitelerinde satışa çıkardıkları tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, sanıkların koleksiyon amacı, unutulan eski eşya olmadığı, internet üzerinden satışa çıkarılan ve sayımı yapılan eksik ürünler olduğu, bu eksik ürünlerden ele geçirilen bir takım ürünlerin sanık Buğra F.’nin evinde ele geçirilen ürünler olduğu, sanıkların 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünleri satışa sundukları tespit edildiği söylendi. 4 sanık hakkında 17.5 yıla kadar hapis cezası istendi Mütalaada Yılmaz Yanık, Ahmet K. Gürsel P. ve Turgut U. hakkında “Zincirleme şekilde Nitelikli hırsızlık” suçundan 17,5 yıla kadar, Buğra F. Ü. hakkında ise “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçundan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcı, Buğra F. Ü’nüm kastının yoğunluğu, suç işlenmekte kullanılan araçlar, tespit edilebildiği kadarıyla 2 yıl gibi uzun bir süre boyunca çalınan ürünleri internetten satışa sunması gözetilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesini talep etti. Savcı ayrıca sanık Sedat P. nin hakkında delil yetersizliğinden beraatini talep etti. Duruşma ertelendi Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Cumhuriyet Savcısının açıkladığı mütalaaya karşı tarafların gelecek celse savunma yapmaları için süre vererek duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik AŞ tarafından, kulüp oyuncuları ile teknik heyeti için ürettiği orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, şirketin rızası dışında üçüncü kişiler tarafından internet ortamında satışa sunulduğu gerekçesiyle savcılığa şikayetçi olunduğu aktarıldı. Firmanın kulübe verdiği ürünlerin profesyonel standartlarda olduğu, özellikle antrenmanda ve müsabakada görev yapan futbolcuların performansını artırma ve terlemeyi önleme gibi birçok özelliği bulunduğu ve piyasada bu ürünlerin satılmadığı da iddianamede belirtildi. İddianamede, 13 Ocak 2022’de yapılan bir sayımda tesiste bulunması gereken 2 bin 443 parça ürünün çalındığının anlaşıldığı belirtilerek, bunların ikinci el eşyaların sunulduğu internetteki bir sitede satıldığı da kaydedildi. Araştırmada, sanık Yılmaz Yanık’ın berber olduğu, bazı Galatasaraylı futbolcuyla tıraş yapmak için irtibat kurduğu anlatılan iddianamede, diğer sanıklardan Sedat Peker’in kulüpte masörlük, Ahmet Kör’ün de futbol takımında şoförlük yaptığı, Turgut Uygun’un çamaşırhanede çalıştığı, Gürsel Polat’ın ise akademi sorumlusu olduğu açıklandı. Sanıkların futbolcuların ve teknik heyetin kullanımına sunulmuş ürünleri hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri belirtilen iddianamede, ürünlerin piyasaya arz edildiği ve satıcıların haksız kazanç sağladıkları ifade edildi. 6 sanığın "iştirak halinde zincirleme şekilde bina ve eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 aydan 17 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul’da yaban hayvanlarına ait yüzlerce tahnitin ele geçirildiği operasyonunun detayları ortaya çıktı
19 Mart 2024 Salı - 12:55 İstanbul’da yaban hayvanlarına ait yüzlerce tahnitin ele geçirildiği operasyonunun detayları ortaya çıktı İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde yapılan operasyonda, koruma altındaki yaban hayvanlarına ait 396 tahnite el konulmuştu. Yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanları tahnitleyerek kendisine özel müze kuran Ali H.Ü. adlı şüpheli yakalandığı öğrenildi. Alınan bilgilere göre, öldürülmüş yaban hayvanlarının dolgusunu süs eşyası olarak sergileyen ve bunun ticaretini yapan bir kişi olduğu ihbarı üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde iki ayrı adreste yüzlerce hayvanın tahnit şekilde bulunduğu bilgisi üzerine çalışma başlatmıştı. Tespit edilen adreslere dün gerçekleştirilen baskında, yaban hayvanlarına ait 396 parça işlenmiş süs eşyası ve tahnit ele geçirilmişti. Operasyonunu yeni detayları ortaya çıktı tabiat canlılarının tahnit ve trofelerinin bulunduğu belirlenmesi üzerine düzenlenen operasyonda Ali H.Ü. adlı 1 kişi “şüpheli” olarak gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda ise piyasa değeri yaklaşık 75 milyon lirayı bulan aralarında geyik, Amerika antilobu, bizon, jaguar, timsah ve ayı ile dağ keçisi tahnitinin de bulunduğu çeşitli türde yüzlerce dolgu hayvan tahniti ele geçirildi. Bulunan tahnitlerin profesyonel avcı olduğu aktarılan Ali H.Ü. tarafından 30’u aşkın ülkede yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanlardan oluştuğu kaydedildi. Operasyonda yakalanan şüpheli Ali H.Ü.’nün, Türkiye’deki son Anadolu kaplanını da Hakkari’de vurup öldürdüğü, derisini de sergilediği belirlendi. Adreslerdeki aramalarda aralarında ise Türkiye’deki son Anadolu kaplanının postunun da yer aldığı ceylan, leopar, bizon, kutup ayısı, timsah, aslan, maymun ve jaguar gibi farklı türde hayvanlar ile çeşitli boynuz ve hayvan dişlerinin yer aldığı 396 parça malzeme ele geçirildi. Söz konusu mahluklara ait trofe, post ve eşyalarının da yer aldığı ele geçirilen materyaller Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkililerine teslim edileceği öğrenildi. Yakalanan şüpheli Ali H.Ü., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
Şehit aileleri ve babalarıyla ilgili sözleri gerekçesiyle 3 yıla kadar hapsi talep edilen Can Ataklı hakim karşısında
19 Mart 2024 Salı - 12:37 Şehit aileleri ve babalarıyla ilgili sözleri gerekçesiyle 3 yıla kadar hapsi talep edilen Can Ataklı hakim karşısında Şehit aileleri ve şehit babalarına yönelik sözleri nedeniyle hakkında 3 yıla kadar hapis talep edilen gazeteci Can Ataklı hakim karşısına çıktı. Sanık Ataklı savunmasında, ‘’Kesip, biçilerek servis edilen bir suçlama olmuştur. Dava bir linç kampanyasına dönmüştür. Ben bunları hak etmiyorum’’ dedi. Gazeteci Can Ataklı hakkındaki 25 Aralık 2023’de sosyal medyada paylaşılan videoda şehit aileleri ve şehit babaları hakkındaki sözleri nedeniyle 3 yıla kadar hapsinin talep edildiği davanın görülmesine başlandı. İstanbul 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Mustafa Can Ataklı ve avukatı hazır bulundu. Duruşmaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuki Hizmetler Birimi avukatı, Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı da katıldı. "Dava bir linç kampanyasına dönmüştür, ben bunları hak etmiyorum’’ Duruşmada savunma yapan sanık Ataklı, böyle suçlanmış olmanın ağrına gittiğini söyleyerek, ‘’47 yıllık gazeteciyim, devletin terörle mücadelesine yönelik en ufak kötü bir söz söylemedim. Çok sayıda yazım ve konuşmam vardır. Kesip, biçilerek servis edilen bir suçlama olmuştur. Bu benim ağrıma gitmektedir. Dava bir linç kampanyasına dönmüştür. Çok sayıda müşteki taraf vardır, ben bunları hak etmiyorum’’ dedi. ‘’Daha sorumlu davranması gerekirdi’’ Müşteki Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı İbrahim Gögsu ise, ‘’45 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan birinin daha sorumlu davranması gerekirdi. Nefret dolu bir üslupla paylaşım yapılmıştır. Şehitlik, dini ve milli değerimizdir. Şehit ve şehit yakınları aşağılayıcı şekilde bir paylaşım olmuştur. Sanığın cezalandırılmasını talep ederiz’’ ifadelerini kullandı. Sanık avukatı ise müvekkilinin adli kontrol talebinin kaldırılmasını ve beraatına karar verilmesini istedi. Adli kontrol tedbiri kaldırıldı Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ataklı’nın savunmasının alınmış olması gerekçesiyle adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına ve eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. ‘’Bunca yıldan sonra böyle bir suçlamaya üzülüyorum’’ Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Ataklı, ‘’Ben üzülüyorum sadece. Bunca yıldan sonra böyle bir suçlamaya üzülüyorum. Suçlamanın ne’vi yaralayıcı benim için. Hem yapmadığım bir şey, hem de bu kadar kasıtlı olarak kampanyanın sonucu. Ne yapayım?’’ ifadelerini kullandı. Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı İbrahim Gögsu ise süreci soruşturma aşamasından beri takip ettiğini belirterek, ‘’Bizler şehit yakınlarına ve gazilere yönelik her türlü nefret söyleminin ve ayrıştırıcı tutumun karşısında olacağımızı ifade etmek istiyoruz’’ dedi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Ataklı’nın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.