KÜLTÜR SANAT - 27 Nisan 2024 Cumartesi 17:45

Boğalar yeni Yusufeli’nde ilk kez arenaya çıktı

A
A
A
Boğalar yeni Yusufeli’nde ilk kez arenaya çıktı

Artvin’in Yusufeli ilçesinde geleneksel olarak düzenlenen boğa güreşleri eski yerleşim yerinin sular altında kalması nedeniyle bu yıl ilk kez yeni yerleşim yerinde düzenlendi. Meraların efendisini belirlemek için arenaya çıkan boğalar, kıyasıya mücadele etti.


Artvin’in Yusufeli ilçesinde her yıl geleneksel olarak düzenlenen Derekapı Boğa Güreşleri arenası baraj suları altında kalınca Tarım ve Orman Bakanlığı 200 yıllık boğacılık geleneğinin yok olmaması için yeni yerleşim yerinde boğa güreşleri arenası inşa etti. İlçe merkezinin yeni yerleşim yerine taşınmasının ardından 14,5 hektar alanda inşa edilen ’Yusufeli Orman Parkı’nda yer alan boğa güreş meydanı bu yıl ilk kez hizmet verdi.


Yusufeli Belediyesi ve Yusufeli Boğacılar Derneği tarafından organize edilen ve 3 gün sürecek olan boğa güreşlerinde Artvin, Rize ve Erzurum illerinden katılan boğalar farklı kategorilerde rakipleriyle kozlarını paylaştı.


200 yıllık geleneğe sahip boğa güreşleri kentte büyük ilgi görürken, boğa yetiştiricileri 380 ile 950 kilogram ağırlığında olan boğalara büyük özenle bakıp güreşlere hazırladı. Boğalara takılan Kovit, Baron, Kılıç, Kolsuz, Çakır, İso gibi ilginç isimler dikkat çekerken, arenaya çıkan boğalar birbirlerine üstünlük sağlamak için mücadele etti.


Festivalin 2. gününde Deste, Ayak, Küçükorta, Süperbaş kategorilerinde gerçekleşti. Boğa güreşlerini 5 bin kişi izlerken, 25 hakem ve 100 kişinin görev aldığı festivalin baş boğa sahibine 100 bin TL para ödülü verildi. Güreşlerde toplamda ise 650 bin TL para ödülü dağıtıldı.



“Festivaller Yusufeli halkı için kültürel bağ olmuş”


Festivale katılan Yusufeli Kaymakamı Muhammet Ali Yolal, ilçede festivallerin Sarıgöl’de başladığını ifade ederek, “Geçen hafta Sarıgöl, bu hafta da burada Derekapı güreşleri olarak festivallerimize başladık. Yaklaşık Eylül ayına kadar bu festivallerimiz devam edecek. Bu festivaller Yusufeli halkı için kültürel bağ olmuş. Bugün de yoğun bir talep görüyor. İnşallah bu alanların güzelleştirilmesi, festivallerimizin daha kapsamlı, rahat ve daha konforlu olması için biz de çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.



“Yeni ilçemizde ilk festivalimizi yaptık”


Belediye Başkanı Barış Demirci ise, “Bugünkü festivalimiz Yusufeli yeni yerleşim yerine taşındıktan sonraki ilk festivalimiz. Aslında bu festivalimiz yıllarca Derekapı mevkisinde yapılan güreşlerimizin devamı niteliğindedir. Biz burada meraların efendisini seçiyoruz. Hayvancılıkla uğraşanlar bilir bakımları zordur. Yaz aylarında yaylalara çıkarlar, dağlara çıkarlar hep bir arada yaşarlar. Yaylalara çıkmadan önce hayvanlar arasında kavgalar, güreşler olmaması için burada birbirleriyle tanıştırıyoruz. Burada seçilen lider oradaki sürünün lideri oluyor. Bugün de çok güzel bir organizasyon oldu. Kalbi yüreği Yusufeli’yle atan, memleketiyle atan, herkesi festivallerimize davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Pazar günü Baş, Başaltı, Küçük Başaltı, büyük, orta kategorileriyle festival son bulacak.



Boğalar yeni Yusufeli’nde ilk kez arenaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fitness sporcusu sağlık çalışanı kadının başarı hikayesi görenleri hayran bıraktı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness şampiyonu eşi sayesinde spora başlayan sağlık çalışanı Tuba Yıldırım, 4 yıldır hem yaptığı spor hem de yaşam stiliyle dikkat çekiyor. Elazığ’da yaşayan 1 çocuk annesi Tuba Yıldırım, özel bir hastanede yıllardır sağlık çalışanı olarak görev yapıyor. Yıldırım, dünya vücut geliştirme ve fitness şampiyonluğu ve ikinciliği bulunan eşi Uğur Yıldırım ile ’sporcu beslenmesi’ farklılığı nedeniyle spora başladı. Yaklaşık 4 yıldır profesyonel vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenen 34 yaşındaki Yıldırım, yaşam stili ve yaptığı sporla dikkat çekiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan Yıldırım, şampiyon eşi ile birlikte açtıkları salonda hem genç sporcu yetiştiriyor hem de önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’na hazırlanıyor. "Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak tekim" Eşinin vesilesiyle bu spor başladığını ifade eden Tuba Yıldırım, "Yaklaşık 4 yıldır profesyonel olarak bu sporu yapıyorum. Eşimle tanıştıktan sonra bu spora başladım ve ondan sonra profesyonel olarak devam etmeye çalışıyoruz. Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak bir ilkim. İnşallah bunu da şampiyonlukla taçlandıracağız. Önceliğimiz şampiyonluk ardından da dünyaya açılmak niyetindeyiz. Son yıllarda bir artış var ama kadın sporcu olmak biraz zorlu bir süreç oluyor. Kadınların biraz daha ilgisinin artmasını temenni ediyoruz. Ben sağlık çalışanıyım. Eşimle de bu meslekle vesilesiyle tanıştık ve ondan sonra eşim beni spora teşvik etti. Bu spor, sadece vücut geliştirme ya da kas oranı yükseltme anlamında değil, sağlık açısından çok önemli" dedi. 14 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen eşi 33 yaşındaki Uğur Yıldırım ise, "Dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğim var. Yaklaşık 5 senedir de kendi spor kulübümüzü işletiyoruz. Burada gençlere örnek olmaya ve insanları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu anki en büyük hedefimiz de birkaç şampiyonluk daha alıp gençlere daha çok örnek olmak, sporu ve sağlıklı yaşamı insanlara daha çok lanse edebilmek. Eşim bu spora beni görerek teşvik oldu. İlk tanıştığımız zaman kendisi sporla ilgilenmiyordu. Kendisi benden gördükçe hoşuna gitti. Ayrıca sporcu beslenmesi farklı olduğu için evde biraz uyumsuzluk oluyordu. Ya ben ona uyum sağlayacaktım ya o bana. Eşim şu anda Elazığ’da bu spor branşında eğer şampiyon olursa, bu dereceye ulaşmış ilk kadın sporcu olacak. Bu konuda kendisiyle gerçekten gurur duyuyorum. Bu zor bir spor. Kendisi çok iradeli. İnşallah, 14 hafta sonra bunu bir Türkiye şampiyonluğu ile taçlandıracağız” diye konuştu.
Hatay Evladından depremden bu yana haber alamayan anne: “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” HATAY (İHA) – Hatay’da asrın felaketinden bu yana 25 yaşındaki evladı Batuhan Güleç’ten haber alamayan Sema Güleç, bu yıl Anneler Günü’nü evladı olmadan geçirmenin burukluğunu yaşıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor. Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor. “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi” Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi. “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.