ÇEVRE - 09 Mayıs 2024 Perşembe 16:35

VERİMDER Başkanı Korkmaz: "Konutların tamamını enerji verimli hale getirmek yılda 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf sağlanabilir"

A
A
A

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği, (VERİMDER) ‘Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi’ni Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, “Konutların tamamını enerji verimli hale getirsek her yıl en az 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf elde etme şansımız söz konusu” dedi.

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği’nin (VERİMDER) tarafından ‘Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi’ Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) gerçekleştirildi. Dalmaçyalı sponsorluğunda gerçekleşen etkinliğe; Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Arzu Uludağ, iş insanları ve bürokratlar katıldı. Açılış konuşmasının ardından yapılan panelde, yeşil dönüşüm ve yapılarda enerji verimliliği ilişkisi, kentsel dönüşüm ile enerji verimliliği ve sürdürülebilir gelecek ve sürdürülebilir dönüşüm konularını ele aldı.

VERİMDER Başkanı Korkmaz:

VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz etkinlikte yaptığı konuşmada Türkiye’nin büyüyen bir ülke olduğunu ve enerji ihtiyacının her geçen gün arttığını ifade etti. Etkinlikte dernek olarak yapılarda enerji kullanımının azaltılması ve daha verimli hale getirilmesi konusunda farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını sözlerine ekleyen Korkmaz, enerji kullanımının yasa ve yönetmeliklerle hayata geçerek Avrupa standartlarına uygun bir şekilde Türkiye’de uygulanmasının önemli olduğunun bilgisini verdi.

VERİMDER Başkanı Korkmaz:

Konutlar enerji verimli hale getirilirse yılda 12 milyar tasarruf sağlanabilir

VERİMDER Başkanı Korkmaz, Türkiye’de yaklaşık 25 milyon konutun yaklaşık yüzde 70’inin enerji verimsiz bir şekilde yapıldığını savunarak, “Eğer biz bu konutların tamamını enerji verimli hale getirsek her yıl en az 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf elde etme şansımız söz konusu. Bunun yanında yine ülkemiz Paris İklim Anlaşmasını imzalamış ve 2030 yılına kadar da özellikle sera gazı solunumlarının azaltılması noktasında yüzde 40’ın üzerinde bir garanti vermiş durumda. Enerji verimliliği konusu aslında sadece ülkemiz değil dünyanın da önemli bir konusu. Burada farkındalık geliştirmemiz gerekiyor. Yaşadığımız evlerin enerji kimlik belgesini yine dikkate almak. Burada evlerimizi tercih ederken bu belgelerin seviyesine bakmak bunun yanında daha etkin, daha verimli, daha yüksek performanslı ürünleri enerji verimliliği alanında tüm bunları dikkate almamız gerekiyor. Ben toplum olarak bu konuda bilincimizin yüksek olduğunu harekete geçme noktasında ise birtakım desteklerin, finansal desteklerin yine yasal mevzuatlarla beraber de bizlere hız kazandıracağını düşünüyorum. O yüzden de toplum olarak bu konudaki bakış açımızı sürdürürsek çok hızlı bir şekilde bu konuda yol alacağımızı yine ben bir keza ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

VERİMDER Başkanı Korkmaz:

Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Uludağ ise yapılarda kullanılan enerjinin tüm enerjinin yaklaşık yüzde 35’ini oluşturduğunu kaydetti. Bu enerjinin de yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı kullanıldığı bilgisini veren Uludağ, yalıtımsız yapıların ısıtılmaya çalışıldığında kullanılan enerjinin dışarı ısıtarak boşa harcandığını savundu. Yalıtımsız yapıların ısıtma ve soğutma işleminin enerji verimsizliğine sebep olduğunu kaydeden Uludağ, ısı yalıtım sisteminin kullanılmasıyla yüzde 60’a verimlilik sağlanabildiğini ifade etti.

VERİMDER Başkanı Korkmaz:

Türkiye Avrupalı ülkelere göre 3-4 kat daha fazla enerji harcıyor

Türkiye’nin enerji verimliliği konusunda önemli adımlar attığını sözlerine ekleyen Uludağ, “Bu konuda yıldan yıla gelişmeler kaydediyoruz. Her 2 bakanlığımız da hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız hem Enerji Bakanlığımızın çok yoğun çalışmaları var. Paris İklim Anlaşmasına ülkemizin imzası var. Bu konuda kendi sektörüme dönecek olursam dış cephesi atım sistemleriyle ilgili olarak da TS 825 adı verilen bir yasamız var. Bu yasa çok mutlak bir şekilde Türkiye’de bütün yeni binalarda dış cephesi yalıtımını zorunlu kılıyor. Bu çok iyi haber Türkiye için. Tüm yeni binalarımızda bu yapılıyor. Fakat hala 25 milyon eski binamız var. Bu yapı stoğunun sadece şu ana kadar yüzde 30’u yenilenip dış cephe ısı yalıtım sistemine kavuşabildi. Avrupa Birliği bu yola bizden çok daha önceye çıktı. Ortalama hane tüketimi yıllık 30 ila 50 kilovatsaat arasında değişirken, Türkiye’de bir hanenin enerji tüketimi 120-150 kilovatsaat arasında oluyor. Yani biz 3-4 kat daha fazla enerji tüketiyoruz. Bakıldığında hem Avrupa Birliği hem de Türkiye enerjide dışa bağımlı bölgeler. Bu noktada onlardaki bu bilinci ve uygulama kararlılığını taşımamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu uygulama kararlılığında ilk örnek almamız gereken konuyu ben kalınlıklar ve yalıtım değerleri diye görüyorum. Avrupa birliğinde bu çok net tarif edilmiş sahada uygulaması da çok net takip edilen bir konu” diye konuştu.

Burak Can Ekizoğlu - Berkay Hasan Karayakas

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kaplan davasının gizli tanığı: “Ayhan dişlerimi çekti” Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 20’si tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada dinlenen tanık Doğan, ”Zorla ağzımı açtılar Ayhan ağzımı açar açmaz dur bakayım diye dişlerimi çekti. Ona yalvardım, beni öldür ama bana eziyet etme dedim” dedi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Bora Kaplan, Adnan Kaplan, Fethi Koyuncu ile diğer sanıklar ve taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı yargılamanın bu celsede müşteki ve tanık beyanlarıyla devam edeceğini bildirdi. “Zamanla bildiklerim ağır gelmeye başladı” Yaşanan olayların kendisini etkilediğini ifade eden Erkan Doğan psikolojisinde bıraktığı izin geçmeyeceğini söyleyerek, “Barış Kurt’u başıma bu olaylar gelmese tanımazdım. Bu kişi hem şirket sahibi hem de siyasi partinin il teşkilatındadır, bende kendisinin şoförlüğünü yapıyordum. Şirketin her işine koştuğum için Barış Kurt bana güvenirdi. Para işlerini ben yapardım, her yere beraber giderdik. Telefon konuşmalarına şahit oldum. Zamanla bildiklerim ağır gelmeye başladı. İhalelerde yaptıkları uygunsuzluklar, kamuda yaptıkları usulsüzlükler. Yanından ayrılmayı aklıma koydum. Yanından ayrılırken hakkım olan tazminatı almak istedim. Harçlık gibi ödemeler yapıyordu. Ayrıldıktan sonra hiçbir şekilde parayı vermeye yanaşmadı” dedi. Tazminatı alamayınca Barış Kurt’a mesaj attığını söyleyen Erkan Doğan, beyanlarına şöyle devam etti: ”Mesaj attım, ‘yeter artık hesaplaşalım. Beni oyalıyorsun’ dedim. Bir takım bağlantılarını açık ederim diye mesaj attım o da rahatsız oldu, gizli numaradan aradı. Kendisi çok hat kullanırdı. ‘Özveren sokağa gel’ dedi. Arabanın içinde Ayhan Bora Kaplan vardı, araca bindim. Ayhan’ın sahibi olduğu mekana gittik, gece hayatım yoktur. Sesli ortamları sevmem Barış Kurt çok iyi bilir Ayhan’ın mekanı olduğunu biliyordum şüphelendim ama Barış Kurt’la daha önce fiziksel kavga yaşamadığımdan bana zarar vereceğini düşünmedim. Ayhan, Barış’a çok değer verdiğini onu rahatsız etmememi söyledi. Ayhan bana önce vurdu orada kim varsa beni darbetti.” “Yalvardım beni öldür ama bana eziyet etme dedim” Kendisinin ellerini ve ayaklarını bağlayarak bir arabanın bagajına koyduklarını iddia eden Doğan, “Akman Plazaya götürdüler. Ayhan Bora Kaplan geldi. Ayhan her geldiğinde ‘abi geldi’ diye hitap ediyorlardı. Sandalyede oturdum dişlerimi çektiler sonra kendimden geçtim saatlerce darp edilmiş haldeydim. Sesim çıkmadı, direnecek halim yoktu. Zorla ağzımı açtılar Ayhan ağzımı açar açmaz dur bakayım diye dişlerimi çekti. Beni aşağı atabileceklerini düşündüm. Ayhan yeniden geldi ona yalvardım beni öldür ama bana eziyet etme dedim. Açlık, acı, kan kaybı her şey birbirine karıştığı için saatleri bilemiyorum. Hem bu dünyada hem öbür dünyada bunlardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Tanık Erkan Doğan’ın beyanları devam ederken Bora Kaplan ifadeye dahil olmaya çalıştı. Mahkeme başkanı Bora Kaplan’ı duruşma düzenini bozması sebebiyle salondan dışarıya çıkarttı. Duruşma devam ediyor. Olayın geçmişi İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütünün Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda, farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’nin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi. Bora Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede, Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.
Sivas STSO’dan teknoloji ve inovasyon eğitimi Sivas Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi’nin ev sahipliğinde, Eğitim Danışmanı Dr. Cengiz Tavukçuoğlu tarafından Teknoloji ve İnovasyon konulu eğitim gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, dijitalleşme ve yenilikçilik konusundaki hızlı ilerlemelerin, iş dünyasını ve yaşam tarzımızı derinden etkilemeye başladığını belirterek bu değişimlere ayak uydurmanın bir seçenek değil aynı zamanda bir zorunluluk haline geldiğine vurgu yaptı. Genç nesillerin, teknoloji ve inovasyon konularında daha fazla eğitilmesi ve desteklenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Özdemir, Oda olarak iş dünyasının bu dönüşüme adapte olması ve avantajlarından faydalanması için çeşitli projeler ve çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. “Kendilerine teşekkür ediyorum” Başkan Zeki Özdemir uzman hocaları davet ettiğini belirterek,” Gençlerin dijital becerilerini geliştirmelerine ve girişimci ruhlarını beslemelerine yardımcı olmak amacıyla işinin uzmanı hocalarımızı davet ediyoruz. Avrupa günü dolayısıyla Cengiz Tavukçuoğlu hocam Teknoloji ve İnovasyon konularında eğitim verecek. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi. Programa katılan girişimciler ve girişimci olmaya hazırlanan gençler, bu tür etkinliklerin motivasyonlarını artırdığını belirterek “projelerimizi hayata geçirebilmemiz için gereken cesareti ve beceriyi kazanmamızı sağlayan Sivas Ticaret ve Sanayi Odası’na teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Antalya Obezite ile tetiklenen kanser riskini azaltın Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Alihan Gürkan, modern hayatın yol açtığı salgın hastalıklardan biri olarak görülen obezitenin kanser riskini artırdığını, obeziteden kurtulmanın sadece zayıflamak için değil, beraberinde getireceği hastalıkları engellemek için de son derece önemli olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Alihan Gürkan, “20 Mayıs Avrupa Obezite Günü” dolayısıyla obezite ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Obezite’nin birçok hastalık ve erken ölüm için güçlü risk faktörü oluşturduğuna dikkat çeken Gürkan, “Dünya Sağlık Örgütü’nün Ocak ayı verilerine göre, obezite hastası 25 yaşındaki bir erkeğin yaşam beklentisi yüzde 22 azalmış, yaşam yıllarından 12 yıl eksilmiştir. Ayrıca obezitenin bugün dünyada 650 milyon yetişkin, 340 milyon ergen ve 39 milyon çocuğu etkilediği belirtilmektedir. Bu sayının son 20 yılda 3 kat artması daha da korkutucu bir veridir. Modern hayatın yol açtığı salgın hastalıklardan biri olarak görülen obezitenin kanser riskini artırdığı artık bilinmektedir. Bu nedenle obeziteden kurtulmak sadece zayıflamak için değil, beraberinde getireceği hastalıkları engellemek için de son derece önemlidir. Kilo vermede etkili bir yere sahip olan obezite cerrahisi ile obeziteyle ilişkili kanserlerin görülme sıklığı azalabilmektedir” diye konuştu. Pek çok kanser türüne zemin hazırlıyor Obeziteyi vücutta anormal derecede yüksek, sağlıksız oranda yağ bulunması olarak tanımlayan Prof. Dr. Gürkan, obeziteye yol açan nedenleri şu şekilde ifade etti: “Hormonal bozukluklar obezitenin en önemli nedenleri arasındadır. Diğer nedenler ise; enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıralanabilir. Obezite hastalarında sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, şeker hastalığı ve kanser görülmektedir. Özellikle meme, rahim ve kolon ve rektum kanserlerine bu kişilerde daha sık rastlanır. Yemek borusu kanseri, böbrek kanseri, tiroid ve safra kesesi kanseri obezitenin yol açabildiği diğer kanserlerdir.” Kötü huylu hücre artışını hızlandırabilir Yağ dokusunun aynı zamanda yüksek miktarda östrojen ürettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Alihan Gürkan, yüksek östrojenin meme, rahim kanserleri ve bazı diğer kanserlerden sorumlu olduğuna vurgu yaptı. Alihan Gürkan, “Obez kişilerin kanlarında genellikle yüksek seviyede insülin ya da insülin direnci bulunmaktadır. Bu durum bazı tümörlerin gelişmesini tetikleyebilmektedir. Yağ hücreleri adipokine adı verilen hormonlar üretir. Bu hormonlar kötü huylu hücre artışını hızlandırabilir. Obez kişilerde sıklıkla, kanser riskini artıran enfeksiyon mevcuttur. Kansere yol açan diğer muhtemel durumlar ise değişmiş bağışıklık sistemi yanıtları ve oksidatif stres olarak sıralanabilir. Birçok araştırma aşırı kilo ve obezitenin menopoz sonrası meme kanseri riskini de artırdığını göstermiştir. Bu artışın nedeninin obez kadınlarda östrojen seviyelerinin yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Menopozdan sonra yumurtalıklar hormon üretimini durdurduğunda, yağ hücresi en önemli östrojen kaynağı haline gelir. Obezite hastası kadınlarda daha fazla yağ hücresi olduğu için, östrojen seviyeleri daha yüksektir, bu da östrojene cevap veren meme tümörlerinin hızlı büyümesine yol açmaktadır” dedi. Bel çevresi genişliği erkeklerde önemli bir risk faktörü Erkekler arasında yüksek beden kitle indeksinin kolorektal kanseri riskini artıran bir faktör olduğuna işaret eden Prof. Dr. Alihan Gürkan, bel bölgesi yağlanmasının önemli bir veri olduğunu dile getirdi. Gürkan, “Araştırmalar obez ve aşırı kilolu kişilerde pankreas kanseri görülme sıklığının artığını göstermektedir. Bunun nedeninin de bel çevresi genişliği faktörü olduğu düşünülmektedir. Aşırı kilolu ve obez kişilerin, sağlıklı kiloda olan kişilere göre, yemek borusu kanserine yakalanma riskleri ise 2 kat daha fazladır. Bunun arkasında yatan neden kesin olarak bilinmese de obez kişilerin reflü ya da barret hastalığı geçmişi olmasının etkisinin olduğu düşünülmektedir.” dedi. Tüp mide ameliyatı ile hastaların yaşam kalitesinin arttığı gözlemleniyor Obezite cerrahisinde etkin yöntemin, kısıtlayıcı ameliyatlar kapsamında olan tüp mide ameliyatları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alihan Gürkan, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Kilo vermek için obezite ameliyatı olmuş hastalar arasında yapılan araştırmalar obezite ameliyatı olmuş kişilerin, olmayanlara kıyasla daha düşük oranda obeziteyle ilişkili kanserlere yakalandığını ortaya koymuştur. Bunun nedeni sadece diyet ve spor ile hedeflenen kilo kaybı girişimleri vücutta yüzde 7-10’luk bir kilo kaybıyla sonuçlansa da, obezite ameliyatları gerekli hayat tarzı değişikleriyle desteklendiğinde, yüzde 30 oranında kilo kaybını sağlamaktadır.”
Nevşehir Kitap severler bu fuarda buluşacak Gülşehir Belediyesi tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilecek 1. Mantarkaya Kitap Günleri, Çarşamba günü kapılarını okurlarına açıyor. Ulusal düzeyde tanınmış yazar ve sanatçılar ile Türkiye’nin önde gelen yayınevlerinin katılımıyla gerçekleşecek olan fuar, yerel yazarlara da özel bir alan sunuyor. 22-24 Mayıs 2024 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak olan fuar, sabah 09:00’dan akşam 21:30’a kadar kitapseverlere açık olacak. Kitap günlerinin açılışına onur konuğu olarak Şehir Araştırmaları Merkezi Kurucusu Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Abakay ve Nevşehirli Halk Şairi Güftekar Sadi Teltik katılacak. Kum Sanatı Gösterimi ile Tarkan Köylü, Kısa Film ve Fotoğraf Gösterimleriyle Yönetmen ve Fotoğraf Sanatçısı Ahmet Bilal Arslan ve Kaligrafi Sanatı Sunumu ve Çocuklarla Söyleşi etkinliğiyle Acayip Adam (Ali İhsan Mert) fuarda boy gösterecek. Kitap günlerinde yazarlar Oğuz Özdem, Meriç Turan, Veli Ay, İsrafil Baran, Ahmet Yıldız, Tayyibe Taşkın, Harun Çolak, Mustafa Karakaya, Yaşar Adıyaman, Nesrin Hazer Yıldız, Hayati Taşkın, Berrin Yüksel, Ayşe Ay, çocuk yazar Ebrar Çolak, Bayram S. Taşkın, Ali Saçıkara ve Ramazan Yasin Güney okurları için kitaplarını imzalayacaklar. Gülşehir Belediye Başkanı Erkan Çiftçi konuyla ilgili yaptığı açıklamasında; "Kapadokya Bölgesi’nin bu en büyük ve kapsamlı kitap fuarı Gülşehir’imizde yapılacak olup, komşu illerdeki, yakın ilçelerdeki ve şehrimizdeki tüm kitapseverleri sadece 3 gün yapılacak olan fuarımıza bekleriz" dedi.