TEKNOLOJİ - 03 Eylül 2023 Pazar 14:33

Selçuk Bayraktar :'Dünyanın imrendiği projelere imza atıyoruz'

A
A
A

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, 'Şimdi Türk mühendislerinin geliştirdiği milli ve özgün hava araçlarımızla SİHA’larımızla gururla dünyanın her bir köşesine ihraç ediyor dünyanın imrendiği projelere imza atıyoruz.' dedi.

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Ankara Etimesgut’ta düzenlenen TEKNOFEST kapanış töreninde konuştu. Cumhuriyetin 100. yılında düzenlenen TEKNOFEST’in sonuna geldiklerini ifade eden Bayraktar, “Gazi meclisimizin ev sahibi başkentimiz Ankara’da yarınlarımıza dair umutlarımız bir kez daha tazelendi. Bir kez daha yenilendi. Bu vatan bizim, bu topraklar bizim diyen ruhları bağımsızlık ateşiyle yanan genç kardeşlerimiz ve aziz milletimiz bir kez daha yüz binlerle tek nefeste koştu. TEKNOFEST Ankara 6 yıl içinde gerçekleştirdiğimiz 8. TEKNOFEST oldu. Tek nefes adeta bir çağlayan gibi büyüdü gürül gürül aktı. Bu yıl tam bir milyon aşkın gencimiz umutları hayalleri ve projeleriyle teknoloji yarışmalarımıza başvurdu” diye konuştu.

Bir milyona aşkın başvurunun sadece bir rakamdan ibaret olmadığını söyleyen Bayraktar, “Bu başvurular aynı zamanda tam bağımsız geleceğimiz ve yarınlarımız demek. Bu başvurular aynı zamanda medeniyetimizin geçmişinde olduğu gibi insanlığa etik ve ahlaki değerleriyle yapacağı katkının da müjdesi. Ne diyordu büyük şair ‘Şimdi siz taşıyorsunuz müjdeli kuşun yükünü çatlayacak yalanının çelik kabuğu sizin bahçenizde büyüyecek aşkım ve inancın güneş yüzlü çocuğu.’ Güneş yüzlü kardeşlerimizle birlikte dünyaya insanlığa verecek daha çok müjdemiz var” diye konuştu.

“Milli teknoloji hamlesini TEKNOFEST’i barış dolu bir dünya ve kardeşçe yaşayan bir insanlık inşa etmek için yapıyoruz” diyen Bayraktar sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“İnşallah buradaki genç kardeşlerimizde inşa edeceğimiz yeni dünyada birbirimizden uzaklaşmak yerine dostça bir arada olacağız Kadim medeniyetimizin adalet merhamet ve iyilik değerleriyle kuracağımız bu gelecek için her zorluğu da birlikte aşacağız. Bundan sadece 80 yıl önce Etimesgut’ta bu meydanda kurulan Türk Hava Kurumu uçak fabrikası aklı fikri dışarıda olan zihniyetin engellemeleriyle göz göre göre iflas ettirildi. Tıpkı bugünkü ismiyle Atatürk Havalimanı eski adıyla da Yeşilköy meydanında Nuri Demirağ eserlerinin yok edildiği gibi. Umudumuz bir kez de burada kırıldı. Dışarıdan getirilen uçaklarla teknoloji geliştirme kabiliyetimize bir darbede bu meydanda vurulmuştu. Ama güzel bir ata sözümüz var ‘ Yiğit düştüğü yerden kalkar.’ Şimdi Türk mühendislerinin geliştirdiği milli ve özgün hava araçlarımızla SİHA’larımızla gururla dünyanın her bir köşesine ihraç ediyor dünyanın imrendiği projelere imza atıyoruz. TEKNOFEST yaklaşık 80 yıl sonra umudumuza darbe vurulmaya çalışan Etimesgut’ta bir kez daha milletimizle buluştu. Yiğit düştüğü yerden kalktı. Etimesgut havalimanında yaptığımız TEKNOFEST’e adeta yeniden doğuşumuzun müjdesi.”

27 Eylül’de TEKNOFEST’in İzmir’de düzenleneceğini belirten Bayraktar, “TEKNOFEST’i hayata geçiren T3 Vakfı’ndaki ekip arkadaşlarıma gönüllerimize paydaşlarımıza yarışmalarımıza katılan genç kardeşlerime ülkemizin her bir köşesinden ve dünyanın farklı noktalarından gelerek heyecanımızı ortak olan duaların esirgemeyerek bizlere destek veren Aziz milletimize şükranlarımı iletiyorum. 27 Eylül’de istiklalinden güzel İzmir’de buluşmak üzere sağlıcakla kalın, Allah’a emanet olun” dedi.

Mehmet Kalay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TarımCebimde yeni özellikleriyle üreticilerin ve vatandaşların hizmetinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal üretim ile ilgili iş ve işlemler başta olmak üzere Bakanlığın yürüttüğü birçok hizmete tek tıkla ulaşılabilen “TarımCebimde” uygulamasında güncellemeye gidildiğini duyurdu. Bakan Yumaklı, tarımsal üretim ile ilgili iş ve işlemler başta olmak üzere Bakanlığın yürüttüğü birçok hizmete tek tıkla ulaşılabilen “TarımCebimde” uygulamasının güncellendiğini belirterek, uygulamaya arıcılık modülünün yanı sıra ruhsatlı veteriner ilaçları, gübre takip sistemi, tarım sigortaları ve poliçe sorgulama linklerinin de eklendiğini bildirdi. TarımCebimde mobil uygulaması üzerinden Tarım ve Orman Bakanlığının faaliyet alanında bulunan hizmetlerin dijitalleştirilerek son kullanıcılara ulaştırıldığını hatırlatan Yumaklı, kullanıcıların kimlik numarasına kayıtlı hizmetlerden, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile e-Devlet üzerinden sisteme giriş yaparak yararlanabildiklerine dikkati çekti. Bakan Yumaklı, zaman zaman yapılan güncellemeler ile uygulamanın kalitesi artırılırken yeni hizmetler de eklendiğini vurgulayarak TarımCebimde uygulamasında son yapılan güncelleme ile “Arıcılık” modülünün eklendiğini bildirdi. Eklenen bu yeni modül ile birlikte mobil uygulama üzerinden hizmet verilen modül sayısının 16’ya çıktığına işaret eden Yumaklı, “TarımCebimde mobil uygulaması, halihazırda Bitkisel Üretim, Hayvansal Üretim, Balıkçılık, Evcil Hayvanlar, Milli Parklar, Gıda Kontrol, Desteklemeler, Kent Tarımı, e-Devlet Hizmetleri, Faydalı Linkler, Eğitim ve Yayın, Duyurular, Su, Avcılık, Arıcılık, İddialar ve Gerçekler başlıklarıyla 16 modülde hizmet vermektedir” ifadelerini kullandı. “Her koloniye ait sağlık durumu, üretim miktarı ve bakım detayları görülebiliyor” Bakan Yumaklı, yeni eklenen modülün, arıcılık faaliyetlerinin kolayca yönetilmesini sağlayan kapsamlı bir bilgi platformu sunduğuna dikkati çekerek şu bilgileri aktardı: “Uygulamaya yeni eklenen arıcılık modülü ile arılık, işletme ve koloni bilgileri dijital ortamda kayıt altına alınarak tüm veriler tek bir noktadan takip edilebiliyor. Her bir koloniye ait sağlık durumu, üretim miktarı ve bakım detayları görülebiliyor, işletmenin verimliliğinin artırılması için stratejik kararların alınabilmesine imkan sağlanıyor. Aynı zamanda modül içerisinde aktif ve pasif kovan sayıları ile birlikte arılık bilgileri de yer alıyor. Bu modül arıcılık bilgilerine erişimi ve işletme yönetimini kolaylaştırarak sürdürülebilir arıcılık için modern bir yaklaşım sunuyor.” “Ruhsatlı veteriner ilaçları, Gübre Takip Sistemi ve Tarım Sigortaları da eklendi” Bakan Yumaklı, TarımCebimde uygulamasında yapılan güncelleme ile ayrıca e-Devlet ve faydalı linkler içeriklerinin güncellendiğini dile getirerek “Hayvan varlığım” ekranına, yetiştiricilerin üzerine kayıtlı olan “Tek Tırnaklı Hayvan Varlıkları” bilgilerinin yansıtıldığını, ayrıca evcil hayvanlar kayıp bildiriminin de düzenlendiğini belirtti. Güncelleme ile “Hayvansal Üretim” ana başlığı altına idari para cezasının eklendiğini belirten Yumaklı, şunları kaydetti: “Bu hizmet ile idari para cezaları TarımCebimde üzerinden tek tıkla görüntülenebilecek. Ayrıca, gübre takip sistemi, ruhsatlı veteriner biyolojik ürünler, ruhsatlı veteriner ilaçları, tarım sigortaları ve doğal afetler gibi hizmetlere de faydalı linkler üzerinden erişim sağlanabilecek. Üreticilerimizi, sektörümüzü hayata geçirdiğimiz yenilikler sayesinde teknoloji ile buluşturmayı, bürokrasiyi azaltmayı, verimli ve kaliteli üretime teşvik etmeyi sürdüreceğiz. Bakanlığımızın iç kaynakları ve personelince geliştirilen TarımCebimde uygulamamızda ihtiyaçlar doğrultusunda güncellemeler yapılarak yeni hizmetler eklenecektir. Bu minvalde, son güncellemeyle eklenen yeni hizmetlerin üreticilerimize ve sektörümüze hayır ve bereket getirmesini diliyorum.”
İstanbul AIDS ve HIV yayılımında “etiketlenme ve damgalanma” endişesi etkili oluyor Günümüzdeki etkili tedavi yöntemlerinin, HIV enfeksiyonunu düzenli tedavi ile kontrol altında tutabildiğini belirten Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemde tedavinin önemine işaret etti. Tedavinin aksatılmaması ve sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Ünlü, etiketlenme ve damgalanma endişesinin AIDS ve HIV yayılımında etkili olduğuna dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak amacıyla 1 Aralık günü 1988 yılından beri Dünya AIDS Günü olarak anılıyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özge Ünlü, HIV virüsü ile AIDS belirtileri, tedavisi ve korunma yollarına ilişkin değerlendirmede bulundu. HIV’in “İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” anlamına geldiğini belirten Ünlü, “Bu virüs, bağışıklık hücrelerini hedef alır ve HIV enfeksiyonuna yol açar. HIV vücuda girdiği andan itibaren akyuvarların içerisinde çoğalır ve sayılarının azalmasına neden olur. Akyuvarlar vücudun uzun süreli bağışıklık mekanizmasının temelini oluşturur. HIV ile enfekte olan akyuvarların sayısının ve işlevinin azalması ve giderek yok olmasıyla bağışıklık sistemi bozulur” dedi. Dünyada yaklaşık 40 milyon kişi HIV’le yaşamını sürdürüyor Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) raporuna göre, epideminin başından bugüne dek 88,4 milyon kişinin enfekte olduğunu, 42,3 milyon kişinin ise AIDS nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Ünlü, “2023 yılı sonunda dünyada 39,9 milyon kişi HIV ile birlikte yaşamını sürdürmektedir. Yeni olguların sayısı, enfeksiyonun en yoğun göründüğü 1995 yılına kıyasla yüzde 60 oranında azalmış; AIDS ilişkili ölümler ise 2004 yılındaki tepe noktasına kıyasla yüzde 69 oranında azalmıştır” diye konuştu. AIDS’in HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendrom olduğunu belirten Ünlü, “HIV, bağışıklık sisteminin temel hücrelerinden olan CD4 hücrelerini yok eder. Bu nedenle hastanın bağışıklık sistemi çöker. Bağışıklık sisteminin çökmesi sonucunda vücut diğer enfeksiyon etkenlerine ve kanserlere karşı savunmasız kalır. Dolayısıyla AIDS’li bireylerde çok basit mikroorganizmalar bile ciddi ve ölümcül hastalıklara yol açabilir ve kanserler çok hızlı ilerleyebilir” uyarısında bulundu. Erken dönemdeki belirtilere dikkat Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemdeki en önemli belirtilerin yorgunluk, kolay hastalanma, vücudun değişik yerlerinde açıkça nedeni belli olmayan yaraların ortaya çıkması, yara iyileşmesinde bozulma ve çoğunlukla gribal hastalıklarla ilişkilendirilen etkiler olduğunu söyledi. Ünlü, “Uzun sürede ortaya çeşitli kanser türleri, kemik yıkımları, akciğer ve ağız enfeksiyonları çıkar ve hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır” dedi. HIV vücuda girdikten sonra hızla akyuvarların içine yerleştiğine ve onların sayısını azalttığına dikkat çeken Ünlü, “Bahsedilen belirtiler ve HIV şüphesi olan kişilerin bu dönemde tedaviye başlamaları çok önemlidir. Tedavide virüsün sayısının artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak esastır. Bu iki konuda başarılı olunması sayesinde HIV ile yaşayan bireyler, sağlıklı kişiler gibi yaşayabilirler ve AIDS geliştirmeyebilirler” diye konuştu. "HIV ile yaşayan her birey AIDS değildir" “AIDS’in oluşması için HIV enfeksiyonu gereklidir ancak her HIV ile yaşayan birey AIDS’li değildir” diyen Ünlü, “AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendromdur yani HIV enfeksiyonunun bir evresidir ve tek başına bir hastalık değildir” dedi. HIV’in enfekte bir kişi ile kurulacak korunmasız cinsel ilişki, kontamine enjektör-iğne paylaşımı ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde doğum sırasında enfekte anneden bebeğe ya da emzirme yoluyla bulaşabildiğini belirten Ünlü, “Öte yandan HIV, HIV ile yaşayan bireyler ile tokalaşmakla, sarılmakla, aynı ortamda bulunmak ve aynı havayı solumakla, aynı kaptan yemek veya giysileri paylaşmak gibi durumlar ile bulaşmaz” uyarısında bulundu. HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirme önemli HIV’in önlenmesi için alınması gereken önlemlere de dikkat çeken Ünlü, “Her şeyden önemlisi, toplum HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirilmelidir. Cinsel yoldan bulaşan HIV’in önlenmesi için korunmalı cinsel ilişki ve tek eşlilik teşvik edilmelidir. Enjektör ve iğne ile bulaşın önüne geçilmesi için tek kullanımlık ve steril enjektör ve iğneler tedarik edilmelidir. Anneden bebeğe bulaşı engellemek için gebenin HIV tedavisi olan antiretroviral tedaviye erişimi sağlanmalıdır” diye konuştu. Etiketlenme ve damgalanma hastalıkla mücadeleyi zorlaştırıyor AIDS ve HIV ile ilgili etiketlenme, toplum içerisinde damgalanma gibi problemlerin hastalıkla mücadelede yol açtığı sorunlara değinen Ünlü, “Toplumda ‘AIDS hastası, AIDS’li birey, HIV ile enfekte birey, HIV pozitif birey’ ifadeleri çok sık kullanılan ifadelerdir. Bu şekilde kullanılan kavramlar bireyleri etiketleme, damgalama ve toplum içerisinde ayrımcılığa yol açabilmektedir. Bu terimler yerlerini, düzenli tedavi ile ‘yaşamayı’ ön plana koyan ‘HIV ile yaşayan bireyler’ kavramına bırakmıştır. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemdeki bir evresidir, her HIV ile yaşayan birey AIDS değildir ve tedavisini aksatmayan HIV ile yaşayan bireyler de AIDS evresine gelmeyebilirler. Burada anahtar, hastaların tedaviyi aksatmamasıdır” diye konuştu. Etiketleme ve damgalama problemlerinin, HIV şüphesi olan bireylerin tanı testlerini yaptırmamasına neden olduğunu belirten Ünlü, HIV ile yaşayan bireylerin dışlanma korkusu ile HIV pozitif olduklarını sakladıklarını ve ilgisiz kişilerce öğrenilebilir endişesiyle sağlık hizmetlerine başvurmaktan çekindiklerini söyledi. Test yaptırmaktan çekinen bireylerin şüphelerine rağmen test yaptırmadığını belirten Ünlü, “HIV enfeksiyonu uzun yıllar belirtisiz seyredebildiği için herhangi bir belirti görmedikçe bu bireylerin şüpheleri de zamanla hafiflemekte, bu durumda HIV pozitif olduklarından haberdar olmamakta ve bu süreçte virüsü başkalarına da bulaştırabilmektedir. Örneğin Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısının gerçekte mevcut sayının en az 2 katı, hatta 3 katı olabileceği tahmin ediliyor. Yani HIV/AIDS ile ilgili etiketleme ve damgalama enfeksiyonun yayılımını da ciddi oranda artırmaktadır” uyarısında bulundu. "Tedavi aksatılmadığı takdirde çocuk sahibi olabilirler" HIV ile yaşayan bireylere ve ailelerine önerilerde bulunan Doç. Dr. Özge Ünlü, özellikle konu hakkında güncel bilgilerin takip edilmesinin önemini vurguladı. Ünlü sözlerini şöyle tamamladı: “2017 yılında CDC (Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi), U=U (’Undetectable=Untransmittable’ / B = B ’Belirlenemeyen=Bulaşmayan’) sloganıyla HIV ile yaşayan bireylerin kandaki HIV miktarı B (belirlenemeyen) seviyede ise cinsel partnerlerine HIV bulaştırmayacaklarını açıkladı. Yani düzenli tedavi ile kanda ölçülebilen HIV miktarı ‘belirlenemeyen’ seviyeye indirildiğinde HIV ile yaşayan bireyin artık bulaştırıcı olmadığı açıklandı. Ardından bu bilimsel kanıt üzerinde tüm bilim otoriteleri Dünya Sağlık Örgütü, UNAIDS hemfikir oldu. Bu da HIV ile yaşayan kişilerin, tedavilerini aksatmadıkları takdirde tüm sağlıklı bireyler gibi aile kurabilmelerine, tıbbi bir müdahaleye gerek olmaksızın doğal yolla bebek sahibi olabilmelerine, HIV ile yaşayan kadınların ise vajinal doğum yapmalarına imkan tanıdı. Günümüzdeki etkili ve ulaşılabilir tedavi yöntemleri HIV enfeksiyonunu, düzenli tedavi ile kontrol altında tutulabilen diğer bir kronik enfeksiyonlardan farksız kıldı. Bu nedenle hastalara, yönetilebilir bir enfeksiyona sahip olduklarını, tedavilerini aksatmamalarını, ailelerine HIV ile yaşayan bireye koşulsuz sevgileri ile her zaman destek olmalarını öneririm.”