POLİTİKA - 01 Eylül 2023 Cuma 16:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sivil Anayasa çağrısı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sivil Anayasa çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ’İşte benim Anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor. Meclisin açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir Anayasa’ya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanlığında gerçekleşen 2023-2024 Adli Yıl açılış töreninde konuştu. Yeni adli yılın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında görev yaparken şehit düşen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere tüm yargı mensuplarına rahmet diledi. 6 Şubat depremlerinde yıkıntıların altında kalarak vefat eden 231 yargı çalışanının her birine de Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, her yaştan ve toplum kesiminden 50 binden fazla insanın kaybedildiği asrın felaketiyle mücadelede yargı mensuplarının yaşadıkları acıya rağmen millete karşı mesuliyetlerini hakkıyla yerine getirdiklerini söyledi. Adalet hizmetlerinde kesinti olmaması için hem Bakanlık, hem de Hakim ve Savcılar Kurulu vasıtasıyla gerekli tedbirleri aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile depremzedelerin hak kaybına uğramasının önüne geçildiğini aktardı. Bu çerçevede bölgede bine yakın hakim ve cumhuriyet savcısı ile yaklaşık 7 bin 500 personel görevlendirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Felaketin ilk günlerinden itibaren son derece zor şartlar altında vazifelerini ifa eden adalet teşkilatımızın tüm mensuplarına, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” dedi.

Deprem bölgesinde vatandaşlara sunulan adalet hizmetlerinin hızlı ve etkin yürütülmesi için çalışmaların aralıksız sürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve ilgili birimler aracılığıyla bölgedeki durumu gün be gün takip ettiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, depreminin hayatın farklı alanlarında açtığı yaraları bir an önce sarmanın gündemlerinin ilk sırasında yer aldığını kaydetti. Depremden bu yana bölgede oluşan iş yükünü karşılamak üzere 131 yeni mahkeme kurulduğunu kaydeden Erdoğan, “Sahadaki duruma göre 189 yeni mahkemenin kurulma işlemleri devam ediyor” açıklamasını yaptı.

Kurulan bu mahkemelerin hem adli, hem idari yargıda davaların daha hızlı karara bağlanmasını sağlayacağını ifade eden Erdoğan, ”Aynı şekilde her alanda şartlar neyi gerektiriyorsa, afetzedelerimiz neye ihtiyaç duyuyorsa, onu yapmaktan geri durmayacağız. Asrın felaketinin üstesinden, dayanışma ve işbirliği içinde gelerek, Türkiye Yüzyılı’nı inşa yolculuğunuzu fasılasız bir şekilde sürdüreceğiz. Rabbim, ülkemizi her türlü afet ve musibetten muhafaza eylesin diyorum” açıklamasını yaptı.

“Bu seneki adli yıl açılışını Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşına ulaşmanın gururunu yaşadığınız bir dönemde gerçekleştiriyoruz” diyen Erdoğan, iki ay sonra bu topraklarda kurulan son devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünün hep birlikte coşkuyla kutlanılacağını belirterek, “Tarihimizin bu önemli eşiğine hızla yaklaşırken şu iki hususa büyük önem veriyoruz. İlki; bizlere semalarını ezanlarımız ve bayraklarımızın süslediği, üzerinde özgürce yaşayabileceğimiz bir vatan bırakan kahramanların aziz hatıralarına sahip çıkmaktır. Geçtiğimiz hafta, 25 Ağustos’ta Ahlat’ta, ertesi gün Malazgirt’te, ardından 30 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediğimiz törenlerde bu konudaki hassasiyetimizi gösterdik. İkincisi; muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefine doğru yürürken bugün nerede olduğumuzun kapsamlı ve objektif bir değerlendirmesini yapmaktır. Siyasetten hukuka, ekonomiden sosyal ve beşeri hayata kadar her alanda böyle bir muhasebeye yönelmemiz gerekiyor. Cumhuriyetimizi korumayı ve yüceltmeyi ancak tarihin kantarına çıkarak, doğrusu ve yanlışıyla, eksiği ve fazlasıyla kendimizi tartarak başarabiliriz” diye konuştu.

Coğrafyadaki devletler silsilesinin son temsilcisi Cumhuriyetin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı’na dönüştürmenin yolunun hamasetten değil, hatalardan ders çıkarıp, başarılardan ilham almaktan geçtiğini söyleyen Erdoğan, ”Bu anlayışla hiçbir komplekse kapılmadan, cesaretle sorunlarımızın üzerine gidecek, kazanımlarımızı koruyacak ve eksikleri telafi edeceğiz. Sadece belirtilerle, tezahürlerle, şekli unsurlarla uğraşmayacağız, daha ziyade meselenin özüne odaklanacak, teşhisi doğru yapacak ve tüm meselelerimize kalıcı çözümler bulacağız. Hedeflerimize giderken ihtiyacımız olan dinamizme kavuşmak için daha cesur, daha net, eleştirel yönü daha ağır basan sorular sorarak yolumuza devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı, milleti ve devletiyle bizlere bu fırsatı sunmaktadır. Milletimizin bu muhasebeyi kendi içinde yürüttüğüne inanıyorum. Devletimizin her kurumu da kendi iç muhasebesini yapabilecek ufka, vizyona ve birikime sahiptir. Bu durum, tüm organları ve paydaşlarıyla yargımız için de geçerlidir” dedi.

Erdoğan, ”İnsanlık tarihi kadar eski olan adalet arayışının birer tezahürü olarak hukuk sistemimizde yerini alan hiçbir metin, hiçbir kanun ve hiçbir kurum layüsel değildir, yapıcı eleştirilerden azade değildir. Yargı camiamızın yeni adli yılı diğer hususlarla birlikte böylesi bir arayış ve değerlendirmenin vesilesi haline getireceğini ümit ediyorum. Hukuk devleti hepimizin ortak hedefi ve kırmızı çizgisidir” ifadelerini kullandı.

Adalet hizmetlerinde kaliteyi yükselterek ve yargıya olan güveni artırarak toplumdan gelen serzenişlerin önüne geçmenin görevleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hiçbir vatandaşımız adliye kapısının adalet kapısı olduğundan şüpheye kapılmamalıdır, orada hakkını huzur-u kalple aramalıdır. Bunun için hukukun üstünlüğü ilkesinden asla taviz veremeyiz. Hizmetkarı olmakla şeref duyduğumuz necip milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek, ancak bu şekilde mümkündür” ifadelerini kullandı.

Hükümet olarak adalet sisteminin işleyişinde yaşanan aksaklıkların giderilmesi için sunulan teklifleri daima hayırhahlıkla değerlendirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven veren ve erişilebilir bir adalet sisteminin tesisi için Anayasa’dan yasalara, kurumsal işleyişten personel yapısına ve özlük haklarına kadar pek çok reforma imza attıklarını bildirdi. Her yıl yeni yargı paketleriyle bu reform sürecini kesintisiz sürdürdüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama organının da bu süreçte üzerine düşeni yaparak, kendilerine destek verdiğini kaydetti.

"Karşılaştığımız olumsuzluklar, maruz kaldığımız haksızlıklar bizi asla küstürmedi”

Erdoğan, ”Adaletin tecellisini kolaylaştırmak amacıyla bundan sonra da sizlerle daha yakın işbirliği içinde çalışacak, ortak akılla hukuk devletini güçlendireceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrını karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde ülke olarak iddialarımızı ve hedeflerimizi büyütüyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, sadece milletçe artan özgüvenimizi değil, aynı zamanda güçlenen ülkemizi de temsil ediyor. Böyle iddialı bir vizyonla milletimizin ve dünyanın huzuruna çıkmak, elbette ne öyle bir anda gündeme geldi ne de kolay oldu. Medeniyet köklerimizden aldığımız ilhamla ülkenin yönetimini üstlendiğimiz günden beri bunun mücadelesini veriyoruz. Bizzat kendi hayatımız, kendi serencamımız bir adalet arayışı, hak ve hukuk mücadelesi örneğidir. Karşılaştığımız olumsuzluklar, maruz kaldığımız haksızlıklar bizi asla küstürmedi. Tam tersine ülkenin ve milletin geleceği için kurduğumuz hayallerin adalet ve hukuk rengiyle daha güçlü bir şekilde boyanmasını sağladı” dedi.

Geçmişte adalet konusunda ülkede aksaklıklar olduğunu ifade eden Erdoğan, “Evet, bu millet, adaletin gecikmesi bir yana, çoğu zaman neredeyse hiç gelmediği dönemler yaşamıştır. İşte bu anlayışla ülkeyi yönetme görevini üstlendiğimizde önceliklerimizin en başına eğitim, sağlık, emniyet ve adalet başlıklarını yerleştirdik. Aradan geçen 21 yılda Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, hep bu sözümüzün hakkını vermeye çalıştık. Ülkemizin demokrasi ve hukuk devleti standartlarının yükseltilmesi, insan hak ve hürriyetlerinin genişletilmesi, adaletin hızlı bir şekilde tecellisi, yargıyla ilgili her türlü sıkıntının giderilmesi amacıyla önemli reformlar gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında 9 bin 349 olan hâkim ve savcı sayısını yaklaşık 2.5 kat artışla 24 bine, adalet teşkilatının toplam personel sayısını ise 61 binden 190 bine yükselttiklerini belirterek, “Ülkemiz genelinde 280 yeni adalet sarayı inşa ederek, merdiven altı odalarda adalet dağıtılmaya çalışılan o kötü manzaralara son verdik. Yüksek yargı organlarımızı, şu an törenimizi gerçekleştirdiğimiz bina gibi görkemli hizmet yapıları yaparak, temsil ettikleri değerlere uygun abide mekânlara kavuşturduk. Bu zaman mahkeme sayılarımızı adli yargıda yüzde 95, idari yargıda yüzde 45 oranında artırdık. Hataları asgariye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı engelleyecek şekilde bölge adliye ve idare mahkemelerini devreye aldık” dedi.

İstinaf mahkemeleriyle birlikte Yargıtay Hukuk ve Ceza Dairelerinin iş yükünde yüzde 68 oranında düşüş olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Öte yandan ülkede içtihat birliğinin sağlanması, kararlarının tutarlı olması ve kanun önünde eşitliğin temini yargının sorumluluğudur. Bu amaçla önümüzdeki dönemde ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay da dahil olmak üzere, yargı kurumlarının çalışma usullerinde ihtiyaç duyulan reformları yapacağız. Bize göre yargıdaki en büyük altyapı reformu olan UYAP’a sesli ve görüntülü bilişim sisteminden hukuk yargılamalarına ve e-duruşma imkanına kadar pek çok yenilik ekledik. UYAP sistemini yapay zeka destekli şekilde geliştirme çalışmalarımız ise devam ediyor” açıklamasını yaptı.

Dijital Dönüşüm Ofisi ile TÜBİTAK işbirliğinde yürüyen projenin hizmete girmesiyle davaların sonuçlanma süresinin daha da kısalacağını söyleyen Erdoğan, ”Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkânı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun ihdas, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun teşkili, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, askeri yargının lağvedilerek yargıdaki çift başlılığa son verilmesi, vergi suçları, bilişim suçları, finansal suçlar, sendikal uyuşmazlıklar gibi birçok alanda ihtisas mahkemeleri kurulması, asılsız ihbar ve şikâyetler nedeniyle oluşabilecek zararları engellemek üzere bireylerin lekelenmeme hakkının güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemlerinin yaygınlaştırılması. Hülasaten vatandaşlarımızın talepleri ve günün ihtiyaçları doğrultusunda yargıya dair her alanda devrim niteliğinde pek çok adım attık” dedi.

Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatının insan kaynağının çok daha vasıflı yetişmesini hedeflediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli yeniliği 2023 yılı sonunda yapmayı planlanan sınavla hayata geçireceklerini söyledi. Erdoğan, ”Usta-çırak ilişkisi esasına dayanan hâkim ve savcı yardımcılığı müessesesinin hukuk camiamıza önemli katkı sağlayacağı kanaatindeyim. Şüphesiz adaletin kalitesi ile hukuk eğitimi arasında yakın bağ vardır. Önümüzdeki dönemde diğer çalışmalar yanında hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmemiz ve iyi hukukçular yetiştirmemiz de gerekiyor” diye konuştu.

Avukatların mahkeme faaliyetlerine katkısının da artırılmasında fayda gördüklerini vurgulayan Erdoğan, ”Kademeli şekilde belli davalar için avukat tutma zorunluluğu getirilmesi gibi bir takım yeni uygulamalar üzerinde hep birlikte çalışabiliriz. Mülkün temeli olan adaletin sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de itici gücü olduğunu biliyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı sadece ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik değil, adaletin de yüzyılı yapmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.

Siyasetçiler ve devleti yönetenler olarak öncelikle millete karşı sorumlu olduklarının altını çizen Erdoğan, her 5 yılda bir millete hesap veren bir siyasetçinin sokağın ve sandığın sesine kulak tıkamasının düşünülemeyeceğini kaydetti. Erdoğan, ”Bize oy versin ya da vermesin, toplumumuzun farklı kesimleriyle sürekli temas halindeyiz. Vatandaşlarımızdan gelen talepler ve eleştiriler çerçevesinde politikalarımıza yön veriyoruz. Son dönemde insanımızın yargı süreçleri ve kararlarıyla ilgili kanaatlerini manipüle etmeye yönelik algı kampanyalarının arttığına şahit oluyoruz. Yargıtay’dan istinafa ve ilk derece mahkemelerine varıncaya kadar milletimizin yargıdan beklentisi ’adil kararın makul sürede verilmesi’dir” dedi.

Adaletin ancak mahkeme salonlarında tecelli edeceğine vurgu yapan Erdoğan şunları söyledi:

“Sokağa, televizyon ekranlarına ve sosyal medya mecralarına taşınan adalet, hukuka olan güveni zedeler ve zamanla yok eder. Eline mikrofonu veya klavyeyi alan birilerinin mahkeme kararlarını kendi arzuları ve ideolojik aidiyetlerine göre eğip bükerek yorumlaması, hatta daha da ileri giderek hüküm vermesi doğru değildir. Bu tür şımarık hezeyanlar, hem adalet sistemine, hem de sistemin fedakâr mensuplarına karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır, saygısızlıktır. Günümüzde sayıları giderek artan sosyal medya mahkemelerini toplumumuzun birliği, dirliği, huzuru ve iç barışı açısından büyük bir tehdit ve tehlike kaynağı olarak görüyoruz. Esasında bir toplumu bölmek ve kamplara ayırmak istiyorsanız, bunun en etkili yollarından biri, adalet sistemine olan inancı zayıflatmaktır.”

Adalet sistemine inancı zayıflamış bir toplumun devletine ve kurumlarına olan güveninin de örseleneceğini ifade eden Erdoğan, böyle bir fitnenin oluşmasının yalnızca millet ve memleket düşmanlarını sevindireceğini, onların işine yarayacağını, Türkiye’ye ise kaybettireceğini söyledi.

“Yargı mensuplarına taammüden itibar suikastı düzenlemenin vebali çok ağırdır”

“İster siyasetçi, ister medya mensubu, isterse sıradan bir vatandaş olsun, hiç kimsenin ülkemize bu kötülüğü yap maya hakkı yoktur” diyen Erdoğan, CHP’ye baskın eleştirisi yaparak, “Aynı şekilde oy veya rant kaygısıyla yargı kurumlarına duyulan güveni aşındırmanın, daha vahimi yargı mensuplarına taammüden itibar suikastı düzenlemenin vebali çok ağırdır. Üstelik bunu yapanlar, hem gündem ihtiyaçlarını yargı üzerinden karşılamaya çalışıyor, hem de yargının siyasallaşmasından bahsediyor. Yani nereden bakarsanız bakın büyük bir tutarsızlıkla karşı karşıyayız. Milletimizin de bizler gibi bu çelişkileri gördüğüne, kararını buna göre verdiğine, tercihlerini buna göre yaptığına inanıyorum. Yargıya olan güveni artırmanın yolu, hakim ve savcıları tehdit etmekten, baskın yapar gibi kurumların kapılarına dayanmaktan değil, hak ve hakkaniyet çerçevesinde yapıcı tespit ve tekliflerde bulunmaktan geçer. Atalarımızın dediği gibi ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar. Hangi konumda olursa olsun herkesin adaletle ilgili meselelere bu zaviyeden yaklaşmasını ve hassasiyetle davranmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir Anayasa’yla daha güçlenecektir”

Kapsayıcı bir yeni Anayasa için sürece herkesi katkı sunmaya davet eden Erdoğan, ”Siyasi hayatımızın her döneminde dile getirdiği- hükümet teklifi olarak da 2011’den beri her seçimde milletimizin önüne koyduğumuz- bir hayalimiz var. Bu hayal Türkiye’yi darbe anayasası ayıbından kurtaracak yeni, sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir Anayasa’ya kavuşturmaktır. Darbe anayasasının gölgesinde Türkiye Yüzyılı’nı konuşmayı, ülkemiz ve demokrasimiz için zül addediyoruz. İstiklal ve istikbali için bu kadar ağır bedeller ödemiş milletimizin yeni bir Anayasa’yı anasının ak sütü gibi hak ettiğine inanıyoruz. Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı birinci sınıf anayasa olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir Anayasa’yla daha güçlenecektir. Bunun için 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ’İşte benim Anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor. Buradan, siyasi partilerimizi, yüksek mahkemelerimizi, üniversitelerimizi, devlet kurumlarımızı, barolarımızı, meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve milletimizin her bir ferdini bu sürece katkı vermeye davet ediyorum. Meclisin açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir Anayasa’ya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız. Yargı kurumlarımızın temsilci olarak sizlerden de bu sürece hazırlıklı olmanızı, destek vermenizi bekliyorum” dedi.

Hülya Keklik

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul OYAK ve KOOP Market’ten sürdürülebilir iş birliği Türkiye’de tamamlayıcı mesleki emeklilik sisteminin başarılı örneklerinden OYAK, 5 binin üzerinde satış noktasında hizmet veren KOOP Market ile stratejik bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu kapsamda, OYAK üyeleri ve aileleri KOOP Market’ten avantajlı alışveriş yapma imkanına sahip olacak. KOOP Market ve OYAK, OYAK üyeleri ve ailelerine yönelik geniş ölçekli bir tüketici fayda modelini hayata geçirmek üzere stratejik bir iş birliğine imza attı. İş birliğiyle birlikte, OYAK üyelerinin KOOP Market üzerinden yapacakları alışverişlerde uygulanacak özel indirimle, avantajlı koşullardan yararlanması hedefleniyor. Gerçekleştirilen iş birliği protokolü, KOOP Market Genel Müdürü Orhan Kozan ve OYAK Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çağrı Özer tarafından imzalandı. 500 bin hanenin sofrasına doğrudan dokunan model Söz konusu iş birliği, OYAK bünyesindeki 500 bini aşkın üye ile birinci derece aile yakınları dâhil olmak üzere yaklaşık 1 milyon kişiyi kapsıyor. Amaç, geniş bir kitlenin tüketim ihtiyaçlarına daha uygun koşullarda erişimini kolaylaştırarak hane bütçelerine katkı sağlamak. OYAK üyeleri, iş birliği çerçevesinde OYAK Platform uygulaması üzerinden tanımlanan kod sistemi ile herhangi bir başvuru olmaksızın kendilerine sağlanan özel iskonto çerçevesinde bu avantajdan yararlanabilecekler. Kod, OYAK Platform üzerinden üretilecek ve uygulamadan faydalanmak için ayrıca bir başvuru gerekmeyecek. Erişilebilirlik ve kullanım kolaylığı esas alınarak hayata geçirilen uygulamanın, tarafların ortak değerlendirmeleri doğrultusunda önümüzdeki dönemlerde daha da geliştirilmesi planlanıyor. Aydın: "Toplumsal fayda üreten bir perakende anlayışı" Tarım Kredi Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Tarım Kredi olarak üreticiden tüketiciye uzanan entegre yapımızla, toplumsal faydayı merkeze alan bir perakende anlayışı benimsiyoruz. Tarım Kredi büyük bir ekosistem ve değer üretmeye, oluşan bu değeri iş birliği yaptığımız kurumlarla da paylaşmaya çalışıyoruz. OYAK ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, KOOP Market’in yalnızca bir satış noktası değil; hanelerin bütçesine katkı sağlayan, erişilebilir ve güvenilir bir çözüm ortağı olduğunun göstergesi" dedi. Özer: "Önceliğimiz üyelerimizin ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmak" OYAK Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çağrı Özer ise şunları söyledi: "OYAK olarak üyelerimizin ve ailelerinin yaşam kalitesini artıran, günlük hayatlarına doğrudan dokunan projeleri önceliklendiriyoruz. KOOP Market ile hayata geçirdiğimiz bu iş birliği, yalnızca bir avantaj uygulaması değil; geniş bir kitlenin ihtiyaçlarının birçoğuna erişimini kolaylaştıran, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir bir model." Ortak hedef: Geniş kitlelere kalıcı fayda OYAK ve KOOP Market bu iş birliğiyle; kurumsal gücü, sosyal sorumluluk bilinciyle birleştirerek, yüz binlerce ailenin günlük yaşamına dokunan kalıcı fayda modelleri üretmeyi hedefliyor. Resmiyet kazanan bu iş birliği, bugün OYAK Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen imza töreni ile kamuoyuna duyuruldu.
Gaziantep Bakan Dr. Osman Aşkın Bak: "Çocuklarımız ve gençlerimiz abur cuburdan uzak dursun" Gaziantep’te yapımı tamamlanan Kamil Ocak Kapalı Spor Salonu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın katıldığı törenle hizmete açıldı. Törende konuşan Bakan Bak, "Çağımızın en büyük tehlikelerinden biri obezite. Abur cuburdan uzak duralım, spor yapalım, hareket edelim, derslerimize iyi çalışalım. Hep birlikte; büyüyen, gelişen ve güçlenen Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Gaziantep’te büyükşehir belediyesi tarafından yapımı tamamlanan, toplam 4 bin 300 metrekarelik alanda inşa edilen ve basketbol, voleybol ile hentbol başta olmak üzere tüm salon sporlarına ev sahipliği yapacak olan Kamil Ocak Kapalı Spor Salonu için açılış töreni yapıldı. Gaziantep’in kurtuluşunun 104. yıl dönümünde yapılan açılış törenine bir dizi program için Gaziantep’te bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da katıldı. Açılış töreni ile birlikte 55 branştan 40 bin sporcunun katılacağı 4. Gazi Oyunları’nın da startı verildi. Törende konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, "Bu güzel eserin ortaya çıkmasında emeği geçen başta büyükşehir belediye başkanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Kampanya sürecinden itibaren bu projeyi birlikte düşündük, birlikte hayata geçirdik. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak biz de her aşamada destek verdik. Yaklaşık 14 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan bu tesis, bugün Gaziantep’in gençlerinin hizmetine sunulmuştur. Bu tesisin, eski spor bakanımız ve spordan sorumlu devlet bakanımız merhum Kamil Ocak’ın ismini taşıması da ayrıca çok kıymetlidir. Böyle büyük bir devlet adamının adını yaşatmak hepimiz için bir vefa borcudur" ifadelerini kullandı. "Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını da ileten Bakan Bak, "Gençlerimize özellikle selamları var. Türkiye’nin dört bir yanında yüzme havuzları, stadyumlar, atletizm pistleri ve spor tesisleri kazandıran, spordan gelen bir lider olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Sevgili gençler, sizler bizim geleceğimizsiniz. Tribünlerdeki bu coşkuyu görünce şuna inanıyoruz; Türkiye’nin yarını sporla, bilimle ve gençlerle güçlü olacak. Bu tesis basketbol, voleybol ve birçok spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Sizlerden ricamız, bu tesisleri aktif şekilde kullanmanız ve müsabakaları yakından takip etmenizdir. Ayrıca 4. Gazi Oyunları’na verdikleri desteklerden dolayı Ziylan Ailesi’ne, teşekkür ederim. Gaziantep ve gençler için yaptıkları katkılar çok kıymetlidir. 2025 yılında sporda büyük başarılar elde ettik. 12 Dev Adam, Avrupa Şampiyonası’nda final oynayarak gümüş madalya kazandı. Kadın Milli Voleybol Takımımız dünya ikincisi oldu. Kadın Tekvando Milli Takımımız dünya şampiyonu oldu. Sporcularımız ülkemize sayısız madalya kazandırdı. Bu başarıların arkasında güçlü bir yerel yönetim desteği var. Başta Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’e gönülden teşekkür ediyoruz. Gençlerin yanında, çocukların yanında, sporda, bilimde her alanda güçlü bir duruş sergiliyor. Kendisine büyük bir alkış istiyoruz. Sevgili gençler, sözlerimi iki önemli mesajla tamamlamak istiyorum. Birincisi; sporun birleştirici ve iyileştirici gücünü kullanmak. Dijital bağımlılıkla mücadelede en güçlü araç spordur. Tüm ailelere sesleniyorum. Çocuklarınızı spor tesislerine getirin. Belediyelerimiz bu konuda çok büyük yatırımlar yaptı, yapmaya da devam ediyor. İkincisi de hareketli bir yaşam. Çağımızın en büyük tehlikelerinden biri obezite. Abur cuburdan uzak duralım, spor yapalım, hareket edelim, derslerimize iyi çalışalım. Hep birlikte; büyüyen, gelişen ve güçlenen Türkiye için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Büyük ve Güçlü Türkiye yolunda çalışmaya devam edeceğiz. Bu güzel tesisin Gaziantep’e hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Gaziantep Valisi Kemal Çeber de spor salonunda emeği geçen herkese teşekkür ederek, spora ve sporcuya verilen her türlü desteği desteklediklerini söyledi. Açılışta konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, Kamil Ocak Spor Salonu’nun Gaziantepli vatandaşlara hayırlı olmasını dilerken, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise spora ve sporculara yönelik desteklerini devam ettireceklerini belirtti.
Şanlıurfa Siverek’te yürek burkan protesto: Eşimin acısı son olsun, bu yolu kaldırın! Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, sık sık ölümle sonuçlanan trafik kazalarıyla gündeme gelen şehir içi çevre yolunun, ilçe dışına taşınması talebiyle protesto eylemi düzenlendi. Geçtiğimiz gün aynı yolda eşini kaybeden ve taziyesini yarıda bırakıp eyleme katılan Ömer Gül’ün feryadı yürekleri dağladı: "Bu yol buradan kalksın, başka çocuklar yetim kalmasın!" İlçenin Şirinkuyu ışıklarında Siverek Kent Konseyi öncülüğünde toplanan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş, artan trafik kazalarına ve can kayıplarına tepki gösterdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Siverek Kent Konseyi Başkanı Adnan Uğur Tamses, "Siverek’in içinden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun şehir dışına çıkarılması gerektiğini" vurguladı. "Geçici Önlemler Yetersiz Kalıyor, Artık Ertelenemez" Tamses, açıklamasında, "Geçmişte şehir dışında planlanan bu yol, Siverek’in hızlı ve plansız büyümesi nedeniyle bugün yerleşim alanlarının tam ortasında kalmıştır. Bu durum, ağır tonajlı araçların şehir içi trafikle iç içe seyretmesine, özellikle yayalar, öğrenciler ve bölge sakinleri için ciddi bir can güvenliği tehdidi oluşturmasına neden olmaktadır. Alınan geçici önlemler ve uyarı levhaları, sorunun köklü çözümü için yeterli olmamaktadır. Bu sorun artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir" dedi. Basın açıklamasında yetkililere 4 maddelik acil çağrı yapıldı. Bu maddeler," Mevcut çevre yolunun ivedilikle şehir dışına alınması. Yeni çevre yolunun uzun vadeli şehir planlamasına uygun şekilde projelendirilmesi. Mevcut yol üzerinde, çözüm sağlanana kadar acil ve etkili trafik güvenliği önlemlerinin artırılması ve yetkili kurumların, yerel dinamikleri ve halkın taleplerini dikkate alarak süreci şeffaf bir şekilde yürütmesi. Tamses, bu çağrının tamamen insani ve vicdani bir talep olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya davet etti ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Eşini Kaybeden Ömer Gül: "Benim Acım Son Olsun, Bu İhmalkârlıktır" Basın açıklamasına, geçtiğimiz gün aynı yol üzerinde meydana gelen trafik kazasında 15 günlük bebeğinin annesi olan eşi Canan Erçek Gül’ü kaybeden Ömer Gül de katıldı. Taziyesini yarıda bırakarak eyleme destek veren acılı eş, şunları söyledi: "Dün bu yolda, karşıya geçerken eşimi kaybettim. Yeni ölümlerin yaşanmaması için taziyemi yarıda bırakıp bu eyleme katıldım. İnşallah benim acım son olur, bu yolda ki ölümler benim acımla son bulsun. Şehir içinden 170 kilometre ile arabalar gidiyor, benim eşime de çarpan sürücü 170 kilometreyle hızla gidiyordu. Bu ihmalkârlıktır. Eşim 3 çocuğu yetim bıraktı, biri henüz 15 günlük. Bunun vebali kime? Ben bunun peşinde değilim, yalnızca bundan sonra gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum, rica ediyorum bu benim acım son olsun, hiç kimsenin bir daha böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Rica ediyorum yetkililer kimse bu yolu buradan kaldırsınlar, başka çocuklar yetim kalmasın." Ömer Gül’ün feryadı, eyleme katılan vatandaşları derinden etkiledi. Basın açıklamasının ardından vatandaşlar 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra, olaysız dağıldı.