POLİTİKA - 08 Aralık 2023 Cuma 13:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimsenin hakkında hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil paylaşım mümkündür" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in daveti çerçevesinde Atina’ya yaptığı resmi ziyareti başarıyla tamamladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında 65 yıllık aranın ardından devlet başkanı düzeyinde ilk resmi ziyaretin 2017 yılında yine kendileri tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Bu defa Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi vesilesiyle tekrar Atina’da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başbakanlığım döneminde kurduğumuz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin son toplantısını 2016 yılında yapmıştık. Bugünkü ziyaretimizde 7 yıllık bir fasılanın ardından konseyimizin 5. toplantısını icra ettik. Toplantımız sırasında eğitimden tarıma, turizmden ticarete çeşitli alanlarda anlaşma metinleri imza altına alındı. İlk olarak Cumhurbaşkanı Sayın Katerina Sakelaropulu ile bir görüşme gerçekleştirdik. Sonrasında Başbakan Sayın Kiriakos Miçotakis ile bir araya geldik. Bakanlarımızın katılımıyla düzenlenen Konseyimizin 5. toplantısına birlikte başkanlık ettik. Ziyaretimiz çerçevesinde yaptığımız görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizin tüm boyutlarını gözden geçirdik. Olumlu gündem temelinde iş birliğimizi daha da geliştirmek adına atılabilecek adımları değerlendirdik” diye konuştu.

Bölgesel ve küresel gelişmelerin de gündemlerinde yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanmakta olan zulmü gündeme getirdiklerini söyledi. Erdoğan, ”İşlenmekte olan katliamlar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerektiği yönündeki kanaatimizi paylaştık. Kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların kesintisiz şekilde akışının tamiri noktasında yapılabilecekleri ele aldık.

Değerli arkadaşlar, Başbakan Miçotakis ile dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında Atina Bildirgesi’ni imzaladım. Böylece ikili ilişkilerimizi geliştirme irademizi en üst düzeyde karşılıklı teyit etmiş olduk. İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir. Bunu teminen üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim” diye konuştu.

Miçotakis’i müteakip konsey toplantısı için Ankara’ya davet ettiğini dile getiren Erdoğan, ”Ziyaretim sırasında Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyelerini de kabul ettim. Soydaşlarımızla hasbihal ederek sorunlarını dinledim. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklı azınlık haklarından tam manasıyla yararlanmaları konusundaki desteğimizi kendilerine bir kez daha ifade ettim. Gayet olumlu bir atmosferde geçen ziyaretimin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyorum. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların işbirliğimizin geleceği açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı.

"Doğu Akdeniz’deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan’ı olumsuz etkiler"

Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji uyuşmazlıkları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu iş birliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan’a da imkan tanıyabiliriz. Biliyorsunuz biz Ataşehir’de bir enerji habı yapalım dedik. Oradaki kulelerden bir tanesini sadece bu enerji dağıtım imkanlarını seferber ettiğimiz bir hale getirelim istiyoruz. Biliyorsunuz Trakya’da Rusya’dan gelecek doğal gaz ile oradan Balkanlar’a ve Avrupa’ya gaz temininde bir merkez olma kararımız mevcut. Bu konuda da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile mutabık kaldık.

Doğu Akdeniz’deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan’ı olumsuz etkiler. Bu nedenle biz buradan ne gibi imkanlar elde ederiz, ülkelerimizin yararına ne gibi olanaklar oluştururuz bunun hesabı, gayreti içerisinde olmamız lazım. Bu konuya Sayın Miçotakis’in olumlu yaklaştığını söyleyebilirim. Temennimiz odur ki; biz bardağın dolu tarafıyla ilgilenelim, boş tarafıyla ilgilenmeyelim. Bölgemizin doğal zenginliklerinin hakça paylaşımı noktasındaki tutumumuz başından beri aynı. Kimsenin hakkında hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür. Yeter ki bunu sağlayacak zemini inşa edip, doğru yol haritaları oluşturalım ve provokasyonlara fırsat vermeyelim. Düzenlenmesini önerdiğimiz bu konferans işte o zeminin oluşturulması için doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.

Erdoğan, Türkiye’nin savunma harcamalarının Yunanistan ile mukayese edilemeyecek düzeyde olduğuna dikkat çekerek, ”Şunu göğsümü gere gere söyleyebilirim ki, biz şu anda 85-86 milyon nüfusuyla, 780 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ülke olarak savunma harcamalarımıza Yunanistan’la mukayese edilmeyecek düzeyde dikkat ediyoruz. Yunanistan, bu alanda bizden çok çok farklı harcamalar yapıyor. Bu savunma harcamalarında Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bazı ülkelerin ciddi destekleri var. Bu rakamlar bize daha önce hep gelmiştir, takip etmişizdir. Mesela Ege Denizi üzerinde Türkiye ve Yunanistan’ın it dalaşları konusunda ’Biz artık bu sayfayı kapatalım, bitirelim bu işi’ dedik. Bunları Sayın Miçotakis’e de, ondan önce görev yapan başbakanlara da hep söyledik. Biz dostluğa ağırlık verelim istiyoruz. Dost kazanmanın gayreti içerisindeyiz.

Yunanistan’ın savunma sanayiinde bizim gibi üretimi söz konusu değil. Biz bu alanda artık ihtiyacımızı büyük oranda karşılayan düzeyde üretim yapar hale geldik. Bu nedenle Türkiye’nin silah alımlarına yönelik harcamaları, Yunanistan’la mukayese edilmeyecek düzeyde düşüktür. Kendi savunma sanayii harcamalarını üreten ve maliyetleri de çok çok düşürmüş bir ülke konumundayız. Şimdilik bir F-16 üretmiyoruz ama onların da tamirini ve bakımını yapar durumdayız. Baykar’ın ürettiği insansız hava araçları, İHA, SİHA, Akıncı TİHA, şimdi de malum onların da bir üst segmenti Kızılelma bir yanda duruyor. Diğer yanda TUSAŞ’ın ürettiği ANKA’lar bulunuyor. Milli muharip uçağımız KAAN ile çok farklı bir adım daha atacağız. Bunlar Türkiye’nin savunma sanayiindeki maliyetlerini düşürdü. Yunanistan’ın böyle bir imkanı yok. Onlar sadece dış destekle yürüyorlar ve dışarıdan aldıkları bu destekler de yeni bir maliyet muhasebesi yapma imkanını onlara veriyor” açıklamasını yaptı.

"Miçotakis’e ’Sizi Filistin’in yanında görmek isterdik’ dedim"

Miçotakis ile Filistin konusundaki diyaloğunu paylaşan Erdoğan, ”Ben, bugün Miçotakis’e ’Sizi Filistin’in yanında görmek isterdik’ dedim. ’Keşke çekimser olanların arasında kalmasaydınız. Siz de bu 121 ülkenin yanında yer alsaydınız’ dedim. Bizim görevimiz doğruyu hatırlatmak. Bir su damlasının mermeri delebilmesi için aynı noktaya defalarca düşmesi gerekir. Tıpkı o su damlaları gibi nihai hedefe bu hususları bir kez hatırlatmakla ulaşmak mümkün olmuyor. Şimdi biz de aynı noktaya ikazlarımızı, uyarılarımızı yapacağız ki inşallah neticeyi alalım. Ben birçok ülkenin Gazze’deki insanlık suçlarının karşısında konumlanmaya devam edeceği düşüncesindeyim.

Bunu bazı ülkelerde meydanlardan yükselen seslerin sağlamaya başladığını görüyoruz. Bazı ülkeler de gerek uluslararası hukukun korunmasına yönelik inançları, gerek insan hakları konusundaki hassasiyetleri, gerekse nükleer tehditlerin azaltılmasına dair düşünceleri nedeniyle gecikmeli de olsa tarihin doğru tarafında durmaya öyle ya da böyle mecbur kalacaklardır. Bu nedenle her defasında Filistin’in kazanacağına inancımız tamdır. Filistin’in kazanması demek dünya barışının kazanması, insan haklarına bağlılığın yeniden tesisi demektir. İşlevsiz bir küresel sistem istemiyorsak, delik deşik bir uluslararası hukuk istemiyorsak Filistin’in kazanmasına destek olmalıyız. Yoksa güçlünün ve zalimin hukuku egemen olur ki, bu tüm dünya için bir felaket demektir” dedi.

"Guterres küresel sistemin alarm düğmesine basmıştır"

BM Genel Sekreteri Guterres’in BM Güvenlik Konseyi’ne yazdığı mektupla ilgili değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres bir genel sekreter olarak şu ana kadar faydalı olamadığını ifade ediyor. Daha yeni 99. maddeyi ancak işletebildi. Bakalım netice alabilecek mi? Guterres küresel sistemin alarm düğmesine basmıştır. Dünya barışını korumak için kurulmuş bir yapıyı oluşturan unsurlara ’görevinizi unutmayın’ demektedir. Umarım bu çağrıya BM Güvenlik Konseyi kulak verir. Artık küçük çıkar hesaplarını, ’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ zihniyetini bir kenara bırakma ve gezegenimizde barışın korunması için adım atma zamanıdır. İspanya Başbakanı Sanchez, Batı ülkeleri içerisinde gerçekten en yiğidi çıktı. Bütün olumsuzluklara rağmen, Sanchez ileri giderek Filistin’in Avrupa Birliği ülkeleri tarafından tanınması noktasında kararlılığını ortaya koydu. İspanya, Sanchez ile ’Filistin’in Avrupa Birliği tarafından tanınması için teklifimi yapacağım’ diyecek kadar yiğit çıktı. Onun için ben kendisini alkışlıyorum” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD ziyaretini de değerlendiren Erdoğan, ”Biz İstanbul’a dönerken Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da Washington’a hareket etti ve yedili grup olarak Amerika’daki temaslarını sürdürecekler. Bu temaslarda ne gibi bir netice aldıklarını görüşmelerden sonra bana bildirecek. Temennimiz odur ki, Amerika Birleşik Devletleri’nin Gazze’deki yaşananlarla ilgili İsrail lehine tavrının sona ermesi noktasında bu yedili grup bir netice alsın. Aldıkları bu neticeyle de İsrail’e barış için baskı yapabilsinler. ABD Başkanı Biden ile görüşme gündemimizde değil. Gazze konusundaki tavırları hepinizin malumu. Bizi ararsa konuşmamız gereken konular neyse onları da biz kendisiyle görüşüp konuşuruz. Ama yedili temas grubu ABD’den sonra Kanada’ya geçecek. Kanada, Türkiye olarak kendilerinden almayı talep ettiğimiz İHA-SİHA kameraları meselesinde tutturmuş ’İsveç’te İsveç.’ ABD de aynı şeyi söylüyor. Senin kongren varsa, benim de parlamentom var. Sen kongreden geçirdikten sonra F-16 meselesinde adım atacağım diyorsun, benim de parlamentom var. Parlamentomdan geçmeden benim de böyle bir adımı atmam mümkün değil. Eğer biz NATO’da iki müttefik ülkeysek o zaman dayanışma halinde eş zamanlı sen üzerine düşeni yap, Meclisimiz de gereken kararı alır. Olay bu” ifadelerini kullandı.

"izin demenizle biz Hamas’a ‘terör örgütü’ demeyiz"

Gazze konusunda uluslararası toplumun kendisini etkilemediğini ifade eden Erdoğan, ”Ben uluslararası toplumun ne diyeceğine bakmıyorum. Ben bir kul olarak üzerimize düşen görev nedir buna bakıyorum. Hani şair diyor ya ’Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem, dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.’ Bunlar Hamas’a ‘terör örgütü’ diyorlar. Hamas Filistin’in bir gerçeğidir, terör örgütü değildir. Hamas bir siyasi harekettir ve siyasi parti olarak girdiği seçimlerden galip çıkmış olan bir harekettir. Ama bize bunu zorla dayatıyorlar ki ‘illa terör örgütü’ deyin. Hayır, sizin demenizle biz Hamas’a ‘terör örgütü’ demeyiz. Seçim kazanmış olan bir siyasi hareket var önümüzde.

Siz kalkıyorsunuz Gazze’yi açlıkla terbiye etmeye yöneliyorsunuz. Siz kalkıp Gazze’yi tamamıyla yerle yeksan edip bu şekilde terbiye etmek istiyorsunuz. İlaç vermiyorsunuz, susuz bırakıyorsunuz, elektrik vermiyorsunuz, bu şekilde bir terbiyeyle Hamas’ı ademe mahkum etmek istiyorsunuz. Biz buna katılamayız. Şu anda İsrail tam bir devlet terörü estiriyor. Nerede Batı, nerede Amerika? Ortada bütün bu gerçekler varken, 17 bine yakın insan, çocuk, kadın, yaşlı öldürülmüşken biz bunları nasıl tasvip edelim? Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la bunları konuştu. Konuştu ama Batı hala sessiz. İşte bunlar bizim canımızı yakıyor, ciğerimizi yakıyor. ’Yaralıları, çocukları verin bize, kanser hastaları var, bunları verin’ diyoruz. Şu ana kadar 114 hasta, 86 refakatçi olmak üzere toplam 200 kişiyi alabildik. Bunların hiç olmazsa tedavilerini falan yaptıralım, bu adımı atalım. Ne yazık ki insanlık diye bir şey kalmamış. Sahra hastaneleri kurulacak diyorlar. Kurulsa ne olur kurulmasa ne olur. Ondan bir netice çıkmaz. Ama biz burada insani, vicdani olarak ne yaparız diyerek süratle sahra hastanelerini gönderdik. Mısır’dan Refah Sınır Kapısı’ndan Ankara’ya veya İstanbul’a bu kanser hastalarının veya cerrahi müdahale yapılması gereken hastaların gelmesi zaman almaz. Mısır‘daki El Ariş Havalimanı’ndan hemen uçağa alıp bir saatte, bir buçuk saatte getiririz. Ondan sonra da tedavilerini yaparız. Biz şu anda ülkemizdeki hasta ve yaralıların tedavileriyle ilgili her türlü adımı attık, atıyoruz” dedi.

"Gazze kasabı Netanyahu ve onunla birlikte hareket eden İsrailli ve İsrail dışı bütün siyasetçilerin de yargılanması gerekir"

Erdoğan, Netanyahu’ya yükselen tepkilerle ilgili de konuştu. Erdoğan, ”Netanyahu giderse orada barış egemen olur vurgusu önemli. Ancak şu an itibarıyla bir gerçek var ki, Netanyahu bu soykırımı siyasi ömrünü uzatmak, yargılanmaktan kaçmak için de yapıyor. Biliyorsunuz, Netanyahu bir yargı süreci içindeydi, hatta hakkında mahkumiyet kararlarının verileceği konuşuluyordu. Böyle bir süreçte İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı patlak verdi. Şimdi de ’bu saldırıları ne kadar uzatırsa yargılanma olayından da o denli kendimi kurtarabilirim’ düşüncesi içinde bu süreci uzatıyor. Netanyahu daha önce de söylediğim gibi gerçekten bir Gazze katilidir, kasabıdır ne derseniz deyin. Bu sıfatların hepsi ona yakışır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde nasıl Miloseviç yargılandıysa, aynı şekilde Gazze kasabı Netanyahu ve onunla birlikte hareket eden İsrailli ve İsrail dışı bütün siyasetçilerin de yargılanması gerekir. Biz bunun 3 bin kadar avukat ile takibini yapıyoruz. Türkiye dışından birçok ülkeden bu işi takip eden avukatlar, hatta savcılar var. Biz de takibini sürdüreceğiz. Derdimiz bu soykırımın bir an önce sonlandırılması ve suçluların cezalandırılmasıdır. Netanyahu ve suç ortaklarının tüm soykırımcılara ibret olacak bir ceza almaları lazımdır. Kimsenin aklına bir daha sivil öldürmek, hastane bombalamak, pazar yeri vurmak gelmemesi için bu yargılama çok önemli. Çünkü hesabı sorulmayan katliamlar, soykırımlar tekrarlanır” diye konuştu.

"Fransa şunu bilmeli ki Ermenistan’a iyilik yapmıyor"

Ermenistan’a Fransa tarafından 50 zırhlı personel taşıyıcının gönderilmesi kararıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, ”Fransa’nın bu yaptığı iş, sadece tahriktir. Fransa şunu bilmeli ki Ermenistan’a iyilik yapmıyor, tam aksine kötülük yapıyor. Daha önce Fransa olarak Ermenistan’a birçok destekler verdiler. Hangi neticeyi aldılar, hiç. Fransa, Minsk Üçlüsü ekibinin içinde. İş bitti, netice alamadı. Durum böyleyken tekrar Ermenistan’ı tahrik ediyor. Zırhlı taşıyıcıları göndersen ne yazar? Buradan netice alamazsın. Çünkü artık burada kendi topraklarında işgali sona erdirmiş olan bir Azerbaycan var. Karabağ’ın neticesi ortada. Şimdi bu askeri araçları göndereceksin, ne alacaksın? Daha önce Ermenistan’a gönderilen tanklar, toplar, tüfekler Azerbaycan’ın eline geçti. Hiçbir netice alacaklarından değil, sadece Ermenistan’ı kandırıyorlar. Ermenistan yönetimi yakın geçmişte yaşadıklarından ders almalı ve bu provokasyonlara gelmemelidir. Yakalanan barış fırsatını değerlendirmesi ve Ermenistan’ı yanlış yönlendiren ülkelerin tuzağına düşmemesi Ermenistan’ın çıkarına olur. Azerbaycan ile kurulacak barış temelli ilişkiler Ermenistan için en iyi seçenektir. Ellerine silah tutuşturanlar dar zamanda Ermenistan’ı yalnız bırakacaklardır” şeklinde konuştu.

"15 Aralık sonrası peyderpey aday açıklamalarımızı yaparız”

Yerele seçimleri değerlendiren Erdoğan şunları söyledi:

"2019 yerel seçiminde biz Cumhur İttifakı başlığıyla bir adım atmadık. Ancak bu seçimde durum çok daha farklı. Şu an itibarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’nden ve partimden arkadaşlarımız müşterek çalışmalarını sürdürüyorlar. Hangi büyükşehirde, hangi illerde, hangi ilçelerde nasıl hareket edeceğiz, meclis üyeliklerinde nasıl hareket edeceğiz, bütün bu konuların hepsini arkadaşlarımız görüşüyorlar. Öyle zannediyorum ki bu hafta içinde belli bir neticeye varacaklar. Ondan sonra bizim konseyimize getirecekler. Biz de bu yapılan çalışmayı gözden geçirerek süratle adım atıp, 2024’e dair Devlet Bahçeli ile bir araya gelip, kararımızı vereceğiz ve yola çıkacağız. 15 Aralık sonrası peyderpey aday açıklamalarımızı yaparız.”

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan Yaşlılara Saygı Haftası mesajı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında, yaşlı çınarlara saygı ve sevginin insanlığın borcu ile vazifesi olduğuna değinen Başkan Büyükkılıç, "Ulu çınarlar hem verdikleri emekle hem de edindikleri tecrübe ile sevgi ve saygıyı hak etmektedir. Bu yönüyle onlara sevgi ve saygı göstermek, insanlığın hem borcudur hem de vazifesidir" ifadelerinde bulundu. İfadelerinde yaşlı çınarları ‘dua kaynağı’ ve ‘rahmet unsuru’ şeklinde niteleyen Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Yaşlılara Saygı Haftası’nın hiç olmazsa yılda bir ulu çınarları anma, anlama, onlarla görüşerek, dualarını alma, sevgi ile saygı duyma için bir fırsat olduğunu vurguladı. Büyükkılıç, "Ulu çınarlarımız, ömrünü hatıralarla, tecrübe ve gerek hayata gerekse etrafına emek harcayarak geçirmiş eli öpülesi, saygı duyulası, sevilesi emektarlarımızdır. Aslında her zaman hürmet gösterilerek elleri öpülmesi gereken değerlerimizdir yaşlı çınarlarımız. Ancak en azından hiç olmazsa yılda bir onların gününde ulu çınarlarımızı analım, hayır dualarını alalım, ellerini öpelim" mesajını paylaştı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak herkese ve her kesime yönelik hizmetlerinin içerisinde yaşlı çınarlara yönelik de proje ve faaliyetlerinin bulunduğuna işaret eden Başkan Büyükkılıç, Mustafa Kumlu Ulu Çınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezi’ni yaşlı çınarların hizmetine sunduklarını, orada ulu çınarları en iyi şekilde ağırlamaya özen göstererek birbirleri ile kaynaşmalarına vesile olduklarını kaydetti. Büyükkılıç, huzurevinde de yaşlı vatandaşları gözettiklerini, her fırsatta ziyaret ettiklerini dile getirerek, öte yandan Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesindeki Yaşlı Destek Sistemi ile de bugüne kadar 25 bin civarında haneye temizlik ve hane sakini yaşlılara kişisel bakım hizmeti sunduklarını vurguladı. Büyüğüne, yaşlısına sahip çıkmayan toplumların geçmişinden başlayarak geleceklerinin de kaybolacağına değinen Başkan Büyükkılıç, "Yaşlısına, büyüklerine sahip çıkmayan toplumların geçmişleri, dolayısıyla da geçmişten bu tarafa doğru gelecekleri de kaybolmaya yüz tutar. Ulu çınarlara sahip çıkmak insanlığımızın gereği olduğu kadar, geleceğimizin de varlığımızın da zorunluluğudur. Ama zorunluluk anlamında değil de insanlığımızın gereği olarak, samimiyetle, sevgi ve saygı çerçevesinde onlara sahip çıkmalı bu sayede de varlığımızı korumalıyız. Bu bilgi ve görüşlerden hareketle, 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası’nı en içten dileklerimle kutluyor, hayatta olan ulu çınarlarımızın ellerinden öpüyorum. Vefat eden yaşlı çınarlarımıza da Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.
Kayseri Kocasinan Sporcusu Mehmet Taşdemir, Down Futsal Avrupa Şampiyonası için hazırlanıyor Kocasinan Belediyesi Spor Kulübü’nün özel sporcusu Mehmet Taşdemir, 2025 Haziran ayında düzenlenecek Down Futsal Avrupa Şampiyonası’na katılmak için milli takım kampına katıldı. Kayseri’yi gururla temsil eden Taşdemir, 14-27 Mart tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirilen Down Futsal milli takım kampında yer alarak, şampiyonaya yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Kocasinan Belediyesi, Samet Balcı’dan sonra Mehmet Taşdemir’in davetiyle milli takıma 2 sporcu ve 1 antrenör göndererek, bu önemli organizasyonda Kayseri’yi ve Kocasinan’ı temsil etmenin gururunu yaşıyor. "Özel sporcularımızın başaramayacağı hiçbir şey yok" Özel sporculara yönelik verdiği desteği artırarak onların ulusal ve uluslararası arenada daha başarılı olmaları için gerekli tüm imkanları sağlamaya devam edeceklerini belirten Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, özel sporculara verdikleri desteğin artarak devam edeceğinin altını çizen "Özel çocuklarımıza her zaman destek olacağız. Onların başarıları, sadece kendi hayatlarını değil, tüm toplumumuzu etkileyen büyük bir hikaye oluşturuyor. Kocasinan Spor Kulübü olarak, bu özel sporcuların potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarmak için önemli bir rol üstleniyoruz," dedi. Ayrıca, Başkan Çolakbayrakdar, Türkiye Down Sendromlu Futsal Milli Takımı ve Antrenör Uğur Arı’yı da tebrik ederek, "Down Sendromlu Futsal Milli Takımımız, iki kez Avrupa Şampiyonası’nda büyük başarılar elde etti. Dünya Üçüncüsü ve Dünya İkincisi olarak bizlere gurur yaşattılar. Ay-yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak ve İstiklal Marşımızı dinletmek için desteğimiz her zaman devam edecek" diye konuştu. "Başkan Çolakbayrakdar’ın desteği spordaki başarıyı artırıyor" Kocasinan Spor Kulübü Antrenörü Uğur Arı ise, Başkan Çolakbayrakdar’a teşekkür ederek, "Başkanımızın özel sporculara gösterdiği ilgi ve destek, spordaki başarılarımızı daha da artırıyor " şeklinde konuştu.
Kütahya Çanakkale Zaferi’nin 110. yılı Kütahya’da gururla kutlandı Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biri olan 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi, Kütahya’da düzenlenen törenlerle anıldı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yılı dolayısıyla gerçekleştirilen ilk tören, Kütahya Hava Şehitliği’nde yapıldı. Törene Kütahya Valisi Musa Işın, Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kütahya Şube Başkanı Asım Okat katıldı. Protokol üyelerinin şehitlik anıtına çelenk sunmasının ardından, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra şehitler için Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edildi. Vali Musa Işın ve protokol üyeleri, törenin ardından şehit mezarlarına karanfil bırakarak, aileleriyle görüştü. Törende öğrenciler de şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyarak dua etti. Vali Işın, törende duygu dolu anlar yaşarken, Şeref Defteri’ne şu ifadeleri kaleme aldı: "Sizler, vatan, bayrak, namus ve mukaddesat uğruna en değerli varlığınız olan canlarınızı vererek, şehitlik mertebesine ulaşmış bulunuyorsunuz. Bu topraklarda huzur içinde, bağımsızlığın tadına vararak yaşayan her vatandaşımız sizlere minnet borçludur. Bizlere düşen görev, uğruna canlarınızı verdiğiniz değerlere sahip çıkmaktır. Sizlere layık olmanın tek yolu da budur.18 Mart Şehitler Günü’nde, Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Dumlupınar’dan 15 Temmuz’a kadar tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz." Kütahya’da düzenlenen anma programları gün boyunca devam ederken, Çanakkale Zaferi’nin anlamı ve önemi bir kez daha vurgulandı.