YEREL HABERLER - 20 Ağustos 2017 Pazar 15:09

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz’dan hükümetin zam teklifine ilişkin açıklama

A
A
A
Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz’dan hükümetin zam teklifine ilişkin açıklama

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, 4’üncü Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye her geçen gün büyürken bu büyümeden kamu görevlileri de hakkını almalıdır.

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, 4’üncü Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye her geçen gün büyürken bu büyümeden kamu görevlileri de hakkını almalıdır. Bu hassasiyetlerimiz görülmeli ve masaya gelecek teklifler buna göre revize edilmelidir. Masaya kayda değer teklifler sunulmalıdır. Eski Türkiye’nin tekliflerinin bizde bir karşılığı olmaz. Bu tekliflere kapalıyız. Biz bize atılacak adıma da sessiz kalmayız ve sırt dönmeyiz” ifadelerini kullandı.


Büro Memur-Sen 13. Başkanlar Kurulu, 4’üncü Dönem Toplu Sözleşme süreci gündemiyle Genel Merkez’de yapıldı. Toplantıda konuşan Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz, önemli açıklamalarda bulundu. Alandan kamu görevlilerinin taleplerini hassasiyetle topladıklarını, tasnifleyip teklif haline getirerek toplu sözleşme görüşmelerine sunduklarını belirten Yanbaz, “Masaya sunduğumuz tekliflerin tamamı Kamu İşveren Heyeti tarafından karşılık buldu. Hiçbir kurum yetkilisi bu teklifiniz uygun değildir diyemedi. Bu sahada yaptığımız çalışmaların ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Sahada yaşanan sorunları kurumlara ne kadar aktarabildiğimizin göstergesidir. Bu açıdan yapılan çalışmalarda emeği olan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.



“Zam teklifi yeni Türkiye’ye yakışmıyor”


Yanmaz, toplu sözleşme masasına sunulan teklifin yeni ve büyük Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğini vurgulayarak, “Toplu sözleşme sürecinde komisyon çalışmalarını tamamladık. Sonrasında kamu işveren heyeti, zam teklifini masaya sundu. Biz 3+3 zam teklifine karşı çıktık ve ‘bu teklife kapalıyız’ diyerek masadan ayrıldık. Şimdi kamu işveren heyetinden yeni bir teklif yapılmasını bekliyoruz. Kamu işveren heyetinin teklifi yetersiz ve Türkiye gerçeklerinden uzaktır. Bu teklifi asla kabul etmemiz mümkün değildir. Kamu işveren heyeti, Türkiye gerçekleriyle örtüşen yeni teklifle masaya gelmeli, beklentimizi karşılamalıdır. Biz inanıyoruz ki; Türkiye’nin hem bütçesi hem de cüssesi dikkate alındığında, dört tane üçten oluşan teklif, ne adaletle ne de cömertlikle ilişkilendirilebilir. Bu teklif, markası cimri, modeli keyfilik olan bir hesap makinesinin ürünüdür. Biz, ‘markası adalet, modeli hakkaniyet’ olan bir hesap makinesinin devreye girmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.


Gerekli şartların yerine getirilmemesi durumunda masada uzlaşma çıkmasının mümkün olmadığının altını çizen Yanbaz, Büro Memur-Sen olarak, hizmet kolunda yaşanan sorunları çözüme kavuşturmak için ortaya koydukları mücadelenin karşılıksız kalmasını kabul etmeyeceklerini söyledi. Yanbaz, kamu görevlileri sorunlarla boğuşurken, bu sorunların ötelenmesini doğru bulmadıklarını sözlerine ekledi.



“Eski Türkiye tekliflerinin bizde karşılığı yok”


Yanbaz, içi dolu olmayan toplu sözleşmenin kendilerinde asla bir karşılığı olmadığını vurgulayarak, “Türkiye ekonomisi her geçen gün büyürken, refah seviyesi her zaman yükselişteyken, buradan kamu görevlileri de hakkı olanı almalıdır. Biz hiçbir zaman kırıp dökme taraftarı olmadık. Bizim sendikacılık anlayışımızda da bu yoktur. Bizim sendikacılık anlayışımızda diklenemeden dik durmak vardır. Biz bağcıyı dövmeden üzüm yeme taraftarıyız. Nitekim yetkili olduktan sonra yapılan bütün toplu sözleşmelerde bu tavrımızdan asla taviz vermedik. Bu hassasiyetlerimiz Kamu İşveren Heyeti tarafından görülmeli ve masaya gelecek teklifler buna göre revize edilmelidir. Masaya kayda değer teklif sunulmalıdır. Eski Türkiye tekliflerinin bizde bir karşılığı olmaz. Biz bu tekliflere kapalıyız. Biz bize atılacak adıma sessiz kalmayız ve sırt dönmeyiz. Herhangi bir adım atılmadan da kendi teklifimizle pazarlık etmeyiz” ifadelerini kullandı.


Toplantıya; Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Genel Başkan Vekili Ahmet Sefa Özşahin, Genel Başkan Yardımcıları Metin Yılancı, Bekir Turhan, Yıldırım Akbaba, Turan Çetinkaya, şube başkanları, il temsilcileri ve iş yeri temsilcileri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’li vekil Feti Yıldız, Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayetinden vazgeçti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yaptığı şikayetten vazgeçtiğini açıkladı. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na şikayet dilekçesi vermişti. 28. Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimleri ile Milletvekili sıfatının sona ermesiyle birlikte sanık Kemal Kılıçdaroğlu hakkında iddianame düzenlenmişti. Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlarken, duruşması 10 Nisan 2025 tarihine bırakılmıştı. Feti Yıldız, tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya’ paralel olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sözlü olarak dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun bir dilekçeyle mahkemesine sunulması talimatını vermiştir" denildi. Yıldız tarafından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede şunlar kaydedildi: "Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa paralel olarak sanık hakkında yapmış olduğumuz şikayetten vazgeçiyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatımız üzerine, biçimsel nitelikte bir tehlike suçu olan, ‘Suç ve suçluyu övme’ suçunu aleni ve genel suç kastıyla işlemesi nedeniyle sanık hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Demokratik Ülkelerin Yasama Meclislerinde, evrensel ilkelerin yanında milli takdir alanlarının da korunarak düzenlemeler yapılması kamu düzeni gereğidir. Ceza Hukuku yalnız insan hareketinden bilfiil doğan sonuçlarla değil doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir. Bu noktada tehlike kavramı karşımıza çıkar. Çağdaş hukukta, tehlike olasılıktan başka bir şey değildir, zarar doğurmaya elverişli tehlike, korunan hukuksal değeri bozabilecek nitelikte bulunduğu takdirde tehlike doğmuş ve buna bağlı olarak da suç oluşmuş bulunacaktır. Kuşkusuz her rejim gibi, demokratik rejimde varlığına yöneltilecek tehlikeler karşısında kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği bozan ifadelerin takibe uğraması hukuk devletinin bir gereğidir. Gerek milli ve gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, ‘hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi’ için ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır. Mandacıların milli ürünleri boykot çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturulma gayretleri, bu çağrı sonucu meydana gelen saldırılar, asılsız isnatlar ifade özgürlüğü kavramının arkasına saklanamaz. 05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde kısmen belirttiğimiz gibi, bu süreçte CHP vahim bir şekilde savrulmuş, tüm geçmişini inkar eden bir yapıya dönüşmüş, millete aidiyet bilincinden uzaklaşmış, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaya girmiştir. Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçiyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederiz."