GENEL - 27 Şubat 2018 Salı 10:32

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz: “Yöneticiler kör, sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmeli”

A
A
A
Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz: “Yöneticiler kör, sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmeli”

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, “Kamu görevlilerimizin moral ve motivasyonunun yükseltilmesi için yöneticiler kör, sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmelidir.

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, “Kamu görevlilerimizin moral ve motivasyonunun yükseltilmesi için yöneticiler kör, sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmelidir. Kamu görevlilerimizin haklı talepleri karşılanmalı, bozulan çalışma barışı yeniden tesis edilmedir” dedi.


Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, her yıl şubat ayının son haftasında kutlanan Vergi Haftası nedeniyle açıklama yaptı. Vergi Haftası’nı sadece Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığının üst yönetiminin kutladığını belirten Yanbaz, kamu görevlilerinin yaşadıkları mağduriyetler nedeniyle haftayı kutlayamadığını söyledi. Ekonominin can damarı olan devletin gelirlerini toplama işleminin kamu görevlileri tarafından yapıldığına dikkat çeken Yanbaz, “Her yıl milyarlarca lira vergiyi toplayan, milyarlarca lira değerindeki evraklara büyük bir risk alarak imza atan kamu görevlilerimiz, ülkemiz ve milletimiz için ter akıtmakta ancak emeğinin karşılığını alamamaktadır. Ülkemiz ekonomisiyle övünmemizi sağlayan kamu görevlilerimizin emekleri, yöneticiler tarafından görmezden gelinmektedir. Maalesef yöneticiler, kamu görevlilerinin sorun ve taleplerine kulak tıkamaktadır. Verilen sözler tutulmamaktadır” dedi.



“Kamu görevlilerimize verilen sözler tutulmalı”


Özellikle kurum içi gelir uzmanlığı ve defterdarlık uzmanlığı sınavları üzerinde duran Yanbaz, “Hatırlanacağı üzere yaptığımız görüşmeler ve eylemlerimiz sonucunda Maliye Bakanı Naci Ağbal geçtiğimiz yıl referandum öncesinde Kurum İçi Uzmanlık Sınavı Kanun Tasarı Taslağı’nın hazırlanıp Başbakanlığa gönderildiğini duyurmuştu. Ancak bu açıklamanın ardından herhangi bir gelişme yaşanmadı. Kamu görevlilerimizin beklentilerine artık cevap verilmelidir. ‘Çalışma yapıyoruz, sona gelindi’ şeklinde açıklamalarla kamu görevlilerimiz oyalanmamalıdır. Verilen sözler tutulmalı, kurum içi gelir uzmanlığı ve defterdarlık uzmanlığı sınavları acilen açılmalıdır” diye konuştu.


Büro Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin emeğinin ve alın terinin karşılığını istediklerini vurgulayan Yanbaz, “İş yoğunluğunun, iş riskinin ve sorumluluğun fazla olduğu Maliye Bakanlığındaki çalışanlar, ek ödemelerden yararlandırılmalıdır. Mali hizmetler sınıfı oluşturularak, genel müdürden yardımcı hizmetliye kadar tüm personelin ek göstergeleri yeniden düzenlemelidir. Büyükşehirlerde görev yapan çalışanlara büyükşehir farkı verilmelidir. Tüm birimlerde fazla mesai yapan çalışanlara fazla mesai ücreti ödenmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfındaki kamu görevlileri, genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir. Şoför kadrosunda çalışan personele veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosu sınavsız verilmelidir. Bu talepler, kamu görevlilerimizin haklı talepleridir. Kamu görevlilerimizin moral ve motivasyonunun yükseltilmesi için yöneticiler artık kör, sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmelidir. Kamu görevlilerimizin haklı talepleri karşılanmalı, bozulan çalışma barışı yeniden tesis edilmedir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’li vekil Feti Yıldız, Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayetinden vazgeçti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yaptığı şikayetten vazgeçtiğini açıkladı. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na şikayet dilekçesi vermişti. 28. Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimleri ile Milletvekili sıfatının sona ermesiyle birlikte sanık Kemal Kılıçdaroğlu hakkında iddianame düzenlenmişti. Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlarken, duruşması 10 Nisan 2025 tarihine bırakılmıştı. Feti Yıldız, tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya’ paralel olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sözlü olarak dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun bir dilekçeyle mahkemesine sunulması talimatını vermiştir" denildi. Yıldız tarafından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede şunlar kaydedildi: "Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa paralel olarak sanık hakkında yapmış olduğumuz şikayetten vazgeçiyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatımız üzerine, biçimsel nitelikte bir tehlike suçu olan, ‘Suç ve suçluyu övme’ suçunu aleni ve genel suç kastıyla işlemesi nedeniyle sanık hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Demokratik Ülkelerin Yasama Meclislerinde, evrensel ilkelerin yanında milli takdir alanlarının da korunarak düzenlemeler yapılması kamu düzeni gereğidir. Ceza Hukuku yalnız insan hareketinden bilfiil doğan sonuçlarla değil doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir. Bu noktada tehlike kavramı karşımıza çıkar. Çağdaş hukukta, tehlike olasılıktan başka bir şey değildir, zarar doğurmaya elverişli tehlike, korunan hukuksal değeri bozabilecek nitelikte bulunduğu takdirde tehlike doğmuş ve buna bağlı olarak da suç oluşmuş bulunacaktır. Kuşkusuz her rejim gibi, demokratik rejimde varlığına yöneltilecek tehlikeler karşısında kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği bozan ifadelerin takibe uğraması hukuk devletinin bir gereğidir. Gerek milli ve gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, ‘hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi’ için ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır. Mandacıların milli ürünleri boykot çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturulma gayretleri, bu çağrı sonucu meydana gelen saldırılar, asılsız isnatlar ifade özgürlüğü kavramının arkasına saklanamaz. 05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde kısmen belirttiğimiz gibi, bu süreçte CHP vahim bir şekilde savrulmuş, tüm geçmişini inkar eden bir yapıya dönüşmüş, millete aidiyet bilincinden uzaklaşmış, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaya girmiştir. Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçiyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederiz."