GENEL - 19 Nisan 2017 Çarşamba 11:26

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz: “Direnişten dirilişe geçtik”

A
A
A
Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yanbaz: “Direnişten dirilişe geçtik”

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, 16 Nisan’ın Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Türkiye’nin öze dönüşüne, geleceğe doğru kararlı yürüyüşüne, güven ve istikrar perspektifiyle yükselişine hız kazandıracak anayasa değişikliğine ‘evet’ dedik ve onay verdik.

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, 16 Nisan’ın Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Türkiye’nin öze dönüşüne, geleceğe doğru kararlı yürüyüşüne, güven ve istikrar perspektifiyle yükselişine hız kazandıracak anayasa değişikliğine ‘evet’ dedik ve onay verdik. Türkiye artık direnişten dirilişe geçmiştir” dedi.


Büro, bankacılık ve sigortacılık hizmet kolunda kamu görevlilerinin haklarını savunmak ve hak mücadelesi vermek için 19 Nisan 1995 yılında kurulan genel yetkili sendika Büro Memur-Sen, 22’nci kuruluş yıldönümünü kutluyor. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, sendikanın büyümesinde ve güçlenmesinde katkısı bulunan tüm teşkilat mensuplarına ve kamu görevlilerine teşekkür ederek, “Kamu görevlilerinin yıllarca ötelenmiş, verilmemiş hakların alınması için hizmet mücadelesine tam 22 yıl önce başlayan sendikamız, günümüzde ülkenin dört bir yanında teşkilatlanmış, hatta yurt dışına açılmış durumda. Şüphesiz sendikamız bu günlere kolay gelmedi. Sendikacılığın köhnemiş zihniyetin sopası olarak yapıldığı günlerde Büro Memur-Sen sendikacılığa yeni bir soluk getirmek için harekete geçti. Sendikacılığı kamu görevlilerinin üzerinden siyaset yapan, toplumu bölen, kamplaştıran bir anlayışa hiçbir zaman taşımadık. Kamu görevlilerimizin hakları için mücadele ederken ülkemizin daha fazla demokratikleşmesi, kalkınması, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi gibi konularda da sorumluluğumuzu yerine getirdik. Her zaman haksızlıkların, zalimlerin karşısında; haklının ve mazlumun yanında olduk” diye konuştu.



“Kamu görevlileri için kazanacağız”


Türkiye’nin her demokratik kazanımında mutlaka Büro Memur-Sen’in teri, payı ve imzası olduğunu ifade eden Yanbaz, “İlkeli ve etkili sendikacılığımız, teşkilatımızın özverili çalışmaları, kamu görevlilerimizin haklı tercihi ile 2012 yılında genel yetkili olduk. Hizmet kolumuzda 5 yıldır zirvede dalgalanan bayrağımızı zirvede dalgalandırmaya, 100 bin üye hedefimize emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yıl yapılacak olan toplu sözleşmede de yeni kazanımlara imza atmak, ekmeğimizi büyütmek, kamu görevlilerimizin mali ve özlük haklarını daha iyi bir düzeye çıkarmak için mücadele edecek ve kazanacağız” şeklinde konuştu.



“Türkiye güven ve istikrar perspektifiyle yükselişe geçti”


Ülkenin yaşadığı zor günlerde sorumluluk almaktan kaçınmadıklarını belirten Yanbaz, “15 Temmuz hain darbe girişimine karşı dimdik durarak milli iradenin yanında saf tuttuk. Günlerce süren milli irade nöbetlerine katılarak, ülkemize ve geleceğimize sahip çıktık. 16 Nisan’da yapılan halk oylamasında Türkiye’nin öze dönüşüne, geleceğe doğru kararlı yürüyüşüne, güven ve istikrar perspektifiyle yükselişine hız kazandıracak anayasa değişikliğine ’evet’ dedik ve onay verdik. Türkiye artık direnişten dirilişe geçmiştir. Daha güçlü, daha müreffeh yarınlar için ülkemizin çıkarları doğrultusunda çalışmaktan hiçbir zaman geri durmayacağız” açıklamasında bulundu.


Yanbaz, “Bu duygu ve düşüncelerle Büro Memur-Sen’in bugünlere gelmesinde emeği, alın teri bulunan, azim ve kararlılıkla çalışan şube başkanlarımıza, şube yönetim kurulu üyelerimize, iş yeri temsilcilerimize ve tüm üyelerimize teşekkür ediyorum. Başta Memur-Sen Konfederasyonu Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan ağabeyimiz olmak üzere ahirete intikal eden tüm Büro Memur-Sen neferlerini rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aracıyla seyir halindeyken görüntülü sohbet eden sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesildi Aksaray’da direksiyon başında telefonuyla görüntülü konuşarak trafikte seyreden ve görenleri hayrete düşüren sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesilirken trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan adli işlem başlatıldı. Olay, 5 Nisan tarihinde Aksaray’ın en işlek caddesi olan Atatürk Bulvarı’nda yaşandı. Atatürk Bulvarı’ndan eski hastane istikametine seyreden 68 ADE 921 plakalı otomobilin sürücüsü, aracın göğüs kısmı ile camı arasına sıkıştırdığı telefonuyla arkadaşıyla görüntülü görüşmeye başladı. Dakikalarca arkadaşıyla konuşan sürücü trafikte kilometrelerce görüntülü konuşarak seyrederken, seyir halindeyken düşen telefonunu 2 eliyle de direksiyonu bırakarak kaldırdı. Trafikte her an kaza yapma riskiyle karşı karşıya olan sürücü zaman zaman da düşmek üzere olan telefonuna eliyle müdahale ederek düzeltip görüşmesine devam etti. Kırmızı ışıkta beklerken kendisini gören diğer araç sürücüleri ve yolcular hayretler içerisinde kalırken, sürücünün bu dikkat dağıtıcı tehlikeli sürüşü cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Atatürk Bulvarı’ndan Şeyhamit Mahallesi istikametine dönüş yapan sürücü görüşmesine devam ederken uzaklaşarak gözden kayboldu. Görüntülerin ardından harekete geçen Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri sürücünün kimliğine ulaşarak A.E. isimli sürücüye 3 ayrı trafik ihlali maddesinden toplam 5 bin 327 lira ceza kesilirken, aracın da muayenesiz olduğu belirlendi. Ceza işlemlerinin ardından sürücü hakkında "Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak" suçundan adli işlem başlatıldı.
Kırıkkale Mahkemede yürek yakan soru: "Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?" Kırıkkale’de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim’e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti. Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi. Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi. Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi’ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur’a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi. Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu. Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti. Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim’in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir’in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi. Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi’nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi. Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs’ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.