GENEL - 05 Mart 2018 Pazartesi 14:32

Başkan Yanbaz: "13 milyon imza topladık"

A
A
A
Başkan Yanbaz: "13 milyon imza topladık"

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, "Tüm illerimizde kadınlar komisyonumuzca teşkilatlanarak kadın kamu görevlilerimizin sorunlarıyla birebir ilgilenmekteyiz.

Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, "Tüm illerimizde kadınlar komisyonumuzca teşkilatlanarak kadın kamu görevlilerimizin sorunlarıyla birebir ilgilenmekteyiz. Çok şükür bu güne kadar verdiğimiz mücadeleler sonucunda kamu görevlilerimiz için elde ettiğimiz kazanımlar adasında kadın kamu görevlilerimizi yakından ilgilendiren kazanımlarda yer alıyor" dedi.


Büro Memur-Sen tarafından, Bakan Sarıeroğlu’nun katılımlarıyla "Merhamet ve Kadın" temalı program düzenlendi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Ankara Greenpark Otel’de düzenlenen programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, toplumu oluşturan en küçük yapının aile olduğunu ifade ederek, ailenin temel yapı taşının da şüphesiz kadınlar olduğunu vurguladı. Yanbaz, "Doğumdan ölüme kadar yaşamın her alanında kadın vardır. Bizleri yetiştiren, büyüten, eğiten, kadınlardır. Bunun için kadınlar karşılıksız fedakârlığın ve özverinin timsali olmuşlardır. Bizler kadınlarımıza ne kadar saygı göstersek, hürmetle yaklaşsak azdır. Çünkü cennet vatan ülkemiz, kadınlarımızın omuzlarında yükselmiş bu günlere gelmiştir. Korku nedir bilmeyen, asil, merhametli kadınlarımız sayesinde ülkemiz dün de, bu gün de saldırılara karşı dur demiş, hainlere geçit vermemiştir. Bizim kadınlarımız Milli Mücadelede erkek kılığına girerek savaşa katılan Halime Çavuş, cephane taşırken soğuktan donarak şehit olan Şerife Bacı, düşmanla göğüs göğüse çarpışan Kara Fatma, Rus işgaline direnişin sembolü Nene Hatun ve onlarcası, yüzlercesidir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde gözünü kırpmadan sokağa çıkan, darbecilere karşı mücadele eden, gazi olan, şehit olan, yine bizim kadınlarımızdır. Şu anda devletimizin her kademesinde ülkemizin ve milletimizin geleceği için bakanlık, genel müdürlük, daire başkanlığı, memur gibi değişik unvanlarla ter akıtan, emek harcayan bizim kadınlarımızdır. Bizim kadınlarımız, Osmanlı’nın Kurucusu Ertuğrul Gazi’yi, İstanbul’un Fatihi Sultan Mehmet’i, Ulu Hakan Abdulhamit Han’ı, darbecilere dur diyen Ömer Halis Demir’i, ülkemizi bölgemizde ve dünyada lider ülke yapan, haksızlık karşısında dimdik duran, mazlumun yanında yer alan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yetiştiren annelerimizdir" şeklinde konuştu.



"13 milyon imza topladık"


Genel Yetkili Sendika Büro Memur-Sen olarak her zaman kadınların yanında olduklarını kaydeden Yanbaz, "Kurduğumuz kadınlar komisyonumuz, bunun en güzel örneğidir. Tüm illerimizde kadınlar komisyonumuzca teşkilatlanarak kadın kamu görevlilerimizin sorunlarıyla birebir ilgilenmekteyiz.


Çok şükür bu güne kadar verdiğimiz mücadeleler sonucunda kamu görevlilerimiz için elde ettiğimiz kazanımlar adasında kadın kamu görevlilerimizi yakından ilgilendiren kazanımlarda yer alıyor. Doğum izni, süz izni, doğum yapan kadın memurlara gece nöbeti verilmemesinin süresinin uzatılması gibi önemli kazanımlar Büro Memur-Sen ve Memur-Sen sayesinde alınmıştır. En önemli kazanım ise kadın kamu görevlilerimizin özgürlüklerinin önünün açılması olmuştur. Hepinizin de bildiği gibi 28 Şubat post modern darbesinin ürünü olan kılık kıyafet yönetmeliği nedeniyle kadın kamu görevlilerimiz başörtüleriyle kurumlarına giremiyor, çalışamıyordu. Bu adaletsizliğin giderilmesi için hep birlikte bir ve beraber olduk, tam 13 milyon imza topladık. Topladığımız imzalar sonucunda kadın kamu görevlilerimizin özgürlüklerinin önü açıldı. Bu gün kadın kamu görevlilerimiz başörtüleriyle çalışabiliyorsa bu Memur-Sen sayesindedir, Büro Memur-Sen sayesindedir. Büro Memur-Sen ve Memur-Sen olarak bizler, sendikacılığın sadece ideolojik bir kavga ve bakış açısıyla yapılmadığını herkese gösteren ve ispat eden erdemliler hareketiyiz. Her zaman memurlarımıza, milletimize ve ülkemize nasıl faydalı oluruz kaygısıyla hareket ettik. Memurlarımızın umudu, milletimizin sevdalısı olduk. Kimden ve nerden gelirse gelsin her zaman haksızlığın karşısında dik dik durduk, mazlumun yanında yer aldık, bundan sonra da yer almaya devam edeceğiz" mesajini verdi.


Yanbaz, "Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla tüm oyunların bozulmuş, emperyal güçlerin hesaplarının şaşırtılmış olduğunu belirterek, "Bu harekat barış için, adalet için yapılan bir harekattır. İlerleyen zamanlarda ülkemize karşı oluşabilecek tehditlerin önünü şimdiden kesmek için yapılan bir harekattır. Bu harekat, Suriye’nin Suriyelilere verilmesi için yapılan bir harekattır. İnanıyoruz ki, Zeytin Dalı Harekatı terör örgütlerinin bölge insanına karşı uyguladığı baskı ve şiddetin sonlandırmasını sağlayacaktır" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aracıyla seyir halindeyken görüntülü sohbet eden sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesildi Aksaray’da direksiyon başında telefonuyla görüntülü konuşarak trafikte seyreden ve görenleri hayrete düşüren sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesilirken trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan adli işlem başlatıldı. Olay, 5 Nisan tarihinde Aksaray’ın en işlek caddesi olan Atatürk Bulvarı’nda yaşandı. Atatürk Bulvarı’ndan eski hastane istikametine seyreden 68 ADE 921 plakalı otomobilin sürücüsü, aracın göğüs kısmı ile camı arasına sıkıştırdığı telefonuyla arkadaşıyla görüntülü görüşmeye başladı. Dakikalarca arkadaşıyla konuşan sürücü trafikte kilometrelerce görüntülü konuşarak seyrederken, seyir halindeyken düşen telefonunu 2 eliyle de direksiyonu bırakarak kaldırdı. Trafikte her an kaza yapma riskiyle karşı karşıya olan sürücü zaman zaman da düşmek üzere olan telefonuna eliyle müdahale ederek düzeltip görüşmesine devam etti. Kırmızı ışıkta beklerken kendisini gören diğer araç sürücüleri ve yolcular hayretler içerisinde kalırken, sürücünün bu dikkat dağıtıcı tehlikeli sürüşü cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Atatürk Bulvarı’ndan Şeyhamit Mahallesi istikametine dönüş yapan sürücü görüşmesine devam ederken uzaklaşarak gözden kayboldu. Görüntülerin ardından harekete geçen Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri sürücünün kimliğine ulaşarak A.E. isimli sürücüye 3 ayrı trafik ihlali maddesinden toplam 5 bin 327 lira ceza kesilirken, aracın da muayenesiz olduğu belirlendi. Ceza işlemlerinin ardından sürücü hakkında "Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak" suçundan adli işlem başlatıldı.
Kırıkkale Mahkemede yürek yakan soru: "Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?" Kırıkkale’de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim’e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti. Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi. Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi. Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi’ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur’a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi. Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu. Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti. Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim’in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir’in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi. Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi’nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi. Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs’ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.