GENEL - 02 Ocak 2013 Çarşamba 15:44

SIRBİSTAN`IN ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞžİ ELÇİ MÜSTEŞARI SEKULİÇ`İN CENAZE TÖRENİ

A
A
A
SIRBİSTAN`IN ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞžİ ELÇİ MÜSTEŞARI SEKULİÇ`İN CENAZE TÖRENİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sırbistan`ın Ankara Büyükelçiliği Elçi Müsteşar Milorad Sekuliç`in meslek aşkıyla son nefesini verdiğini belirterek, "Hatırası hep zihnimizde yaşayacak ve Türkiye ile Sırbistan dostluğu onun da katkılarıyla bundan sonra daha da güçlenmiş bir şekilde sürecek" dedi.
Sırbistan`ın Ankara Büyükelçiliği Elçi Müsteşar Milorad Sekuliç geçirdiği kalp krizinin ardından kaldırıldığı Gazi Üniversitesi Hastanesi`nde vefat etmişti. Sırbistan Büyükelçiliği Elçi Müsteşar Milorad Sekuliç için Esenboğa Havalimanı`nda cenaze töreni düzenlendi. Törene katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "Türkiye`nin hep dostu olmuş, son 7 yıl içinde de birçok toplantıda bizimle beraber olmuş, Türkiye ile Sırbistan arasındaki dostluğa katkıda bulunmuş olan Sayın Sekuliç`i böyle hazin bir törenle uğurlamaktan duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi.
Herkesin yaşadığı gibi öldüğünü belirten Davutoğlu, Sekuliç`in Dışişleri Bakanlığı`nda resmi bir görüşme yaptıktan sonra Bakanlıktan ayrılırken kalp krizi geçirdiğini hatırlattı. Davutoğlu, bunun onun diplomasi mesleğine ve Türkiye ile Sırbistan arasındaki dostluğa ne kadar sadık olduğunun örneği olduğunu ifade etti. Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla kendisi vefat ederken dahi Türkiye ile Sırbistan arasındaki dostluğa katkıda bulunmuş oldu. Sayın Sekuliç Türkiye`nin ve hepimizin yakın bir dostuydu. Her toplantıda olaylara pozitif bakışıyla zihnimizde güzel bir hatıra bıraktı. Onu sizlerle birlikte Belgrad`a gönderirken de şunu bir kez daha söylemek isterim ki; Burası her zaman sizin ülkeniz ve evinizdir. Hatıralarınızı tekrar yad etmek istediğinizde kapılarımız her zaman size açıktır."
Sekuliç`in meslek aşkıyla son nefesini verdiğini belirten Davutoğlu, "Hatırası hep zihnimizde yaşayacak ve Türkiye ile Sırbistan dostluğu onun da katkılarıyla bundan sonra daha da güçlenmiş bir şekilde sürecek" dedi.
Davutoğlu, Sekuliç`in ailesi ve yakınlarına taziyeleri sundu. Cenazenin, askeri uçakla Sırbistan`a gönderildiği belirtildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Bu muhtarlıkta telefon kullanmak yasak Yozgat’ta mahallesinde iki dönemdir muhtarlık yapan Tekin Öztürk, antika merakını muhtarlık ofisine taşıdı. Mahalle sakinlerini muhtarlığında ağırlayan Öztürk, odada telefon kullanmayı yasakladı. Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Eymir kasabasında Çay Mahallesi muhtarlığı yapan Tekin Öztürk, 23 yıl önce antika biriktirmeye başladı. İlk kez muhtar seçildiğinde tarihi eşyaları biriktirip sergilemek için oda oluşturan Öztürk, zamanla çevresindekilerin de bu fikre alıştığını söyledi. Muhtarlık binasının yetersiz olmasından dolayı eşyaların büyük bir bölümünü evinde muhafaza eden Öztürk, muhtarlıkta işi olan vatandaşları antikalar arasında ağırlıyor. "Bizden sonraki nesil öğrensin istiyorum" Odayı oluşturma amacının eşya biriktirmekten çok daha fazlası olduğunu ifade eden Öztürk, "Bizden sonraki gençlere anlatıyor, gösteriyoruz, elimizden geleni yapıyoruz. Burası benim muhtar odam. Bütün misafirlerimi burada ağırlıyorum. Herkes burayı seviyor. Yazın özellikle bayanlar ve gençler geliyor. Misafirlerimize organik kuşburnu, ıhlamur, çay ikram ediyoruz" dedi. "Bu odada telefon kullanmak yasak" Müzeye benzer odasının ayrıntılarından söz eden Öztürk, "İnternetten burayı görüp arayıp gelenler oluyor. ‘Muhtar, yerin çok güzel’ diyorlar, herkes çok sevdi. Burada çeşit çeşit eşyalar var. Somali’ye giden arkadaşım davul getirdi. 1980’li yıllarda Afrika’ya gittiğinde dönüşte bana timsah getiren yakınım oldu. 2002’de Antalya’dan getirilen geyik boynuzları var. Ayran yayığı, tarihi tüfekler, 1960’ta Almanya’ya ilk gidenlerden olan amcamın getirdiği radyo teyp var. Madeni paralar, gaz ocakları, aşiretten gelen kırbaçlar, çobanlardan değnekler var. Tarihi eşyaları biriktirme merakım para koleksiyonu ile başladı. Şimdi oluşturduğum bu odada sadece sohbet var. Telefon kullanmak yasak. Televizyon bile almıyoruz" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Tahsin Özdemir ise, "61 yaşındayım. Bu odadaki eşyaları yeni nesil pek bilmez. Gençler bu eşyalara dönmese de biz döneceğiz. Bizden sonraki nesil, babalarımız dedelerimiz gördü, diye konuşurlar. Bu oda oldukça hoşumuza gidiyor" cümlelerini kullandı.
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Sokaklar çare değildir" Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sokaklar çare değildir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün Gazetesi’ne gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yürüttüğü siyasetin çatışmadan beslenen, halka tepeden bakan, onu ıslah etmeye çalışan, millî iradeyi yok sayan seçkinci bir anlayış olduğunu belirten Bahçeli, "Son günlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin başlattığı, bazı televizyon kanallarının kadrolu yorumcuları tarafından da desteklenen, büyük bir şuursuzluk ve tahammülsüzlük örneği olan sokak çağrıları, Türkiye’nin çok tehlikeli bir sürece sokulmaya çalışıldığına işaret etmektedir. Bu çağrı toplumsal huzuru tehdit eden sonuçlar doğurabilecek niteliktedir ve bu yönüyle kamu düzenini bozmaya dönüktür. Demokrasi ve özgürlüklerin kullanılması adına yapıldığı ileri sürülse de demokrasi dışı arayışların tezahürüdür ve asla samimi ve masum değildir" ifadelerini kullandı. "CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak" Muhalefetin bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, yalnızca popülist söylemlere dayanan politik yaklaşımları, siyaset kurumunun güvenilirliğini sorgulanır hale getirdiğini ifade eden Bahçeli açıklamasına şöyle devam etti: "Nitekim bugünkü CHP siyaseti ahlaki ilkelerden ve samimiyetten uzak, yalan ve iftiraya dayalıdır. Kendi kuruluş değerleriyle barışık olmayan Atatürk’ün aziz mirasına ihanet içerisindeki CHP, başkalarına da doğru ve dürüst olamamaktadır. Oysa siyaset, bireysel veya partisel çıkarlar uğruna değerleri istismar etmek yerine, samimiyetle toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, evrensel ahlak ve bilimsel gerçekliği merkeze alan bir anlayışı benimsemelidir. Ancak bu şekilde demokrasi, hukuk ve toplumsal barış gerçek anlamını bulabilecektir. CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak, hem toplumun huzurunu hem de demokrasiyi tehdit eden bir aymazlıktır. Bu söylemler toplumsal gerilimi ve kutuplaşmayı tırmandırırken kin ve nefret dilinin yaygınlaşmasına yol açmakta, ülkemizin birliğine kast etmektedir. Daha da üzücü hatta utanç verici olan ise, bazı medya yorumcularının bu sorumsuz söylemleri desteklemesi ve körüklemesidir" "Milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir" Milli iradeye dayanan seçilmişlere saygı göstermek, demokratik sürecin ve hukuk devletinin olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Bahçeli, " Eleştiri demokratik bir haktır; ancak bu hak, milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir. Milli iradeye ve halkın kararlarına yönelik tehditlerin yalnızca hükümeti değil, aynı zamanda demokrasiyi de hedef aldığı açıktır. Demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve hukukun üstünlüğünü temel ilke kabul eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; dayandığı katılımcı, kapsayıcı ve uzlaşmacı demokratik anlayışla milli birliği sağlamak için uygun bir hukuki zemin de oluşturmuştur. Etrafımızdaki ateş çemberi dikkate alındığında, milletimize yönelik tarihi husumetler hatırlandığında ve güncel risk ve tehditler dikkate alındığında milli birlik ve beraberliğin hayati önem taşıdığı açıktır. Ancak CHP, tam da bu ortamda demokrasi çerçevesini ve siyasi ahlak ilkelerini zorlayan bir tutuma girerek, toplumda telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilecek bir yanlışlığın içindedir" dedi. "Sokaklar çare değildir" Türkiye’de sokak olayları yaşandığını ve geçmişin acı tecrübelerinin henüz unutulmadığını dile getiren Bahçeli, " Yaşanan sokak olaylarının sosyal maliyeti hem devrimciler hem de ülkücüler açısından çok yüksek oldu. Bunların sonucunda Türkiye’ye ödetilen ekonomik, sosyal ve siyasi bedel milletimizin hafıza kayıtlarındadır. O sebeple sokaklar çare değildir. Şayet sokağa davet edilenlerin karşısına 15 Temmuz’da olduğu gibi başkaları dikilirse kaçınılmaz çatışma nasıl önlenecek, olayların önüne nasıl geçilecektir? Sokak çağrısı yapan provokatörler acaba o vakit ortada bulunacaklar mı yoksa çoktan ülkeyi terk etmiş mi olacaklar. Bunlar, aynı zamanda da Türkiye’de tek adam rejimi olduğuyla yatıp kalkanlardır. Rejim değişti yalanını söylemeye devam edenlerdir. Demokratik seçimleri, milli iradeyi yok sayanlardır. Milletin desteğini almaya çalışmak yerine sokaklardan hareketle anti demokratik süreçlerden medet umanlardır" ifadelerini kullandı.
Trabzon Ortahisar Ayasofya Camisi Ramazan Bayramı’nda ziyaretçi akınına uğruyor Yaklaşık 2 yıl süren restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının ardından 28 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferans yöntemiyle açılışı yapılan Ortahisar Ayasofya Camii’nde Ramazan Bayramı yoğunluğu yaşanıyor. Yurdun çeşitli illerinden gelenlerin yanı sıra Arap turistlerin de ilgi gösterdiği Ayasofya Camii’ne Ramazan Bayramı dolayısıyla yoğun bir ziyaretçi akını yaşanıyor. Trabzon’da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülerek ibadete açılan Ayasofya Camii bahçesindeki çiçeklerle güzel bir görüntü oluştururken ziyaretçiler tarafından oldukça beğenildi. Ziyaretçilerden Abdullah Kabaca, ilk kez geldiğini belirterek, "İlk kez geliyorum. Tarihi açıdan çok önemli, çok hoş bir yapı. Çok beğendim. Bayram dolayısıyla Karadeniz turu yapıyoruz. İleride kısmet olursa tekrar gelmeyi düşünüyorum" dedi. Ziyaretçilerden Mustafa Güvey tekrar gelmeyi düşündüğünü kaydederek, "İstanbul’dan buraya ilk kez geldim. Geldiğime değdi. Rehberimizden niçin yapıldığıyla alakalı da bilgi aldım, öğrenmiş oldum. İstanbul’daki Ayasofya bayağı büyük, aralarında boyut farkı var. Burada daha küçüğü yapılmış. Tekrar gelmeyi düşünüyorum" şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Musab Soycan ise tarihi yapıyı çok beğendiğini belirterek, "Van’dan geldim. Tarihi açıdan çok güzel. Daha sonra ailemle birlikte tekrar gelmeyi düşünüyorum" derken, ziyaretçilerden Ebru Uman da, "Özellikle konum olarak denize bakıyor olması çok güzel. Buraya gelmeden önce internetten olumlu bilgiler edinmiştim, oradan takip edip geldik. Trabzon’a ayrı bir sevgim var" diye konuştu.