TEKNOLOJİ
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 14:47 OMÜ’de "I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde; 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır" dedi. Temel bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere kadar tüm alanlardaki teknolojik yeniliklerin dünya çapında sunulmasını, hatta ticarileşme süreçlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği 45 paydaş üniversitenin destekleriyle düzenlenen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nun açılışı OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törende ilk olarak konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Medeniyetler, mekân, zaman ve etkinlik açısından ya birbirlerini besleyen ve güçlendiren ya da çatışan dolayısıyla imha eden bir ilişki ağına sahiptir. İhya ya da imha eyleminde etkinlik, bilgi, teknik ve üretilen teknoloji ile mümkün olabilmektedir. Bu sahnede ya dayanışma, ya da savaş görülebilmektedir. Bu ağda, bilgi esastır ve evrenseldir; ancak teknik ve teknoloji bilgi ile özelleştirilen; dolayısıyla ait olduğu zaman ve mekânda medeniyeti farklılaştıran güçlü araçlardır" diye konuştu. "Teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" Teknoloji transferinin, gelişmekte olan ülkeler için zorunlu bir eylem olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bugün sempozyumun konusu olan teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır. Çatışma halinde olan medeniyetlerde ise, zaman ve mekânda güvenin teminatı, etkin olabilmenin de vaz geçilmez şartıdır. Zira satın alabiliyor hatta almış olmak, kısıtlı bir gücü ifade etmektedir. Teknoloji beraberine getirdiği değer, dil ve kavramlarla, her geçen gün kültür içinde, eklemlenen ama kendi üretmediği için başkalaşan alanı büyütmektedir. Bu nedenle teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" şeklinde konuştu. "Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var" Gazze’de yaşanan savaştan, insan haklarından ve uluslararası hukuktan bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal şunları söyledi: "Bugün Gazze’de yaşananları, bu gözle yeniden okumak gerekmektedir. İnsan hakları, uluslararası hukuk, mahkeme, yargı, değer ve daha ne ürettiyse batı medeniyeti, hepsini yok etme pahasına, İsrail terör devletince sürdürülen soykırım ve ahlaksız savaşın içinde ve arkasında yerini aldı, hakikati artık gözümüzün içine sokuyorlar. Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var; aksi takdirde varlığının hiçbir anlamı yok. Irak, Libya, Suriye, Bosna, Arakan, Doğu Türkistan ve sıradakiler Türk milleti açısında Kuvâ-i Milliye ne ise, Filistin halkı açısından aynı değer ve misyona sahip şanlı direnişi, imanın sağladığı güçle bütün imkânsızlıklara rağmen kardeşlerimiz tarafından sürdürülen savaşı, zaferle taçlandırması için Rabbime dua ediyorum" “Üniversiteler arası iş birliğinin önemine inanıyoruz” Rektör Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Coğrafyalarımız farklı olsa bile, aynı medeniyetin çocukları olarak, milletlerimizin istiklal, kültür ve medeniyetimizin de güven ve beka sorunu yaşadığı bir dünyada, öncelikle birbirimize, birbirimizin imkân ve istidadına muhtacız. Mevcut bilginin transferi, teknik ve teknolojide becerinin paylaşımı; daha da önemlisi bilgi üretim süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi açısından imkânlarımızın paylaşılması, insan kaynaklarımızın verimli kullanılması, dolayısıyla bilgi üretiminin sağlanması ve maliyetinin düşürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle biz, üniversitelerimiz arasında ortak çalışma zeminini güçlendirme arayışı içindeyiz. Bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan, Üniversite-TTO ortaklığında ürettiğimiz ve marketlerde yerini alan ’JopSocial’ adlı mobil uygulamada, yapay zekâ yardımıyla, alanda uzmanlara erişimi kolaylaştıran ve hızlandıran; projelerde ortaklık, staj, iş ve çalışan bulma açısından da uygunluğu ölçümleyebilmekteyiz. Zira Teknolojik gelişme ve ürünler, onu geliştirebilecek beyinlerin, uygun yerlerde ve zamanlarda istihdamıyla mümkün olduğu her birimizin malumudur. Beyin göçü, bu nedenle risklidir.” "Bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var" TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, "Türkiye artık araştırma yapmayı gerçekten öğrendi. Özellikle özel sektör çok kuvvetli ilerliyor. Özel sektör bu programda, Avrupa’nın desteklerinde üniversitelere göre çok daha hızlı ilerliyor. Yeni bir program açacağız. TÜBİTAK ile akademisyen hocalarımızın tamamladığı birçok proje var. Diğer tarafta da sanayinin projeleri var. Teknoloji transfer patentleme desteği var. Patent öncesinde birçok bilgi esasında sanayi ile çalışarak geliştirilebilecek durumdadır. Ama o tamamlanmış akademisyen projelerinin çoğunluğu rafta kalıyor. Sanayi de kendine yenilikçi konular bulmaya çalışıyor. O yüzden bu destek programı TÜBİTAK’ın AR -GE desteklerine, tamamlanmış olan projelere sanayi ile birlikte devam edilmek isteniyorsa özel bir destek programıdır. Baktığımızda patent lisanslamada çok başarılı değiliz. Sebeplerinden de bahsettim. Kültür, ihtiyaç analizi diyelim. Konunun kritikliğini konuşuyoruz. İnşallah gelecek yıllarda bunun 2’ncisi veya devamı geldiğinde bugünkü konuşmalarımızın üzerine sadece teknoloji üretmek değil, bunu patentleme değil, onu ticarileştirme noktasında etkisi oluşturma noktasında olur. Çünkü kendimize, insanlığı fayda ve rektör hocamızın dediği gibi Gazze’deki zulmü sonlandırmak için çok daha kuvvetli olmak zorundayız. Daha güçlü olmak zorundayız. Bizim de en iyi yaptığımız iş bilgi üretmek. Bu bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bugünkü toplantımızda teknolojiden değer üretmeye ve etki oluşturmaya odaklanmış durumdayız. Uzun bir süredir üzerinde tartıştığımız teknoloji transferi süreci, hepimizin yeni öğrendiği bir konu oldu ve bu toplantıda daha fazla sonuç üretmek için kararlıyız. Çünkü başarı için ilk adım, sonuç üretimine odaklanmaktır. Teknolojiden değer üretme konusundaki bilgilerimiz, teknolojiden etki oluşturmaya doğru olan bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ne yapmak istediğimizden çok, nasıl yapmak istediğimiz daha da önemli hale geliyor. İş birliği üzerine konuşuyor olabiliriz, ancak asıl ihtiyacımız olan birlikte iş yapma ve iş birliğiyle daha fazla sonuç üretme kültürünü benimsemektir. Teknoloji üretmek için iş birliği yeterli olabilir, ancak etki oluşturmak için birlikte hareket etme ve iş birliği yapmak oldukça önemlidir, daha önce birçok kez üzerinde konuştuğumuz gibi. Bu nedenle, bugün burada daha fazla sonuç üretmek için çabalıyoruz. Hepimizin katkılarıyla, teknolojiyi etki oluşturmaya dönüştürme yolunda adımlar atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. "Teknoparkta’ki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir" Organize Sanayi Bölgeleri yerine, ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ denilmesi gerektiğini söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Teknoloji transferi noktasındaki çalışmalarda özellikle OMÜ, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Samsun Teknopark, Samsun Ticaret Odası oldukça iyi ilerlemeler kaydetti. Bu gelişmelerle birlikte Samsun’da faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinin sayısı da 14’e çıktı. Şehrimizin bütün dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehirde bir üniversite kurulacaksa, bunun temeli topluma dayanmalı. Toplum her zaman işin içerisinde olmalı. Samsun, insan kaynağı açısından çok güçlü bir şehir. Bereketli topraklara sahip olan Samsun; Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak, Vezirköprü ile birlikte tarım alanında oldukça verimli bir şehirdir. Tarımla birlikte ticaret ve sanayi de bu güce eşlik ediyor. Geldiğimiz noktada artık Organize Sanayi Bölgeleri yerine ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ demek gerekiyor. Ayrıca teknoloji üretim gündeminde Teknopark’taki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Organize sanayi bölgelerini, Samsun Teknopark ve OMÜ ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği yaparak Samsun’u geliştirmek istiyoruz. Aynı zamanda büyük şehirlerde işinin uzmanı olan Organize Sanayi Bölge müdürlerini buraya transfer ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda kalkınma ajanslarımız ve kurumlarımız sahada etkinlik gösteriyorlar. Samsun’da düzenlenen teknoloji sempozyumunun Samsun’a, ülkemize ve özellikle de tüm insanlara hayırlı olmasını temenni ediyorum" açıklamasında bulundu. 2 gün sürecek olan sempozyumda Malezya Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Datuk Ts. Dr. Ahmad Fauzi Ismail, Endonezya IPB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Satrıa ve Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Makhmudov Muhammadismoil Mukhıtdınovıch davetli konuşmacı olarak katıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı , Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu , Türk Patent ve Marka Kurumu, Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu, Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama katılımıyla hibrit olarak gerçekleştirilecek olan programda; 6 farklı ülkeden 23’ü yabancı bilim insanı olmak üzere toplamda 500 bilim insanı katılacak. Düzenlenen programa ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Murat Terzi, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, çok sayıda üniversite rektörü, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 14:41 OMÜ’de "I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde; 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır" dedi. Temel bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere kadar tüm alanlardaki teknolojik yeniliklerin dünya çapında sunulmasını, hatta ticarileşme süreçlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği 45 paydaş üniversitenin destekleriyle düzenlenen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nun açılışı OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törende ilk olarak konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Medeniyetler, mekân, zaman ve etkinlik açısından ya birbirlerini besleyen ve güçlendiren ya da çatışan dolayısıyla imha eden bir ilişki ağına sahiptir. İhya ya da imha eyleminde etkinlik, bilgi, teknik ve üretilen teknoloji ile mümkün olabilmektedir. Bu sahnede ya dayanışma, ya da savaş görülebilmektedir. Bu ağda, bilgi esastır ve evrenseldir; ancak teknik ve teknoloji bilgi ile özelleştirilen; dolayısıyla ait olduğu zaman ve mekânda medeniyeti farklılaştıran güçlü araçlardır" diye konuştu. "Teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" Teknoloji transferinin, gelişmekte olan ülkeler için zorunlu bir eylem olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bugün sempozyumun konusu olan teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır. Çatışma halinde olan medeniyetlerde ise, zaman ve mekânda güvenin teminatı, etkin olabilmenin de vaz geçilmez şartıdır. Zira satın alabiliyor hatta almış olmak, kısıtlı bir gücü ifade etmektedir. Teknoloji beraberine getirdiği değer, dil ve kavramlarla, her geçen gün kültür içinde, eklemlenen ama kendi üretmediği için başkalaşan alanı büyütmektedir. Bu nedenle teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" şeklinde konuştu. "Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var" Gazze’de yaşanan savaştan, insan haklarından ve uluslararası hukuktan bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal şunları söyledi: "Bugün Gazze’de yaşananları, bu gözle yeniden okumak gerekmektedir. İnsan hakları, uluslararası hukuk, mahkeme, yargı, değer ve daha ne ürettiyse batı medeniyeti, hepsini yok etme pahasına, İsrail terör devletince sürdürülen soykırım ve ahlaksız savaşın içinde ve arkasında yerini aldı, hakikati artık gözümüzün içine sokuyorlar. Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var; aksi takdirde varlığının hiçbir anlamı yok. Irak, Libya, Suriye, Bosna, Arakan, Doğu Türkistan ve sıradakiler Türk milleti açısında Kuvâ-i Milliye ne ise, Filistin halkı açısından aynı değer ve misyona sahip şanlı direnişi, imanın sağladığı güçle bütün imkânsızlıklara rağmen kardeşlerimiz tarafından sürdürülen savaşı, zaferle taçlandırması için Rabbime dua ediyorum" “Üniversiteler arası iş birliğinin önemine inanıyoruz” Rektör Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Coğrafyalarımız farklı olsa bile, aynı medeniyetin çocukları olarak, milletlerimizin istiklal, kültür ve medeniyetimizin de güven ve beka sorunu yaşadığı bir dünyada, öncelikle birbirimize, birbirimizin imkân ve istidadına muhtacız. Mevcut bilginin transferi, teknik ve teknolojide becerinin paylaşımı; daha da önemlisi bilgi üretim süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi açısından imkânlarımızın paylaşılması, insan kaynaklarımızın verimli kullanılması, dolayısıyla bilgi üretiminin sağlanması ve maliyetinin düşürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle biz, üniversitelerimiz arasında ortak çalışma zeminini güçlendirme arayışı içindeyiz. Bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan, Üniversite-TTO ortaklığında ürettiğimiz ve marketlerde yerini alan ’JopSocial’ adlı mobil uygulamada, yapay zekâ yardımıyla, alanda uzmanlara erişimi kolaylaştıran ve hızlandıran; projelerde ortaklık, staj, iş ve çalışan bulma açısından da uygunluğu ölçümleyebilmekteyiz. Zira Teknolojik gelişme ve ürünler, onu geliştirebilecek beyinlerin, uygun yerlerde ve zamanlarda istihdamıyla mümkün olduğu her birimizin malumudur. Beyin göçü, bu nedenle risklidir.” "Bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var" TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, "Türkiye artık araştırma yapmayı gerçekten öğrendi. Özellikle özel sektör çok kuvvetli ilerliyor. Özel sektör bu programda, Avrupa’nın desteklerinde üniversitelere göre çok daha hızlı ilerliyor. Yeni bir program açacağız. TÜBİTAK ile akademisyen hocalarımızın tamamladığı birçok proje var. Diğer tarafta da sanayinin projeleri var. Teknoloji transfer patentleme desteği var. Patent öncesinde birçok bilgi esasında sanayi ile çalışarak geliştirilebilecek durumdadır. Ama o tamamlanmış akademisyen projelerinin çoğunluğu rafta kalıyor. Sanayi de kendine yenilikçi konular bulmaya çalışıyor. O yüzden bu destek programı TÜBİTAK’ın AR -GE desteklerine, tamamlanmış olan projelere sanayi ile birlikte devam edilmek isteniyorsa özel bir destek programıdır. Baktığımızda patent lisanslamada çok başarılı değiliz. Sebeplerinden de bahsettim. Kültür, ihtiyaç analizi diyelim. Konunun kritikliğini konuşuyoruz. İnşallah gelecek yıllarda bunun 2’ncisi veya devamı geldiğinde bugünkü konuşmalarımızın üzerine sadece teknoloji üretmek değil, bunu patentleme değil, onu ticarileştirme noktasında etkisi oluşturma noktasında olur. Çünkü kendimize, insanlığı fayda ve rektör hocamızın dediği gibi Gazze’deki zulmü sonlandırmak için çok daha kuvvetli olmak zorundayız. Daha güçlü olmak zorundayız. Bizim de en iyi yaptığımız iş bilgi üretmek. Bu bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bugünkü toplantımızda teknolojiden değer üretmeye ve etki oluşturmaya odaklanmış durumdayız. Uzun bir süredir üzerinde tartıştığımız teknoloji transferi süreci, hepimizin yeni öğrendiği bir konu oldu ve bu toplantıda daha fazla sonuç üretmek için kararlıyız. Çünkü başarı için ilk adım, sonuç üretimine odaklanmaktır. Teknolojiden değer üretme konusundaki bilgilerimiz, teknolojiden etki oluşturmaya doğru olan bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ne yapmak istediğimizden çok, nasıl yapmak istediğimiz daha da önemli hale geliyor. İş birliği üzerine konuşuyor olabiliriz, ancak asıl ihtiyacımız olan birlikte iş yapma ve iş birliğiyle daha fazla sonuç üretme kültürünü benimsemektir. Teknoloji üretmek için iş birliği yeterli olabilir, ancak etki oluşturmak için birlikte hareket etme ve iş birliği yapmak oldukça önemlidir, daha önce birçok kez üzerinde konuştuğumuz gibi. Bu nedenle, bugün burada daha fazla sonuç üretmek için çabalıyoruz. Hepimizin katkılarıyla, teknolojiyi etki oluşturmaya dönüştürme yolunda adımlar atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. "Teknoparkta’ki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir" Organize Sanayi Bölgeleri yerine, ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ denilmesi gerektiğini söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Teknoloji transferi noktasındaki çalışmalarda özellikle OMÜ, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Samsun Teknopark, Samsun Ticaret Odası oldukça iyi ilerlemeler kaydetti. Bu gelişmelerle birlikte Samsun’da faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinin sayısı da 14’e çıktı. Şehrimizin bütün dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehirde bir üniversite kurulacaksa, bunun temeli topluma dayanmalı. Toplum her zaman işin içerisinde olmalı. Samsun, insan kaynağı açısından çok güçlü bir şehir. Bereketli topraklara sahip olan Samsun; Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak, Vezirköprü ile birlikte tarım alanında oldukça verimli bir şehirdir. Tarımla birlikte ticaret ve sanayi de bu güce eşlik ediyor. Geldiğimiz noktada artık Organize Sanayi Bölgeleri yerine ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ demek gerekiyor. Ayrıca teknoloji üretim gündeminde Teknopark’taki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Organize sanayi bölgelerini, Samsun Teknopark ve OMÜ ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği yaparak Samsun’u geliştirmek istiyoruz. Aynı zamanda büyük şehirlerde işinin uzmanı olan Organize Sanayi Bölge müdürlerini buraya transfer ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda kalkınma ajanslarımız ve kurumlarımız sahada etkinlik gösteriyorlar. Samsun’da düzenlenen teknoloji sempozyumunun Samsun’a, ülkemize ve özellikle de tüm insanlara hayırlı olmasını temenni ediyorum" açıklamasında bulundu. 2 gün sürecek olan sempozyumda Malezya Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Datuk Ts. Dr. Ahmad Fauzi Ismail, Endonezya IPB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Satrıa ve Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Makhmudov Muhammadismoil Mukhıtdınovıch davetli konuşmacı olarak katıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı , Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu , Türk Patent ve Marka Kurumu, Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu, Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama katılımıyla hibrit olarak gerçekleştirilecek olan programda; 6 farklı ülkeden 23’ü yabancı bilim insanı olmak üzere toplamda 500 bilim insanı katılacak. Düzenlenen programa ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Murat Terzi, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, çok sayıda üniversite rektörü, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Kütahya’da Teknoloji Festivali
04 Mayıs 2024 Cumartesi - 09:58 Kütahya’da Teknoloji Festivali Dumlupınar Üniversitesinde (DPÜ) heyecanla beklenen BBT Hackathon ve Teknoloji Festivali başladı. Yazılım yarışmasının merakla beklenen temasını Valimiz Sayın Musa Işın açıkladı. 48 saat sürecek yazılım yarışmasının teması, Sayın Valimiz tarafından "Akıllı Kampüs" olarak açıklandı. Vali Musa Işın, DPÜ Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğü ve Bilgisayar Bilişim Topluluğu tarafından Kütahya Valiliği, DPÜ ve DPÜ Mühendislik Fakültesi desteğiyle düzenlenen festivale katıldı. Teknolojinin günümüzde ne kadar önemli olduğunu ve Türkiye’nin geleceğinin de teknolojiye bağlı olduğunu belirten Vali Musa Işın, "Bütün dünyanın geleceği olduğu gibi Türkiye’nin de geleceği, teknoloji üzerinedir. Bu inkar edilemeyecek bir gerçektir. Biz teknolojide ne kadar ilerlersek kendimizi o kadar müreffeh, kalkınmış ve güçlenmiş bir ülke olarak kabul ederiz. Bugün artık savaşlar bile teknoloji üzerinden yapılmaktadır" diye konuştu. İdare olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarının da altını çizen Işın, "Yeter ki gençler üretsin ve bu konuda gayret göstersin. Onların önünde maddi olarak hiçbir engel tanımayacağız. Devletimiz ve Valiliğimiz de güçlüdür ve hepsi gençlerin emrine amadedir. Yeter ki memleketimiz için güzel şeyler olsun" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Rektör Süleyman Kızıkıltoprak ile birlikte stantları ziyaret eden Vali Musa Işın, öğrencilerle sohbet edip çalışmaları hakkında bilgi aldı.
ZBEÜ ile MİA Teknoloji A.Ş. arasında iş birliği protokolü imzalandı
03 Mayıs 2024 Cuma - 19:24 ZBEÜ ile MİA Teknoloji A.Ş. arasında iş birliği protokolü imzalandı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ile MİA Teknoloji A.Ş. arasında imzalanan iş birliği protokolü, taraflar arasında ulusal ve uluslararası projeler için her türlü görüşme, çalışma, müzakere ve iş birliğini amaçlıyor. Protokol, Rektörlük Makamında gerçekleştirilen imza töreninde ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ile MİA Teknoloji A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Çivi tarafından imzalandı. İmza töreni sonrasında konuşan ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek protokolün iki taraf için de hayırlı olmasını temenni ettiğini belirtti. MİA Teknoloji A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Çivi ise MİA Teknoloji A.Ş. olarak siber güvenlik, yapay zekâ, sağlık ve bilişim sistemleri üzerinde çalışmalar gerçekleştiren bir Ar-Ge firması olduklarını belirterek iş birliği protokolünün iki taraf için de hayırlı olmasını arzu ettiğini belirtti. İmza töreninde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ise MİA Teknoloji A.Ş. firmasının yapay zekâ, teknoloji ve bilişim alanlarında önemli faaliyetler gerçekleştiren bir firma olduğunu belirterek imzalanan iş birliği protokolünün iki taraf için de önemli olduğunu ifade etti. Kutoğlu, protokol vasıtasıyla MİA Teknoloji A.Ş. firmasının ZBEÜ’nün akademik bilgisinden faydalanacağını, ZBEÜ’nün ise MİA Teknoloji A.Ş.’nin ticari deneyimlerinden hareketle projelerini ve ürünlerini pazarda etkin kılabileceğini belirtti. Ayrıca yine ZBEÜ bünyesinde özellikle biyomedikal, sağlık, yapay zekâ alanlarında gerçekleştirilecek çalışmaları açısından bu iş birliğinin önemli olduğunu sözlerine ekleyen Kutoğlu, söz konusu protokolün iki taraf için de hayırlı olmasını temenni etti.
Mobil coğrafi bilgi sistemi uygulamaları geliştirilmesi için işbirliği yaptılar
03 Mayıs 2024 Cuma - 19:19 Mobil coğrafi bilgi sistemi uygulamaları geliştirilmesi için işbirliği yaptılar ZBEÜ ile Konum Coğrafi Bilgi Teknolojileri ve Danışmanlık Hizmetleri arasında deprem dirençli kentler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla internet tabanlı, mobil coğrafi bilgi sistemi uygulamaları geliştirilmesi için iş birliği anlaşması gerçekleştirildi. Türkiye’de deprem dirençli kentler oluşturmak adına toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla internet tabanlı ve mobil uygulamalar gerçekleştirilmesi için Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ile Konum Coğrafi Bilgi Teknolojileri ve Danışmanlık Hizmetleri arasında iş birliği protokolü imzalandı. Rektörlük Makamında gerçekleşen imza töreninde protokol metnine ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve Konum Coğrafi Bilgi Teknolojileri ve Danışmanlık Hizmetleri şirket sahibi Güliz Güzel imza attı. Hareketlilik pazarında stratejik ortaklık ve karşılıklı iş birliği ile ilgili faaliyetler doğrultusunda hedefler belirleyip taahhütler oluşturmayı planlayan protokol, etkin ve üretken bir ortaklığı öngörüyor. Bu doğrultuda taraflar arasında proje, ürün, hizmet ve pazar geliştirme, satış faaliyetlerinde iş birliği ile stratejik iş birliği yoluyla bir ortaklık kurulmasını hedefleniyor. Taraflar arasında imzalanan iş birliği protokolü, vatandaşların yaşadıkları yerlerin deprem, fay ve zemin durumları hakkında bilgi alabilmeleri amacıyla internet tabanlı ve mobil uygulama şeklinde etkileşimli, fay, tarihsel büyük depremler ve zemin haritası oluşturmayı kapsıyor. Rektörlük Makamında imzalanan iş birliği protokolünün ardından ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, söz konusu protokolün iki taraf için de hayırlı olmasını temenni etti. Protokol hakkında konuşan ZBEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ise ZBEÜ Teknoloji Transfer Ofisi ile Konum CBS firması arasında imzalanan bu protokol ile çeşitli coğrafi bilgi sistemi konumuna dayalı bilgi teknolojileri uygulamalarının gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Bir sosyal sorumluluk projesi olarak bu iş birliği sayesinde Türkiye’nin tamamının zemin bilgilerinin, yer hareketlerinin, aktif fay bilgilerinin ve aktif fayların en son ne zaman deprem ürettiği gibi bilgilerin tamamen kamuya açık bir şekilde, mobil uygulama vasıtasıyla paylaşılacağını belirtti. Yine protokol gereğince Türkiye’de deprem dirençli kentler oluşturmayı hedeflediklerini sözlerine ekleyen Kutoğlu, vatandaşların ikamet ettikleri adresteki zemin yapısını da uygulama sayesinde görebileceklerini, böylece toplumsal anlamda bilinçli hareket edilmesine çalışılacağına dikkat çekti.
Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği’nden gençler için ‘yapay zeka’ projesi
03 Mayıs 2024 Cuma - 14:45 Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği’nden gençler için ‘yapay zeka’ projesi Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği işbirliği ile dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirmek amacıyla tüm Türkiye’de ‘Yapay Zeka Yıldızları’ projesi başlatıldı. Proje kapsamında 11-14 yaş arasındaki ortaokul ve 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri yapay zeka eğitimi görecek. Yeni nesil gelişmelerle projelerini sürdüren Vodafone Vakfı, genç nesiller için dijital eğitimlerine devam ediyor. Geçmiş dönemdeki dijital eğitim projelerinin ardından, Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği işbirliğiyle ‘Yapay Zeka Yıldızları’ projesi başlatıldı. Projenin tanıtım toplantısı Buca Atatürk Ortaokulu’nda, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel ve Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır’ın katılımıyla düzenlendi. Hayata geçirilen proje kapsamında Türkiye’nin 81 ilinde 11-14 yaş arası ortaokul ve 14-18 yaş arası lise öğrencileri, yapay zeka eğitimleri görecek. Alanında uzman öğretmenler ve genç gönüllüler tarafından verilecek eğitimler sayesinde öğrenciler, yapay zeka hakkında daha geniş bilgiye ulaşarak kendi projelerini üretip geliştirme fırsatına sahip olacak. Projeye dahil olan öğrencilere global içerik ve etkinlikler öncülüğünde çeşitli gelişim alanlarından faydalanma imkanı da sağlanacak. Projenin ilk etapta yaklaşık 34 bin öğrenciyle buluşturulması amaçlanıyor. “Elimizi taşın altına koyuyoruz” Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Türkiye’de toplumun dijital beceri sahipliği konusuna önemli bir gelişin alanının olduğunu vurguladı. Sözlerini sürdüren Aksoy, “Ülkelerin dijital dönüşümle ortaya çıkabilecek kazanımları elde edebilmesinin şartlarından biri, toplumun buna ayak uyduracak becerilere sahip olması. Politika Analiz Laboratuvarı işbirliğiyle hazırladığımız ‘Dijital Türkiye 2030 Raporu’na göre, Türkiye’de bireylerin yüzde 30’u en az temel düzeyde dijital beceriye sahipken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran yüzde 54 düzeyinde. Öte yandan, Avrupa Birliği’nin resmi hedefi, 2030’da bu oranı yüzde 80’e çıkarmak. Avrupa Birliği’nin 2030 hedefinin Türkiye tarafından yakalanabilmesi için dijital beceriye sahip nüfus oranının her yıl yüzde 12 artması gerekiyor. Dijital toplum hedefine ulaşılması için dijital becerilerde eşitsizliklerin azaltılması lazım. Biz Vodafone olarak bu alanda pek çok proje yürütüyoruz. Şimdi de gençlerin yapay zekâ alanındaki yetkinliklerini artıracak yeni bir projeye hazırlanıyoruz. Son yıllarda özellikle üretken yapay zekânın popüler hale gelmesiyle birlikte herkesin hayatına girdiğini görüyoruz. Yapay zekânın genel olarak pozitif dönüşüm sağlayacağına inanıyoruz. Global anlamda bu trendin artması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin de bu konuda öncü ülkeler arasında yer alması için elimizi taşın altına koyuyoruz” dedi. “Genç nesillerin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz” Vakıf projelerine hız kesmeden devam ettiklerinin altını çizen Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel de Habitat Derneği ile birlikte 8 yıldır sürdürdükleri ‘Yarını Kodlayanlar’ projesiyle 400 bini aşkın çocuğa ulaştıklarını belirtti. “Türkiye’de Scratch kullanıcı sayısının 2 milyonun üzerinde olduğu düşünülürse, ülkemizde her 5 çocuktan 2’sinin ‘Yarını Kodlayanlar’ projesi kapsamında kodlama eğitimi aldığını söyleyebiliriz” diyen Süel, şunları kaydetti: “Bu projenin bir devamı olarak, Habitat Derneği ile birlikte gençlere yönelik yapay zekâ eğitimlerine başlıyoruz. ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ olarak adlandırdığımız yeni projemizle, ‘Yarını Kodlayanlar’ projesinden edindiğimiz deneyimi de kullanarak, ülkemizde yapay zekâ alanındaki hamle ve eğitim yaygınlaştırma sürecine öncülük etmeyi hedefliyoruz. Amacımız, genç nesillerin teknolojik bakımdan donanımlı olmalarını sağlamak, günümüzde her alanda gördüğümüz yapay zekâ teknolojisini öğrenip kullanarak oluşturucu fikirlerini yeni teknolojilerle birleştirmelerini mümkün kılmak. Sadece teknoloji tüketen değil aynı zamanda üreten bir neslin yetişmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Proje kapsamında, ortaokul ve lise öğrencileri, yapay zekâ konusunda çeşitli araçlarla içerik üretebilecek ve kendi projelerini geliştirebilecek. Vodafone Vakfı olarak, genç nesillerin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.” “Gençlerin teknolojiye ilgisini desteklemek çok değerli” “Yapay zekanın gelecekte hayatın her alanında daha da belirleyici bir rol oynamasının beklendiğini aktaran Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “Bu kapsamda, gençleri yapay zekâ ve onun alt alanları olan makine öğrenimi ve derin öğrenme konularında eğitmek ve bilinçlendirmek, ülkemizin dijital dönüşümü ve küresel rekabet gücümüzün artırılması için kritik bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği olarak, gençleri yapay zekâ alanında eğitmeye ve bu alanda fırsat eşitliği sağlamaya odaklanarak, geleceğin yapay zekâ liderlerini yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Bu liderlerin, Türkiye’yi küresel arenada yapay zekâ alanında önde gelen ülkelerden biri haline getirecek inovatif çözümler üreteceğine ve ülkenin dijital dönüşümünü hızlandıracağına inanıyoruz. Gençlerin teknolojiye olan ilgisini ve merakını desteklemek, onları cesaretlendirmek ve keşfetmeye teşvik etmek, bizim için çok değerli. Bu nedenle, ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesini sadece bir eğitim programı değil, aynı zamanda gençlerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak bir platform olarak da görüyoruz” ifadelerine yer verdi. 6 saatlik yapay zekâ eğitimleri verilecek “Yapay Zekâ Yıldızları” projesinde öğrenciler, başlangıçta yapay zekâ eğitimleri ve sınıf atölyeleriyle 6 saatlik yapay zekâya giriş eğitimi alacak ve kodlama örneklerini görecek. 6 saatin sonunda yapay zekâ ile ses ve görüntü tanıma örneklerini hayata geçirme ve isteğe bağlı olarak eğitimlerini proje web sitesi ve gönüllü eğitmenlerle derinleştirme imkânı bulacak olan öğrenciler, web sitesi üzerinden eğitim içerikleri ve ders modüllerinin takip edilmesiyle dersler sonrasında yapay zekâ, Python, sanal gerçeklik gibi alanlarda bilgilerini derinleştirip uygulama yapabilecek. Ayrıca, sürdürülebilirlik alanında yapay zekâ ile çalışarak “Yeşil Gezegen” temasını teknolojik yeniliklerle işleyebilecekler. Avrupa’daki Vodafone vakıflarıyla birlikte yürütülen SUJ (SkillsUploadJr) çatısı altında global bir hackathon düzenlenerek öğrencilerin projelerini geliştirmeleri sağlanacak. Özel içerik komitesi oluşturuldu “Yapay Zekâ Yıldızları” projesinde görev yapacak toplam 276 eğitmenin yüzde 70’inin okul öğretmeni olması hedefleniyor. Eğitimler, ülke genelindeki 45 köy teknoloji sınıfı, 10 “Bu Atıklar Kod Yazıyor” sınıfı, 3 yapay zekâ sınıfı, 4 konteyner teknoloji sınıfının yanı sıra 12 ili ziyaret edecek olan gezici eğitim çadırında gerçekleştirilecek. Proje kapsamında, gençlerin yapay zekâ konusunda hem temel kavramları öğrenmelerine hem de ileri düzeyde bilgi edinmelerine yardımcı olmak üzere bir yapay zekâ kitabı da hazırlandı. Diğer yandan, yapay zekâ alanında çalışan farklı meslek ve yaş gruplarından akademisyen, uzman ve profesyonellerin, lise ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Yapay Zekâ Projesi İçerik Komitesi, projenin içeriğinin şekillendirilmesinde düzenli olarak danışmanlık verecek.
Tokat’ta uçan Türk Hava Yolları’nın bilet fiyatları, yolcuyu Sivas’a kaçırdı
03 Mayıs 2024 Cuma - 13:18 Tokat’ta uçan Türk Hava Yolları’nın bilet fiyatları, yolcuyu Sivas’a kaçırdı Sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin uçuş gerçekleştirdiği Tokat Havalimanı’ndaki İstanbul seferi bilet fiyatları tepkilere neden oldu. Uçak biletlerinin Tokat’ta tek elden yürütüldüğünün altını çizen Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gökdere; “Tokat’ta sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin sefer düzenlemesi bilet fiyatlarını çevre illere göre iki katına çıkartıyor. Fiyatları pahalı bulan vatandaşların yüzde 40’lık kısmı Sivas başta olmak üzere diğer illere giderek uçmasına neden oluyor” dedi. Eski havalimanının yanına yenisi yapılarak 25 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Tokat Havalimanı, yeniden hizmete girdi. Aradan geçen 2 yılda havayoluna Tokatlı vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Ancak Sivas başta olmak üzere Amasya ve Samsun illerindeki uygun bilet fiyatları dikkatlerden kaçmadı. Tokat’ta sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin sefer düzenlemesi bilet fiyatlarının çevre illere göre iki katına çıkarttı. Fiyatları pahalı bulan vatandaşların yüzde 40’lık kısmı Sivas başta olmak üzere diğer illere giderek havayolunu kullanmasına neden oluyor. “Çevre illerde uçak biletleri yüzde 50 daha hesaplı” Çevre illere göre uçak bilet fiyatlarının iş dünyası kadar vatandaşları da rahatsız ettiğini belirten Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gökdere;, “Son zamanlarda ilimizde de gündem olan uçak bilet fiyatlarının diğer illere göre farklılık yaşaması bizleri de rahatsız ediyor. Tokat Havalimanı 2022 yılında hizmete açılan ve uluslararası standartlarda yapılmış kaliteli ve moderndir. Çevre illerimize nazaran da en iyi havalimanlarımızdan bir tanesidir. Buradaki Tokatlı ve iş dünyasını rahatsız eden konu ise uçak bilet fiyatlarının fahiş fiyatlarda olmasıdır. Çevre illerdeki uçak bilet fiyatlarının Tokat’a nazaran yüzde 50 daha hesaplı olması Tokatlıları ve iş dünyasını rahatsız ediyor. Bunu sebebinin de Tokat Havalimanı’ndan şu an da sadece bir firma ve o firmaya ait uçuş sağlaması ama komşu illerimizdeki havalimanlarında farklı firmaların uçuş sağlamasından kaynaklanan sebepten olayı Tokat ilimizdeki firmanın fahiş fiyatlarda uçuş sağlaması bizleri oldukça rahatsız ediyor. Tokat Havalimanında 2 bin 500 liraya uçuş sağlarken aynı saatteki komşu illerimizdeki uçuş bin 200 liraya sağlamaktadır. Bu neye sebep oluyor. Tokat’tan uçuş sağlayacak vatandaşlarımızın yüzde 40’ı hala komşu illerden uçuş sağlıyor” dedi. “Türk Hava Yolları’nın fahiş fiyatları ortadan kaldırmasını istiyoruz” Tokat’a diğer hava yolu şirketlerini davet ettiklerini söyleyen Gökdere; “Türk Hava Yolları yönetim kurulunun ayrıca genel müdürlüğünün Tokat-İstanbul arası uçuşları konusunda bu fahiş fiyatların ortadan kaldırmasını istiyoruz. Uçak seferlerinin de artırılmasını istiyoruz. İlimize diğer hava yolu şirketlerini de davet etmek istiyoruz. Buradan kazanç sağlayacağına inanıyoruz. Kazan kazan düsturuyla hem Tokatlı hemşerilerimiz kazanacak hem iş dünyamız hem de hava yolu şirketlerinin kazanacağına inanıyoruz” diye konuştu. “Fiyatlar tek elden yürüyor” Fiyatların tek elden yürütüldüğünü belirten Gökdere, “Tek bir firma üzerinden uçuşların sağlanması rekabet ortamını sağlamadığı için firma yetkililerinin bu konuyu Tokat nezdinde dezavantaj olarak kullanıyorlar. Fiyatlar tek elden yürüyor. Tekelleşmeyi sağlıyor. 2-3 tane hava yolu firması geldiği vakit uçuş bilet fiyatlarının da makul fiyatlara ineceğini düşünüyoruz” dedi. “Neden vatandaşlarımız başka illerden uçuş sağlasın” Uçuş biletlerinin diğer illere göre az olmasını istemediklerinin altını çizen Gökdere, “Adaletli bir şekilde yaklaşılmasını istiyoruz. Aynı oranda, aynı şekilde, aynı fiyatta uçmak istiyoruz. Bu da bizim en doğal hakkımız. Neden Tokat’taki vatandaşlarımızın yüzde 40’ı diğer illerden uçuş sağlasın. Kendi memleketinde uluslararası standartlardaki havalimanından neden uçmak istemesin. Bunun tek sebebi uçuş fiyatlarının fahiş fiyatlarda olmasıdır. Bu konuda da Türk Hava Yolları Yönetim Kurulunun ve Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğünün bunu hızlı bir şekilde dikkate alıp Tokatlı hemşerilerimizin de ortalama fiyattan uçuş sağlamasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Önceliklerinin özel hava yolu şirketleri ile haftanın her günü İstanbul seferlerinin düzenlenmesi olduğunu ifade eden Başkan Gökdere, “Biz sadece İstanbul uçuşlarıyla da yetinmiyoruz. Havalimanı ve Tokat şehrimize güveniyor. Tokat ili Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’yu birbirine bağlayan kadim bir şehirdir. Bundan dolayı İzmir seferlerinin der gerçekleşmesini istiyoruz. İzmir’de de 250 bine yakın Tokatlı bulunuyor. İş dünyası için de çok önemlidir. İnşallah 2024 yılında da Tokat- İzmir arası uçuşlarımızın sağlanmasını bekliyoruz. İş dünyası ve Tokatlı hemşerilerimiz için de çok fayda sağlayacağına inanıyoruz. Ön fizibilite çalışmalarını yaptılar. Havalimanımızın bölge havalimanlarından çok çok üstün olduğunu belirttiler. Tokat şehrini beğendiler. Kapasite ve ön fizibilite raporlarını dosya şeklinde verdik. İnşallah hayırlı haberler bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Excalibur’dan oyun tutkunlarına kampanya
03 Mayıs 2024 Cuma - 10:54 Excalibur’dan oyun tutkunlarına kampanya Oyun ve performans bilgisayarı Excalibur, Star Wars’u bilgisayar oyunlarıyla anmak isteyen oyun tutkunları için yepyeni bir indirim duyurdu. Oyun tutkunları, Star Wars Günü’ne özel, 8 Mayıs tarihine kadar geçerli olmak üzere tüm Excalibur masaüstü bilgisayar, laptop ve monitörlerde geçerli olacak yüzde 15’e varan indirim fırsatı yakalayacak. Kitleleri peşinden sürükleyen Star Wars filmini anmak ve kültürünü yaşatmak isteyen milyonlarca kişi, 4 Mayıs’ta Star Wars Günü’nü coşkuyla kutluyor. Oyun tutkunlarına özel fırsatlar sunan Excalibur, bu anlamlı günde Star Wars hayranlarını heyecanlandıracak yeni bir kampanya duyurdu. 8 Mayıs tarihine kadar, sadece Capsper’ın kendi internet sayfasında geçerli olacak kampanyayla oyun tutkunları: masaüstü bilgisayarlarda, gaming laptoplarda ve monitörlerde geçerli olacak yüzde 15’e varan indirim fırsatlarını yakalayacak. Oyun tutkunları için özel bir kampanya Film serilerinde olduğu kadar bilgisayar oyunlarında da geniş bir evreni olan Star Wars oyun dünyası, Excalibur’un yüksek performans ve şık tasarıma sahip oyuncu bilgisayarlarıyla keşfedilmeyi bekliyor. Güç ve performansa, trend tasarımlarla ulaşma hayali kuran birçok kullanıcının tercihi olan Excalibur, Star Wars Günü’nü bilgisayar oyunlarıyla anmak isteyen oyun tutkunları için özel bir kampanya duyurdu. 8 Mayıs tarihine kadar geçerli kampanya, Excalibur E750 ve E650 desktop bilgisayarlarda, Excalibur G911, G870 ve G770 oyuncu dizüstü bilgisayarlarda ve Excalibur 31,5’’, 27’’, 23.8’’ Curved ve Excalibur 23.8’’ Flat Monitörlerde geçerli olacak yüzde 15’e varan indirim fırsatı sunacak.
Farabi 9. Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı’nda büyük ödül 200 bin lira
03 Mayıs 2024 Cuma - 08:25 Farabi 9. Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı’nda büyük ödül 200 bin lira Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, bu yıl 9.’su düzenlenecek olan Farabi Ar-Ge ve İnovaspor Proje Pazarı’nda büyük ödülün 200 bin TL olduğunu açıkladı. Yarışmacılar 6 tematik alanda hünerlerini sergileyecek. ZBEÜ Konukevi’nde basın toplantısı düzenleyen Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, üniversitenin 100. yılında öğrencileri birçok etkinlikle buluşturduklarını ifade etti. Araştırmacılar ve girişimciler için de büyük öneme sahip bir etkinliğe ev sahipliği yaptıklarını ifade eden Özölçer, 28 Mayıs günü 9. Farabi Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı Yarışması’nın gerçekleştirileceğini duyurdu. Ar-Ge faaliyetlerine odaklanmak ve bu alanda projelerin geliştirilmesi, sunulması ve paydaşlar arasında iş birliği yapılması için bir platform oluşturmayı amaçladıklarını belirten Özölçer, "Zira bu yolla oluşturulacak olan proje pazarı, farklı kurumlar, akademik kuruluşlar, AR-GE merkezleri, girişimciler ve serbest çalışanlar gibi Ar-Ge faaliyetlerine katılan herkesi bir araya getirecektir. Üstelik bu çabamız, Ar-Ge faaliyetlerine katılmak isteyen farklı taraflar arasında iletişimi kolaylaştırmakta ve tüm katılımcılar için potansiyel iş birliği fırsatları sunmaktadır. Böylece Farabi Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı Yarışması, Ar-Ge projelerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayarak yenilikçiliği teşvik etmekte ve iş birliği ağlarını genişletmektedir. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak Farabi Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı Yarışmasıyla; akademisyenler, sanayiciler, araştırmacılar ve öğrencilerin somut Ar-Ge proje fikirlerini hayata geçirebilecekleri bir ortam sağlamayı, Üniversite-Sanayi iş birliğini geliştirmeyi ve yeni Ar-Ge ortaklıkları başlatılmasında öncü bir kuruluş olmayı; Üniversitemiz öğrenci ve akademisyenleri başta olmak üzere ülkemizdeki tüm araştırmacıları Ar-Ge projelerine özendirmeyi amaçlıyoruz" dedi. "6 tematik alan belirledik" Yarışmanın daha ileri seviyelere ulaşması ve girişimci adaylarının başarılı olabilmesi için ödülleri teşvik sağlayabilecek şekilde planladıklarını aktaran Özölçer, "Yarışmada dereceye giren adaylar için üçüncülük ödülünü 50 bin TL, ikincilik ödülünü 100 bin TL ve birincilik ödülünü 200 bin TL olarak belirledik. Farabi Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı’na ortaokul-lise grubu öğrenciler, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrenciler, akademisyenler ve girişimci adayları başvuruda bulunabilir. Yarışmaya katılım sağlayacak tüm adaylar için, gelişen teknolojiye ve ihtiyaçlara paralel olarak 6 tematik alan belirledik. Adaylar; ’Elektronik ve Bilişim Teknolojileri’, ’Enerji ve Makine Teknolojileri’, ’Gıda, Tarım, Kimya ve Çevre Teknolojileri’, ’Savunma Sanayi, Robotik ve Uzay Teknolojileri’, ’Tıp ve Yaşambilim Uygulamaları’, ’Sürdürülebilir Kentler ve Yaşam’ alanlarında başvuruda bulunabilirler. Başvuruda bulunacak adaylar, başvurularını projepazari.beun.edu.tr adresi üzerinden yapabilir ve detaylı bilgiye oradan erişebilirler. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak proje fikri olan tüm adayları yarışmamızda görmekten büyük bir mutluluk duyacağız" ifadelerine yer verdi.
realme, Note 50 modelini tanıttı
02 Mayıs 2024 Perşembe - 19:09 realme, Note 50 modelini tanıttı Akıllı telefon markası realme, güçlü performans ve uzun pil ömrü gibi gelişmiş özelliklerle donatılmış Note 50 modeli ile kullanıcıların karşısına çıkıyor. realme, yeni Note 50 modelini piyasaya sürdüğünü duyurdu. Kaliteli donanıma sahip yeni modelin, markanın Ar-Ge ekibinin özverili çalışması ve mükemmel ürün felsefesiyle geliştirildiği belirtildi. Yeni model hakkında şu bilgiler verildi: realme Note 50, üstün dayanıklılık, güçlü performans ve uzun pil ömrü gibi gelişmiş özelliklerle donatılmış. Toz ve suya karşı koruma (IP54) sağlayan Note 50, yüksek kaliteli cam ekranı ve iç die-cast alüminyum gövdesi ile kazalara karşı da dayanıklı. 5000mAh pil kapasitesi ile uzun süreli kullanım imkânı sunan yeni model, 1200 şarj döngüsünden sonra bile pil kapasitesinin yüzde 80’den fazlasını koruyor. Performans ve depolama Yeni model, UNISOC T612 işlemci ve yüksek kapasiteli pili ile iyi bir performans sunuyor. Yüksek RAM ve ROM seçenekleri sayesinde akıcı ve hızlı bir deneyim yaşarken, geniş depolama alanı tüm ihtiyaçları karşılıyor. realme Note 50, modern ve şık tasarıma sahip bir telefon arayanlar için seçenek sunuyor. İki tonlu arka kapak tasarımı ve ince gövdesi ile dikkat çeken yeni model, büyük ekranı, yüksek yenileme hızı ve geniş renk gamı ile etkileyici bir görsel deneyim vadediyor. Yeni tasarlanan Mini Kapsül ise önemli bilgileri daha belirgin hale getirerek günlük kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Güçlü sinyal alımı ve hızlı parmak izi tanıma özellikleri ile de yeni model, konforlu ve güvenilir bir kullanım imkânı sunuyor. Bunlara ek olarak realme Note 50, toz ve su sıçramalarına karşı dayanıklılığı sayesinde günlük kazalara karşı korunuyor.
Yüzde yüz yerli ve elektrikli mini araç “Mango Car” Ankara’da tanıtıldı
02 Mayıs 2024 Perşembe - 16:08 Yüzde yüz yerli ve elektrikli mini araç “Mango Car” Ankara’da tanıtıldı Ankara’da gerçekleşen 4. Uluslararası Akıllı Ulaşım Sistemleri Zirvesi’nde tanıtılan yüzde yüz yerli elektrikli mini otomobil “MANGO CAR” araç içerisinde bulunan “Trafik Kontrol Merkezi” yazılımıyla sürücülere güvenli ve konforlu bir yolculuk imkanı sunuyor. Hacettepe Üniversitesi Tunçalp Özgen Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 4. Uluslararası Akıllı Ulaşım Sistemleri Zirvesi’nde tanıtılan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun standını gezdiği yüzde yüz yerli elektrikli mini otomobil “MANGO CAR”, araç içerisinde bulunan “Tafik Kontrol Merkezi” uygulamasıyla sürücülere güvenli ve konforlu bir yolculuk imkanı sunuyor. “Mango Car”ı üreten ISSD Firması’nın Genel Müdür Yardımcısı Berkcan Oğuz, aracın yüzde yüz yerli olduğunu ifade ederek, “Araç bizim tarafımızdan üretilen bir araç. Bununla beraber buradaki katma değerlerden bir tanesi de aracın içerisindeki yazılım da bizim tarafımızdan yapılıyor. Bu yazılımın dünyada ki diğer yazılımlardan farkı trafik yönetim merkezi ile haberleşebilen bir yazılım olması” dedi. “Nerede EDS, boş şarj istasyonu ve park yeri var sürücüleri bilgilendiriyor” Bu uygulamanın Türkiye’de ilk defa gerçekleştiğini söyleyen Oğuz, “Kavşaklara yaklaşırken kaç saniye sonra yeşil yanacağını sitem bildiği için, size bir hız öneriyor. Araçların ışıklara takılmaması için sürücülere hız önerisinde bulunuyor. Şarj istasyonları, park yerleri bunların hepsi sistemimizde kayıtlı ve anlık olarak güncelleniyor. Nerede park yeri var nerede boş şarj istasyonu var bunları öğrenebiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Yüzde yüz yerli ve elektrikli mini araç “Mango Car” Ankara’da tanıtıldı
02 Mayıs 2024 Perşembe - 15:55 Yüzde yüz yerli ve elektrikli mini araç “Mango Car” Ankara’da tanıtıldı Ankara’da gerçekleşen 4. Uluslararası Akıllı Ulaşım Sistemleri Zirvesi’nde tanıtılan yüzde yüz yerli elektrikli mini otomobil “MANGO CAR” araç içerisinde bulunan “Tafik Kontrol Merkezi” yazılımıyla sürücülere güvenli ve konforlu bir yolculuk imkanı sunuyor. Hacettepe Üniversitesi Tunçalp Özgen Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 4. Uluslararası Akıllı Ulaşım Sistemleri Zirvesi’nde tanıtılan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun standını gezdiği yüzde yüz yerli elektrikli mini otomobil “MANGO CAR”, araç içerisinde bulunan “Tafik Kontrol Merkezi” uygulamasıyla sürücülere güvenli ve konforlu bir yolculuk imkanı sunuyor. “Mango Car”ı üreten ISSD Firması’nın Genel Müdür Yardımcısı Berkcan Oğuz İhlas Haber Ajansı’na açıklamada bulundu. Aracın yüzde yüz yerli olduğunu ifade eden Oğuz, “Araç bizim tarafımızdan üretilen bir araç. Bununla beraber buradaki katma değerlerden bir tanesi de aracın içerisindeki yazılım da bizim tarafımızdan yapılıyor. Bu yazılımın dünyada ki diğer yazılımlardan farkı trafik yönetim merkezi ile haberleşebilen bir yazılım olması” dedi. “Nerede EDS, boş şarj istasyonu ve park yeri var sürücüleri bilgilendiriyor” Bu uygulamanın Türkiye’de ilk defa gerçekleştiğini söyleyen Oğuz, “Kavşaklara yaklaşırken kaç saniye sonra yeşil yanacağını sitem bildiği için, size bir hız öneriyor. Araçların ışıklara takılmaması için sürücülere hız önerisinde bulunuyor. Şarj istasyonları, park yerleri bunların hepsi sistemimizde kayıtlı ve anlık olarak güncelleniyor. Nerede park yeri var nerede boş şarj istasyonu var bunları öğrenebiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.