HAK-İŞ`in kuruluşunun 37. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen uluslararası konferansta İslam karşıtlığına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
HAK-İŞ`in 37. kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde tertip edilen ``Bölgemizde Bağımsız Sendikal Hareketin ve Özgür Sivil Toplum Geliştirilmesi, Küresel Emek Buluşması`` adı altındaki uluslararası konferans tamamlandı. 22-22 Ekim tarihlerinde Ankara`da gerçekleştirilen konferansa, ITUC, OATUU ve ICATU gibi uluslararası kuruluşların yanı sıra Belçika, Gana, Suriye, Kongo, Mısır, Ürdün, Kuveyt gibi birçok ülkeden konfederasyon başkan ve yöneticileri, akademisyenler katıldı.
Konferans; 32 ülkeden gelen katılımcıyla, bağımsız sendikal hareketin ve özgür sivil toplumun geliştirilmesinin yanı sıra, işsizlikle mücadele, çalışma hakları, ayrımcılıkla mücadele, çalışma ilişkilerinde bölgesel modellerin geliştirilmesi gibi sosyal politika konularına yönelik karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı bir sosyal zirve şeklinde gerçekleşti. Konferansta ayrıca, konfederasyonlarla ikili işbirliği protokolleri imzalanarak, bölge ülkeleri arasında, ortak çalışma kültürünün ve ilişkilerin geliştirilmesine yönelik güçlü temeller atıldı.
Uluslararası konferansın ardından ortak sonuç bildirgesi yayımlandı. Alınan kararların açıklandığı bildiride, ``Ülkelerimizin demokratik hukuk devleti idealine ulaşması, bağımsız ve özgür sendikal hareketin gelişmesi için karşılıklı işbirliği ve dayanışma ruhu içerisinde çalışmaya devam edebileceğimizi uluslararası kamuoyuna duyururuz`` ifadeleri yer aldı.
Açık ve demokratik toplum hedefi çerçevesinde bölgede yaşanan gelişim ve dönüşüm süreçlerinin barışçıl olması için daha fazla çaba sarf edilmesinin altı çizilirken, bu tarihi dönemde çıkar odaklı politikalar bir yana bırakılarak, dünyanın uzun vadeli geleceğinin düşünülmesi ve barıştan yana tavır alınması kaydedildi.
"SURİYE`DE HALKLARIN ÖLÜMLERİNE SON VERİLMELİDİR"
Birçok ülkeden sendika temsilcilerinin katıldığı konferans sonrasında yayımlanan ortak bildiride, Suriye konusuna da uzun uzun değinildi. Suriye ile ilgili olarak bildiride şu ifadeler yer aldı:
"Bölgemiz savaşlardan yorulmuş, halklarımız ise savaşların kurbanı ve mağduru olmuştur. Başta Suriye`de yaşanan savaş olmak üzere halkların ölümlerine son verilmelidir. Ülkelerde yaşanan karışıklık, kaos ve ölümlere, ülkenin kendisinin son vermesi ve çözüm bulması asıldır. Ortak bir dünyada yaşadığımız ve temel yaşam hakkının garanti edilmesinin, hepimizin sorumluluğunda olduğu gerçeğinden hareketle BM gibi uluslararası ve bölgesel kuruluşların ortak barış girişimlerini ve önlemlerini, önemsemeliyiz ve desteklemeliyiz. Başta Arap ülkeleri ve Ortadoğu`da olmak üzere bütün dünyada özgürlük, eşitlik, barış ve demokrasi talepleriyle başlayan değişim sürecinde halkların taleplerini dikkate alan ve sürecin barışçıl bir şekilde tamamlanmasını kolaylaştıran işbirliği ve dayanışma politikaları izlenmelidir."
"İSLAM KARŞITLIĞININ ORTADAN KALKMASI İÇİN ÇABA SARF ETMELİYİZ"
Ortak bildiride ayrıca, Türkiye`nin bölgedeki ülkelerle dayanışmalarını karşılıklı olarak devam ettirmesi gerektiğine vurgu yapılarak, "Türkiye, bölgeyle ilişkilerini karşılıklı işbirliği ve dayanışma çerçevesinde devam ettirmelidir. Bu çerçevede, HAK-İŞ gibi konfederasyonların yanı sıra, STK`ların ve TİKA gibi kamu kuruluşlarının bölgedeki sosyal içerikli ve sosyal boyutlu çalışmalarının yanı sıra ilgili ülkelerin sendika, STK ve kamu kuruluşları ile işbirliğinin önemi büyük öncelik arz etmektedir`` denildi.
Bildiride, ``Yaygınlaştırılmak istenen İslam karşıtlığı ve ayrımcılığının ortadan kalkması için çaba sarf edilmelidir. Ülkelerimizin nasıl güçlü bir demokratikleşme sürecinde olduğunu dünyaya göstermeliyiz`` denilerek, İslam karşıtlığına karşı bir mücadele çağrısında bulunuldu.