EKONOMİ - 26 Eylül 2024 Perşembe 13:06

Zeybekci açıkladı, enflasyonla mücadelede seferberlik başlayacak

A
A
A
Zeybekci açıkladı, enflasyonla mücadelede seferberlik başlayacak

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de parasal sıkılaşmanın ardından Ekim ayı itibariyle üretim ve yatırımların hızla artacağı bir üretim seferberliğin sürecin başlayacağını açıkladı.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Nihat Zeybekci, Türkiye Buluşmaları programı kapsamında Zonguldak’ta il bilgilendirme sunumu toplantısına katıldı. Toplantının ardından sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile iş insanları toplantısında konuşan Zeybekci, Türkiye’nin tüm dünya ile birlikte farklı bir ekonomi ortamından geçtiğine dikkat çekti. "Işık göründü diyelim" şeklinde konuşan Zeybekci, "Malumunuz şu anda Türkiye olarak tüm dünyayla birlikte farklı bir ekonomi ortamından geçiyoruz. Artık yavaş yavaş da farklı bir ortama doğru yani ışık göründü diyelim bütün dünya için söylüyorum bunu. Dünyadaki gerek para piyasalarıyla, gerek ekonomiyle, gerek tüketim eğilimleriyle baktığımız zaman evet farklılaşmanın yavaş yavaş başladığı; dünyadaki merkez bankalarının para piyasalarının farklı önlemlere doğru döndüğü yani parasal sıkılaştırma faizlerinin yükselmesinden faizlerin yavaş yavaş uzun süreden beri durağanlığından ve şimdi de eksiye doğru dönmesinden bahsediliyor ve yapılmaya başlandı" şeklinde konuştu.



"Tüketimdeki daralmanın yavaş yavaş tüketimdeki genişlemeye doğru geçeceğini görüyoruz"


Türkiye’nin 2013 Mayıs ayından itibaren Gezi Olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz sürecinden geçtiğini hatırlatan Zeybekci, "Biz Türkiye olarak çok farklı şeyler yaşadık. Hepinizin bildiği malum olan afetler yaşadık. Ve büyük bir dalgalanma yaşadık. 2013’ün Mayısından itibaren başlayan ve hepinizin o bildiği Gezi olayları, 17-25 Aralık Aralık olayları, ardından 15 Temmuz gibi bir ihanetin içinden geçti bu ülke. Ve sonrasında gelen pandemi artı en sonunda geçen sene insanlık tarihinin sayılı ve Türkiye’nin de herhalde Anadolu tarihinin en büyük depremini yaşadık" dedi.



"Türkiye’deki iklim öyle bir şeye müsaade etmez"


2023 yılındaki Mayıs ayı seçimlerinden sonra dünya genelinde kabul görmüş ekonomi politikalarıyla yola devam etme kararı alındığını hatırlatan Zeybekci, önceki programdan dönülmesi kararını da şöyle açıkladı:


"Bunların üzerine 2023 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye dünya standartlarında, dünyanın genel kabul görmüş olan ekonomi politikalarıyla yoluna devam etme kararı aldı. O döneme girdik. Öncesi yanlış mıydı? Hayır. Ama o Çin’in, Japonya’nın ve Kore’nin çok başarılı bir şekilde uyguladığı uzun dönemli bir politikaydı. Yani yaklaşık olarak 30-40 yılık, elli yıllık bir süreçte uygulanması gereken bir programdı. Türkiye’deki siyasi ortam, Türkiye’deki iklim öyle bir şeye müsaade etmez. Böyle bir şeye de uygun değil. Dolayısıyla en son geldiğimiz noktada da böyle bir döneme geldik. Bu dönemde AK Parti olarak alınan ekonomi yönetimimizin almış olduğu tüm tedbirlerin tamamını sonuna kadar destekliyoruz. Hem enflasyon hem de durgunluğun hem fiyat artışlarının en tepede olduğu ama diğer taraftan da üretme ve yatırımla ilgili yani üretim tüketimle ilgili bölümleri söylemiyorum. Üretme ve yatırımla ilgili bölümlerin dünyanın durgun olduğu üretim ve yasanın hemen hemen artı yönüne doğru sıfır sonuçlar elde ettiği bir dönem yaşadık. Bunu birlikte yaşadık. Ve enflasyonla mücadelede atılması gereken, yapılması gereken ilk müdahaleyi Türkiye olarak, doğru zamanda doğru şekilde yaptık."



"Atılması gereken ilk adım parasal sıkılaşmaydı"


Enflasyonla mücadele yönteminin üretimi arttırmak olduğunu ifade eden Zeybekci, "Parasal sıkılaşma. Ben bunu hiçbir zaman için ekonomik programı olarak görmüyorum. Öyle de dillendirmiyorum. Buna bir parasal tedbir. Parasal sıkılaşma olarak görüyorum. Çünkü enflasyonla mücadelelerde yapılması gereken bu parasal sıkılaşma şu demektir. Talebe. Yani insanlara elindeki parayla ürün veya tüketim talebinde bulunma o parayı gel finans piyasalarında değerlendir. Onu da cazip hale getirdik. Yani paranın talebe gitmesini engellemek. Ama şu bir gerçektir ki hiçbir talep yok edilemez. Talep sadece ertelenir. Atılması gereken ilk adım parasal sıkılaşmaydı. Bu adımı, bu tedbiri sonuna kadar destekliyoruz. Ama bu parasal tedbirlerin ekonomi programına dönüşmesi için enflasyonla gerçek mücadele ve tek mücadele yöntemi, üretimi arttırmaktır. Arzı artırmaktır. Raftaki bir tezgah malı arttırmadığınız sürece enflasyonla gerçek anlamda mücadeleyi yapamazsınız ve başaramazsınız. Bu da Türkiye için bu süreçte hemen derhal de behemehal bir üretim seferberliği bir yapısal reformlar seferberliği şeklinde bir süreç başlayacak. Bunu da göreceksiniz" şeklinde konuştu.



"Derhal seferberlik başlatacağız"


Ekim ayı itibariyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında seferberlik başlatılacağının altını çizen Zeybekci, "En kısa sürede Türkiye’de hemen sonuç alacağımız noktalardaki bugün enflasyon sepetinin en ağırlıklı merkezi gıda enflasyonudur. Yüzde yirmi altılar seviyesinde. Sepetin yüzde 26’sı altısı gıdadan oluşuyor. Derhal Türkiye’nin Türkiye olarak burada çok hızlı sonuç alacağımız yatırımlarla ilgili de bir seferberlik başlatacağız. Şu andaki parasal tedbirlerin arkasında biz üretimle ilgili bölümleri de eklediğimiz zaman yatırımlarla ilgili o seferberliği başlattığımız zaman enflasyonla ilgili çok kalıcı sonuçları hızlı bir şekilde almaya başladığımızı da göreceğiz zaten. Önümüzdeki sene bugünlerde Türkiye’de hem üretim seferberliğinin başladığı hem de enflasyonla ilgili yüzde 20’li rakamların konuşulmaya başladığı günleri göreceğiz. Bugünlerde yani önümüzdeki sene bugünlerde. Bu programdan asla taviz vermeyeceğiz. Bu programdan asla dönüş olmayacak. Genel itibariyle de yatırımlarla ilgili dediğim gibi çok önemli projelerimiz ve önemli faaliyetler sürüyor" diye ifade etti.



"2026 itibariyle karbon nötr, karbon sıfır önlemleri gelecek"


AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı olarak sürdürülebilirlik programına hazırlık yaptıklarına dikkat çeken Zeybekci, "Yeni bir hazırlığımız var. Sürdürülebilirlik. Yani 2026’dan itibaren tüm dünyada, özellikle Avrupa’da başlamak üzere sınırlar çok daha farklılaşacak. Ticaret farklılaşacak. Karbon nötr, karbon sıfır diye çok farklı önlemler gelecek. Biz bunlara tarife dışı engeller diyoruz. Yani ürünün şu ürünün üzerinde ne kadar karbon bedeli varsa siz ülke olarak bununla ilgili artısını yerine koyup da onun nötrleştirmediyseniz bunu satarken üzerinde karbon vergisi olacak. Onun için biz de şimdi mesela sürdürülebilirlikle ilgili bir çalışma yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemin de çok önemli gündem maddelerinden biri olacak. Peki bunu niye anlatıyorum değerli arkadaşlar? Sürdürülebilirliğin tanımı şu. Sürdürülebilirlik eşittir. Bugünün taleplerini ve ihtiyaçlarını gelecek nesillerin imkan ve kaynaklarını kullanmadan; bugünün imkan ve kaynaklarıyla karşılamak sürdürülebilirliktir" diye konuştu.


Toplantı, kapalı oturum olarak devam etti.



Zeybekci açıkladı, enflasyonla mücadelede seferberlik başlayacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta 50 engelliye akülü araç hediye edildi Bitlis’in Ahlat ilçesinde ihtiyaç sahibi 50 engelli bireye akülü araç hediye edildi. Adil Paylaşım Derneği, Cros Medikal, Wiki Autos, Avukat Muaz Ergezen ve Hollanda’da yaşayan gurbetçilerin katkılarıyla, Ahlat Kaymakamlığı ile Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle temin edilen 50 akülü araç ihtiyaç sahibi engellilere düzenlenen törenle dağıtıldı. Ahlat Özel İdaresi Şantiye Şefliği Bahçesinde gerçekleşen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Göreve başladığımız ikinci günde böyle önemli bir program, böyle güzel duygulu bir programla sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Gerçekten bir ülkenin medeniyet seviyesini ölçebileceğimiz elbette çok Kriter var. Ama bu kriterlerden en önemlisi engelli vatandaşlarına sağlayabildiği imkanlardır. Eğer bir ülke bir şehir hangi ölçekte alırsak alalım, engelli vatandaşlarının ve onların ailelerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını önemli oranda gideremiyorsa geri kalan yaptığı işlerin bir bereketi olmaz diye düşünüyorum. İşte bu sebeple Devletimiz, hükümetimiz, engelli vatandaşlarımız için uzun yıllardır çok ciddi çabalar sarf ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın engelsiz yaşam projeleri var. Yine belediyelerimizin çok ciddi bir şekilde fiziki mekanlara yönelik olarak, bu sorunları gidermeye, engelli vatandaşlarımızın her yere erişimini sağlayabilecek bir düzen kurma ile ilgili çalışmalar var. Şimdi bunların hepsi bir araya geldiğinde artık yavaş yavaş görünür oluyor. Son 20 yıllık süre zarfında çok ciddi atılımlar yapıldı. Belediyelerimizin, hükümetimizin çalışmalarıyla engelli kardeşlerimiz sokağa çıkabiliyor. Çok sayıda okullar açıldı. Özel eğitimle ilgili özel çocuklarımız için. İnancımız zaten bunu salık veriyor. Eğer ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sorunlarına eğilmediğimiz takdirde, dediğim gibi hiçbir şeyin bereketi olmuyor. Şuan 50 vatandaşımızın akülü araç dağıtımı yapılacak. Bunun sayısı ne kadar ihtiyaç varsa gidermek zorundayız. Biz gerek devlet kurumlarımız gerek sivil toplum kuruluşlarımız genel yönetimlerimiz el birliği yapacağız ve bu sorunu önceleyeceğiz. Dediğim gibi işimizin bereketi kalmaz. Ben buradan hayırsever vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Hiçbirimiz hiçbir makamın, hiçbir mülkün sahibi değiliz. Hepimiz ancak ve ancak emanetçiyiz. Bu emaneti yürüttüğümüz süre zarfında yapabileceğimiz en güzel işlerden birisi engelli kardeşlerimizin dertlerine derman olmaya çalışmak ve onların yanında olmaktır. Çünkü bu Yapılan faaliyetle, bu güzel kardeşlerimiz adeta özgürlüklerine kavuşuyor. Bu güzel kardeşlerimiz ailelerinin üzerindeki yükü de hafifletmiş oluyor. Dolayısıyla aile içerisindeki sevgi bağlarını da daha da güçlendirmiş oluyoruz. Çünkü sürekli bir arada olmaktan kaynaklı sorunlar var. Empati yaptığımız zaman çok kıymetli bir hizmet. Küçük dokunuşlarla böyle gönüllere girmek ancak bu şekilde olur. Bu programa projeye emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Kazakistan Fahri Başkonsolosu Avukat Muaz Ergezen de, “Engelli kardeşlerimiz yakından şahit olduk ki engelli kardeşlerimize imkan verildiğinde hayatın içine neler kattıklarına şahit olduk. Bu nedenle elimizden geldiği kadarıyla bağışçı ve ihtiyaç sahiplerini bir araya getirmeye çalışıyoruz” dedi. Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Neslihan Akdemir, sunulan imkanın kıymetini paha biçilemez olduğunu belirterek, binlerce kilometre uzaktan araçları gönderen bağışçılara ve emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından Vali Karakaya ve beraberindekiler, akülü araçlarını teslim alan engelli bireylerle bir süre sohbet etti. Hediye töreninin ardından dua edilerek, çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla birlikte program sona erdi. Akülü araçlarını alan yürüme engelli bireyler kendilerine akülü araç hediye edilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek destek olanlara teşekkür ettiler.
Amasya Bakan Memişoğlu: "Dünyada böyle bir depremin yarasını sarabilecek başka millet yok” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, asrın felaketi 6 Şubat depremlerine değinerek, "Dünyada böyle bir yarayı sarabilecek topluluk yok, başka millet yok” dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Amasya Üniversitesi’nde 2024-2025 akademik yılı açılışında ilk dersi verdi ardından Tıp Fakültesi Morfoloji binasının açılışını yaptı. 11 ilde çok büyük bir yıkıma ve çok sayıda can kaybına neden olan asrın felaketi olarak nitelendirilen 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki 2 büyük depremin yaralarının sarılmasına işaret eden Bakan Memişoğlu, "Dünyada böyle bir yarayı sarabilecek topluluk yok, başka millet yok” dedi. Deprem bölgesindeki çalışmaları takip ettiğine değinen Memişoğlu, “200-300 yıldır görülmemiş bir deprem olmuş bilim camiasının tanımlayabildiği depremlerden bahsediyoruz. Dünyanın en büyük felaketlerinden birisi olmuş. Hep beraber koşmuşuz, gitmişiz. Oranın yarasını sarmaya kalkmışız. Dünyada böyle bir yarayı sarabilecek topluluk yok, millet yok. Şimdi gittim geçen. Binaları yapıyorlar, her şeyi ayağa kaldırıyorlar. Biz bunu peki rehavetteyken neden bir araya gelip yapamıyoruz? Bunu sorgulayacağız. Bundan sonra bir araya geleceğiz. Bunu hep beraber yapmak zorundayız. Ve en önemli şey insanlara yatırım yapmak zorundayız. Sizlere, bilime yatırım yapmak zorundayız” diye konuştu. Tıp Fakültesi Morfoloji binasının açılışını da gerçekleştiren Bakan Memişoğlu, öğrencilerle de sohbet etti. Açılışa Amasya Valisi Önder Bakan, AK Parti Amasya milletvekilleri Haluk İpek ve Hasan Çilez, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ile diğer yetkililer de katıldı.
Ankara Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, “Yeni dönemde, Türk milletinin lider bir rol üstlenebilmesi ancak ve ancak güçlü bir eğitim sistemi ile mümkündür. Yürekten inanıyoruz ki, 21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” dedi. Türk Eğitim-Sen tarafından Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Kabul Edilmesinin 100’üncü yılı anısına ‘Türk Asrı ve Türkiye Yüzyılında Milli Eğitim Çalıştayı’ düzenlendi. Ankara’da bir otelde düzenlenen çalıştayda eğitim sistemindeki temel sorunları ele alıp çözüm önerileri sunulması ve geleceğe dair atılması gereken adımların tartışılması hedeflendi. Çalıştayda bir açılış konuşması gerçekleştiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun, Cumhuriyet’in eğitimde birlik ve beraberlik anlayışını sağlam temellere oturtan en önemli yasal düzenlemelerden biri olduğunu ve bu kanunla birlikte, eğitim sistemi parçalı ve birbirinden kopuk yapılar yerine, devletin denetiminde ve kontrolünde ve yine Türk devletinin hedeflerine göre planlanmış bir yapıya kavuştuğunu aktardı. “21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” Günümüz dünyasının hızla değişmekte ve dönüşmekte olduğunu kaydeden Geylan, “Türk milletinin bu değişim ve dönüşüm sürecinde geri kalmaması, aksine bu sürecin öncülerinden biri olması gerekmektedir. ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak hedeflediğimiz bu yeni dönemde, Türk milletinin lider bir rol üstlenebilmesi ancak ve ancak güçlü bir eğitim sistemi ile mümkündür. Yürekten inanıyoruz ki, 21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir. Bu eğitim sistemi, yalnızca akademik bilgiyle donatılmış bireyler yetiştirmekle kalmamalı, aynı zamanda onları ahlaki ve manevi değerlerle de yoğurmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, her alanda olduğu gibi eğitimde de ileri gitmek, kendi milli değerlerini koruyarak çağın gereklerine uygun bireyler yetiştirmek zorundadır. Geleceğimizi inşa ederken, eğitimi her sürecin merkezine koymalıyız” açıklamasında bulundu. “Eğitimde ortak akıl yürütüldüğünde, çok güzel sonuçlar elde edileceğine inanıyoruz” Geylan, mayıs ayından itibaren Türkiye genelindeki teşkilatlar tarafından gerçekleştirilen il çalıştayları sonucunda 50’ye yakın raporun kendilerine ulaştığını ifade ederek, "Bu raporlar, eğitim sistemimizin mevcut yapısını değerlendirirken, geleceğin ideal insanını yetiştirme sürecinde nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de ortaya koyuyor. Her bir rapor, eğitim sistemimizin her kademesinde karşılaştığımız sorunları detaylandırırken, aynı zamanda bu sorunların çözümü için somut adımlar içeriyor. Eğitimde ortalama akıl yerine ortak akıl yürütüldüğünde, çok güzel ve verimli sonuçlar elde edileceğine yürekten inanıyoruz. Bu çalıştayda, eğitim sisteminin temel direklerinden biri olan öğretmen yetiştirme ve atama sistemine de özellikle değineceğiz" şeklinde konuştu. Öğretmen atamalarında uygulanan mülakat sistemine de değinen Geylan, mülakat sisteminin eğitim kamuoyunu işgal ettiğini belirterek, "Uzun yıllardan sonra ilk defa öğretmen ataması yapmadan yeni eğitim-öğretim yılına başladık. Bana göre bu milli eğitim adına bir zafiyettir" değerlendirmesinde bulundu. “Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yapılması gerekenleri Türk Eğitim-Sen olarak ortaya koyduk” Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıktığını fakat eksik olduğunu sözlerine ekleyerek, "Öğretmenlik Meslek Kanunu adında bir kanun, öğretmenlerimizin muhatap olduğu tüm süreçler ve mevzuatı kahir ekseriyetle ihtiva etmeli talebinde bulunmuştuk. Çok da mücadele ettik. 2018’den 2022’ye kadar Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yapılması gereken ne varsa Türk Eğitim-Sen olarak ortaya koyduk. Ancak kanun eksik olarak çıktı" diye konuştu. Geylan, öğretmenliğin sadece bilme değil, bildiğini de aktarma mesleği olduğunu belirterek, "Sınav sadece bilgiyi ölçer. Dolayısıyla ’Öğretmenlerimizi, uzman ya da başöğretmen olarak tasvir ederken sınavı değil, tecrübeyi, deneyimi, kıdemi, hizmet süresini esas alın’ demiştik. Bu talebimiz karşılık buldu. Şu an Meclis’te çıkmayı bekleyen kanunda sınav kaldırıldı" ifadelerini kullandı.