GÜNDEM - 23 Kasım 2024 Cumartesi 15:34

Kamu Başdenetçisi Malkoç: "Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kadın ve çocuğa şiddet konusunda olağanüstü çalışmalar oldu"

A
A
A
Kamu Başdenetçisi Malkoç: "Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kadın ve çocuğa şiddet konusunda olağanüstü çalışmalar oldu"

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde (BEUN) kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele çalıştayında konuşan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kadın ve çocuğa şiddet konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’de olağanüstü çalışmalar olduğunu söyledi.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) tarafından "Kadına ve Çocuğa Yönelik Şiddetle Mücadele" çalıştayı düzenlendi. Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Gazeteci Saadet Oruç, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ve AK Parti Ankara Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekili Dr. Leyla Şahin Usta konuşmacı olarak yer aldı.


Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu programda üniversitenin 100 yıllık tarihinin anlatıldığı kısa film sunumu gerçekleştirildi. Çalıştayda BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer konuşma yaptı.


Bosna’da Müslüman oldukları için 250 bin insanın katledildiğini söyleyen Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Yakın tarihe baktığımız zaman Bosna’da 250 bin insan katledildi. Hafızalarımızda, hala taze bunların çoğu kadın ve çocuktu, Müslüman oldukları için böyle oldu. Avrupa’nın göbeğidir Bosna. Avrupa’nın Amerika’nın dünyanın sesi çıkmadı. Şimdi de Rusya Ukrayna savaşı devam ediyor. Aynı şekilde burada da savaşın hala askerler arasında yapılıyor, asıl mağdur, kadın ve çocuklardır. Gazze zaten bütün insanlığın vicdanını yaralayan bir konu. 7 Ekim 2023’ten beri devam ediyor. Dünyanın en gelişmiş silahları en ileri teknoloji ile 2,5 milyon insan oraya sıkışmış 45 bin kişi katledildi. Bunun çoğu savunmasız yine kadın ve çocuklar. Biz kurum olarak bunların hiçbirine alakasız kalmadık. Kadın ve çocuğa şiddet konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’de olağanüstü çalışmalar oldu. Yapılan bütün bu düzenlemelere rağmen insanlığımıza dokunan, onurumuzu zedeleyen olayları maalesef yaşamaktayız. Milyonlarca üniversite mezunumuz oldu. Okur-yazar olmayan kalmadı hemen hemen. Ama bu başka bir hastalık şiddet. Hele kadına ve çocuğa yönelik. Sadece eğitim düzeyinin artması, refahın yükselmesi ile alakalı bir şey değil. Kadına, çocuğa, yaşlıya şiddet. Akran zorbalığı engelliye şiddet. Mülteciye şiddet. Bunlardan sonra bir de öğretmene şiddet çıktı. Ardından doktora şiddet. Şimdi de dünyada olmayacak bir şey. Polise şiddet çıktı. Hatırlayın birkaç ay önce genç bir polis yavrumuz, hanım kızımız vuruluyor" diye konuştu.


Türkiye’nin 2012 yılında onayladığı 6284 sayılı kanunla düzenlemelerini yaptığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğine dikkat çeken Leyla Şahin Usta ise "Şunu soran olabilir merak eden olabilir. İstanbul sözleşmesi meşhurdur, herkes bilir. Türkiye bu sözleşmeyi 2011 yılında taraf olarak imzalamıştı. 2012 yılında iç hukukumuza yerleştirip düzenlemelerimizi yaptığımız bir sözleşmeden çekildik. Evet çekildik, çekilmemizin sebeplerinin daha farklı olduğunu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadına yönelik şiddetle olan mücadelemizde asla bir gevşemeye veya bir geri adım atmaya sebep olmadığını çok net söylemek istiyorum. Çünkü 6284 kanunumuz, 2012 yılında yürürlüğe girdi ve hala aktif bir şekilde uygulanıyor ve hiçbir maddesinde hiçbir değişiklik yapılmadı. Bununla ilgili olarak Avrupa Birliği parlamentosunun son yeni yayınladığı bir bildirge var, bir direktif var. Bu direktifi neden yayınladı derseniz. Kadına yönelik şiddetle ilgili Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerin var olan mevzuatlarında yeterli düzenlemeleri yapmaması sebebiyle yeni bir direktif yayınlandı. Bu direktif, bu yılın Mayıs ayında yayınlandı. Ve direktif dedi ki bu parlamento üye devletlere bu hükümleri yerine getirmek için 3 yıllık süreç tanıyorum size dedi. 2027 yılının Haziran’a kadar benim yayınladığım bu direktifleri, üye ülkeler yerine getirmek zorunda. Üye ülkeler daha öncesinde gerek İstanbul Sözleşmesi’ni gerekse Avrupa Birliği’nin direktiflerine uygun hareket edilmediği için yeni bir direktif yayınlıyor. Ve şunu söylüyor. Avrupa Birliği üyeliğindeki ülkeler veya dışındaki ülkelerden baktığımızda yapılması gereken kadına yönelik mücadele, ilgili şiddetle mücadeleyle ilgili yapılması gereken tüm tedbirleri ve önlemleri alan tek bir ülke var. O da Türkiye. Mevzuat açısından hukuk kuralları açısından normlarınız açısından Avrupa Birliği’nin direktiflerine uygun düzenlemeleri yapan tek ülke Türkiye. İşte 6284 müstakil bir kanun olarak yapıldı ve bunun altındaki düzenlemelerle, bu direktiflerle hepsi yerine getirilmiş oldu. O yüzden sözleşmeden çıkmış olmamız, bizim kadınlara yönelik şiddetle olan mücadelemizde asla ve kata bir geri adım değildir. Kararlılığımızda asla ve asla bir gevşemede değiliz. Tam tersine aynı şekilde aynı kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz" ifadelerine yer verdi.



"Kadına karşı şiddet, siyaset üstü bir araya gelişi elzem kılıyor"


Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Saadet Oruç ise dünya üzerinde yaşanan gerilimlere dikkat çekerek, "Dünya çok önemli bir yere giderken bu konu konuşulması gereken bir konu. Rusya ile batı arasındaki gerilime bakıyorsunuz. 3. Dünya Savaşı mı çıkacak? Ya da Gazze’de yaşananlara bakıyorsunuz. Dünyada özellikle pandemiden bu yana bir şiddet anaforu var. Kadına karşı şiddet; sadece ülkemiz kesitinde değil, uluslararası düzlemde de çok siyaset üstü, çok farklı bir araya gelişi elzem kılıyor. Aslında üzerinde durup kafa yorulması gereken kadına karşı şiddet konusunda çok farklı boyutları olan, ekonomik, psikolojik, kültürel nedenleri olan bir konu söz konusu. Özellikle kadına karşı şiddet konusunda akademinin, medyanın oynayabileceği çok önemli roller olduğunu düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.



Kamu Başdenetçisi Malkoç: "Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kadın ve çocuğa şiddet konusunda olağanüstü çalışmalar oldu"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Bakan Kurum: "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman’da, Meydan ve Ticaret Merkezlerinin temel atma töreni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Bakan Kurum, şu ana kadar 130 bin aileyi yuvalarına kavuşturduklarını belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Vali Osman Varol, Adıyaman Milletvekillerinden Mustafa Alkayış, İshak Şan, Hüseyin Özhan, Resul Kurt, AK Parti İl Başkanı Bülent Kablan, ilgili kurum müdürleri, birim amirleri ile çok sayıda kişi katıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yaptığı konuşmada, "Göreve geldiğimizden bu yana, Adıyaman’ımızda, sizlerle 5. kez kucaklaşıyoruz. Önceki buluşmamızda sizlere bir söz vermiş, Adıyaman’ın kalbine, yeşiliyle, tarihiyle, bereketli dükkanlarıyla yeni bir meydan kazandıracağız demiştik. İşte şimdi de büyük bir huzurla verdiğimiz sözü tutuyor, yeniden daha güçlü Anadolu diyor, Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezi’nin temellerini atıyoruz. 6 Şubat 2023’te sabaha karşı, milletimizin her ferdini hüzne boğan büyük bir felaket, büyük bir acı yaşadık. Ben tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Biliyorum ki, kalbimizde açılan yara hiçbir zaman kapanmayacaktır. Ama yine biliyorum ki, bu güçlü devlet, bu vefalı millet şehitlerinin emanetlerine sahip çıkacaktır" ifadelerini kullandı. "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" Bakan Kurum, "Evet, biz giden canlarımızın bıraktığı emanetlere gözümüz gibi bakmaya devam ediyoruz. Afetzede annelerimizi kendi öz annemiz, yavrularını kendi öz yavrularımız biliyoruz. Yuvalarını kuruyor, dükkanlarını açıyor; hayat sürecekleri tarihi, kültürel ve sosyal mekanları en güzel şekilde süsleyip armağan ediyoruz. Ve buradan, tüm ekibimizle birlikte söz veriyoruz. Bu canlar bu bedenlerde durdukça, Allah bize ömür verdikçe, sizin hayat boyu mutlu olmanız için mücadele edeceğiz, şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için gece gündüz demeden çalışacağız. Yaşadığınız acılarda da tek yürek olmasını bildiniz. Bu duruşunuzu, 6 Şubat depremlerinde de yeniden tarih sahnesine çıkardınız, tüm dünyaya gösterdiniz. Ben, depremin ilk saatlerinde burada olan bir kardeşinizim. O kara günlerde birbirimize sımsıkı sarıldık. Aşımızı, ekmeğimizi bölüştük, umudumuzu, ümidimizi paylaştık. 11 ilimizin her köşesinde, dağlarında, ovalarında, köylerinde gece gündüz demeden çalıştık. Bugün deprem bölgesini, dünyanın en büyük şantiye sahası haline dönüştürdük. İlk günden bu yana, 160 bin emekçi kardeşimizle beraber, yeni yuvalarımızı yapmak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Hamdolsun, şu ana kadar; 130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk. İnşallah 150 bininci konutumuzun anahtarlarını da önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle sizlere teslim edeceğiz. Sizden aldığımız güçle, takip eden 1 ay içerisinde 50 bin konutumuzu daha tamamlayarak; yılsonuna kadar toplamda 200 bin yuvamızı teslim etmiş olacağız! Göreceksiniz! 2025 yılı sonuna geldiğimizde, evine girmeyen tek bir vatandaşımız, ocağı tütmeyen tek bir yuvamız, kepengi berekete açılmamış tek bir işyerimiz kalmayacak. Biz Adıyamanlı kardeşlerimizle, sizlerle, adeta etle tırnak gibiyiz. Hep birlikte, Adıyamanlı annelerimizin duasında yer almak, çocuklarımıza tebessüm ettirmek için koşturuyoruz. Adıyaman’ımızda 17 bin 713 yeni yuvamızda ve iş yerimizde artık hayat başladı. Yılsonuna kadar da bu sayıyı 30 bine yükseltmenin mücadelesini veriyoruz. Allah’ın izniyle; 2025 yılı sonuna geldiğimizde; Adıyaman’da tam 42 bin 136 evimizi ve iş yerimizi sizlere teslim edeceğiz. Tabi bu noktada, İndere projemize ayrı bir parantez açmak istiyorum. 5 milyon metrekarelik devasa bir alandaki projemiz, Adıyaman’ın yeni Uydu Kenti olacak, bölgenin yeni cazibe merkezi olacak. Türkiye’nin en büyük şantiyesi olan projemiz tamamlandığında; 16 bin 400 ailemiz burada hayat sürecek. Şu ana kadar 7 bin ailemizin yuvalarını belirledik ve kalan konutlarımız için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Adıyaman’da sadece konutlarımızı yapmıyoruz. Milletimizin hatıralarıyla dolu tüm mekanları, mazideki o asil konumlarına yeniden kavuşturmak için de özel bir çaba içerisindeyiz. Adıyaman Meydan Projemizi de bu anlayışla ihya ediyoruz. Buradaki Kent Meydanı ve Cami Çevresi Çarşı Projelerimizi hızla tamamlayarak; toplam 757 ofis ve dükkanımızı Adıyaman’ımıza kazandıracağız. Yine, Eski Hukümet Konağının bulunduğu alanda da; Ocak ayı içerisinde ticari ünitelerimizin teslimlerine başlayacağız. İnşallah burası da meydan projemizle beraber, Atatürk caddesine canlılık katacak, Adıyaman’ın cazibe merkezi olacak. Bunların yanında, Örenli Mahallemizdeki 500 kişilik, İndere’deki 2 bin kişilik camilerimizde ve Ulu Camimizde; ezan seslerinin yeniden yükselmesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.Adıyaman’ımız için ürettiğimiz tüm bu projeler, ayrı ayrı eserler değil; tam aksine birbirini tamamlayan bir bütünün parçalarıdır. Yani Ulu Cami’de namazını kılan bir kardeşimiz, cadde boyunca yürüyerek, adeta bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkacak. Buradaki dükkanlarda alışverişini yapacak, sonra kütüphanesine giderek oradaki eserlerden istifade edecek. Ardından müzeyi gezecek ve gençlik merkezinde keyifle vakit geçirecek. Yani benim Adıyamanlı kardeşim, yeşilin, tarihin ve kültürün içerisinde yolculuğa çıkacak; Adıyaman’ın güzelliğini hissedecek, mutlu olacak, huzurlu olacak. Biz aslında bu eserleri yaparken; sadece depremin yıktıklarını yeniden yapmıyoruz. Şehirlerimizi, yepyeni bir vizyonla geleceğe hazırlıyoruz. Devletimizin gücüyle, deprem bölgesinin neye ihtiyacı varsa onu karşılamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ülkemizde ve bölgemizde ne olursa olsun, deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımızı aksatmıyor, daima afetzede kardeşlerimizin yanında duruyoruz” dedi. "Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapılmasına müsaade etmeyeceğiz" Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapmaya çalışanlara asla müsaade etmediklerini de söyleyen Bakan Kurum, “Kim hangi gündem peşinde koşarsa koşsun, biz emekçi kardeşlerimizle, Adıyaman’da, İndere’de koşturmaya devam ediyoruz. Kim hangi hesabın içerisinde olursa olsun, biz yuvalarımızı 1 gün daha erken teslim etmek için çabalıyoruz. Milletimizin bizlerden, devletten, siyasilerden beklentisi hizmettir, eserdir, icraattır. Ve milletimiz, herkesten de bu hassasiyeti beklemekte; birlik beraberlik duruşunu istemektedir. Bakın biz bu ülkede, tüm renkleriyle, her inançtan insanımızla, her görüşten kardeşimizle, biriz, beraberiz, huzurluyuz. Bu huzuru bozanlarla yol yürüyenlere, insanımızı tedirgin eden gündemlerin peşinde koşanlara diyoruz ki; gelin hepimiz, Türkiye’nin birliğine destek olalım. Gelin, ayrıştırıcı değil birleştirici olalım; ayrılık ve bölücülük ateşini değil, dostluk ve kardeşlik bahçesini büyütelim. Şunu asla unutmayalım. Bu devlet bugüne kadar ayrılıkçılığa ve bilhassa teröre karşı en kararlı mücadeleyi yapmış bir devlettir. Memleketin dağında da, düzünde de, yerin üstünde de altında da, her nerede terör varsa, bu devlet gider o terörü kaynağında bitirir. Sen, mecliste demokrasiye barikat kursan da bitirir, otobüsün üzerinden hukuka parmak sallasan da bitirir, milleti tehdit etsen de bitirir, bağırıp çağırsan da bitirir. Bir konunun daha altını önemle çiziyorum. Biz inanıyoruz ki; bu vatanı seven, bu milleti seven, yavrularımız için kaygı taşıyan hiç kimse; deprem bölgesini göz ardı edemez, deprem bölgesine gözlerini kapatamaz. Gelin hep birlikte Adıyaman’ın, Maraş’ın, Hatay’ın derdiyle dertlenelim. Gelin hep birlikte, Malatya’nın, Gaziantep’in, Kilis’in yarasına merhem olalım. Depremzede kardeşlerimiz şu konuda müsterih olsunlar. Biz gerçek işimizden, gerçek gündemimizden, deprem bölgesinden asla taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz. Ben bu duygularla Adıyaman Merkez Meydan’ımızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” diye konuştu. Adıyaman Valisi Osman Varol ise, “Sadece kalıcı konutlar yapmakla kalmayıp şehrin vizyonunu değiştirecek şehre yeni bir hayat katacak ticaret hayatına gündelik yaşam şansına sosyal yaşama renk verecek çok güzel projeler yapıyoruz. Konutlar, meydan projelerinin yanı sıra vatandaşlarımızın kendi yerinde inşa ettiği yerinde dönüşümler için de desteklerimiz devam ediyor. Yatırımlar ve çalışmalar inanılmaz bir seferberlikler içerisinde devam ediyor. 2025 Yılının sonuna kadar şehrimizde bir yapı anlamında fiziki çalışmaların hepsi tamamlanmış olacak. Desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temel atma töreninde konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt da, "11 ilimiz depremden oldukça etkilendi. Bizlerde depremin yaralarını sarmak ve yeniden ayağa kalkmak için canla bala çalışıyoruz. Depremzede kardeşlerimizin bir an önce yeni yuvalarına kavuşmaları için tüm ekibimizle ilk günden bu yana sahadayız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temeli atıldı.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü, kent beyaza büründü Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, "İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa. Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” dedi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü: Beyaza bürünen kent böyle görüntülendi Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, adeta çocukluğuna döndüğünü ve çok mutlu olduğunu belirtti. İki günlüğüne Eskişehir’e geldiğini belirten Çam, “İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa.Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” ifadelerine yer verdi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, bu durumun çok hoşuna gittiğini belirtirken, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.
Eskişehir KADEM kadına yönelik şiddete dikkat çekti Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada televizyon dizilerinin kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisini vurguladı. Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada bu yıl ki sloganlarının “şiddete seyirci kalma” olduğunu söyledi. Özkaya, geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında değerlendirdiklerini söyledi. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettiklerini dile getiren Özkaya, “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle bir aradayız. Tüm dünyada kadınlar özel ve kamusal alanda farklı şiddet türlerine maruz kalıyorlar. Bu gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25 Kasım önemli bir gündür. Bu yıl ki hazırladığımız kampanyamızın sloganı ise “şiddete seyirci kalma”. Bu sloganla vermeyi hedeflediğimiz mesajlar var. Medyada geçen kadına yönelik şiddet konusu bizimde uzun zamandır gündemimizde yer alıyor. Medyada kadına yönelik şiddet ve izleyici farkındalığı, yerli diziler üzerinde inceleme başlıklı önemli araştırmayı hayata geçirdik. Bu araştırmada geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik. Bu araştırmada dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını, izleyicilerin dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. En çok karşılaşılan şiddet türlerine baktığımızda ise yüzde 51 oranında psikolojik, yüzde 24 sözlü, yüzde 11 çok boyutlu ve karmaşık, yüzde 8 fiziksel şiddet tespit ettik. Kadına yönelik şiddetin bütün türleri diziler aracılığıyla evimize sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca “şiddete seyirci kalma” diyerek televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet ve türlerine, etkilerine dikkat çekip sizlerle paylaşacağız. Kampanyamızın kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşmasını diliyor, hepinize duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Deprem sonrası felç kalan Mehmet, hayallerini gerçekleştirmek istiyor Kahramanmaraş’ta depremden sağ kurtulan ancak omurilik felci teşhisi konulup yürüyemeyen 22 yaşındaki Mehmet, yeniden ayağa kalkıp vatani görevini yapmak istiyor. Kahramanmaraş’ta yaşayan 22 yaşındaki Mehmet Fatih Güngör, 6 Şubat depremleri sırasında bir tekstil fabrikasında çalışırken enkaz altında kalarak ağır yaralandı. Çeşitli hastanelerde tedavi gören Mehmet’e, omurilik felci teşhisi konuldu. Belinden aşağısı tutmadığı için yürüyemeyen gencin birçok hayalide yarım kaldı. Askerlik ve evlilik hayali yarım kaldı Hayatı boyunca vatani görevini yapmayı, otomobil kullanmayı ve evlenip yuva kurmayı hayal eden Mehmet, şimdi ise yeniden ayağa kalkabilmek için hayırseverlerin ve yetkililerin desteklerini bekliyor. “Ameliyattan sonra ayaklarımı hissetmedim” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Mehmet Fatih Güngör, depremden sonra enkazda kaldığını ve 15 dakika içerisinde kurtulduğunu anlatarak, “Deprem sırasında iş yerinde çalışıyordum ve o anda duvar üzerime düştü. 15 dakika sonra beni kurtardılar, hastanelere gittim, çevre illerdeki hastanelere de gittim. Şuanda gelişmeler var. Enkaz altındayken kaburgam akciğerime batmış ve delik oluşmuş. Ankara’da onun tedavisi yapıldı, omurilik ve ortopedi ameliyatı oldum. Bir gün sonra kendime geldiğimde ayaklarımı hissetmediğimin farkına vardım” dedi. “Hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum” Adana’da bir doktorun tedavisi ile sağlığına kavuşabileceğini belirten Güngör, “Adana’da bir doktor bulduk ancak seans başı 70 bin lira ücreti var. Omuriliğe kök hücre tedavisi yapıyormuş. En az 2 iğne vurulmam lazımmış ve daha sonra gelişim görebilecekmişim. Gelişim sonrası daha farklı bir tedavi uygulayacağını söyledi. Eski sağlığıma tam kavuşmayabilirim ama kendi işlerimi halledebileceğimi öğrendim. Hayallerim var. Askere gitmek istiyorum, hayat kurmak ve tekrardan çalışmak istiyorum. Araba sürmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza ve yetkililer hayırseverlerin yardım etmesini bekliyorum” diye konuştu.