GÜNDEM - 29 Kasım 2024 Cuma 15:26

BEUN’da “Hala Sultan” adlı belgesel gösterimi gerçekleştirildi

A
A
A
BEUN’da “Hala Sultan” adlı belgesel gösterimi gerçekleştirildi

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde hazırlanan ve Prof. Dr. Uğur Çevik’in yapımcılığı ile Baran Mayda’nın yönetmenliğini üstlendiği “Hala Sultan” adlı belgesel gösterimi gerçekleştirildi.


Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Çevik, Anadolu Kültür ve Sanat Meclisi Derneği Başkanı Baran Mayda, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.


Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Akdeniz’in nuru ve Kıbrıs’ın bekçisi olarak da bilinen Hala Sultan’ın, İslam dünyasında önem arz eden hayatını ve şehit olduğu Kıbrıs’ta kabrinin bulunduğu Hala Sultan Tekkesinin varlığının bilinmesi üzerine hazırlanan belgesin önemine dikkat çekti. Rektör Özölçer, “Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde hazırlanan, yapımcılığını ve konsept danışmanlığını Kıymetli Prof. Dr. Uğur Çevik Hocamızın, yönetmenliğini ise Değerli Baran Mayda Bey’in üstlendiği “Hala Sultan” olarak da bilinen Ümmü Harâm, Peygamberimizin değer verdiği ve yine Hz. Muhammed’in müjdelediği ilk deniz seferinde şehadete eren oldukça muteber bir kişiliktir. Peygamberimizin “annemden sonra annem” diyerek değer verdiği rivayet olunan bu güzel insan, sadece Kıbrıs’ta değil, tüm İslam âleminde her zaman hayırla yâd edilmektedir.” dedi. Rektör Özölçer konuşmasına son verirken, “Hala Sultan hususunda böylesine değerli bir çalışmanın hazırlanmasında büyük katkı sağlayan başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere belgeselin yapımcılığı ve konsept danışmanlığını üstlenen Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Çevik ile belgeselin yönetmenliğini yapan Anadolu Kültür ve Sanat Meclisi Derneği Başkanı Baran Mayda Bey’e teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.


BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in konuşmasının ardından belgesel gösterimine geçildi. “Hala Sultan” adlı belgesel gösteriminin akabinde Hala Sultan belgeselin yapımcılığını ve konsept danışmanlığını üstlenen Prof. Dr. Uğur Çevik kürsüye gelerek belgeselin hazırlanış ve tamamlanma süreci hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Prof. Dr. Çevik konuşmasında şu ifadeler yer verdi: “1983 yılında Kıbrıs’ta bulunduğumuz sırada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş Bey ile tanıştıktan sonra Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri’nin tarihi, kültürel değerlerinin tüm dünyaya tanıtılması ve aktarılması için çalışmalar yapmaya başladık. Kıbrıs’ın İslam dünyası açısından sahip olduğu önemi anlamak ve Peygamberimizin teyzesi olarak da bilinen Kıbrıs şehidi Hala Sultan’ın, İslam tarihi ve Türk-İslam kültüründe tanınıp gelecek kuşaklara aktarılmasının manevi değerlerimiz ile kültürel zenginliklerimizin korunması için oldukça önem arz etmektedir. İşte bu duygu ve düşüncelerle hazırladığımız belgeselimizin oluşmasında katkı sağlayan başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere belgeselin yapımında emeği geçen herkese ve bizlere bu belgeselin Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ev sahipliğinde gösterimini gerçekleştirme fırsatını sunan Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e teşekkürlerimi sunuyorum.”


“Hala Sultan” adlı belgesel gösterimi etkinliği, Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in belgeselin yapımcılığı ve konsept danışmanlığını üstlenen Prof. Dr. Uğur Çevik ile yönetmenliğini yapan Baran Mayda’ya teşekkür belgelerini takdim etmesi ve günün anısına toplu hatıra fotoğrafı çekilmesinin arından sona erdi.



BEUN’da “Hala Sultan” adlı belgesel gösterimi gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında “fişini çekeceğim” konuşması sorulan sanık “Çok üzgünüm o ifadeler için” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında Çorlu Reyap Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan tutuksuz sanık Bahar Kanık savunma yaptı. Mahkeme başkanı sanık Bahar Kanık’a, Fırat Sarı ile arasında geçen “Sarıkaya’nın da valla fişini çekeceğim gelmezseniz”, “haha dedemin fişi” şeklindeki konuşmayı sordu. Başkan “Orada bir bebek can çekişiyor, doktor hemşire şakalaşıyor. Bu size normal geliyor mu?” dedi. Sanık Kanık, “Orada tamamen daha önce izlediğimiz bir filmle ilgili şaka yapıyoruz. Kesinlikle bebek ile ilgili değil” cevabını verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine, “Orada küçücük bir bebek var, can çekişiyor ve doktor hemşire şakalaşıyor. Bu size normal geliyor mu? Çocuğunuz var mı?” sorusuna, sanık, “Evet kızım var” diye cevapladı. Mahkeme başkanı “Siz kendinizi bu bebeğin annesinin yerine koyun, sizin çocuğunuz can çekişiyor ve birileri gülüşüyor, siz olsanız ne hissederdiniz?” diye sordu. Sanık, “Çok üzgünüm o ifadeler için gerçekten üzgünüm” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 10’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. “Fırat Sarı tarafından hesabımıza para yatırılıyordu” Duruşmada savunma yapan Çorlu Reyap Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan tutuksuz sanık Bahar Kanık, "Hakkımda yapılan hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. 2022’nin sonunda Çorlu Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Öncelikle şu prim konusunu açıklamak istiyorum; gerçekten hastane çok yoğundu, bu durumdan şikayetçiydik. Fırat Sarı tarafından hesabımıza para yatırılıyordu" diye konuştu. “Fırat Sarı, ‘müdahaleyi bırakın’ demiş, bebek monitöre bağlı şekilde beklemiş" Hayatını kaybeden Halime bebek ile ilgili savunma yapan sanık Kanık, “Halime bebek 2 aydır hastanede yatan, gerçekten kötü bir bebekti. Zaten bebeğe müdahale yapıldı, sonra Fırat Sarı’yı aradım ve erken gelmesini istedim. Bize İstanbul’da kötü bir bebekle ilgilendiğini o yüzden geç kalabileceğini söyledi. Bebeğin durumunu Fırat Sarı’ya bildirdim. Bebeğin solunumu çok sıkıntılıydı. En son bebeğin saçını kazıyarak damar yolu açtım, adrenalin gönderdim ama dopamin gönderemedim. Daha sonra bebek öldü. Fırat Sarı, ‘müdahaleyi bırakın’ demiş. Bebek monitöre bağlı şekilde beklemiş" diye konuştu. “Orada bir bebek can çekişiyor, doktor hemşire şakalaşıyor normal geliyor mu?” Mahkeme başkanı sanık Bahar Kanık’ın Fırat Sarı ile arasında geçen ‘Sarıkaya’nın da valla fişini çekeceğim gelmezseniz” “haha dedemin fişi” şeklindeki konuşmayı sordu. Başkan “Orada bir bebek can çekişiyor, doktor hemşire şakalaşıyor. Bu size normal geliyor mu?” dedi. Sanık Kanık “Orada tamamen daha önce izlediğimiz bir filmle ilgili şaka yapıyoruz. Kesinlikle bebek ile ilgili değil” cevabını verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine, “Orada küçücük bir bebek var. Ben doktor değilim, hakimim ama orada bir bebek can çekişiyor ve doktor hemşire şakalaşıyor. Bu size normal geliyor mu? Çocuğunuz var mı?” sorusuna, sanık, “Evet kızım var” diye cevapladı. Mahkeme başkanı, “Siz kendinizi bu bebeğin annesinin yerine koyun sizin çocuğunuz can çekişiyor ve birileri gülüşüyor, siz olsanız ne hissederdiniz?” diye sordu. Sanık, “Çok üzgünüm o ifadeler için gerçekten üzgünüm” dedi. Mahkeme başkanı “Pandemi döneminde sağlıkçılar çok emek verdiler, çok çaba gösterdiler, ciddi işler yaptılar, toplum o dönem alkışladı. Şimdi bu şekilde tapeler görünce bu işi lakayt yapıyormuş gibi görünüyor. Sağlık ciddi bir iştir. Doktorlara yönelik filmler çekildiğinde de işlerini ameliyatlarını ciddi yaptıkları gösteriliyor. Belki de filmler gerçeği yansıtmıyor. O yüzden bu tapeleri sordum” dedi. Duruşma 2 Aralık’ta devam edecek Sanık savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmanın 2 Aralık Pazartesi günü saat 09.30’a ertelenmesine hükmetti.
Bolu Eşini ve kayınpederini öldüren sanığa 54 yıl 2 ay hapis Bolu’da tartıştığı eşi ve kayınpederini bıçaklayarak öldüren, kayınvalidesini de yaralayan sanık, son kez hakim karşısına çıktı. "Meltem başkasına kadınlık yapıyor. Başkasına ’Senin kadınınım’ diye mesajlar atan bir kadın benim alt ve üst soyum olamaz" diyen sanık, 54 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 19 Nisan’da Sağlık Mahallesi Songül Sokak üzerinde bulunan bir apartmanda meydana geldi. Bir süredir eşiyle aralarının iyi olmadığı öğrenilen Serkan Zengin (36), kayınpederinin evine eşiyle konuşmaya gitti. Evde yaşanan tartışmanın ardından Serkan Zengin, mutfaktaki bıçakla eşi Meltem Zengin (35), kayınpederi Turgut Doğanyiğit (65) ve kayınvalidesi Emine Doğanyit’i bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan Turgut Doğanyiğit olay yerinde hayatını kaybederken, Meltem Zengin de kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 2 kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına sebep olan damat ise tutuklandı. 1’i ağırlaştırılmış olmak üzere 2 kez müebbet ile 16 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti Serkan Zengin hakkında Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde "eşi kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ’kasten öldürme’ suçundan müebbet ve "kadına karşı silahla yaralama" suçundan 3 yıla kadar hapis talebi ile dava açıldı. Davanın 3’üncü duruşmasında cumhuriyet savcısı dosyaya ilişkin delillerin toplandığını dile getirerek, mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Zengin’in "eşe karşı kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kayınpederine yönelik "kasten öldürme" suçundan müebbet, kayınvalidesine yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 16 yıla kadar hapsi talep edildi. "Tek suçlu benmişim gibi konuşuyorlar" Davanın karar duruşması bugün görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Serkan Zengin, müşteki Emine Doğanyiğit, taraf avukatları ve aileleri katıldı. Mütalaanın okunmasının ardından konuşan Serkan Zengin, eşinin kendisini aldattığını iddia ederek, "Meltem başkasına kadınlık yapıyor. Başkasına, ’Senin kadınınım’ diye mesajlar atan bir kadın, benim alt ve üst soyum olamaz. Ben cezamı zaten çekeceğim, bana iftira atmayın. Olaya benim açımdan bakın. Bunu ben kaldıramadım. Kimse beni serbest bıraksın istemiyorum. Kayınvalidem her şeyi biliyor. Ben hakkımı helal etmeyeceğim, bu dünyanın öbür dünyası da var. Tek suçlu benmişim gibi konuşuyorlar, ben zaten pişmanım" dedi. Mahkeme heyeti, sanık hakkında haksız tahrik ve takdir indirimi uygulayarak, kararını açıkladı. Sanık, eşi Meltem Zengin’e yönelik işlediği "eşe karşı kasten öldürme" suçundan 18 yıl 4 ay hapis, kayınpederi Turgut Doğanyiğit’e karşı işlediği "kasten öldürme" suçundan da takdir indirimiyle 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık, kayınvalidesine yönelik saldırısı nedeniyle ise "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 10 yıl 10 ay hapis cezası aldı.