ÇEVRE - 17 Aralık 2024 Salı 14:17

Marmara Denizi’nde kızıl yosun akıntısı sürüyor

A
A
A
Marmara Denizi’nde kızıl yosun akıntısı sürüyor

Marmara Denizi’nde etkili olan lodos fırtınası sebebiyle Tekirdağ kıyılarına kızıl yosunlar sürüklenmeye devam ediyor.


Marmara Denizi’nde günlerdir etkili olan lodos fırtınası, Tekirdağ kıyılarında doğanın ilginç yüzünü gözler önüne serdi. Şiddetli rüzgar ve dalgalarla birlikte kıyıya taşınan kızıl yosunlar, özellikle Süleymanpaşa sahilinde bazı alanları kapladı. Vatandaşlar ve balıkçılar bu doğal olaya tanıklık ederken, yosunlar sahilde sıra dışı görüntüler oluşturdu.


Lodosun sürüklediği yosunlar kıyıda yer yer birikirken, dalgaların hareketiyle sürekli yeni yosunlar sahile taşınıyor. Bu manzara, bölgeye gelenlerin ilgisini çekerken, yosunların kıyıya vurduğu alanlarda yosun kokuları hissediliyor. Zaman zaman fırtına ile birlikte bu bölgede etkili olan kızıl yosunlar, bölgede yaşayanlar için artık alışılmış bir görüntü olsa da bölgeye ilk kez gelenler için ise alışılmışın dışında bir görünüm sunuyor.



Başkandan ‘Sıkıntı yok’ açıklaması


Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, yaşanan durumla ilgili yaptığı açıklamada, “3-4 gündür havaların sert esmesiyle beraber, açıkta olan yosunlar kıyıya vuruyor. Burada vatandaşlarımızın herhangi bir paniğe girmesine gerek yok. Bunlar mevsimler otlardır. Allah izin verirse birkaç gün sonra yağmurlar yağdığında, karaya gelen otlar tekrar açığa çıkıp, orada batacaklar. Yani bu konuda balıklara yönelik herhangi bir sıkıntısı yok” dedi.


Kıyıya vuran yosunlar, hem ilginç hem de olağan dışı bir görüntü sunarken, bölge sakinleri lodos fırtınasının etkilerini izlemeye devam ediyor.



Marmara Denizi’nde kızıl yosun akıntısı sürüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Emine Erdoğan: "Özümüzü güçlendirerek sınırlarımızın ötesine ulaşacağız" Anadoludakiler Projesi Belgesel Lansman Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, proje kapsamında attıkları her adımın, sahip olunan bereket, birikim ve beceri miraslarını ülkemizde ve dünyada hak ettiği seviyeye biraz daha yaklaştıracağını bildirdi. Emine Erdoğan, kendi himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen "Anadolu’daki Bereket, Birikim ve Beceri" mottosuyla hayata geçirilen "Anadoludakiler" Projesi’nin Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde düzenlenen belgesel lansman programına katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, haziran ayında Anadolu’nun hikayesini tüm dünyaya anlatmak üzere bir yola çıktıklarını hatırlatarak, bugün, bu anlamlı yolculuğun başka bir durağında bir araya geldiklerini söyledi. Emine Erdoğan, "Toprağıyla, sofrasıyla, zanaatıyla asırlardır sessizce yazılan kültürel tarihimiz, bugün ilk gösterimini gerçekleştireceğimiz belgesel serisi ile görsel bir tanıklığa dönüşecek" dedi. Anadolu’nun insanlık tarihinin en zengin ve en eski arşivi olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, Anadolu coğrafyasının her detayının "tarihi bir belge" niteliğinde olduğunu söyledi. Bölgelerin yöresel özelliklerine değinen Emine Erdoğan, şöyle konuştu: "Mardin’in zanaat dolu taş sokaklarından, Rize’nin yeşil yaylalarına, Ege’nin rüzgarlarından, Ağrı Dağı’nın karlı zirvesine kadar, Anadolu’nun her köşesinde ayrı bir cevher saklıdır. Emekle harmanlanan toprağı, buğdaydan üzüme, zeytinden incire sayısız çeşitlilikteki ürünü, bire bin ölçüde sunar. Toprağın bereketi, mutfakta şifa ve lezzete, sofralarda muhabbete dönüşür. Öyle bir mutfak birikimi düşünün ki Asurluların baharat yoluyla getirdiği tatlardan, Hititlerin arpa ekmeğine kadar uzansın. Selçukluların tandırından Osmanlı’nın kültürleri harmanlayan zengin mutfağına kadar geniş bir mirası içinde taşısın." Emine Erdoğan, bugün yenilen her lokmanın geçmişten geleceğe uzanan bir köprü gibi olduğuna işaret ederek, "Her tarif, isimlerini sayamayacağımız kadar çok sayıdaki kültürün zenginleştirdiği, lezzeti şifayla birleştiren köklü bir birikimin ürünü" dedi. Anadolu’nun zengin kaynaklarına ve bereketli topraklarına derin bir anlam dünyasının da eşlik ettiğini belirten Erdoğan, "Zarafeti ve estetiği hayatın merkezine alan bir anlayışın eseri olarak, bu toprakların insanı, zanaatı ile eşyaya ruh kazandırır. Bugün Kapadokya’nın seramik ustalarının, Mardin’in telkari ustalarının, Erzurum’un oltu taşı ustalarının elleri, asırlar öncesindeki uygarlıkların mirasını yaşatmaktadır. Anadolu insanının tuvali niteliğindeki halı ve kilimlerin her bir düğümü, nesiller boyu aktarılan hikayelerin ve duaların birer ifadesidir" diye konuştu. Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Anadolu’nun bilgelik kitabını satır satır okumak ve dünyaya anlatmak, bizim görevimiz. Toprağımızdaki bereketin, sofralarımızdaki birikimin, kalplerden dökülerek sanata dönüşen el becerilerinin yeniden idrakine varmalıyız. Diğer yandan bu düşüncelerle çıktığımız Anadoludakiler yolculuğunu, sadece kültürel mirası koruma hedefiyle sınırlayamayız. Anadoludakiler Projesi, Türkiye’nin 2023’le başlayan, 2053 ve hatta 2071’i de kapsayan büyük kalkınma hamlelerinin bir parçasıdır. Toplumun her kesimini içine alan, büyük bir dönüşümü yerelden başlatmaktadır. Anadoludakiler, köydeki çiftçinin, kasabadaki esnafın, şehirdeki sanayicinin emeklerini ortak bir hedefte birleştiren ulusal bir seferberliktir. Bu hedef ise coğrafyamızın asırlara dayanan üretim geleneğini dünya pazarlarında hak ettiği yere taşımaktır." "Özümüzü güçlendirerek sınırlarımızın ötesine ulaşacağız" Emine Erdoğan, küresel muadilleri düşünüldüğünde Anadolu’nun ürünlerinin standart belirleyecek kalitede olduğuna dikkati çekerek, "Nitekim tarih boyunca bu toprağın insanı sadece üretmekle kalmamış, lezzetin, kalitenin ve zarafetin ölçüsünü belirlemiştir. Aydın’ın inciri, Çorum’un leblebisi, Gaziantep’in fıstığı, Malatya’nın kayısısı, Safranbolu’nun safranı gibisi başka yerde bulunabilir mi?" dedi. Tiftik yünü, Bursa ipeği, Anzer balının küresel markalar haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, "Bunun birinci adımı ise yerel üretimi güçlendirmektir. Tıpkı kökleri sulanan bir ağacın dallarını uzatması gibi biz de özümüzü güçlendirerek sınırlarımızın ötesine ulaşacağız" ifadelerini kullandı. "Köylerimizi güçlü bir şekilde yaşatmadan, şehirlerimizi kalkındıramayız" Emine Erdoğan, şehirlerle sınırlandırılmış bir kalkınmanın, hedeflenen başarıya ulaşamayacağının unutulmaması gerektiğine de işaret ederek, "Gerçek bir kalkınma, şehirlerle birlikte, köyleri ve kasabaları da geleceğe taşımakla mümkün olur. Kırsaldaki gençlerimiz, yerel girişimcilerimiz, hayallerini şehre taşımak zorunda kalmadan, kendi topraklarında büyütebilmelidir. Köylerimizi güçlü bir şekilde yaşatmadan, şehirlerimizi kalkındıramayız. Bu çerçevede Anadoludakiler Projemizi, Türkiye’nin milli kalkınma hamlesinin esas bir parçası olarak görüyorum" değerlendirmesini yaptı. Proje kapsamında Anadolu’nun değerlerinin tek tek yeniden keşfedilirken, modern üretim yöntemleri ve yeni pazarlama araçlarıyla tüketiciyle buluşturduğunu anlatan Erdoğan, yerel girişimcilere ve kooperatiflere, kredi ve tanıtım desteğinin yanı sıra özel eğitim imkanlarının da sunulduğunu aktardı. Emine Erdoğan, "İnanıyorum ki proje kapsamında attığımız her adım, sahip olduğumuz bereket, birikim ve beceri miraslarını ülkemizde ve dünyada hak ettiği seviyeye biraz daha yaklaştıracaktır. Tıpkı burada ilk gösterimini yapacağımız belgesel gibi" diye konuştu. Anadoludakiler belgesel serisinin ilk bölümü Karadeniz Bölgesi Yerel hazineleri tanıtmayı amaçlayan belgesel serisinin bugün gösterimi yapılacak ilk bölümünde Karadeniz Bölgesi’nin ele alınacağını ifade eden Emine Erdoğan, şunları söyledi: "Bereket ürünü olarak ’çay’, birikim ürünü olarak ’Laz böreği’ ve beceri ürünü olarak ’kazaziye’ sanatı anlatılacak. Öncelikle çayın topraktan yetişerek, gönülleri birleştiren manevi bir güce nasıl dönüştüğünü izleyeceğiz. Ardından, Hopa’nın mutfağından çıkan, nesilden nesle aktarılan bir lezzet hazinesi olan Laz böreğinin özel formülüne ve bu formülü yaşatan kadın girişimcilerimizin ilham verici hikayesine kulak vereceğiz. Son olarak, ince işçilikle tel tel emeğin estetiğe dönüştüğü kazaziyenin yapımındaki ustalığı keşfedeceğiz. Bunlar gibi her bölgenin özgün ürünleri ve hikayeleri, haftalık olarak izleyici ile buluşacak." Emine Erdoğan, tarihe önemli bir kayıt düşen Anadoludakiler Belgeseli’ni hayata geçirdikleri için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, NTV ekibini, Kalkınma Ajanslarını ve Bölge Kalkınma İdarelerini tebrik etti. Programda ilan edilen "Anadoludakiler Tasarım Yarışması’nın hayırlara vesile olmasını dileyen Emine Erdoğan, "Ayrıca, bölge bölge Anadolu’nun kültürel zenginliklerini bir araya getiren özel sergimiz, ocak ayı sonuna kadar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde ziyaretçilerini bekliyor olacak. Ankaralı vatandaşlarımız başta olmak üzere, bu değerli mirasa tanıklık etmek isteyen herkesi sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve NTV olmak üzere programda emeği geçenlere şükranlarını sundu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in de birer konuşma yaptığı programda, Bakan Kacır, Emine Erdoğan’a "81 il 81 koku" koleksiyonundan, "Buram Buram Anadolu" adlı eseri hediye etti. Eserde, cam üfleme şişelerinin içerisinde ülkenin her yöresinden kokular yer alıyor. Program sonunda Anadoludakiler Belgesel serisinin ilk gösterimi gerçekleştirildi. Emine Erdoğan, Anadoludakiler Sergisi’ni ziyaret etti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Emine Erdoğan’ı salona gelişinde Ferit Şahenk ile NTV ekibi karşıladı. Emine Erdoğan, programa katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Şahenk ile Anadoludakiler sergisini ziyaret etti. Erdoğan, sergide yer alan Anadolu’nun kültürel mirası olan ürünler hakkında Kalkınma Ajansı Başkanı Ahmet Şimşek’ten ve Bakan Kacır’dan bilgi aldı. Anadolu’nun bereket, birikim ve becerilerinin ürünleri olan baharat ve bitkiler, bakırdan işlenmiş ürünler ve dokuma ürünleri başta olmak üzere sergideki tüm ürünleri tek tek inceleyen Erdoğan, bakanlar ve protokol üyeleriyle anı fotoğrafı çektirdi.
Ordu Ordu’da minikler Hz. Mevlana’yı anlattı Ordu’da, ‘Mevlana Haftası’ dolayısıyla düzenlenen etkinlikte 4-6 yaş Kur’an kursu öğrencileri, hazırladıkları gösteriler ile Hz. Mevlana’yı anlattı. Ordu İl Müftülüğü bünyesinde hizmet veren Karşıyaka 4-6 yaş Kur’an Kursu öğrencileri, 7-17 Aralık Mevlana Haftası dolayısıyla etkinlik düzenledi. Ordu Kültür ve Sanat Merkezi konferans salonunda düzenlenen etkinlik, saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlikte kurs öğrencileri Kur’an-ı Kerim okuyarak programın açılışını gerçekleştirdi. Altınordu İlçe Müftüsü Abdullah Söylemez, programın açılışında yaptığı konuşmada, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın en güzel yaptığı işlerden bir tanesi 4-6 yaş Kur’an kurslarımız. 10 yıllık bir serüven ama çok faydalı, çok kıymetli neticeleri olan bereketli bir çalışmayı beraberce yürütüyoruz. Her kursumuz önemli bir etkinliği o haftada meydana getiriyor ve sahnede sergiliyor. Bu kapsamda Karşıyaka 4-6 Yaş Kur’an Kursumuz ‘Mevlana Haftası’ dolayısıyla Hz. Mevlana’yı bize işliyorlar. Bütün bu etkinliklerin esas gayesi Mevla’mızı tanımak ve bulmak” dedi. Konuşmanın ardından Kur’an kursu öğrencileri tarafından hazırlanan çeşitli gösteriler sunuldu, Hz. Mevlana’yı anlatan sözler söyledi, semazen gösterileri sundu. Program, semazen gösterilerinin ardından sona erdi.
Adana 7 aylık hamile eşini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi Adana’da 7 aylık hamile eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Son savunmasında salonda bulunan eşinin ailesinden, avukatlardan ve mahkeme heyetinden özür dileyen sanık, "Beni ruh sağlığı hastanesine kapatın" dedi. Seyhan ilçesi Kavaklı Mahallesi’nde 29 Ekim 2023 tarihinde Emrah Demir ile 7 aylık hamile eşi Hatice Demir arasında gece saatlerinde tartışma çıktı. Gece boyu süren tartışmanın sabaha karşı kavgaya dönüşmesi üzerine Emrah Demir, bağırmaması için eliyle eşinin yüzünü kapattı. Bir süre sonra eşinin hareket etmediğini fark eden Demir, sokağa çıkıp ’galiba eşimi öldürdüm’ diye bağırarak komşularından yardım istedi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Hatice Demir’in hayatını kaybettiği belirlendi. Olaydan sonra yakalanıp tutuklanan Emrah Demir hakkında, ’eşi kasten öldürmek’ suçundan Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın karar duruşması yapıldı. Duruşmaya sanık Emrah Demir, tutuklu olduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Öldürülen Hatice Demir’in annesi Belgin, babası Ali, ağabeyi Ali Durgut ile tarafların avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Emrah Demir, son savunmasında mahkeme salonunda bulunan kayınbabası, kayınvalidesi, kayınbiraderi, mahkeme heyeti ve avukatlardan özür diledi. "Böyle bir suçla karşınızda olduğum için özür dilerim" diyen Demir, "Ben kötü bir insan değilim. Sadece ateş-buz hastası biriyim. Olay sırasında da uyuşturucunun etkisindeydim. Bu nedenle eşimi öldürüp, öldürmediğimi hatırlamıyorum. Eşimi çok seviyordum. Bu olay nedeniyle ruh sağlığım bozuldu. Mahkeme heyetinin de takdiri olursa yine ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine kapatılmak istiyorum" şeklinde konuştu. Aile avukatlarından Şirin Şeyma Bulut ise sanığın son savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu söyleyerek, "Bizler aile vekili olarak aile adına sanığın özürlerini kabul etmiyoruz. Kendisi uyuşturucu kullanan biridir. Hatice 7 aylık hamile ve 1 yıllık evliydi. Olay sırasında her ne kadar uyuşturucunun etkisindeydim dese de olay sonrası eve gelenlerin içeri girmesini engellemiş ve kurtarılma şansları olan eşini ve karnındaki bebeğini kasten öldürmek istemiştir. Şimdi söylediği pişmanlık dolu sözler ise tamamen suçtan kurtulmaya yöneliktir. Kendisinin en üst hadden cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi. Avukat Ecem Sena Mutlay da, "Sanık, uyuşturucunun etkisinde yaptığını söylese de bunu kendi rızasıyla yapmıştır. Olay sonrası ise herhangi bir pişmanlık yaşamamış hatta bir önceki duruşmada sizlerin de huzurunda hem aileye hem de bize tehditler savurmuştur. Bildiğimiz kadarıyla Hatice 20 haftalık hamileydi. Eşini boğarak öldürmüş, olay sonrası da kimsenin içeri girmemesine izin vermeyerek, kasten öldürmeye teşebbüs etmiştir. Sanığın, hem eşini hem de bebeğini öldürmesi nedeniyle iki kez kasten öldürme suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Emrah Demir’i eşi Hatice Demir’i öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. Heyet, verilen cezada indirim uygulamayıp sanığın tutukluluğunun devamını kararlaştırdı.
Adana 7 aylık hamile eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi 7 aylık hamile eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Koca son savunmasında salonda bulunan eşinin ailesinden, avukatlardan ve mahkeme heyetinden özür dileyerek, “Beni ruh sağlığı hastanesine kapatın” dedi Seyhan ilçesi Kavaklı Mahallesi’nde 29 Ekim 2023 yılında, Emrah Demir ile 7 aylık hamile Hatice Demir arasında gece saatlerinde tartışma çıktı. Gece boyu süren tartışmanın sabaha karşı kavgaya dönüşmesi üzerine Emrah Demir, bağırmaması için eliyle eşinin yüzünü kapattı. Bir süre sonra eşinin hareket etmediğini fark eden Demir, sokağa çıkıp ‘’Galiba eşimi öldürdüm’’ diye bağırarak komşularından yardım istedi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Hatice Demir’in hayatını kaybettiği belirlendi. Olaydan sonra yakalanıp tutuklanan Emrah Demir hakkında, ’Eşi kasten öldürmek’ suçundan Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın karar duruşması yapıldı. Duruşmaya sanık Emrah Demir, tutuklu olduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Öldürülen Hatice Demir’in annesi Belgin, babası Ali, ağabeyi Ali Durgut ile tarafların avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Emrah Demir, son savunmasında mahkeme salonunda bulunan kayınbabası, kayınvalidesi, kayınbiraderi, mahkeme heyeti ve avukatlardan böyle bir olay yaşandığı için özür diledi. ‘’Böyle bir suçla karşınızda olduğum için özür dilerim’’ diyen Demir, pişmanlığını şöyle dile getirdi; ’’Ben kötü bir insan değilim. Sadece ateş-buz hastası biriyim. Olay sırasında da uyuşturucunun etkisindeydim. Bu nedenle eşimi öldürüp, öldürmediğimi hatırlamıyorum. Eşimi çok seviyordum. Bu olay nedeniyle ruh sağlığım bozuldu. Mahkeme heyetinin de takdiri olursa yine Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne kapatılmak istiyorum.’’ Aile avukatlarından Şirin Şeyma Bulut, sanığın son savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu söyleyerek, ’’Bizler aile vekili olarak aile adına sanığın özürlerini kabul etmiyoruz. Kendisi uyuşturucu kullanan biridir. Hatice 7 aylık hamile ve 1 yıllık evliydi. Olay sırasında her ne kadar uyuşturucunun etkisindeydim dese de olay sonrası eve gelenlerin içeri girmesini engellemiş ve kurtarılma şansları olan eşini ve karnındaki bebeğini kasten öldürmek istemiştir. Şimdi söylediği pişmanlık dolu sözler ise tamamen suçtan kurtulmaya yöneliktir. Kendisinin en üst hadden cezalandırılmasını talep ediyoruz.’’ Dedi. Avukat Ecem Sena Mutlay da, "Sanık, uyuşturucunun etkisinde yaptığını söylese de bunu kendi rızasıyla yapmıştır. Olay sonrası ise herhangi bir pişmanlık yaşamamış hatta bir önceki duruşmada sizlerin de huzurunda hem aileye hem de bize tehditler savurmuştur. Bildiğimiz kadarıyla Hatice 20 haftalık hamileydi. Eşini boğarak öldürmüş, olay sonrası da kimsenin içeri girmemesine izin vermeyerek, kasten öldürmeye teşebbüs etmiştir. Sanığın, hem eşini hem de bebeğini öldürmesi nedeniyle iki kez kastan öldürme suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz’’ dedi. Mahkeme heyeti, sanık Emrah Demir’i eşi Hatice Demir’i öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. Heyet, verilen cezada indirim uygulamayıp sanığın tutukluluğunun devamını kararlaştırdı.
Bursa YESAŞ Yatırımları ile atağa kalktı Bursa’nın Yenişehir ilçesinde Belediye iştiraki olan YESAŞ Ekmek fabrikasında yatırımlar devam ediyor. Yeni ekmek çeşitleri, vatandaş tarafından beğeniyle karşılandı. Müşterilerine daha iyi hizmet sunabilmek için fırınlarda tadilat yapılırken araç filosu yenileniyor. Aynı zamanda yeni ekmek çeşitleri vatandaşlar tarafından beğeniyle karşılandı. Yenişehir Belediyesi iştiraki olan YESAŞ Ekmek fabrikası Genel Müdürü Koray Aydın, “Öncelikle sürdürülebilir bir mali yapı için ciddi bir tasarrufa gittiklerini belirterek, ‘Öncelikle personelimizi mutlu etmemiz lazımdı ve birikmiş bütün alacaklarını verdik. Şu an düzenli olarak maaşlarını alabiliyorlar. Ardından uzun süre tadilat görmeyen fırında yeni bir tadilata giriştik. Şu an tadilat tamamen bitti ve son derece temiz ve hijyenik bir ortamda üretim yapıyoruz. Araç filomuz son derece eskiydi ve 4 yeni araç alındı. Ekmek çeşidini ve üretimini artırdık. Ramazan ayına hazırız. Bundan böyle YESAŞ sürekli kar eden bir kuruluş haline gelecek" dedi. Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel’de, YESAŞ’taki değişimin kendilerini mutlu ettiğini belirterek, ‘YESAŞ ilçemiz için son derece önemli bir kurumumuz bu nedenle iyi işletmek gerekiyor. Koray Aydın arkadaşımızın göreve gelmesi ile çok şeyin değiştiğini gözlemledik. Bu gün de değişimi görmek için fırını ziyaret ettik ve değişimi gözlerimizle gördük. Şu an içimiz rahat fırın yenilendi, araç filosu yenilendi. Eskiden kalma olumsuzlukların hepsi bitti. Vatandaşımız gönül rahatlığı ile YESAŞ ürünlerini tüketebilir. Başta Koray Aydın olmak üzere tüm YESAŞ çalışanlarına teşekkür ediyorum" diye konuştu.