EKONOMİ - 14 Aralık 2024 Cumartesi 12:00

Doç. Dr. Yüksel: "Kademeli dönüş planı daha uygun olacaktır"

A
A
A
Doç. Dr. Yüksel: "Kademeli dönüş planı daha uygun olacaktır"

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abulkadir Yüksel, "Suriyelilerin ani dönüşü ülkede çeşitli ekonomik sorunlara yol açabilir. Bunun yerine kademeli bir dönüş planı daha uygun olacaktır" dedi.


Suriye’de muhalif güçler, uzun zamandır süren ilerleyişlerini sürdürerek başkent Şam’a girmişti. Muhaliflerin Şam’a girmesiyle 61 yıllık Baas rejimi çökerken, Esad dönemi resmen sona erdi. Şam’ın muhalifler tarafından kontrol altına alınmasını ekonomik açıdan ele alan Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri Doç. Dr. Abulkadir Yüksel açıklamalarda bulundu. Yüksel, Suriyeliler organize sanayi bölgelerinde ve hizmet sektöründe emek veren insanlar olduğunu ve bu insanların aniden Türkiye’den gidişleri piyasa da ciddi bir sıkıntıya neden olabileceğini ifade ederek,” onların yerini doldurabilecek bir işi gücümüz maalesef ki yok. Suriyelilerin işten çıkması işverenlerin maliyetini artıracaktır. Maliyetlerin artması da fiyatlara yansıyacaktır. Fakat piyasada bir talep düşüklüğü de mevcut. Talep düşüklüğü fiyatlara yansıyacağı için işveren fiyat artışını istediği seviyede yapamayacak ve kardan bir kayıp yaşanacaktır” şeklinde konuştu.



“Tüm ekonomik sıkıntıların çözülmesi söz konusu değildir”


Yüksel, ekonomik etkileri tüketim ve üretim bazında ikiye ayırdığını söyleyerek,” Rejimin çökmesi ile birlikte ülkemizi ve çevre ülkeleri de etkileyen siyasal, sosyal ve ekonomik etkiler olacaktır. Sosyal olarak bir değerlendirme yaparsak mutlaka toplumda bir rahatlama göreceğiz. Ekonomik etkilerine gelecek olursak muhalefetin ve bazı yorumcuların dediği gibi Suriyeliler giderse tüm ekonomik sıkıntıların çözülmesi söz konusu değildir. Ben ekonomik etkileri tüketim ve üretim bazında ikiye ayırıyorum. Üretim bazında konuşacak olursak, Suriyeliler organize sanayi bölgelerinde ve hizmet sektöründe emek veren insanlardır. Bu insanların birden Türkiye’den gidişleri piyasa da ciddi bir sıkıntıya neden olabilir. Çünkü onların yerini doldurabilecek bir işi gücümüz maalesef ki yok. Suriyelilerin işten çıkması işverenlerin maliyetini artıracaktır. Maliyetlerin artması da fiyatlara yansıyacaktır. Fakat piyasada bir talep düşüklüğü de mevcut. Talep düşüklüğü fiyatlara yansıyacağı için işveren fiyat artışını istediği seviyede yapamayacak ve kardan bir kayıp yaşanacaktır” dedi.



“Olumsuz yanları olacaktır”


Doç. Dr. Abülkadir Yüksel Suriyelilerin Suriye’ye kademeli olarak dönmesi gerektiğini düşündüğünü belirterek,” Tüketim bazında ise konuşacak olursak resmi verilere göre Türkiye’de 3 buçuk milyon Suriyeli yaşıyor. Bu nüfusun Türkiye’den ayrılması talepte bir kısıtlamaya neden olacaktır. Bu kısıtlamada üretimi etkileyecektir. Evinize çağırdığınız her ustanın yanında bir tane Suriyeli gelir. Hizmet sektörünün ekseriyasında özellikle kıyı bölgelerinde Suriyeliler çalışıyor. Bu insanların işten ayrılması mutlaka kaliteyi düşürecek, işlerin bitirilme süresini uzatacaktır. Bu durum yine maliyetlere yansıyacaktır. Bu yüzden Suriyelilerin Suriye’ye kademeli olarak dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Birden bire 3 buçuk milyon insanın ülkelerine dönmesinin olumsuz yanları olacaktır” ifadelerine yer verdi.



“Orada yıkılmış bir Suriye var”


Yüksel, kiralarda düşüklük olabileceğini ifade ederek, ”Suriye’de Türk parası kullanılmaya başlaması Türkiye ekonomisi açısından iyidir. Çünkü bu uygulama Suriye ile Türkiye arasındaki dış ticaret hacmini genişletecektir. Ben bunu olumlu yansımaları olacağını düşünüyorum. Zaten ikinci boyutunda şunu söyleyebiliriz. Türkiye inşaat sektöründe dünyada kendisini geliştirmiş bir konumda. Orada yıkılmış bir Suriye var. Bu ülkenin tekrardan inşası söz konusu olacak. IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finansal kuruluşlar fonlarla bu ülkenin inşasına destekte bulunacaklar. Türkiye’de bu inşaat payından en büyük payını alacaktır. Bunun da ülke ekonomisine olumlu yansımalarının olacağını değerlendirebiliriz. Resmi verilere göre ülkemizde yaklaşık 3 buçuk milyon civarında Suriyeli var. Ben hesap yaparken şu tahmini yürütüyorum. Her evde 10 Suriyelinin kaldığını hesap edersek yaklaşık Türkiye’de 350 bin konutun boşalacağını söyleyebiliriz. Rezidanslarda fiyat düşmez. Çünkü rezidans da kalan Suriyeli sayısı çok kısıtlı. Fakat İstanbul örneğinden bahsedecek olursak Esenyurt, Zeytinburnu, Fatih gibi mahallelerde yoğunlaştıkları için bu bölgelerdeki sosyoekonomik seviyesi düşük olduğu için kira düşüklerinin olacağını öngörebiliriz” dedi.



Doç. Dr. Yüksel: "Kademeli dönüş planı daha uygun olacaktır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Babasının kaza yaptığını öğrenen oğlu paniğe kapılınca yayaya çarptı Antalya’nın Serik ilçesinde tır ile otomobilin çarpıştığı kazada, otomobilin arkasından gelen oğlu babasının kaza yaptığını duyup paniğe kapılınca ikinci kaza yaşandı. Otomobilin yolun karşısına geçmeye çalışan yayaya çarpması sonucu 1 kişi yaralandı. Kaza, Antalya-Alanya D400 kara yolu üzerinde meydana geldi. Antalya istikametinden Manavgat istikametine seyir halindeki, henüz sürücüsünün kimliği tespit edilemeyen 07 EB 791 plakalı tır ile Süleyman Ergül idaresindeki 32 AR 050 plakalı otomobil ışıklı kavşakta çarpıştı. O sırada arkadan gelen ve babasının kaza yaptığını öğrenen Mustafa Ergül idaresindeki 32 ADZ 710 plakalı Fiat Egea otomobil, yolun karşısına geçmeye çalışan ve henüz ismi öğrenilemeyen yayaya çarptı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulans ile Serik Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralının durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kaza anında 32 AR 050 plakalı Fiat Tofaş otomobilde yolcu olarak bulunan Gülser Ergül, gazetecilere kaza anını anlattı. Ergül, “Biz arabayla gelirken tır bizi görmemiş. Kocaman tır bizi görmemiş. Bizi sürükledi. O sırada diğer arabada oğlum vardı. Bize telefon etti. Biz de kaza yaptık dedik. Oğlum bizim kaza yaptığımızı görünce o panikle adamı görmemiş çarpmış” dedi. İsmini vermek istemeyen görgü tanığı, önce tırın otomobile çarptığını belirterek, "Daha sonra otomobilin yakınları başka bir araba ile geldi. O araba yayaya çarptı" dedi. Polis olayla ilgili inceleme başlattı.
Malatya Karademir: "Malatya turizmi yeniden canlandırılmalı" Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir ve yönetim kurulu üyeleri, Eski Battalgazi Mahallesi’nde esnaflarla bir araya geldi. Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir ve yönetim kurulu üyeleri, Eski Battalgazi Mahallesi’nde esnaflarla bir araya gelerek, şehrin ekonomik kalkınması, altyapı projeleri ve esnaf desteği konusunda yapılması gerekenler üzerine istişarelerde bulundu. Başkan Karademir, 6 Şubat depremi sonrası Malatya’nın turizm sektöründe yaşadığı düşüşe dikkat çekerek, şehrin turizm potansiyelinin yeniden canlandırılması gerektiğini vurguladı. Karademir, özellikle Battalgazi Mahallesi’nin tarihi ve kültürel önemi üzerinde durarak, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı ve Arslantepe Höyüğü gibi önemli turistik alanların restorasyon ve yeniden yapılandırma çalışmalarının hızlandırılmasının önemini belirtti. Arslantepe Höyüğü’nün UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesinin ardından, bölgedeki turizm potansiyelinin artırılması gerektiğini ifade etti. Başkan Karademir, Malatya’nın sanayi ve ticaretinin yeniden canlanması gerektiği kadar, turizmin de eski gücüne kavuşmasının önemini vurgulayarak, şehirde yerli ve yabancı turist sayısındaki düşüşe dikkat çekti. Şanlıurfa’daki Göbeklitepe örneğini vererek, turizmin ekonomiye sağladığı katkının büyük olduğunu ve Malatya’nın bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Malatya’nın tarihi zenginliklerinin, yerli ve yabancı turistlere hizmet verecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Karademir, yerel yönetimlerin bu konuda somut projeler geliştirmesinin önemini vurguladı. Şehirdeki tüm paydaşların bir araya gelerek, turizmin yeniden canlandırılması için ortak adımlar atmalarını talep etti.
Adıyaman Kahta Belediyesi endemik bitki türlerine sahip çıkılıyor Adıyaman Kahta Belediye Meclisi, çevresel farkındalık ve sürdürülebilir kalkınma adına örnek bir karar alarak bölgenin doğal mirasına sahip çıkma yolunda önemli bir adım attı. Meclis üyesi Yalçın Özer tarafından hazırlanan ve oy birliğiyle kabul edilen "Endemik Bitki Türlerinin Araştırılması" önergesi, meclisin doğaya olan duyarlılığını ve vizyonunu bir kez daha ortaya koydu. Meclis toplantısında okunan raporda, Adıyaman’a özgü Tel Işkını ve Adıyaman Çançiçeği gibi endemik bitki türlerinin korunması gerektiği vurgulandı. Endemik türlerin yalnızca bölgenin ekolojik dengesi açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve turistik açıdan da büyük önem taşıdığı belirtildi. Bu bitkilerin ilaç sanayisinde kullanılabilirliği, botanik turizmini canlandırması ve bölge halkına ekonomik fayda sağlaması gibi unsurlara dikkat çekildi. Raporda ayrıca, Kahta’nın doğal zenginliklerini bilimsel bir perspektifle ele alarak koruma altına almak için İlçe Orman Şefliği, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Fakültesi gibi kurumlarla işbirliği yapılacağı ifade edildi. Kahta Belediye Meclisi’nin çevreyi ve doğal mirası önceleyen bu kararı, yerel yönetimler için örnek teşkil ediyor. Endemik bitki türlerine dair farkındalık oluşturmak, ekosistemi koruma altına almak ve bölgenin turizm potansiyelini artırmak gibi hedeflerle alınan bu karar, çevresel sürdürülebilirliğe katkı sunma açısından diğer belediyelere de ilham verecek nitelikte. Meclis üyesi Yalçın Özer, “Bu zenginlikler sadece bizim değil, gelecek nesillerin mirasıdır. Doğal kaynaklarımızı korumak, hem ekonomik hem de ekolojik açıdan Kahta’nın geleceğine yapılan en büyük yatırımdır” sözleriyle projeye olan inancını dile getirdi. Kahta Belediye Meclisi’nin çevresel duyarlılığı ve vizyoner yaklaşımı, Kahta’yı doğal miras ve sürdürülebilir kalkınma açısından ön plana çıkarıyor. Endemik bitki türlerinin korunmasına yönelik alınan bu karar, yalnızca Kahta için değil, Türkiye’nin diğer bölgeleri için de model olabilecek bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Kahta Belediyesi, bu karar doğrultusunda çalışmalarına hız kazandırırken, bölgenin doğal zenginliklerini koruma ve geliştirme yolunda emin adımlarla ilerliyor.