Yerel Haberler
Sivas
25 Nisan 2024 Perşembe - 11:01 Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan yavru çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıktaki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Uzmanlar, hastalığa karşı arıcıların kovanlarını düzenli kontrol etmeleri gerektiğini söyledi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın bir arı kovanını kısa sürede yok edip, çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Doç. Dr. Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdikleri bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa, bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan ’Varroa’ paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolünün yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu, bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati, bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunu belirtmeleri gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip, bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesle aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu.
25 Nisan 2024 Perşembe - 10:57 Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
24 Nisan 2024 Çarşamba - 16:57 Başkan Uzun, “Kale projesi misafirlerin uğrak yeri olacak” Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, yapımı devam eden Kale Projesi’ni yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Şehrin geleneksel mimari dokusunu canlandırıp bölgedeki turizm potansiyelini artırmak amacıyla başlatılan Tarihi Kale Projesi’nde çalışmalar sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda ihalesi yapılan ve yapımı devam eden projeyi inceleyen Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, son durum hakkında ekiplerden bilgi alarak kolaylıklar diledi. Proje hakkında bir değerlendirme yapan Başkan Uzun, “Önümüzdeki günlerde çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu alanı hem tarihi hem kültürü ile şehrimize kazandırmak istiyoruz. Önümüzdeki günlerde Sivas-İstanbul arası hızlı tren seferleri başlayacak. Bulunduğumuz tarihi alanın da Sivas’ın turizmine katkı sağlayacağını biliyoruz. İçerisindeki butik oteller, yöresel restoranlar, tarihi ve kültürel anlamda ilimizin değerlerini ön plana taşıyacak olan mekânsal alanları gün yüzüne çıkaracağız.” dedi. “Proje tamamlandığında ilimizi ziyaret edecek misafirlerin uğrayacağı yerlerin başında Tarihi Kale’nin olacağına inanıyoruz.” diyen Başkan Uzun, “Gerekli değerlendirmeleri yaptık, çalışmalar devam ediyor. Projenin hızlandırılması gerekiyor ve bunun için çalışacağız. Alanın güvenliği de bizim için oldukça önemli, 24 saat güvenliği sağlanacak.” ifadesini kullandı.
Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor
25 Nisan 2024 Perşembe - 11:01 Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan yavru çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıktaki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Uzmanlar, hastalığa karşı arıcıların kovanlarını düzenli kontrol etmeleri gerektiğini söyledi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın bir arı kovanını kısa sürede yok edip, çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Doç. Dr. Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdikleri bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa, bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan ’Varroa’ paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolünün yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu, bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati, bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunu belirtmeleri gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip, bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesle aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu.
Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor
25 Nisan 2024 Perşembe - 10:57 Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
Başkan Uzun, “Kale projesi misafirlerin uğrak yeri olacak”
24 Nisan 2024 Çarşamba - 16:57 Başkan Uzun, “Kale projesi misafirlerin uğrak yeri olacak” Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, yapımı devam eden Kale Projesi’ni yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Şehrin geleneksel mimari dokusunu canlandırıp bölgedeki turizm potansiyelini artırmak amacıyla başlatılan Tarihi Kale Projesi’nde çalışmalar sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda ihalesi yapılan ve yapımı devam eden projeyi inceleyen Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, son durum hakkında ekiplerden bilgi alarak kolaylıklar diledi. Proje hakkında bir değerlendirme yapan Başkan Uzun, “Önümüzdeki günlerde çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu alanı hem tarihi hem kültürü ile şehrimize kazandırmak istiyoruz. Önümüzdeki günlerde Sivas-İstanbul arası hızlı tren seferleri başlayacak. Bulunduğumuz tarihi alanın da Sivas’ın turizmine katkı sağlayacağını biliyoruz. İçerisindeki butik oteller, yöresel restoranlar, tarihi ve kültürel anlamda ilimizin değerlerini ön plana taşıyacak olan mekânsal alanları gün yüzüne çıkaracağız.” dedi. “Proje tamamlandığında ilimizi ziyaret edecek misafirlerin uğrayacağı yerlerin başında Tarihi Kale’nin olacağına inanıyoruz.” diyen Başkan Uzun, “Gerekli değerlendirmeleri yaptık, çalışmalar devam ediyor. Projenin hızlandırılması gerekiyor ve bunun için çalışacağız. Alanın güvenliği de bizim için oldukça önemli, 24 saat güvenliği sağlanacak.” ifadesini kullandı.
Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı
24 Nisan 2024 Çarşamba - 14:57 Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.
Bülent Uygun: “Konyaspor’u yenmek istiyoruz”
24 Nisan 2024 Çarşamba - 13:41 Bülent Uygun: “Konyaspor’u yenmek istiyoruz” Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, Süper Lig’in 34. haftasında konuk edecekleri Konyaspor’u mağlup etmek istediklerini dile getirdi. Sivasspor, Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında 27 Nisan Cumartesi günü sahasında Konyaspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Vali Lütfullah Bilgin Tesisleri’nde, Teknik Direktör Bülent Uygun yönetiminde ısınma hareketleriyle başlayan antrenman, denge çalışmalarıyla devam etti. Ardından pas çalışmaları yapan Yiğidolar, son bölümde ise çift kale maç oynadı. Antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Teknik Direktör Bülent Uygun, hafta sonu Konyaspor ile oynayacakları maça ilişkin, “Şimdi birbirinden zorlu maçlar var. Bu ligin efsaneleri, olmazsa olmazı dediğimiz, her zaman olması gerektiğini düşündüğümüz il takımlarımız var. Gerçekten takımı izlemek ayrı bir keyifti ama seyircisini izlemek daha da büyük bir keyifti. Bursaspor’umuzu, Eskişehirspor’umuzu, Zonguldakspor’umuz gibi şehirlerin ve spor camiasının önemli takımlarının düşmüş olması gerçekten üzüntü verici. Bununla beraber de bu lige renk katacak Sakaryaspor gibi, Kocaelispor gibi Erzurumspor gibi birçok güzel şehir takımlarımız var. Onların da bir an önce bu düşen takımlarla beraber tekrar Süper Lig’e gelmesini istiyoruz. Konyaspor da zorlu bir süreç” dedi. “Avrupa kupalarına gitmek için gerçekten şansımız çok yüksek” Takım olarak hedeflerinin Avrupa’ya gitmek olduğunu söyleyen Uygun, “Bizim de Avrupa kupalarına gitmek için gerçekten şansımız çok yüksek. Evimizdeki maçları kazandığımızda deplasmandan da puanlarla döndüğümüzde bu zorlu süreci atlatacağız. Yani bu kadar ekonomik anlamda bir bütçesi diğerlerine göre düşük olan bir takımın yaş ortalamasına da baktığımızda gerçekten imkansızı başarmış olacak benim futbolcu kardeşlerim. O yüzden de onlara teşekkür ediyorum. Tecrübe bazen yaşanarak elde edildiği için onların o kalitesi, insanlığı, çalışkanlığı ve bireysel yetenekleriyle bu süreci başardılar. Şimdi kalan bu 5 haftada da onlardan o performansı bekliyoruz. Konyaspor gibi iyi bir takımı kendi evimizle, seyircimizle birlikte yenerek o sürecin kalan bölümünde en güzel şekilde tamamlamak istiyoruz” diye konuştu.
Sivaslı kadınlar artık madımak toplamak yerine pazardan satın alıyor
24 Nisan 2024 Çarşamba - 10:52 Sivaslı kadınlar artık madımak toplamak yerine pazardan satın alıyor Sivas’ta baharın gelmesiyle birlikte dağlardan toplanan madımak otu pazar tezgahlarında satışa sunuldu. Pazar esnafı artık köylerde yeni neslin madımak toplamadığını belirterek, "Şimdiki nesil madımak toplamıyor. Birkaç seneye kadar da bu emekçi kadınlarımız ölürse madımak olayı biter" dedi. Türkiye’nin geleneksel yemek kültüründe önemli bir yere sahip olan ve türkülere dahi konu olan madımak, yıllar boyunca özellikle kırsal bölgelerde yaşayan genç kızlar tarafından doğada tek tek elle toplanırken, günümüzde halk pazarlarında veya marketlerden hazır olarak satın alınıyor. “Şimdiki nesil madımak toplamıyor, hamburger yemeye gidiyor” Pazarda madımak satan Ethem Yıldız, “10 senedir madımak işi ile uğraşıyorum. Madımak nisan ayında toplanmaya başlanır ve haziran ayına kadar devam eder. Bunu toplayan şu an köylü kadınlarımız, emekçi kadınlarımız var. Ne yazık ki o eski kadınlarımız da artık yaşlanıyor ve nesli tükeniyor. Şimdiki nesil madımak toplamıyor. Birkaç seneye kadar da bu emekçi kadınlarımız ölürse madımak olayı biter. Şimdi çocuklar pizza yemeye, hamburger yemeye gidiyorlar. Böylesi zararlı şeyleri yiyorlar ve madımak gibi yararlı bir şeyi yemiyorlar. Önceden kadınlarımız madımağı kendileri severek topluyordu. Şimdi ise nesil değiştiğinden dolayı kadınlarımız da tembelleşti ve madımak toplamıyorlar. Satın almaya geldiklerinde ise ’Bunun toplamasında ne var ki’ diyorlar. Madımağı toplaması kolay değildir. Madımağı topladıktan sonra 1 ay boyunca hasta yatabilirsiniz. Emekçi kadınlarımızın ellerine sağlık, çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Madımak da pazara düştü” Pazara alışveriş yapmaya gelen Ahmet Turan Yıldırım, “Kadınlar şimdi her şeyin hazırına koşuyorlar. Önceden bizim annelerimiz, nenelerimiz bunu toplarlar, güzelce bıçakla kıyarlardı ve bunun yemeğini yaparlardı kuşbaşı etle. Katı bir yemek olurdu, onu yufka ekmekle sokum ile yerdik. Bakar mısınız madımak da pazara düştü. Bundan köylerde çok var ama toplayan yok” şeklinde konuştu. “Genç kızlar daha madımağın ne olduğunu bile bilmiyorlar” Doğada elleriyle tek tek madımak toplayan Zeynep Gedikli, “Gençken biz topluyorduk, şimdiki cahiller ise daha madımağın ne olduğunu bilmiyorlar. Genç kızlar daha madımağın ne olduğunu bile bilmiyorlar” ifadelerini kullandı.
Baba-oğul hakemler beraber maç yönetti
24 Nisan 2024 Çarşamba - 10:06 Baba-oğul hakemler beraber maç yönetti Sivas bölgesi futbol hakemlerinden Ali Selim Müşteri ile aday futbol hakemi oğlu Soner Eyyüp Müşteri, Sivas Belediyespor-Çimentospor maçında aynı triyoda görev aldı. Sivas’ta amatör küme futbol maçları devam ediyor. A takım, U18 ve U15 Ligi müsabakalarının oynandığı Sivas’ta, klasman, il ve aday futbol hakemleri de karşılaşmaları yönetiyorlar. Sivas il futbol hakemlerinden Ali Selim Müşteri, 4 Eylül Spor Vadisi futbol sahasında oynanan U15 Ligi’ndeki Sivas Belediyespor - Çimentospor maçında aday futbol hakemi oğluyla görev yaptı. Ali Selim Müşteri ile oğlu Soner Eyyüp Müşteri, aynı mücadelede görev alarak önemli bir deneyim yaşadılar. Bu maç, baba ve oğlunun birlikte görev aldığı 5. karşılaşma oldu. Ali Selim Müşteri: “Tarif edilemeyecek bir duygu” Hakem Ali Selim Müşteri, oğluyla çıktığı maçta unutulmayacak anlar yaşadığını ifade ederek, oğlunun hakemliğe merakının hakem malzemelerini görerek ortaya çıktığını söyledi. Müşteri, “Bu camiaya 2010’da başladım. Türk futboluna, Türk hakemliğine değerler katmaya devam ediyoruz. Oğlumla beraber maç yönetmek çok heyecanlı bir duygu. Tarif edilemeyecek bir duygu. Bizim hakemliğimizin sonuna yaklaşmışken oğlumuza da bu hizmeti sunmak, bir emanet olarak bırakmak istiyorum. Bayrak devretmek bizim için çok değişik. Türk hakemliğine hizmet etmesi en büyük değer, en büyük gurur diyebilirim. Kendisi başka işlerle uğraşmak yerine, spora hizmet etmesi bizim için daha da gurur verici olur. ‘Hocam ben de bu işe hizmet etmek istiyorum’ dedi. Biz de tabii dedik. Yaklaşık 3 aydır bu camianın içerisinde. Türk futboluna, Türk hakemliğine uzun yıllar en üst liglerde hizmet etmesini bekliyoruz” dedi. “Müsabakaya çıkana kadar o benim oğlum” ’Maç esnasında anlaşamadığınız pozisyonlar oluyor mu?’ sorusuna Ali Selim Müşteri, “Müsabakaya çıkana kadar o benim oğlum. Müsabakaya çıktıktan sonra diğer hakem arkadaşlarım nasılsa, oğlum da benim için öyle. Zaten kendisinin de camiamız içerisindeki bana hitap şekli hocam. Ben de kendisine aynı şekilde hitap ediyorum. Sahaya çıktıktan sonra anlaşamadığımız durumlarda diğer hakemlerle nasıl iletişim kuruyorsam onunla da aynı şekilde iletişim kuruyorum. Kendisinin de hataları muhakkak olacak. Futbol hata oyunu. En üst düzey liglerdeki hakemlerimiz, hocalarımız nasıl hata yapıyorsa bizler de yeni yetişenler de hata yapacak muhakkak” yanıtını verdi. Soner Eyyüp Müşteri: “Süper Lig’e kadar yükselmeyi istiyorum” 17 yaşındaki aday hakem Soner Eyyüp Müşteri ise, “Benim için çok heyecanlı bir duygu. Çünkü babamla birlikte maça çıkmak cidden tarif edilemez bir duygu ve heyecanlı bir durum. Maçları sürekli izliyordum. Babam da şehir dışına gidiyordu maçlar için. Ben de merak sardım malzemelerden. Daha sonra ben de hakem olmak istediğimi söyledim. Aday Hakem Kursu’na katıldım. Aday hakem olarak şu an Sivas’ta görev yapmaktayım. Şu an hakemlikte Süper Lig’e kadar çıkmayı düşünüyorum. Yapabileceğime inanıyorum. Babamla anlaşamadığım konular şöyle oluyor, bazen pozisyonlarda sıkıntı yaşayabiliyoruz ama daha sonra göz hareketleriyle ve saha içerisindeki iletişimimizle bunu hallediyoruz” diyerek duygularını aktardı.
Bozyiğit: “Hedefimiz, sizleri donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir”
23 Nisan 2024 Salı - 21:55 Bozyiğit: “Hedefimiz, sizleri donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir” Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, hedeflerin çocukları donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirmek olduğunu söyledi. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı dolayısıyla açıklama yaptı. Bozyiğit, “ 104 yıl önce ortaya çıkan bu bağımsızlık iradesi, İstiklal Savaşı’nı büyük bir kahramanlık ve kararlılıkla yürütmüş, vatan topraklarını işgalden kurtararak, sonsuza kadar yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur ve dünya tarihinde başka milletlerin bağımsızlık mücadelelerine de ilham kaynağı olmuştur” dedi. “Varlığımızın en büyük teminatı olacaksınız” Eğitim Uzmanı Onur Feridun Bozyiğit, "Hedefimiz, sizleri özgürce düşünen, inisiyatif alabilen, sorgulayan, farkındalığı yüksek, hayatın güçlükleri ile baş edebilecek ölçüde donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir. Bunu başarabildiğimiz takdirde bugünün çocukları, yarının gençleri olarak sizler ülkemizin sadece zenginliği değil, varlığımızın da en büyük teminatı olacaksınız. Bu süreçte bizlerde sorumlu ve duyarlı çabalarınızda sizlere destek verecek ve her zaman yanınızda olacağız" ifadelerini kullandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerle kutlayan Bozyiğit, “ Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Milli Mücadeleye emeği geçmiş tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum " diye konuştu.