Yerel Haberler
Şanlıurfa
23 Kasım 2024 Cumartesi - 16:02 Bakan Kacır: “22 yıl önce Şanlıurfa’da sadece 1 OSB varken, bugün bu sayı 5’e yükseldi” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Şanlıurfa’da Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve fabrikaların toplu açılış töreninde, son 22 yılda sayısız projeyi, tesisi, hizmeti ve yatırımı Türkiye’ye kazandırmanın ve ihracat rekorları kırmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve fabrikaların toplu açılış törenine katılan Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, mayası kardeşlikle yoğrulmuş bu coğrafyanın en kıymetli şehirlerinden Şanlıurfa’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladığını belirten Bakan Kacır, son 22 yılda sayısız projeyi, tesisi, hizmeti ve yatırımı Türkiye’ye kazandırmanın ve ihracat rekorları kırmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bakan Kacır, ‘Milli Teknoloji Güçlü Sanayi’ vizyonu doğrultusunda sanayileşme hamlesinden Şanlıurfa’nın da payını ziyadesiyle aldığı aktararak, 22 yıl önce Şanlıurfa’da sadece 1 OSB varken bugün bu sayının 5’e yükseldiğini ifade etti. Şanlıurfa’da yapılan yatırımlara açıklayan Kacır, "22 yıl önce desteklenen KOBİ sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Son 22 yılda bu rakamı 21 bine yükselttik ve KOBİ’lerimize 4,5 milyar lira destek sağladık. Şanlıurfa’da geleceğin bilim insanlarını keşfetme, gençlerimizin potansiyellerini ortaya çıkarma, bilimsel çalışmaları destekleme adına kararlılığımız sürüyor. Devreye aldığımız destek programları kapsamında son 22 yılda 216 bilimsel projeye ve 379 bilim insanına 378 milyon lira destekte bulunduk. Kalkınma Ajansımız ve bölge kalkınma idaremiz ile şehrimizin potansiyelini harekete geçiriyoruz. Karacadağ Kalkınma Ajansımız ile Şanlıurfa’da bugüne kadar kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitemizin, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın 551 projesine 1,4 milyar lira destek verdik. GAP Bölge Kalkınma İdaremiz ile de 178 projeye 1,15 milyar liraya ulaşan bir destek sağladık. Cazibe Merkezleri Programıyla 8 projeye 2 milyar liraya yakın katkı sunduk. 2024-2028 dönemi Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejimizde ve bölge planımızda Şanlıurfa’mızı çevresine hizmet veren bir cazibe merkezi olarak nitelendirdik. Şanlıurfa’da başta gıda, tekstil, giyim eşyaları ve deri ile ilgili sektörlerde sektörel odaklanmayı, katma değer artışını, ölçek büyütmesini ve markalaşmayı destekleyeceğiz. Tarımsal faaliyetlerin gençler için cazip hale getirilmesini sağlayacak, tarımda yenilikçi uygulamaları destekleyecek, turizm değerlerinin yerel ekonomik gelişmeye katkısını artıracak, lojistik altyapıyı güçlendirecek ve ilin kentsel hizmetlerde bölgesel merkez rolünü güçlendireceğiz. Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı’mız kapsamında toplam yatırım tutarı 50 milyon dolara ulaşan selüloz, selüloz asetat, taş yünü, temizlenmiş yün ve yün ipi üretim tesislerini Şanlıurfa’ya kazandırmayı hedefliyoruz” dedi. "Şanlıurfa’da sulamaya açılan alan miktarını 425 bin hektara çıkardık" Bakan Kacır, "AK Parti hükümetlerimiz tarafından en üst düzeyde sahiplenilen GAP projemizle bugün şehrimizdeki sulamaya açılan alan miktarını 425 bin hektara çıkardık. Şehrimizi pamuk, mısır ve hububat üretiminde ülkemizde öncü konuma taşıdık. Dün 2. fazının tanıtım törenini gerçekleştirdiğimiz GAP Hassas Tarım Uygulamasıyla da şehrimizin ve GAP bölgemizin tarımsal üretim kapasitesini ve sürdürülebilirliği yükseltmek üzere teknolojik kabiliyetlerimizi harekete geçirdik. Çiftçimize artık doğadan gelen verimliliğin yanı sıra teknolojinin sunduğu imkanlar da rehberlik edecek. Türkiye’nin en büyük gıda AR-GE ve inovasyon projesi ’Gıda Sanayisinin Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Artırılabilmesi için Araştırma ve Yenilik Tesislerinin Kurulması INNOFOOD’ kapsamında Şanlıurfa Gıda Araştırma ve Analiz Laboratuvarı’nı kurduk” şeklinde konuştu. 25 tesisin açılışı gerçekleştirildi Şanlıurfa Gıda İhtisas OSB’nin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Kacır, "Şehrimizin gıda değer zincirindeki rolünü artıracak, Şanlıurfa’nın yeni yatırımlarla buluşmasına vesile olacak ve yeni istihdam imkanları sağlayacak OSB’miz şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun. Bu kıymetli planlı sanayi alanıyla eş zamanlı olarak da 8 tanesi Şanlıurfa Gıda İhtisas OSB sınırları içerisinde yer alan ve toplam yatırım tutarı 9,1 milyar liraya ulaşan 25 tesisin açılışını gerçekleştiriyoruz. Gıdadan tekstile, çimentodan metal profile farklı sektörlerde faaliyet gösteren bu üretim tesislerimiz 2 bin 400 işçimiz için de istihdam kapısı oldu. Elbette ki bu yatırımlar ne ilk ne de son olacak. Önümüzdeki dönemde de Şanlıurfa’mızın kalkınma yolculuğuna katkıda bulunacak yatırımların önünü daha da açacağız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından, Bakan Kacır, AK Parti Şanlıurfa milletvekilleri, Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sait Ağan ve davetlilerle birlikte tesislerin toplu açılış kurdelesini kesti. Bakan Kacır’ın kentteki temasları sürüyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Çalışmalar Anadolu’nun dünya genelinde neolitik dönemin ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır"
03 Kasım 2024 Pazar - 20:34 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Çalışmalar Anadolu’nun dünya genelinde neolitik dönemin ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yapılan çalışmaların Anadolu’nun dünyada neolitik dönemin ilk ortaya çıktığı bölgelerden biri olduğunu gösterdiğini söyledi. "Geleceğe Miras Projesi" ile Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Ersoy, Türkiye genelinde 750 bölgede yürütülen arkeolojik kazı ve araştırma sayısının yıl sonunda 765’e ulaşmasının öngörüldüğünü kaydetti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 4-8 Kasım tarihleri arasında Şanlıurfa’da gerçekleştirilecek Dünya Neolitik Kongresi’nin açılışında konuştu. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda düzenlenen programda konuşan Ersoy, “Neolitik dönemin kalbi Anadolu topraklarında insanlık tarihinin en önemli basamaklarından birinin izlerini taşımaktan ve bu eşsiz mirası dünya ile paylaşmaktan onur duyuyoruz. Tarihe tanıklık eden bu kadim topraklarda neolitik çağın başlangıcını keşfetmek, anlamak ve tüm insanlıkla paylaşmak adına Dünya Neolitik Kongresi’nde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bakanlığımızın himayesinde İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi’nin işbirliği ile düzenlenen Dünya Neolitik Kongresi’ne hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada sadece bir kongre için değil, tüm insanlığın ortak kültür mirasına bir adım daha yaklaşmak için toplandık. Göbeklitepe’den Karahantepe’ye, Sayburç’tan Sefertepe’ye kadar Anadolu’nun dört bir yanında kazı çalışmalarını sürdüren bilim insanları, uygarlık tarihinin en eski katmanlarını ortaya çıkararak bu eşsiz mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma gayreti içindeler” dedi. "Çalışmalar Anadolu’nun dünya genelinde neolitik dönemin ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır" Bakan Ersoy, “Anadolu’nun insanlık tarihine yaptığı bu benzersiz katkının bir parçası olarak burada bulunan herkes, geçmişle geleceği birleştiren bir köprünün inşasında temel taşı görevini üstleniyor. 1960’lı yıllarda rahmetli hocamız Prof. Dr. Halet Çambel’in Çayönü kazıları ile başlayan neolitik dönem araştırmaları, 1990’lı yıllar sonrasında Güneydoğu Anadolu’da Fırat ve Dicle havzalarında gerçekleştirilen çalışmalarla desteklenmiştir. Bu çalışmalar Anadolu’nun dünya genelinde neolitik dönemin ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda neolitik dönemin çekirdeği olarak kabul ettiğimiz Göbeklitepe çevresinde bulunan Karahantepe, Sayburç, Çakmaktepe ve Sefertepe’de yürütülen çalışmalarla Anadolu’da neolitik dönemi çok daha iyi anlamayı ve yorumlamayı başarmış bulunuyoruz. Düzenlenen bu kongre ile Anadolu neolitik dönemi ile ilgili bugüne kadar edindiğimiz bilgileri, dünya çapında elde edilen yeni bilgilerle de harmanlamış olacağız. Bakanlık olarak ülkemizde yürütülen arkeolojik faaliyetlerde elde edilen bilgilerin bilim camiası ile paylaşılması adına yapılacak tüm çalışmaları desteklemekten gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. "Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir" Kongrede 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen neolitik konusunda uzman yaklaşık bin kişinin 45 farklı oturumda 687 sözlü sunum ve 62 poster sunumuyla kongreye katkı sağlamalarının planlandığını belirten Bakan Ersoy, “Bu yıl Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ‘Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’nun 44’üncüsünü gerçekleştirdik. Hitit kazıları özelinde de ‘Hititlerin İzinde Yeni Bilgiler ve Perspektifler Sempozyumu’nu Ankara Üniversitesi ve Hitit Üniversitesinin katkıları ile başarıyla düzenledik. Arkeolojik kazı politikamızın sonuçlarını dünyaya duyurmak adına benzeri tüm organizasyonları Bakanlık olarak desteklemeye hazır olduğumuzu buradan duyurmak isterim. Bakanlığımızın himayesinde gerçekleştirilen Dünya Neolitik Kongresi’nde 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen neolitik konusunda uzman yaklaşık bin kişiden oluşan katılımcıların 45 farklı oturum kapsamında 687 sözlü sunum ve 62 poster sunumuyla kongreye katkı sağlamaları planlanmaktadır. Bu kongre ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinde, farklı zaman dilimlerinde, farklı kültürel ve sosyo-ekonomik yörüngeleri takip ederek gerçekleşen çeşitli neolitik oluşumlara ilişkin tartışmaları da bir araya getirecektir. Kongre kapsamında farklı bölgelerdeki neolitik yaşam biçimleri, dönüşüm süreçleri, nedenleri, sonuçları, toplumsal örgütlenme modelleri, doğal çevre ortamı, beslenme özellikleri ve geliştirdikleri teknolojileriyle birlikte bütüncül bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bu buluşma söz konusu başlıkların küresel ölçekte tartışılmasını sağlayacak ilk bilimsel toplantı olması bakımından da büyük öneme sahip olacaktır. Türkiye’nin zengin kültürel ve tarihi mirasını koruma ve geleceğe taşıma amacıyla başlatılan Geleceğe Miras Projesi, ülkemizin farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim topraklarında bu medeniyetlerin izlerini korumayı ve tanıtmayı giderek daha önemli hale getirmiştir. 2018 yılında başlatılan 12 aylık kazı programı ile temeli atılan proje bu programın başarısının ardından kültür turizmini geliştirme vizyonunu daha da netleştirerek hayata geçmiştir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya çıkararak, geçmişin kültürel mirasını günümüzde yaşatmak ve gelecek nesillere aktarma vizyonu ile yürütülmektedir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir. Bu projeyle son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı önümüzdeki dört yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve bu dönemin ’Türk arkeolojisinin altın çağı’ olarak anılmasını amaçlıyoruz. Ülkemizde Osmanlı Cihan Devleti geleneğinde başlayan arkeolojik çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği bilim insanlarıyla altın dönemini yaşamıştır. Bugün Türk arkeolojisine altın çağını yaşatan hocalarımızın öğrencilerinin Anadolu’nun dört bir yanında yaptıkları arkeolojik çalışmalar ile yeni bir altın çağ başlatıyor olmaları hepimiz için bir gurur kaynağıdır” ifadelerini kullandı. "Yıl sonu itibarıyla kazı ve araştırma alanlarımızın sayısının 765’e ulaşması öngörülmektedir" Türkiye genelinde toplam 750 arkeolojik kazı ve araştırmanın yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, “Bu çalışmalar, geçmişimizi aydınlatan önemli veriler sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız değerli bir mirasın temellerini de atıyor. Bakanlığımızca başlatılan Geleceğe Miras Projesi kapsamında 224 kazı alanımız projeye dahil edilmiştir. Bu proje, arkeolojik alanlarımızın korunması ve geliştirilmesi amacıyla özel olarak tasarlanmıştır ve bu alanlarda yürütülen çalışmalara önemli katkılar sağlamaktadır. 2024 yılının başından bu yana kazı çalışmalarına toplam 3.4 milyar lira finans sağlanmış olup, yıl sonuna kadar kazı alanlarında yürütülen kazı, çevre düzenleme, restorasyon gibi tüm faaliyetler için toplamda 6 milyar liralık bir bütçe ayrılmıştır. Bu bütçe, çalışmalarımızın hız kazanmasını ve kalıcı eserlerin korunarak geleceğe aktarılmasını sağlamaktadır. Yıl sonu itibarıyla kazı ve araştırma alanlarımızın sayısının 765’e ulaşması öngörülmektedir. Bu hedefe ulaşmak için titizlikle çalışmaya devam ediyoruz. Her bir kazı, geçmişimize ışık tutacak yeni bilgiler açığa çıkarmakta ve tarihimizi daha iyi anlamamıza katkı sağlamaktadır. Sözlerime son verirken, ülkemiz coğrafyasında, geçmişten günümüze kadar hayat bulmuş tüm uygarlıkların varisi ve hamisi olarak devraldığımız kültürel birikimin zenginliğiyle, arkeolojik çalışmalara, kültürel mirasımıza layık olacak titizlikte devam edeceğimizi belirtmek isterim. Dünya çapında neolitik dönem uzmanları ile arkeolojiye gönül veren katılımcıları bir araya getiren bu değerli organizasyonda çok önemli bilimsel metinlere ulaşılacağına inancım tamdır. Dünya Neolitik Kongresi’nin düzenlenmesinde emeği geçen ve kıymetli katkılarıyla burada bulunan tüm bilim insanlarımıza teşekkür ederim” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dünya Neolitik Kongresinin açılışında konuştu
03 Kasım 2024 Pazar - 19:51 Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dünya Neolitik Kongresinin açılışında konuştu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 4-8 Kasım tarihleri arasında Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Dünya Neolitik Kongresinin açılışında konuştu. Neolitik Dönemin çekirdeği olarak kabul ettikleri Göbeklitepe çevresinde bulunan Karahantepe-Sayburç-Çakmaktepe ve Sefertepe’de yürütülen çalışmalarla Anadolu’da Neolitik Dönemi çok daha iyi anlamayı ve yorumlamayı başarmış bulunduklarını söyleyen Bakan Ersoy, şu anda Türkiye genelinde toplamda 750 arkeolojik kazı ve araştırmanın devam ettiğini belirtti. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Neolitik dönemin kalbi Anadolu topraklarında, insanlık tarihinin en önemli basamaklarından birinin izlerini taşımaktan ve bu eşsiz mirası dünya ile paylaşmaktan onur duyuyoruz. Tarihe tanıklık eden bu kadim topraklarda, neolitik çağın başlangıcını keşfetmek, anlamak ve tüm insanlıkla paylaşmak adına, Dünya Neolitik Kongresinde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bakanlığımızın himayesinde, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi’nin işbirliği ile düzenlenen Dünya Neolitik Kongresine hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada sadece bir kongre için değil, tüm insanlığın ortak kültür mirasına bir adım daha yaklaşmak için toplandık. Göbeklitepe’den Karahantepe’ye, Sayburç’tan Sefertepe’ye kadar Anadolu’nun dört bir yanında kazı çalışmalarını sürdüren bilim insanları, uygarlık tarihinin en eski katmanlarını ortaya çıkararak, bu eşsiz mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma gayreti içindeler” dedi. Anadolu’nun, Dünya genelinde Neolitik Dönemin ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğu ortaya çıkarılmıştır Burada bulunan herkesin geçmiş ve geleceği birleştiren bir köprünün temel taşı olduğunu aktaran Bakan Ersoy, “Anadolu’nun insanlık tarihine yaptığı bu benzersiz katkının bir parçası olarak burada bulunan herkes, geçmişle geleceği birleştiren bir köprünün inşasında temel taşı görevini üstleniyor. 1960’lı yıllarda rahmetli hocamız Prof. Dr. Halet Çambel’in Çayönü kazıları ile başlayan Neolitik Dönem araştırmaları, 1990’lı yıllar sonrasında Güneydoğu Anadolu’da Fırat ve Dicle havzalarında gerçekleştirilen çalışmalarla desteklenmiştir. Bu çalışmalar Anadolu’nun, Dünya genelinde Neolitik Dönem’in ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda Neolitik Dönemin çekirdeği olarak kabul ettiğimiz Göbeklitepe çevresinde bulunan Karahantepe-Sayburç-Çakmaktepe ve Sefertepe’de yürütülen çalışmalarla Anadolu’da Neolitik Dönemi çok daha iyi anlamayı ve yorumlamayı başarmış bulunuyoruz. Düzenlenen bu kongre ile Anadolu Neolitik Dönemi ile ilgili bugüne kadar edindiğimiz bilgileri, dünya çapında elde edilen yeni bilgiler ile de harmanlamış olacağız. Bakanlık olarak, ülkemizde yürütülen arkeolojik faaliyetlerde elde edilen bilgilerin bilim camiası ile paylaşılması adına yapılacak tüm çalışmaları desteklemekten gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. Kongreye 63 ülkeden binden fazla kişi katılıyor Kongrede 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen, neolitik konusunda uzman yaklaşık bin kişiden oluşan katılımcıların, 45 farklı oturumda, 687 sözlü sunum ve 62 poster sunumuyla kongreye katkı sağlamalarının planlandığını belirten Bakan Ersoy, “Bu yıl Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ‘Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri’ Sempozyumunun 44’üncüsünü gerçekleştirdik. Hitit kazıları özelinde de, ‘Hititlerin İzinde Yeni Bilgiler ve Perspektifler’ Sempozyumunu Ankara Üniversitesi ve Hitit Üniversitesinin katkıları ile başarıyla düzenledik. Arkeolojik kazı politikamızın sonuçlarını dünyaya duyurmak adına benzeri tüm organizasyonları Bakanlık olarak desteklemeye hazır olduğumuzu buradan duyurmak isterim. Bakanlığımızın himayesinde gerçekleştirilen Dünya Neolitik Kongresinde 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen, Neolitik konusunda uzman yaklaşık bin kişiden oluşan katılımcıların, 45 farklı oturum kapsamında, 687 sözlü sunum ve 62 poster sunumuyla kongreye katkı sağlamaları planlanmaktadır. Bu Kongre ayrıca, dünyanın çeşitli yerlerinde, farklı zaman dilimlerinde, farklı kültürel ve sosyo-ekonomik yörüngeleri takip ederek gerçekleşen çeşitli Neolitik oluşumlara ilişkin tartışmaları da bir araya getirecektir. Kongre kapsamında, farklı bölgelerdeki Neolitik yaşam biçimleri, dönüşüm süreçleri, nedenleri, sonuçları, toplumsal örgütlenme modelleri, doğal çevre ortamı, beslenme özellikleri ve geliştirdikleri teknolojileriyle birlikte bütüncül bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bu buluşma söz konusu başlıkların küresel ölçekte tartışılmasını sağlayacak ilk bilimsel toplantı olması bakımından da büyük öneme sahip olacaktır. Türkiye’nin zengin kültürel ve tarihi mirasını koruma ve geleceğe taşıma amacıyla başlatılan Geleceğe Miras Projesi, ülkemizin farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim topraklarında, bu medeniyetlerin izlerini korumayı ve tanıtmayı giderek daha önemli hale getirmiştir. 2018 yılında başlatılan 12 Aylık Kazı Programı ile temeli atılan proje bu programın başarısının ardından, kültür turizmini geliştirme vizyonunu daha da netleştirerek hayata geçmiştir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya çıkararak, geçmişin kültürel mirasını günümüzde yaşatmak ve gelecek nesillere aktarma vizyonu ile yürütülmektedir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir. Bu projeyle, son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı, önümüzdeki dört yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve bu dönemin “Türk Arkeolojisinin Altın Çağı” olarak anılmasını amaçlıyoruz. Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu geleneğinde başlayan arkeolojik çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği bilim insanlarıyla altın dönemini yaşamıştır. Bugün Türk arkeolojisine altın çağını yaşatan hocalarımızın öğrencilerinin Anadolu’nun dört bir yanında yaptıkları arkeolojik çalışmalar ile yeni bir altın çağ başlatıyor olmaları hepimiz için bir gurur kaynağıdır” ifadelerini kullandı. Şu anda Türkiye genelinde toplamda 750 arkeolojik kazı ve araştırmanın yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, “Bu çalışmalar, geçmişimizi aydınlatan önemli veriler sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız değerli bir mirasın temellerini de atıyor. Bakanlığımızca başlatılan "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında 224 kazı alanımız projeye dahil edilmiştir. Bu proje, arkeolojik alanlarımızın korunması ve geliştirilmesi amacıyla özel olarak tasarlanmıştır ve bu alanlarda yürütülen çalışmalara önemli katkılar sağlamaktadır. 2024 yılının başından bu yana, kazı çalışmalarına toplam 3.4 milyar lira finans sağlanmış olup yıl sonuna kadar kazı alanlarında yürütülen kazı, çevre düzenleme, restorasyon gibi tüm faaliyetler için toplamda 6 milyar liralık bir bütçe ayrılmıştır. Bu bütçe, çalışmalarımızın hız kazanmasını ve kalıcı eserlerin korunarak geleceğe aktarılmasını sağlamaktadır. Yıl sonu itibarıyla, kazı ve araştırma alanlarımızın sayısının 765’e ulaşması öngörülmektedir. Bu hedefe ulaşmak için titizlikle çalışmaya devam ediyoruz. Her bir kazı, geçmişimize ışık tutacak yeni bilgiler açığa çıkarmakta ve tarihimizi daha iyi anlamamıza katkı sağlamaktadır. Sözlerime son verirken, ülkemiz coğrafyasında, geçmişten günümüze kadar hayat bulmuş tüm uygarlıkların varisi ve hamisi olarak devraldığımız kültürel birikimin zenginliğiyle, arkeolojik çalışmalara, kültürel mirasımıza layık olacak titizlikte devam edeceğimizi belirtmek isterim. Dünya çapında neolitik dönem uzmanları ile arkeolojiye gönül veren katılımcıları bir araya getiren bu değerli organizasyonda çok önemli bilimsel metinlere ulaşılacağına inancım tamdır. Dünya Neolitik Kongresi’nin düzenlenmesinde emeği geçen ve kıymetli katkılarıyla burada bulunan tüm bilim insanlarımıza teşekkür ederim” diye konuştu.
Bakan Yerlikaya 10 aylık asayiş verilerini paylaştı
01 Kasım 2024 Cuma - 15:33 Bakan Yerlikaya 10 aylık asayiş verilerini paylaştı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, güvenlik güçlerinin 10 ayda Şanlıurfa’da yaptığı çalışmaların verilerini paylaştı. Güvenlik ve Asayiş Toplantısı için Şanlıurfa’ya gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son 10 ayda polis ve jandarma ekiplerinin yaptığı çalışmaların verilerini paylaştı. Bu yüzyılın huzurun yüzyılı olmasıyla ilgili sözleri olduğunu belirten Bakan Yerlikaya, “Şanlıurfa’nın huzuru ile ilgili değerlendirmelerimizi arkadaşlarımızla birlikte yaptık. 2024’ün bu günlerine kadar, yani 1 ocaktan 31 ekim 2024 tarihine kadar geçen yılın aynı dönemine kadar kıyaslamalar yaptık. Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Hedeflerimiz var çünkü. Türkiye’nin huzuru ve bu yüzyılın huzurun yüzyılı olmasıyla ilgili sözümüz var. Şanlıurfa’da emniyet ve jandarmamız kişilere karşı işlenen suçlarda bu 10 aylık dönemde olay sayılarını düşürmüş, aydınlatma, yani götürüp adalete teslim etmede yüzde 96,7 olduğunu görüyoruz. Yüne mal varlığına karşı işlenen suçları yüzde 24,7 düşürmüş, aydınlatma olayını ise şimdilik yüzde 71’in üzerine çıkartmış. Haklarında hapis cezası verilen yakalamalarla ilgili Şanlıurfa’daki güvenlik birimlerimiz geçen yıldan yüzde 34 artarak 2 bin 801’e ulaşmış. Bu da şimdilik çünkü arkadaşlarımız gerçekten hem kendi içlerinde, kendi dönemleriyle hem de diğer yerlerde aynı mesleği yapan arkadaşlarıyla büyük bir yarış halinde. Biz hapis yakalamalarla ilgili önlerindeki en büyük gücü bunu olarak görüyoruz” dedi. Ruhsatsız silahlarla mücadele Ruhsatsız silahlarla ilgili bir yasa önerileri olduğunu belirten Bakan Yerlikaya, “Ruhsatsız silahlarla ilgili 2 bin 874 yakalama olmuş. Bin 147 tabanca, 429 kurusıkı, 582 av tüfeği, 116 uzun namlulu silah olmak üzere toplam 2 bin 874 şahıs yakalanmış, 3 bin 8 kişiye de işlem yapılmış. Bu işi tamamen ortadan kaldırmak, caydırıcılığını arttırmak için bir yasa önerimiz var. İnşallah Gazi Meclisimizin takdirleriyle bu yürürlüğe girdiği zaman caydırıcılık bu noktada çok daha güçlü hale gelecektir. Organize suç örgütleriyle ilgili yine bu 10 aylık dönemde yapılan 31 operasyonda 25 tutuklu, 23 adli kontrol ve 6 organize suç örgütü çökertilmiş, adalete teslim edilmiştir. Hem emniyetimiz hem de jandarma ekiplerimizin bununla ilgili çalışmaları planlı ve projeli devam ediyor. Hiçbir zaman durmuyoruz. Biz şehir eşkıyalarına göz açtıramayız. Bu noktada Şanlıurfalı hemşehrilerim duydukları, bildikleri ne varsa, tıpkı uyuşturucuda olduğu gibi, tıpkı hapis yakalamada olduğu gibi, yani önleyicilikle ilgili topyekun mücadele etmek bizi daha güçlü kılar. Desteklerini esirgemesinler, söylesinler, biz gereğini yapalım” ifadelerini kullandı. Terörün beli kırıldı Şanlıurfa’da terör örgütleriyle mücadeleye devam edildiğini belirten Yerlikaya, “Yine terörle mücadelemizde kırsalda 650 operasyon, şehirde 268 operasyon, 102 tutuklu, 75 adli kontrol olduğunu ifade etmemiz lazım. Yine 10 ayda 95 terörist etkisiz hale getirildi. Yine FETÖ ile ilgili 36 operasyonda 7 tutuklu, 9 adli kontrol. Yine DEAŞ ile ilgili 76 operasyon, 47 tutuklu, 41 adli kontrol. Sol terör örgütleriyle ilgili 2 operasyon, 1 tutuklu olduğunu ifade etmek istiyorum. Böylelikle terörle ilgili 2 eylem, biri PKK, biri de DEAŞ olmak üzere Şanlıurfa güvenlik birimlerimizin kahramanca bu iki eylemi önlediklerini de ifade edelim” dedi. Şanlıurfa uyuşturucuda büyük başarı elde etti Şanlıurfa’da bir tondan fazla uyuşturucu ele geçirildiğini söyleyen Bakan Yerlikaya, ”Uyuşturucu ile ilgili Şanlıurfa’mızda gerçekten büyük bir gayret ve başarı var ama durmayacağız. Güvenlik birimlerimiz bir taraftan, vatandaşlarımız bir taraftan el birliği ile bunların nefeslerini kesmemiz gerekiyor, bunda da kararlıyız. Bugüne kadar bin 712 kilogram uyuşturucu, 419 bin adet uyuşturucu, 4 bin 197 kök ele geçirilen uyuşturucu türleri var. 5 bin 79 gözaltı, 675 tutuklu, 199 adli kontrol var. Devam eden projelerimiz var ve bu noktada vatandaşlarımızın ihbarları bizim hızımızı arttırıyor. Her zaman olduğu gibi onların ihbarlarını çok önemsiyoruz, bizden bunu esirgemesinler. Düzensiz göçlerle mücadelede 10 mobil aracımız durmadan denetim yapıyor. Umuma açık yerlerde kimlik sorgulaması yapılıyor. Sınırdan 10 bin 451 geçiş engellendi. 3 bin 419 düzensiz göçmen ülkelerine geri gönderildi. Bugüne kadar mobil göç araçlarımız 10 ayda 86 bin 836 sorgu yapmış, bunlardan 809 düzensiz göçmen tespit edilmiş ve onlar ülkelerine iade edilmek için geri gönderme merkezine teslim edilmiştir. Biz geldiğimiz günden beri söylediğimiz neydi, göçmen kaçakçılığı organizatörleri konusunda güvenlik güçlerimiz harika işler yapıyor. Şimdiye kadarki 149 operasyonda 122 göçmen kaçakçısı tutuklanmış, 43 adli kontrol var. Henüz tutuklanmamış adli kontrol ya da serbest bırakılmış, cezaevinden çıkacak olanları da yakından takip ediyoruz. Ana başlıklar altında vatandaşlarımızla paylaşacağımız bunlar. Biz onların huzuru, gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bütün ekipleri kutluyorum” diye konuştu.