ÇEVRE - 24 Ağustos 2021 Salı 17:23

’Asya kaplan sivrisineği’ Samsun’da da görüldü

A
A
A
’Asya kaplan sivrisineği’ Samsun’da da görüldü

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Mustafa Akıner, İstanbul ve birçok ilde görülen Asya kaplan sivrisineğinin (Albopictus) Samsun’un Çarşamba ilçesinde de görüldüğünü, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda bu yılın eylül ayı sonunda veya 2022 yazında Samsunluların diğer illerdeki vatandaşlar gibi sıkıntı çekebileceğini söyledi.


Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Aedes cinsi sivrisinekler’ konulu konferans düzenlendi. Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilen konferansa Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şenol Yıldız, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Tulumen, öğretim üyeleri, halk sağlığı uzmanları, belediyelerin ilgili birimlerinin görevlileri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Toplantıda konuşan Doç. Dr. Muhammet Mustafa Akıner, istilacı ve yerli sivrisinek türleri hakkında önemli bilgiler verdi.



“Türkiye’de sivrisinekler yüzünden 10 kişi hayatını kaybetti”


2010 yılında sivrisineklerin taşıdığı virüsler nedeniyle 10 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Doç. Dr. Mustafa Akıner, “Bu türlerle şu anda dünyada mücadele eden pek çok ülke ciddi meblağlarda para harcıyorlar. Fransa bu türlerle mücadele için 9 milyar euro, İtalya ise 11 milyar euro bu sivrisinekler ile mücadele için para harcıyor. Eğer bunu yapmazlarsa bazı hastalıklarla baş etmeleri mümkün hale gelmeyecek. 1989’da İtalya’da bu türler ilk görülmeye başladığında ‘diğer türlerle mücadele ettiğimiz gibi bunlarla da mücadele ederiz’ dedikleri için şu anda bu noktaya geldiler. Sadece Karadeniz’de değil, İstanbul’da, Kocaeli’de ve İzmir’de de çok ciddi problem var. Büyükşehir belediyeleri bu türler için efor sarf ediyorlar. Yerli sivrisinekle ile bu türler arasında farklar var. Sarı humma sivrisineği, Asya kaplan sivrisineği, hepimizin evinde olan ev sivrisineğini karşılaştırdığımızda ve bu bölgenin baş belası olan çeltik tarımıyla alakalı olan her tarafta bulunan ve sıtma bulaştıran yabancı bir türü karşılaştıralım. 3 sivrisinek grubu var. Bunları gördüğünüzde farklarını ayırt edebilirsiniz. Anofel türler sıtmanın ana taşıyıcısıdır. Ülkemizde 2010 yılında culex türlerine maruz kalan 47 vakadan 10 kişi vefat etti. 2019 yılında da 2 kişi Batı Nil vakasından hayatını kaybetti. Bunun da ana taşıyıcısı culex türü sivrisineklerdi” dedi.



“Samsun’da Batı Nil virüsü taşıyıcısı ve sıtmanın taşıyıcısı olan sivrisinek türlerine rastlandı”


Samsun’da rastlanılan istilacı türler hakkında da konuşan Doç. Dr. Mustafa Akıner, “Sivrisinekler; sarıhumma, sıtma ve Batı Nil virüsünü bulaştırabilir. Şu anda Kovid-19 sıkıntısı yaşıyoruz. İnsanlar nefes almakta zorluk çekiyor. Eğer sarıhummaya ya da denk hastalığa yakalanırsanız olduğunu yerde kemiklerinizin kırıldığını hissediyorsunuz. İsmi de zaten ‘kemik kıran hastalığı’ olarak geçiyor. Aedes, culex ve anofel türlerinin hangi alanda olduğu Samsun’da da araştırılıyor. Bu bölgede 2013-2015 yıllarında Samsun’da Batı Nil virüsü taşıyıcısı ve sıtmanın taşıyıcısı olan sivrisinek türlerine rastlandı. 1924’ten beri bu türlerle ilgili mücadele devam ediyor. Bu bölgede yeni yeni görülmeye başlayan Asya kaplan sivrisineğinin alında bir çizgi vardır. Aegypti istilacı türleri Artvin, Trabzon ve Rize’de var. Aegypti ev içinde ısırma aktivitesi sergilerken, Asya kaplan sivrisineği ise bahçeye çıktığınızda başınızın belası olur. Dışarıda oturmanıza izin vermez. Normalde culex ve anofel türlerinde çok ciddi acı hissetmezken, Asya kaplan sivrisineği ısırdığında ciddi acı hissedersiniz. Çünkü ağzındaki hortum yapısı testere gibidir. Bu testere ile sizin derinizi kanı bulabilmek için kesiyorlar. Keserken de acı hissediliyor. Türkiye’de 65 sivrisinek türü var. Bunlardan 2 tanesi istilacı tür olarak kabul ediliyor. 63 türle mücadele 1900’lü yıllardan beri sürüyor. Son yıllarda genelde ev sivrisineği ve sıtma bulaştıran sivrisinek ile mücadele ediliyor. Bir sivrisine tek yumurtlamada 200 yumurta bırakıyor. 3 defa yumurtladığı için 1 sivrisine eğer kan emer ve yumurtlarsa 10 gün sonra 600 sivrisinek ile karşı karşıyasınız demektir. Eğer herhangi bir mücadele ya da önlem almazsanız” diye konuştu.



“Çarşamba ilçesinde Asya kaplan sivrisineği türüne rastlandı”


Samsun’da da istilacı türe rastlandığını ve acilen mücadele edilmesi gerektiğini altını çizen Mustafa Akıner, şunları söyledi:


“İstilacı türlerden Asya kaplan sivrisineğinin tercih ettiği tek doğal alan kesik bambuların dibindeki sular ya da ağaç kavukları. Türkiye’de ağaç kavuklarının olduğu alanlarda rastlamanız mümkün ama doğal habitatlarında olmadığı, Türkiye’ye ilk lastik ticareti ile girdiği arkasından da tüm olası yapay habitatlara yayıldığını biliyoruz. 2015’te türü sadece lastik içinde bulurken, şu anda akla gelen en ufak bir su birikintisinde bulabiliyoruz. Doğal alanlarda bulunmuyorlar çünkü diğer türler yüzde 80 oranında istilacı türleri yok edebiliyor. İnsanlar da mücadeleyi sürsürse hayvanın yoğunluğunu düşürmek mümkün. Karadeniz’de lastikçilerin lastik depoladıkları yerlerde çok yoğun bulunuyorlar. Geçen senelerde Ordu’ya kadar Asya kaplan sivrisineğinin girdiğini görmüştük. Bugün itibariyle de Samsun’a da girdiğini gördük. Daha detaylı bir araştırma yapmadık. Şu anda kayıtlı belgelere göre bin 700’e yakın noktada istilacı tür var. Bu sene sayı 2 bin noktaya ulaşabilir. İnsan bile yılda 475 bin kişinin ölümüne sebep olurken, sivrisinekler ise ortalama 725 bin kişinin ölümünden sorumlu. Bunun içerisinde sıtma, sarıhumma ya da denk hastalıklar var. Bu hastalıklar Kovid-19 gibi ilk başta anlaşılmıyor. Baş ağrısı, kas ağrısı ve kemik ağrısıyla devam ediyor. Hastalık bulaştıran istilacı türlere veya yerli türlere başlangıçta tedbir almazsanız, doktora gittiğinizde doktorların yapabileceği çok da fazla bir şey yok. Sadece sıtma için ilaç alabilirsiniz. Batı Nil, sarıhumma ve denk hastalıklarla ilgili Türkiye’de herhangi bir tanı kiti yok. Bunu ayırt edebilecek doktor da yok. Bu konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi olduğum için biliyorum. Ben de sıtma geçirdim. Umursamazsak herhangi bir şey olduğunda sonucu ağır olur. Çarşamba ilçesinde olması demek ya Tekkeköy kısmına yayıldı ya da diğer kısma geçti demek. Ya bu sene ya da gelecek sene yazın aynı İstanbul’da son 1 aydır olduğu gibi vatandaşlar ‘yandım anam’ diye veryansın edecek. O örneklere bir de Samsun eklenecek. İnsanlar çok hareket ediyor. Bir yerden bir yere bir ürün taşırken içerisinde larva taşıyıp, taşımadığını bilmiyoruz. O yüzden daha dikkatli olunması gerekiyor.”


İl olarak yapılan mücadeleden bahseden Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şenol Yıldız, “Sinekle mücadele veya uçkunla mücadele bunları da nispeten tali konular gibi şekillendirir yönetirler. Ama şehirlerin tıpkı atık yönetim planı, imar master planı gibi uçkunla mücadele planının da olması gerekiyor. Bizim Samsun’da da hedefimiz inşallah bu tarafa doğru. Şu ana kadar belli bir seviye kat ettik. En azından noktasal, yaygın ve larva mücadele alanları bunların ilçe bazlı bütün tespitlerini arkadaşlarımız yapmış durumda. Bundan sonra da bunun üzerine bir master plan kurgusu yapıyor olacağız. Atalarımızın yaşam alanlarına baktığımızda çoğu defa böyle çamurların, balçıkların, bataklıkların sulak alanların çok olduğu yere değil de biraz daha dağlara tepelere kaçıp yerleştiklerini görüyoruz. İlerleyen süreçte modern çağla beraber bizler pek çok alanı kendimize yaşam alanı olarak seçtik. Ancak sivrisinekler ya da uçkunlar öyle kolay vazgeçecek gibi gözükmüyor. Tür ve şekil değiştiriyor, mücadele azmini sürekli artırıyor, ilaçlara direnç kazanıyor. Biz de sürekli ilaç değiştiriyoruz, kimyasal mücadele, dumanla mücadele, biyolojik mücadele gibi pek çok alana kaçıyoruz. Aşırı yağışlar da larva için ekilen bütün ilaçları bir anda götürüyor. Hemen ertesi gün sıfırdan başlıyorsunuz” şeklinde konuştu.


Ardından katılımcılara sunum yapan Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Tulumen, “Hem iklim değişikliğinin etkilerini, kentleşmenin beraberinde getirdiği sorunların etkilerini yaşadığımız bir kentte bulunuyoruz. Özellikle Yeşilırmak ve Kızılırmak Havzası, sulak alanların bol olduğu, tarım şehri Samsun’da bu mücadeleyi vermek ciddi bir emek ve ciddi bir performans istiyor. Sulak alanlarda, su birikintileri, fosseptik çukurları gibi haşerelerin biriktiği ortamlar bölgede yaklaşık 17 bin noktaya denk geliyor. Bu noktalarda mücadele çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biyolojik ilaçların yanında, Dünya Sağlık Örgütü’nün onay vermiş olduğu kimyasalları da kullanarak yürütmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İlhan Palut: “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, Eyüpspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, iyi bir takıma karşı oynadıklarını söyleyerek, “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Çaykur Rizespor, deplasmanda karşılaştığı Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, “Maç öncesi değerlendirmelerimde de bu maçın seyirciler için keyifli bir mücadele olacağı yönündeydi. Pozitif futbol oynayan iki takımın mücadelesiydi. 3. bölgeye biz de rakibimiz de çok gitti. Maç içinde kıran kırana bir mücadele vardı. Biz, tüm oyuncularımızdan defansa katkı istedik. Önde baskı yaptık etkili olduk. Çok fazla toplar kazandık. Negatif olan yanlarımız da vardı ve bazı pozisyonlarda rakibimize pozisyonlar verdik. Eyüpspor iyi bir takım ve ne yapmak istediğini bilen bir takım. Arda Hoca’yı da kutluyorum. Böyle bir takıma karşı deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz. Rakibimizi de sergiledikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum” diye konuştu. "Yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi" Son haftalarda yakaladıkları başarılı grafik hakkında da konuşan İlhan Palut, “Fenerbahçe maçında yediğimiz gole kadar çok iyi bir Rizespor vardı. Sonrasında Galatasaray maçında, bunu takip eden ve sahadan mağlup olduğumuz maçlarda yeterince iyi değildik. Bu dönemde evet yıprandık. Rizespor camiasına zarar mı veriyoruz diye düşündüm. Bu süreçte başkanımız ve yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi. Çalışmaya ve çabalamaya devam ettik. Ve bugün iyi bir istatistik yakaladık diyebiliriz” şeklinde konuştu. Çaykur Rizespor’un bu süreçte kendine güvenmesini doğru bulduğunu aktaran Palut, “Ben de bu tarz süreçlerde antrenöre güvenip devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de çok uzun süreli iyi performanslar gelecekken bazen 1-2 haftalık kötü sonuçlar sebebiyle kulüpler, teknik adamlarla yollarını ayırıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardahan Kadın futbolunda Gürcistan ile dostluk maçı Kadınlar 3. Lig’de mücadele eden Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı, sınır komşusu Gürcistan’ın 2. Lig takımlarından Akhalgori Kadın Futbol Takımı ile dostluk maçı yaptı. Bayram havasında geçen futbol maçını konuk ekip 5-2 kazandı. Gürcistan temsilcisinin teklifiyle düzenlenen bu özel karşılaşmayla iki ülkenin futbol takımları arasında dostluk bağlarının güçlendirilmesi amaçlandı. Yeni sezon hazırlıklarına hız kesmeden devam eden Kura Gençlik Spor, bu maçla hem takımın performansını değerlendirme hem de genç oyuncularını uluslararası bir rakiple sahada görme fırsatı buldu. Gürcü Takımı ile birlikte Ardahan’a gelen Türkiye-Gürcistan Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Mikail Geliaşvili, ’’İki ülke arasında ilk defa kadın futbol takımları dostluk maçında karşılaştı. Bu karşılaşma ile dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. Biz dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz. Savaş istemiyoruz ve bu müsabaka tüm dünya barışı için bir adım olur" dedi. Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı Başkanı Ümit Sarıkaya ise dostluk maçında karşılaştıklarını söyleyerek, "Gürcistan 2. Ligi’nde mücadele eden Akhalgori Kadın Futbol Takımı’nın bizimle bir dostluk maçı talebi oldu. Biz de federasyon yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler sonucunda bu karşılaşmanın oynanmasına karar verdik. Burada amaç dostluk ve kardeşlik, sonuç önemli değil" diye konuştu. 80. Yıl Şehir Stadyumu’nda Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı ile Akhalgori Kadın Futbol Takımı arasında oynanan dostluk maçını konuk ekip 5-2’lik skorla kazandı.
İstanbul Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin karma sergisinin açılışını yaptı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Emine Erdoğan, bugün büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünün yeniden keşfedildiğini belirterek, "Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Burada konuşan Erdoğan, resimden müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her dalının, insanın yüce duygularının gün yüzüne çıkmasını sağladığını söyledi. Sanatın, herkesi aynı duygularda buluşturduğunu kaydeden Erdoğan, "Sanat, insanı önyargı ve nefret zincirlerinden kurtararak diğer insanlarla yakınlaştırır. Kültür ve sanatla derinleşen farkındalık ve duyarlılığı artan toplumlar, hayata gönül penceresinden bakmaya başlar. Dolayısıyla her sanatçı aslında eserleriyle kendi medeniyetini de inşa eder" diye konuştu. "Kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" Erdoğan, hem içinde bulunulan zamanda var olmanın hem de gelecekte devam etmenin yolunun estetik üretimden geçtiğini belirterek, "Biz bu anlamda dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Tarih boyu geniş coğrafyalarda farklı medeniyetlerle temasın zenginleştirdiği kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Osmanlı döneminde sanatın, hayatın her alanına işleyip, yaşamla iç içe olduğunu dile getiren Erdoğan, "Estetik algı, en üst düzeyde tecrübe edilmiştir. Ruhun ilacı olarak görülen müzik, şifahanelerde tedavi olarak uygulanmıştır. Keza çini, ebru, tezhip, hattatlık gibi nice sanat dalı, zevk-i selimin ve ince fikrin zirvesidir. Kağıda, cama, taşa kumaşa işlenen desenler; neyden bağlamaya, uddan kanuna uzanan nağmeler, ruhumuzu incelikle besler. Bu derin kültürel birikim sahip olduğumuz en değerli hazinelerimizdendir" şeklinde konuştu. Erdoğan, bugünkü karma sergi gibi medeniyet mirasına sahip çıkan ve modern sanatla arasında köprüler kuran etkinliklerin kıymetli olduğunu vurgulayarak, Çınar Derneği’ni ve eser sahiplerini çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. "Dernek her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor" Derneğin adını çınardan almasını anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin kültürel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlediği kurslar, bu misyonun somut birer yansıması. Dernek, sağladığı çeşitli sanat atölyeleri ile her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor. Resim, seramik, kara kalem, soğuk porselen gibi modern sanat eğitimleri çağın trendlerini kişisel üsluplarla birleştiriyor. Öte yandan, kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücüne katılımını destekleyerek, toplumsal kalkınmaya da değerli bir katkı sağlıyor" değerlendirmelerinde bulundu. Erdoğan, öğrencilerin bu eğitimlerde yalnız bir sanatı icra etmekle kalmayıp, işledikleri her motifte, attıkları her fırça darbesinde ve öğrendikleri her yeni ritimde emeğin ve sabrın gücüne tanıklık ettiklerini söyledi. "Eserlerde ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum" Bu durumun, herhangi bir sanat dalında beceri kazanmanın çok ötesinde olduğunun altını çizen Erdoğan, "Birbirinden farklı tüm bu kıymetli eserlerde, ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum. Sanatla terbiye edilmiş ruhlar ve güzeli görmeye talimli gözler arttıkça, sanat müzelerin, galerilerin duvarlarını aşarak hayata karışacak. İşte o zaman sanat, insanı daha erdemli bir hale getiren ve toplumları medeniyet yolunda ileri taşıyan bir güce dönüşecek" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan şöyle devam etti: "Çini duvar panolarından, porselen tabaklardan, yağlıboya tablolardan yansıyan estetik, giyim kuşamdan ev dekorasyonuna kadar, hayatın her alanında yeniden canlandırmalıyız. Estetikle harmanlanmış bir dünya, hayal ettiğimiz daha adil ve yaşanabilir bir geleceğin de anahtarı olacaktır. Nitekim bugün, büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünü yeniden keşfediyoruz. Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki, bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz." Sanatın, insanlığın iyi ve güzel izler bırakma çabasının en kalıcı şahidi olması, nesiller boyunca erdemin ve hakikatin ilham kaynağı olmaya devam etmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "Dünyayı kanla boyamak isteyenlere karşı, iyiliği, güzelliği ve erdemi çoğaltmakta yarışanlardan olabilmeyi diliyorum" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Derneğin eğitmenlerinden Nevin Şahin ve Nilüfer Kıran’ın icra ettiği müzik dinletisiyle başlayan açılış programında, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Selcen Zeliha Özkök Arda da bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Başkan Arda, Emine Erdoğan’a günün anısına Sultan Süleyman Han’ın hayatını anlatan bir kitap ile çini işlemeli porselen bir vazo hediye etti. Erdoğan, aile fotoğrafının çekilmesinin ardından, sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı. 110 elden çıkmış eserler sergilendi Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği 2020 yılında, toplumun bir ayrım gözetmeksizin tüm bireylerini kültür ve sanatın sağlam ve köklü değerlerinin gelecek nesillere aktarımında ortak ve sağlam bir payda oluşturmak üzere yola çıkmış gönüllü bir ekibinin gayretleriyle kuruldu. Görsel ve işitsel sanatlar, el sanatları alanlarında yetkin hocalarıyla her yaş grubuna yönelik atölye çalışmalarının yapıldığı sanat merkezinde hat, tezhip, minyatür, çini, Türk nakışı, sanatsal bebek yapımı, mefruşat ile ud ve piyano gibi geniş bir yelpazede sanat eğitimlerin verildiği derneğin karma sergisinde, 110 elden çıkmış Anadolu’nun sanat zenginliğini yansıtan 150 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi, 1 Aralık’a dek Dolmabahçe Galeri Salonu’nda ziyaret edilebilecek.