EKONOMİ - 12 Haziran 2024 Çarşamba 12:50

Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Körükçü: "Kapadokya yatırıma açık bir bölge"

A
A
A
Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Körükçü: "Kapadokya yatırıma açık bir bölge"

Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü, son yıllarda Kapadokya bölgesinin yerli ve yabancı yatırımcıların gözdesi olduğunu söyledi.


Dorak Holding’in 1971 yılında başlayan hikayesi, dünyanın dört bir köşesinde hayata geçirdiği proje ve hizmetlerle bir yenisi daha eklendi. Bir hayal, bir tutku ve bir mükemmellik arayışının izinde ilerleyen Dorak Holding, Kapadokya bölgesinde açtığı Sacred Mansion isimli oteli ile adından söz ettirmeye devam etti. Kapadokya bölgesinde konaklamadan, yeme içme sektörüne, ulaşımdan sıcak hava balon işletmeciliğine kadar birçok alanda yatımları bulunan Dorak Holding son olarak açtığı Sacred Mansion isimli oteli ile misafirlerine eşsiz bir Kapadokya deneyimi sunmayı vaat ediyor.


Sacred Mansion açılışında konuşan Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü, "Kapadokya son yıllarda yatırıma açık bir bölge oldu. Bizler Kapadokyalı olarak bu bölgeye sahip çıkmalıyız. Son yıllarda Kapadokya’ya yatırım yapan kişiler olarak çok güzel işler yaptık. Bizler bir ve beraber olduğumuz sürece çok daha güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Birbirimizi haksız yere eleştirirsek, Kapadokya kaybeder, geleceğimiz kaybeder, çocuklarımız kaybeder" dedi.


Dorak Holding bünyesinde açılan Sacred Mansion’un açılış törenine Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, ilçe ve belde belediye başkanları, bazı protokol üyeleri ve turizmciler katıldı.



Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Körükçü: "Kapadokya yatırıma açık bir bölge"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Azerbaycan Başkonsolosu Narmina Mustafayeva Kütahya’da Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva, Kütahya Valisi Musa Işın’a nezaket ziyaretinde bulundu. Görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, eğitim ve yatırım konuları ele alındı. Ziyaret sırasında konuşan Vali Musa Işın, Başkonsolos Mustafayeva’yı Kütahya’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Türkiye ile Azerbaycan halkı kardeştir. Kardeş halkın temsilcisini ilimizde görmek bizim için büyük bir onur. İlimizde 500 civarında Azerbaycanlı öğrenci öğrenim görüyor. Onlar bizim misafirimiz değil, kendi vatandaşımızdır” dedi. Başkonsolos Narmina Mustafayeva ise Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostane ilişkilerin her alanda güçlendirilmesi için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı. Kütahya’nın tarihi ve kültürel zenginliklerinden etkilendiğini ifade eden Mustafayeva, ilde eğitim gören Azerbaycanlı öğrencilerin durumlarının yakından takip edilmesi gerektiğini söyledi. Mustafayeve, “Bu öğrenciler, iki ülke arasındaki bağları güçlendiren birer köprü. Onların ihtiyaçlarının karşılanması için iş birliğine hazırız” dedi. Ziyarette ayrıca, Azerbaycan ile Türk iş insanları arasında yapılabilecek muhtemel yatırım organizasyonları da masaya yatırıldı. İki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin artırılmasının önemi bir kez daha vurgulandı. Başkonsolos Mustafayeva, ziyaretin ardından Kütahya’nın tarihi ve kültürel alanlarını da gezerek şehri yakından tanıma fırsatı buldu.
Ankara Dışişleri Sözcüsü Keçeli: "İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir" Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, “Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir” dedi. Dışişleri Sözcüsü Keçeli İdlip ve mücavir bölgedeki gelişmeler hakkında, sosyal paylaşım sitesi hesabından yaptığı paylaşımda, “Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir. 2017 yılından bu yana, İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’yle ilgili bazı mutabakatlar tesis edilmiştir. Türkiye, taraf olduğu mutabakatların gereğini hassasiyetle yerine getirmektedir. İdlip’e yönelik son dönemdeki saldırıların, Astana mutabakatlarının ruhuna ve işleyişine zarar verecek boyuta ulaştığı ve ciddi sivil kayıplara yol açtığı konusunda gerekli uyarıları çeşitli uluslararası platformlarda yapmış ve bu saldırıların durdurulması gerektiğini kayda geçirmiştik. Nitekim, son günlerde yaşanan çatışmalar, bölgedeki gerginliğin istenmeyen şekilde artmasına sebep olmuştur” ifadelerini kullandı. Sözcü Keçeli, “Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir. Diğer taraftan, mevcut istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarının sivil halkı ve Türkiye’yi hedef alan saldırılarındaki artışı da dikkatle izliyoruz. Bu bölgelerdeki terörist varlığının sonlandırılması amacıyla paydaşlarla daha önce varılan mutabakatların gereğinin yerine getirilmemiş olması endişelerimizi artırmaktadır. Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz” dedi.
Antalya Antalya’da 1 haftada 60 bin araç kontrol edildi Antalya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından son 1 haftada yapılan denetimlerde 60 bin 664 araç ve sürücü kontrol edilirken, 13 bin 651 kişiye çeşitli trafik cezaları kesildi. Hız, alkol, emniyet kemeri gibi ihlallerdeki artış dikkat çekerken, okul servis araçları da denetlendi. İl Emniyet Müdürlüğü, trafik güvenliğinin artırılması ve sürücülerde "algılanan yakalanma riski" duygusunun sürekli üst düzeyde tutulması amacıyla denetimler gerçekleştirdi. Son 1 haftada yapılan çalışmalar kapsamında; 6 bin 294 yük taşıyan araç, 2 bin 139 yolcu taşımacılığı yapan araç kontrol edilirken, 6 bin 1 alkol ve uyuşturucu madde denetimi, 18 bin 226 emniyet kemeri denetimi, 10 bin 188 motosiklet ve motorlu bisiklet denetimi ve 408 okul servis aracı denetimi yapıldı. Toplamda, 60 bin 664 araç ve sürücü kontrol edildi. Denetimler sırasında; yasak park yapan bin 732, engellilerin araçları için ayrılmış park yerlerine park yapan 260, hız ihlali yapan 4 bin 845, alkollü araç kullanan 215, korsan taşımacılık yapan 5, abartı egzoz kullanan 26, kırmızı ışık ihlali yapan 628, emniyet kemeri kullanmayan bin 303, kask kullanmayan bin 272, sürücü belgesi olmadığı/geri alındığı/iptal edildiği halde araç kullanan 348, diğer maddelerle birlikte toplam 13 bin 651 araç ve sürücüye trafik idari para cezası uygulandı. Helikopter ve dron gibi hava araçlarıyla yapılan denetimlerde ise 293 sürücüye trafik cezası uygulandı.
Samsun Prof. Dr. Ersanlı: "Çocuk işçiliği, sadece fiziksel yük değil, ruhları da tüketen bir karanlıktır" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ercümend Ersanlı, "Çocuk işçiliği, sadece fiziksel yük değil, ruhları da tüketen bir karanlıktır" dedi. OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü tarafından "Çocuk Hakları Bağlamında Çocuk İşçiliği” konulu sempozyum düzenlendi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü’nün her yıl geleneksel hale getirmeyi planladığı Çocuk Sempozyumu‘nun amacı her yıl çocukların hakları, refahı ve korunması bağlamında önemli bir konuyu ele almak, bilimsel ve toplumsal çözüm önerileri üreterek farkındalık oluşturmak. İlk olarak bu yıl gerçekleştirilen sempozyumumuzun teması “Çocuk Hakları Bağlamında Çocuk İşçiliği” konusu oldu. "Bir suçlama değil, bir farkındalık çağrısı" Türkiye’de ve dünyada çocuk işçiliğinin boyutları, nedenleri, çocuk işçiliğine maruz kalan çocukların yaşadığı psiko-sosyal ve ekonomik sorunlar, bu sorunların çözümüne yönelik sosyal politikalar ve uygulamaların ele alındığı sempozyum ilk olarak açılış konuşmaları ile başladı. Açılışta konuşan OMÜ Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ercümend Ersanlı, "Çocuk işçiliği, sadece fiziksel yük değil, ruhları da tüketen bir karanlıktır. Bir çocuğun okul yerine işyerine gönderilmesi, onun yalnızca bir gününü değil, tüm hayatını çalar. Çünkü çocukken alınamayan eğitim, oynanamayan oyunlar, hissedilemeyen sevgi, bir ömür boyu eksik kalır. Bu yazı bir suçlama değil, bir farkındalık çağrısıdır. Her çocuğun oyun oynama, öğrenme ve hayal kurma hakkı vardır. Ama unutmayalım ki onlar, kendileri için ayağa kalkamaz. Onların sesi olmak, onlara destek olmak bizim elimizde. Her çocuk, yüreğimizde sakladığı küçük bir dünyadır. Ve bu dünyayı ne kadar çok korursak, geleceğimiz de o kadar aydınlık olur. Bildiğiniz gibi kimileri ’çocuk işçiliğini’, kimileri de ’çocuk emeğini’ istismar etmektedir. Bu sempozyumun amacı, çocuğun ve emeğinin istismarını önleyecek, çocuklarımızı geleceğe güvenle bakabilecek bir yetkinliğe taşıyacak, hak ve nefasete dayalı bir bilinç oluşturmak, farkındalık oluşturmaktır. Bu sempozyum çocuk işçiliği konusunda bilimsel ve akılcı politikalar oluşturmada ilk adım olacak. Zaman içinde birbirini tamamlayan adımlarla, arzu edilen hedefe varacağız. Bu amaca ancak, yönetim, üniversite ve STK’ların iş birliğiyle, yani devlet ve milletin el ele vermesiyle ulaşılacağını unutmamak gerekir. Bu sempozyumda, kadim kültürümüzdeki ’İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışını yaşama geçirecek oldukça önemli fikirler oluşacak, çocuk işçiliği ile ilgili politikaların ve yapılacak çalışma stratejilerinin parametresi belirleyen bir eser doğacak. Bu eser de sizlerin eseri olacaktır" diye konuştu. "Çocuk işçiliği, tarih boyunca ele alınan önemli konulardan biri olmuştur" Sempozyumda konuşmalarını gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, “Çocuk işçiliği, tarih boyunca ele alınan önemli konulardan biri olmuştur. Bu sempozyumun, bu alanda çözüm önerileri sunarak geleceğimize ışık tutacağına inanıyorum. Umarım, hedefine ulaşarak ülkemizde çocuk haklarına yön verecek kararların alınmasına katkı sağlar. Katkıda bulunan tüm hocalarımıza, değerli katılımcılarımıza ve emeği geçen herkese şahsım ve üniversitem adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum" diye konuştu. "Çocuğun bedeninin istismar edilmesine her şekilde karşıyız" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Eğitim ve Yayın Daire Başkanı Hüseyin Kaya, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak ’Çocuklar Güvende’ projesiyle, aynı zamanda çocuk işçiliği mücadele noktasında gereken tüm çalışmaları yapmaktayız. Çocuk işçiliğinde çocuğun bedeninin istismar edilmesine her şekilde karşıyız. Bakanlık olarak temel düşüncemiz çocukların olması gereken yer oyun alanı ve okul sıralarıdır. Aynı zamanda aile sıcaklığıdır. Çocuklarımızı geleceğimiz diyoruz, yarınlarımız diyoruz ancak bazı insanlar üzerinden çocukların bedenlerinin işçi olarak kullanılması, onlar üzerinde rant edinilmesi hiçbir şekilde kabul edilmez bir mevzudur. Bakanlık olarak ihmal ve istismara uğramış olan çocukları geleceğe hazırlama noktasında bin 185 çocuk evimizde, 185 çocuk koordinasyon ve sevgi evlerimizde bu çocukları himaye etmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Zeynep Şimşek "Tarım Sektörü ve Çocuk İşçiliği", Prof. Dr. Gökçenur Say "Çocuk Ruh Sağlığı Açısından Çocuk İşçiliği", Akif Sesli "Sosyal Sorumluluk Standartları" ve Av. Seda Üstün Tuğ "Hukuksal Bağlamda Çocuk İşçiliği" başlıklarında sunumlar yaptılar. Sempozyuma ayrıca Samsun Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Eyüp Çakır katıldı.