ASAYİŞ - 11 Aralık 2024 Çarşamba 13:03

Acılı ailelerin evlat nöbeti 175’inci haftaya girdi

A
A
A
Acılı ailelerin evlat nöbeti 175’inci haftaya girdi

Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemini kararlılıkla sürdürüyor.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından DEM Parti’yi sorumlu tutan ailelerin 7 Nisan 2021’de başlattığı oturma eylemi, 175’inci haftada da devam ediyor. Acılı aileler, evlatlarına kavuşmak istediklerini söylediler

Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu.

9 yıl önce çocuğunun kaçırıldığını söyleyen Anne Ayten Koçhan, Bugüne kadar çocuğundan hiç haber alamadığını ifade ederek, “Ersin oğlum, beni görüyorsan, duyuyorsan dön. Suriye darmadağın oldu. Gelin ailenize teslim olun. Amerika’ya kanmayın, yılanın başı onlardır. Gelin devletinize sığının. Devletin size faydası var, oraların size faydası yok. Taşların dininde, dağların başında devlet kurulmaz. Biz sürekli haberleri izliyoruz. Onlar sizi kandırıyor, yolunuz yol değil. Biz artık evlat hasretine dayanamıyoruz. Onlar bizim ciğerimizi yaktı, Allah da onların ciğerini yaksın” dedi.

Şahinaz Özcan isimli anne ise 8 yıldır oğlundan haber alamadığını söyledi. DEM Parti’den ve PKK’dan oğlunu istediğini söyleyen Anne Şahinaz Özcan, “Dağda bir kişi kalana kadar buradayım. Atilla sesimi duyuyorsan gel devlete teslim ol. Devletimiz bir, bayrağımız bir” diye konuştu.

İshak Güngör

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara “Hep Otuz Üç Yaşında” filmi beyaz perdede Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin hazırlanışını konu alan “Hep Otuz Üç Yaşında” filmi, 13 Aralık’ta vizyona girecek. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “‘Hep Otuz Üç Yaşında’ filmi, insanlığın hafızasını diri tutmaya adanmış bir çabanın, ilim ve irfan yolunda gösterilen fedakarlığın sinema diliyle hayat bulmuş halidir” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 13 Aralık Cuma günü vizyona girecek olan ve Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin büyük emeklerle hazırlanışını konu alan “Hep Otuz Üç Yaşında” isimli filmle ilgili sosyal medya hesaplarından video mesaj paylaştı. Erbaş mesajında, Türk sinemasının köklü medeniyetimizin zenginliklerini beyaz perdeye taşıma noktasında her geçen gün daha da kıymetli eserlerle buluştuğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Bugün sizlere yalnızca bir film değil; ilimle, inançla, azimle yazılmış, bizim de dahil olduğumuz koca bir hikayeden, Hep Otuz Üç Yaşında filminden bahsetmek istiyorum. Hep Otuz Üç Yaşında filmi, insanlığın hafızasını diri tutmaya adanmış bir çabanın, ilim ve irfan yolunda gösterilen fedakarlığın sinema diliyle hayat bulmuş halidir. Bu film, 33 yıllık emek ve büyük fedakarlıklarla fasikül fasikül heyecanla büyüttüğümüz Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin tarihe ışık tutan hikayesidir. Bir kelimeyi doğru seçmek için günlerini harcayanların, o kelimenin dünyadaki yerini bulmasına adanmış hayatların hikayesidir. Bu hikaye, ‘Ortadoğu yarım kalan işler mezarlığıdır’ diyenlere inat, inançla başlayan bir işin azimle nasıl tamamlandığının en somut kanıtıdır.” “Bu toprakların ilim, irfan ve hikmetle nasıl ayağa kalktığını anlatıyor” Erbaş, “Bu topraklar, içinde sonsuz bir hazine barındırıyor; bizim hikayemiz, o hazineyi keşfetmenin ve geleceğe taşımanın hikayesidir. Hep Otuz Üç Yaşında filmi, bu toprakların ilim, irfan ve hikmetle nasıl ayağa kalktığını anlatıyor. Bir milleti, bir medeniyeti, hatta zamanın derinliklerinde unutulmuş bir ideali yeniden hatırlatıyor. Bilginin en büyük güç olduğunu, yazmanın tarihe tanıklık etmek olduğunu yeniden hatırlatıyor” dedi. “Büyük hikayenin bir parçası olmaya davet ediyorum” Tarihin birikmiş hatıralar ve hafızalardan ibaret olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Bu film, ansiklopedinin yazım sürecini anlatırken aslında yalnızca bir dönemi değil, ortak bir idealin, kolektif bir iradenin ve azmin hikayesini bizlere sunuyor. Film boyunca gördüğümüz her detay, yalnızca bir ansiklopediyi değil, onu var eden hayalleri, korkuları ve umutları da anlatıyor. Bu filmde bir araya gelmesi imkansız görünen binlerce insanın ilme ve insanlığa duyduğu sevdayla nasıl bir araya geldiğine tanıklık ediyoruz. Bu film, yalnızca tarihsel bir anlatı değil; gençlerin cesaretlerini perçinlemek ve bu büyük emaneti daha ileri taşımalarını sağlayacak bir ideale ilham olmak için yapılmış güçlü bir çağrıdır. Sevgili Kardeşlerim, sizi bu anlamlı çağrıya hep birlikte gönül vermeye, bu eşsiz eseri izlemeye ve bu büyük hikayenin bir parçası olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.