EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 11:22

Milas’ta Topraksız Organize Tarım Bölgesi için önemli adım

A
A
A
Milas’ta Topraksız Organize Tarım Bölgesi için önemli adım

Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 2021 yılında projesini hazırlayarak Güney Ege Kalkınma Ajansı-GEKA’nın desteğiyle fizibilitesini yaptırdığı, ‘Milas Örtüaltı Topraksız Tarım Organize Tarım Bölgesi’ için ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri Milas’ta bir araya geldi.


Milas İlçesi Avşar Mahallesi’ndeki toplam 3 bin 888 dekar büyüklüğündeki taşınmaz üzerinde yapımı planlanan ve altyapısı tamamlanmış, son teknoloji seralarda topraksız tarım teknolojisi ile meyve ve sebze üretimi yapılmasını öngören ‘Milas Örtüaltı Topraksız Tarım Organize Sanayi Tarım Bölgesi-OTB’ projesi dört yıllık gecikmenin ardından bir kez daha gündeme getirildi.


İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, projenin ilçe ve kent tarım ekonomisi açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Saylak, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan nüfus ve toprak kaynaklı sorunlar nedeniyle ortaya çıkan topraksız tarım uygulamaları, yıl boyu üretim yapılabilmesi ve toprakta yapılan üretime göre çok daha yüksek verim sağlaması nedeniyle Milas için, Muğla için son derece önemli. GEKA’nın destek programına aldığı projenin bir an önce hayata geçirilebilmesi için yerel idare başta olmak üzere ilgili tüm kurumların desteğine ihtiyacımız var. Bunu sizlerden üreticilerimiz adına rica ediyoruz” diye konuştu.


Toplantıda projenin amaçlarını ve avantajlarını anlatan İl Müdürü Barış Saylak, “Bu proje ile tarıma dayalı sanayileşme potansiyeli yüksek olan bölgemizin tarımsal kalkınmaya ve istihdama katkı sağlaması, aynı sektördeki yatırımların burada kümelenmesi ile sosyoekonomik kalkınmaya ivme kazandırılması amaçlanmaktadır. Topraksız tarım teknolojisi ile kurulacak modern seralarda birim alandan daha fazla ürün alınabilecek ve bu sayede günümüzde tarım alanlarının giderek azalması nedeniyle üretim miktarlarında yaşanan düşüşün bir nebze de olsa önüne geçilebilecektir.” diye konuştu. Milas’ın bu proje için çok avantajlı bir konumda olduğunu yineleyen Saylak, “İklimi, coğrafi konumu, nakliye, ihracat, dağıtım ve pazarlama aşamalarında Milas’ı ön plana çıkaran unsurlardır. İhracata yönelik kolay pazar imkanları ve turizm destinasyonlarına yakınlığı ile Milas OTB, Muğla’mızın en uygun bölgesindedir” İfadelerini kullandı.


Kadın üreticiler de dahil bin 500 kişiye istihdam sağlanacak


762 dekar büyüklüğünde 27 adet sera parseli, 77 dekar alan içinde 12 adet sanayi parseli, 43 dekar alan içinde İdari ve Sosyal Tesisler, Sağlık Koruma Bandı, Park, Yollar, Arıtma Tesisi ve ağaçlandırma alanından oluşacak Milas OTB’nin enerji ihtiyacı, tesis içerisinde kurulacak güneş panelleri, biyogaz tesisi ve jeotermal kaynaklardan karşılanacak. Yıllık 1,5 milyar TL değerinde üretim hacmine sahip Milas OTB bünyesinde, yüzde 75’i kadın olmak üzere yaklaşık bin 500 kişinin istihdam edilmesi öngörülüyor.


Topraksız tarım uygulaması ile sebze ve meyve (domates, çilek, salatalık, biber, iceberg marul, roka vb.) sektöründe gerek ihracata gerekse de iç pazara yönelik üretim yapılabilecek. Aynı zamanda yatırımcı işletmelerin bir araya getirilerek kümelenmenin sağlanacağı OTB içerisinde Ar-Ge, İnovasyon Merkezi, Eğitim Merkezi ve tüm yan sanayi kolları da yer alacak.


Saylak’tan tüm kurumlara işbirliği ve destek çağrısı


Milas OTB’nin ilçede maliyeti düşük, güvenilir, izlenebilir ve marka değeri yüksek üretim için çok önemli bir adım olduğunu belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, Örtüaltı Topraksız Tarım Organize Sanayi Bölgesi yerleşim alanının aynı zamanda tarımsal üretim alanını yerleşim bölgelerinden ayırarak insan ve çevre sağlığına da katkı sunacağını vurguladı. Tarımsal üretim ve pazarlama süreçlerinde ara halkaların azaltılması gerektiğine işaret eden Saylak, “Hem üreticimizi, hem tüketicimizi korumak adına düşünülmüş bu projenin hayata geçmesi, Muğla’nın tarım ilçesi Milas’ın ve üreticisinin kalkınması açısından çok önemli. Organize Sanayi Bölgesi’nin hizmete sunulmasıyla birlikte, bitki giriş ve çıkış kontrolleri yapılabilecek, koruyucu tedbirler ve etkin mücadele ile bulaşıcı hastalıkların önlenmesi kolaylıkla sağlanabilecek. Bunların da ötesinde işletmelerin ihtiyaçları çok daha düşük maliyetlerle ve hızlı temin ile karşılanabilecek, Pazar imkanları gelişecek. Bu projeye katkı ve emek veren, kolaylaştıran tüm kurum ve kuruluşlarımıza üreticilerimiz adına yürekten teşekkür ediyorum” dedi.


Milas Ticaret Odası’nın ev sahipliğindeki buluşmaya, Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, MİTSO Başkanı Reşit Özer, Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Buket Kallem, İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak’ın yanı sıra Muğla Valiliği YİKOB, Muğla Ticaret Borsası, MUSKİ Genel Müdürlüğü, Milas Ziraat Odası, DSİ Muğla Şube Müdürlüğü, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü temsilcileri katıldı.



Milas’ta Topraksız Organize Tarım Bölgesi için önemli adım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Durbay öğrencilerle buluştu Şehzadeler Belediyesi, Manisa’nın tarihi ve kültürel mirasını genç nesillere tanıtmak amacıyla hayata geçirdiği “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi kapsamında Manisa’da bulunan tarihi mekânları ziyaret eden öğrenciler, bugün Başkan Durbay’ın misafiri oldu. Şehzadeler Belediyesi tarafından Manisa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini çocuklarla buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi kapsamında, Karaoğlanlı Ortaokulu’ndan gelen öğrenciler, Tarihi Kurşunlu Han’da Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile bir araya geldiler. 23 Eylül’de başlayıp 1 Ekim’e kadar devam edecek proje kapsamında, rehberler eşliğinde şehrin tarihi mekânlarını gezen öğrenciler, rehberlerden tarihi yapılar ile ilgili bilgiler aldılar. Manisa’nın geçmişine ışık tutan bu etkinlik, çocuklarda tarih bilincini artırmayı ve şehirlerine olan sevgiyi pekiştirmeyi hedefliyor. Tarihi ve kültürel mirasların anlatıldığı gezide, öğrenciler Sultan Camii, Muradiye Camii, Tarihi Kurşunlu Han gibi kentin önemli yapılarında Manisa’nın derin tarihine tanıklık etti. Ayrıca, şehrin geçmişten bugüne yaşadığı değişimler rehberler tarafından öğrencilere aktarıldı. Başkan Durbay da Manisa’nın tarihi hakkında öğrencilere bilgiler verdi. Tarihi Kurşunlu Han’da öğrenciler ile bir araya gelen Başkan Durbay, burada öğrencilere pilav ikramında bulundu. Başkan Durbay ikramın ardından öğrencilere Manisa’nın tarihi hakkında bilgiler verdi. Başkan Durbay, geleceğe yönelik bu tür projelerin artarak devam edeceğini ve daha fazla öğrencinin Manisa’nın tarihiyle tanışmasının sağlanacağını belirtti. “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi, ilerleyen dönemlerde daha fazla okula ve öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Projenin, çocuklarda tarih bilinci oluşturarak onların şehirlerine olan aidiyet duygusunu güçlendirmesi bekleniyor. Tarihi mekân ziyaretlerinin ardından, Şehzadeler Belediyesi tarafından hazırlanan hediyeler öğrencilere takdim edildi.
Bayburt Ayılar köy merkezine indi: Yavru ayı kümesteki hayvanları, anne ayı ise fasulyeyi yedi Bayburt’a yaklaşık 33 kilometre uzaklıkta bulunan Armutlu köyünün ormanlık ve dağlık alanlarında yaşayan anne ayı ile yavrusu köy merkezine indi, ayılar bir vatandaşın kümesteki hayvanlarını, bağdaki fasulyelerini yedi. Sürekli benzer olayların yaşandığı Armutlu köyünde, bu kez ayılar İsmet Yiğitoğlu isimli vatandaşın kümesine dadandı. Tel örgülerle çevrili kümesin tellerini parçalayarak pencereden içeri girmeyi başaran ayı, Yiğitoğlu’nun 10 hayvanını telef etti. Kümesteki hayvanları yiyen aç ayının karşısında hiç şansı olmadığını belirten Yiğitoğlu, can güvenliği olmadığını vurgulayarak olası bir ayı saldırısında kimsenin canının yanmadan yetkililerin konuyla ilgilenmesini istedi. Farklı zamanlarda iki kuzenin kümesine ayı girdi İsmet Yiğitoğlu, köyde yaşayan Mehmet Yiğitoğlu isimli kuzeninin de kümesine ayının çatıdan girmeye çalıştığını, çatının yüksek olmasından dolayı ayının kuzeninin kümesine giremediğini, sadece çatılarının parçalandığını söyledi. Yiğitoğlu, aldığı önemlere rağmen yine de ayının kolaylıkla pencereden kümesine girerek hayvanlarını telef ettiğini vurguladı. "Yavrusu hayvanlarımı, anası fasulyemi yedi" Kümesteki hayvanların yanı sıra bağdaki fasulyelerinin de ayı tarafından yendiğini iddia eden Yiğitoğlu, geriye hiç fasulyesi kalmadığını, emeklerinin boşa gittiğini belirtti. Ormandan köy merkezine inen aç anne ve yavru ayının köyün altını üstüne getirdiğini ifade eden Yiğitoğlu, "Kümesten başladık, şimdi fasulyeye geldik. Fasulyemizi de ayı yedi. Yavrusu tavukları yiyor, anası fasulyeyi yiyor" diye konuştu. Av hayvanları kategorisinde olmayıp, yaban hayvanları arasında yer alan ve bu nedenle avlanması yasak olan ayıların saldırısı karşısında ne yapacaklarını bilemediklerini kaydeden Yiğitoğlu, "Yavru ayı bu gece geldi tavukları telef etti, annesi de fasulyeyi yedi. Bunlar anlaşmalı geldi buraya. Yapacağımız bir şey yok, fasulyemiz kalmadı, 10 hayvanım telef oldu. Çare arıyoruz, ayı için bizi sıkıştırmasınlar, biz bunları kovalım buradan. Adı üstünde ayı bu" dedi. "Ayakları üzerine kalkıyor ne var ne yok yiyor" Bağdaki fasulyelerinin tamamının ayı tarafından yendiğini, geriye hiçbir şey kalmadığını vurgulayan Yiğitoğlu, "Fasulye kalmadı ki toplayalım, hep almış götürmüş. Ayaklarının üstüne kalkıyor, bunları toplayıp, alıp götürüyor. Ne var ne yok yiyor. Fasulyeden kalanları da hayvanlara yedireceğiz. Sayısıyla bir tane fasulye kalmış, başka da yok" ifadelerini kullandı. "Tanesi 2 bin 500 lira olan 4 Hint horozumu yedi" Yavru 4 Hint horozuyla birlikte 6 tavuğunun da ayı tarafından telef edildiğini, yavru Hint horozunun fiyatının şu an 2 bin 500 lira, büyük horozların ise 5 bin lira olduğunu söyleyen Yiğitoğlu, maddi zarara uğradığını belirtti. Bir ayının tek seferde 10 hayvanını yediğini, bu şekilde devam ederse kümeste hayvanı kalmayacağını dile getiren Yiğitoğlu, "Hint horozu bunlar, tanesi 2 bin 500 lira şu an, bunlar daha yavru horozlar. Yavruyken 2 bin 500 lira, bir sene sonra bu horoz büyüdüğünde 5 bin lira olacak. 4 tane bu horozdan yedi. Bize yazık günah değil mi? Hem maddi zarara uğradık, hem de can güvenliğimiz yok" şeklinde konuştu. "Ayılardan çok sıkıntı çekiyoruz, bize bir çare bulun" Köyde sürekli benzer olayların yaşandığının altını çizen Yiğitoğlu, "Bu ayılardan çok büyük sıkıntımız var, bize bir çare bulun. Ayı, arkamda gördüğünüz bu telleri kopararak kümese girdi, tavuklarımı parçaladı. Bundan önce amcamın oğlu Mehmet Yiğitoğlu’nun kümesinin çatısını parçaladı, yüksek olduğu için oraya giremedi ama buraya girdi. Biz bu ayılara bir çare, çözüm arıyoruz da bulamıyoruz. 200 metre ileride, karşımızda ormanımız var, sık bir orman. Burada hayvanlar barınabiliyor. Vursak cezası var, vurmasak bize zarar. Benim bütün fasulyemi perişan ettiler, ne yapacağımızı bilmiyoruz. 4 horoz, 6 tavuğum telef oldu. Köpeğim burada yoktu, yoksa o ayı buraya gelemezdi. Gelse de, köpek bize haber veriyordu. Biz ayıyı bir şekilde kaçırırdık. Ayı çok görüyoruz köyde ama kümesime saldırdığını, kaçtığını görmedim. Sabah hayvanlara yem vermeye geldiğimde gördüm. İzlerini takip ettik, izden anladık onun ayı olduğunu. Daha öncesinde de böyle olay çok yaşadık, yaşamadığımız zaman yok, her zaman yaşıyoruz" diye konuştu.
Ankara Başhekim Uğur Yıldız’ın gözünden "Beyaz Ankara" sergisi Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Uğur Yıldız’ın "Beyaz Ankara" adlı fotoğraf sergisi açıldı. Dr. Yıldız, Ankara’nın gri bir şehir olmadığını belirterek, "Ankara kadim bir şehir, tarihi süreci, geçmişi olan bir şehir" dedi. Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Uğur Yıldız’ın uzun yıllar kış aylarında Ankara’da çektiği fotoğraflar, ATO Congresium’da açılan sergide ziyaretçilerini bekliyor. Ankara’nın karlı günlerini ve soğuk kış aylarını anlatan fotoğraflar, ziyaretçilerine Ankara’nın gri bir şehir olmadığını hatırlatıyor. "Ankara’nın geçmişten bugüne kadar bütün süreçleri, zamanları, değişimleri, gelişimlerini hepsini biliyorum" Lise yıllarında fotoğrafçılığa merak saldığını söyleyen Dr. Yıldız, "Altındağ’da doğdum, hala Ankara’da yaşıyorum. Ankara’nın geçmişten bugüne kadar bütün süreçleri, zamanları, değişimleri, gelişimlerini hepsini biliyorum. Bu arada zaman zaman fotoğraflamaya çalıştım. Ankara kadim bir şehir, tarihi süreci, geçmişi olan bir şehir. Cumhuriyetimizin kuruluşu, başkenti, Ankara Kalesi, Hacı Bayram Veli Camii, kutsal mekanlar, meclis, ikinci meclis, Ulus tarihi bir mekan. Anıtkabir, Kızılay, Sıhhiye, insanların çalıştığı ve gidip geldiği mekanlar. Bu arada nüfusun da giderek değişime uğradığı bir şehir. Onu da ortaya çıkarttım. O da benim için bir belge. Buna devam edeceğim" diye konuştu. "Fotoğrafı herkesin ulaşabildiği yerlerde çekmek kolay" Fotoğrafçılık yaptığı zamanlarda birçok anı biriktirdiğini söyleyen Yıldız, "Çin’den Peru’ya kadar dünyanın dört bir yanını gezdim ve aynı zamanda fotoğrafladım. Tehlikeler de yaşadım. Mesela Ankara’da Kocatepe Camii’nin minaresine çıktım. Minarede kapalı kaldık. Soğuk, kar kışta kapalı kaldık. Peru Lima’da varoşlarda fotoğraf çekiyordum, üzerime saldıracaklardı. Zor kaçtım kurtuldum. Mekke’de fotoğraf çekmek yasak. Suudi polisleri beni yakaladı, zor anlarım oldu. Fotoğrafı herkesin ulaşabildiği yerlerde çekmek kolay. Onun fazla bir özelliği olmuyor" ifadelerini kullandı. Sergide Ankara’nın değişimine ve beyaz görüntüsüne yer verdiğini belirten Yıldız, serginin pazar gününe kadar açık olacağını ve saat 10.00’dan 19.00’a kadar gezilebileceğini söyleyerek, fotoğrafseverleri sergiye beklediğini ifade etti. Yıldız, ayrıca geniş bir arşivi olduğunu ve bunu da ilerleyen günlerde sanatseverlerle buluşturmak istediğini söyledi.