GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 17:19

Seçer: "Küresel bir barış hareketine öncülük edebiliriz"

A
A
A
Seçer: "Küresel bir barış hareketine öncülük edebiliriz"

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, küresel bir barış hareketinin inşa edilmesinde yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, "Yerel yönetimler olarak bizler; barışı yalnızca hayal eden değil, somut adımlarla inşa eden aktörleriz. Şehirlerimizin kültürel zenginliklerini ve ortak enerjisini birleştirerek küresel bir barış hareketine öncülük edebiliriz" dedi.


Seçer; İstanbul’da gerçekleştirilen, ‘Orta Doğu ve Kuzey Afrika Barış ve İş Birliği Belediye Başkanları Toplantısı’ programına katıldı. Toplantının birinci oturumu, ‘Barış inşasında şehirlerin rolü: fırsatlar ve zorluklar’, ikinci oturumu, ‘Barış ve iş birliği için şehir diplomasisinde en iyi uygulamalar’, üçüncü oturumu ise ‘Kentsel kalkınmanın yerel yönetimlerce teşvik edilmesi’ şeklinde gerçekleşti.


Gerçekleştirilen toplantı ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika şehirleri ile diğer dünya şehirleri arasında iş birliği ve bilgi paylaşımını teşvik etmek, uluslararası dayanışmayı güçlendirmek için yapılacak hamleler ve yerel yönetimlerin ulusal hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplumla daha etkin iş birliği yapmalarını sağlayacak stratejilerin geliştirilmesi hedefleniyor.



“Böylesine zorlu bir ortamda dahi geleceği iş birliğiyle inşa etmek mümkün”


Toplantının ikinci oturumu olan ‘Barış ve İş Birliği İçin Şehir Diplomasisinde En İyi Uygulamalar’ oturumunda konuşan Başkan Seçer, tüm zorlu şartlara rağmen iş birliği içerisinde bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğunun altını çizdi. Seçer, “Bugün burada, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan insani krizlere ve çatışmalara barış odaklı bir yaklaşım geliştirme ihtiyacından hareketle bir araya geldik. Bölge, ne yazık ki uzun yıllardır savaş, göç, çevre sorunları, afetler, pandemi, ekonomik zorluklar ve toplumsal bölünmelerle sınanıyor. Ancak böylesine zorlu bir ortamda dahi barış dilini ön plana çıkarmak, dayanışmayı artırmak ve geleceği iş birliğiyle inşa etmek mümkün” diye konuştu.



“Yerel yönetimler topluma en yakın kurumlardır”


Yerel yönetimlerin halk ile birebir iletişim kurma imkanı ile sorun alanlarının merkezinde çözüm odaklı kurumlar olarak yer aldığını ifade eden Seçer, yerel yönetimlerin geniş bir alanda rol oynayabileceğini söyledi. Seçer, “Yerel yönetimler topluma en yakın kurumlardır. Yerel yönetimler çeşitliliğe dayalı toplumsal yapıları iyi yönetme kapasiteleri, hızlı çözüm üretebilme yetenekleri ve halkın ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan yapılar oldukları için barış ve iş birliği süreçlerinde öncü olabilirler. Barışın inşasından toplumsal diyalog mekanizmalarının kurulmasına ve kriz yönetimine kadar geniş bir alanda rol alabilirler” ifadelerini kullandı.



“Kentimizi, Akdeniz havzasında barış ve dayanışmanın öncüsü olarak konumlandırıyoruz”


Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak atılan her adımda daha kapsayıcı, dayanıklı ve barışçıl bir toplum inşa etme vizyonuyla hareket ettiklerini aktaran Seçer, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, kentimizi sadece bir yerel aktör olarak değil, aynı zamanda Akdeniz havzasında barış ve dayanışmanın öncüsü olarak konumlandırıyoruz. Mersin, göçle kurulan bir şehir olmanın sağladığı dinamizmle; ticaretin, kültürel çeşitliliğin ve iş birliğinin sembolüdür. Bugün de bu mirası geleceğe taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her adımımızda daha kapsayıcı, dayanıklı ve barışçıl bir toplum inşa etme vizyonuyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu.


Mersin’de var olan uygulamaların birlik ve beraberlik ortamı oluşturduğunu da belirten Seçer, “Belediye başkanı olduğum Mersin de buradaki ortam gibi çok kültürlü ve katmanlı bir şehir. O yüzden Mersin’de uygulamış olduğum kabul edici, kapsayıcı bir dil kullanmanın ve politika üretmenin barış iklimini korumada ve iş birliği yapmadaki önemini bir kez daha vurgulamak isterim” sözlerine yer verdi.



Seçer, şehir diplomasisi ve iş birliği konularında da konuştu


Şehir diplomasisi ve iş birliği konularında da konuşan Seçer, şehir diplomasisinin şehirlerin, belediye yönetimleri ve liderleri aracılığıyla, küresel zorlukları ele almak ve karşılıklı anlayışı geliştirmek için uluslararası ilişkilerdeki çabaları ifade ettiğinden söz etti. Seçer, “Şehir diplomasisi; giderek daha da birbirine bağlı bir dünyada, şehirler, barış inşası ve uluslararası iş birliğinde kritik aktörler olarak ortaya çıkmakta ve geleneksel devlet odaklı diplomasiyi tamamlamaktadır. Küresel nüfusun 3’te 2’sinden fazlası artık küresel olarak da birbirine bağlı olan kentsel alanlarda yaşıyor. Kentleşme ve küreselleşme arasındaki bu karşılıklı bağımlı ilişki, kentsel zorlukların yönetiminin küresel boyutta dikkate alınmasını gerektiren yeni bir zemin oluşturmuştur” dedi.



“Mersin, her zaman zorluklar karşısında umudu kucaklamanın ne anlama geldiğini gösterdi”


Bölgenin zorluklarla mücadele ettiğini kaydeden Seçer, şehirlerin de bu zorlukların merkezinde yer aldığından söz etti. Seçer, “Coğrafi ve stratejik konumu, kriz bölgelerine yakınlığı nedeniyle Mersin de kendi payına düşen sıkıntıları zaman içerisinde yaşadı. Ancak ekonomik zorluklar, doğal afetler, pandemi gibi tüm sıkıntılara rağmen, bu şehir her zaman dirençli olmanın ve zorluklar karşısında umudu kucaklamanın ne anlama geldiğini de gösterdi. İklim değişikliği ve göç gibi küresel sorunlara yönelik diğer yerel yönetimlerle dayanışma içerisinde yürütülen projeleri de hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.



“Barışı sadece hayal eden değil, inşa eden aktörleriz”


Küresel bir barış hareketinin inşa edilmesinde yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Seçer, “Yerel yönetimler olarak bizler; barışı yalnızca hayal eden değil, somut adımlarla inşa eden aktörleriz. Şehirlerimizin kültürel zenginliklerini ve ortak enerjisini birleştirerek küresel bir barış hareketine öncülük edebiliriz. Karşılaştığımız tüm sıkıntılara rağmen buradayız ve birlikte ayaktayız. Etrafımıza baktığımızda sadece zorlukları değil aynı zamanda fırsatları; zorlandığımız yerde yeniden inşa etme fırsatını, mücadele ettiğimiz yerde yenilik yapma şansını ve ayrılıkların olduğu yerde de bir araya gelme imkânı görüyoruz” dedi.


2. oturum kapsamında ayrıca Amman Belediye Başkanı Yousef Shawarbeh, Rabat Belediye Başkanı ve Metropolis Başkan Yardımcısı Fatiha El Moudni ile Salfeet Belediye Başkanı ve Filistin Yerel Yönetimler Birliği (APLA) Başkanı Abdal Karim Zubaidi de birer konuşma yaptılar.



Seçer: "Küresel bir barış hareketine öncülük edebiliriz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “CHP’nin AYM’ye başvurusunu endişeyle takip ediyoruz” Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunmasına ilişkin, “Bir sendika da bunu destekledi, bu işin mutfağında yer aldı. Bunu biraz endişeyle takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Çünkü 2008 yılında AYM kariyer düzenlemesini iptal etmişti ve 16 yıl maalesef kamu idaresi bir tedbir almadığı için 16 yıl boyunca meslektaşlarımız mağdur olmuştu. Böylesi bir mağduriyetin tekrar yaşanabileceği endişesi meslektaşlarımızda ciddi bir kaygı uyandırdı” dedi. Türk Eğitim-Sen Ordu Şubesi yeni hizmet binası, Altınordu ilçesinde düzenlenen törenle hizmete açıldı. Dua edilmesinin ardından protokol mensuplarının katılımıyla düzenlenen törenin ardından, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Önemli talebimiz, refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi” Geylan, ocak ayında yapılacak olan maaş zamlarının şu anda kamu çalışanlarının, emeklilerin ve ailelerinin en önemli gündem maddesi olduğunu belirterek, “Biz şunu talep ediyoruz; malumunuz 2025 yılında hükümetimizin yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 oldu. Vergi, harç ve cezalarda yeniden değerleme oranı 43.93. Biz aynı değerleme standardını kamu çalışanları ve emekli maaşı açısından yapmasını bekliyoruz hükümetimizden. Bir diğer önemli talebimiz de tabii ki, refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi. Biliyorsunuz, daha önce iki defa hükümet refah payı uygulamasıyla nispeten de olsa kamu çalışanlarının beklentilerini belli oranda karşılamıştı” diye konuştu. “Gerçek zam, artan milli gelirden, büyüyen ekonomiden kamu çalışanlarının ve emeklilerin hak ettiği payı alması demek” “Maaş zammı üzerine sadece enflasyon farkı vermek demek, sadece enflasyona da zam yapmak demektir” diyen Geylan, “Bu da aslında sıfır zam demektir. Gerçek zam, artan milli gelirden, büyüyen ekonomiden kamu çalışanlarının ve emeklilerin hak ettiği payı alması demek. Enflasyon farkı üzerine bir refah payı uygulamasıyla hayata geçirilecektir” ifadelerine yer verdi. “CHP, öğretmenlik meslek kanununun yürütmesini durdurulması ve iptali talebiyle AYM’ye başvurdu, bunu endişeyle takip ediyoruz” Ana muhalefet partisi CHP’nin öğretmenlik meslek kanununun yürütmesini durdurulması ve iptali talebiyle AYM’ye başvurduğunu, bir sendikanın da bunu desteklediğini ve bunu endişe ile takip ettiklerini kaydeden Geylan, “ 2008 yılında Anayasa Mahkemesi kariyer düzenlemesini iptal etmişti ve 16 yıl maalesef kamu idaresi bir tedbir almadığı için 16 yıl boyunca meslektaşlarımız mağdur olmuştu. Böylesi bir mağduriyetin tekrar yaşanabileceği endişesi meslektaşlarımızda ciddi bir kaygı uyandırdı. Bakın sadece 20 yıl ve üzeri meslektaşlarımızın doğrudan başöğretmenliğe başvurma hakkı ile birlikte hali hazırda görev başında olan 232 bin öğretmenimiz doğrudan başöğretmen olma ve bugünün rakamlarıyla 10 bin 400 TL tazminat almaya hak kazandırlar. Dolaysıyla kanunla birlikte gelen bir takım kazanımların bu mahkeme süreci neticesinde inkıtaya uğrayabileceği endişesi meslektaşlarımızda bir kaygı uyandırmaktadır. İnşallah mahkeme kararını verirken, bu kazanımları rencide etmeyecek, kazanımları inkıtaya uğratmayacak bir karar verir diye ümit ediyoruz. Tabi meslektaşlarımızın da bu yargı sürecini bu zafiyetle değerlendireceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. Açılış törenine Vali Muammer Erol, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Fatih Vargeloğlu, Türk Eğitim-Sen Ordu Şube Başkanı Metin Şeyhoğlu, oda başkanları, sendika üyeleri ve ilgililer katıldı.
İstanbul Sultangazili çocuklar Yerli Malı Haftası’nı kutladı Sultangazi Belediyesi okul öncesi eğitim veren ana okul öğrencilerinin ’Yerli Malı Haftası’nı kutladı. Meyve kostümlerini giyen minikler ise yüzleri gülümsetti. Sultangazi Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren ve çalışan annelere kolaylık sağlayan okul öncesi eğitim kurumu Ana Kucağı Okulunda ’Yerli Malı Haftası’ kutlandı. Cebeci Mahallesi ve Sultançiftliği Mahalleleri’nde bulunan okullardaki kutlamalar renkli anlara sahne oldu. Türkiye’nin 7 bölgesinin yiyecek ve kıyafetlerini miniklere tanıtmak için eğlenceli bir etkinlik düzenlendi. Memleketlere özgü lezzetlerin buluştuğu rengarenk sofraya oturan minikler, yiyecekleri arkadaşlarıyla paylaştı. Bölgelerin yöresel kıyafetlerini giyen minikler, arkadaşlarıyla doyasıya eğlenirken farklı kültürleri tanıma fırsatı buldu. Öğrenciler hazırlanan karton meyve kostümlerini giyerek meyvelerin faydalarını anlattı. Karpuz, portakal, muz, armut, çilek, üzüm gibi meyvelere bürünen çocuklar, hem eğlendi hem öğrendi. Düzenlenen etkinliklere ilişkin konuşan Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Yerli Malı Haftası Etkinlikleri çocukluğumuzdan günümüze taşınan önemli bir etkinlik. Yerli Malı Haftası çocuklarda yardımlaşma, paylaşma duygusunu pekiştiriyor. Çocuklarımız kendi topraklarında yetişen ürünleri yakından tanırken, farklı kültürleri de deneyimleme fırsatı buluyor. Bu topraklarda yetişen her şey bizler için çok kıymetli. Sadece yiyecek değil; yöresel kıyafetlerimize, değerlerimize sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Çocuklarımızın burada eğlenerek öğrenmesi, öğrendiklerini de gelecek nesillere aktarması büyük önem taşıyor” dedi.