ÇEVRE - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 14:01

Malatya’da orta hasarlı binalarda KYB beton kullanılmaya başlanıldı

A
A
A
Malatya’da orta hasarlı binalarda KYB beton kullanılmaya başlanıldı

Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen kentlerden biri olan Malatya’da orta hasarlı binaların güçlendirilmesinde C50 olarakta bilinen kendiliğinden yerleşen beton (KYB) beton kullanılmaya başlanıldı.


Malatya’da, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen orta hasarlı binalarda güçlendirme çalışmaları devam ediyor.


Malatya’da, bazı vatandaşlar belediyelere başvurularak alınan güçlendirme ruhsatları sonrası anlaştıkları özel firmalar aracılığı ile kendiliğinden yerleşen beton (KYB) kullanarak yapılarında güçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyor.



"Malatya’da ilk defa kullanıldı”


Malatya’da, ilk defa orta hasarlı yapıların güçlendirilmesinde C50 kendiliğinden yerleşen beton (KYB) kullandıklarını kaydeden Okuşluk İnşaat yetkilisi Müslüm Okuşluk, "Malatya’da inşaat sektöründe 1976 yılından buyana hizmet vermekteyiz. Malatya ve çevre illerde orta hasarlı binalarda güçlendirme çalışmaları yapmaktayız. Türkiye genelinde yaklaşık 20 binin üzerinde yapıda güçlendirme gerçekleştirdik. Malatya’da ise ilk defa Fahri Kayahan’da Ulu Çınar Apartmanı’nda kullanıyoruz. Sanko Holding ve Çimko beton ile yaptığımız anlaşma ile kendiliğinden yerleşen beton (KYB) özel olarak üretildi. Bu beton türü Malatya’da ilk defa kullanılıyor” dedi



"Daha önce Malatya’da kullanılmayan bir beton türü”


BATUALP Firma yetkilisi Ahmet Yıldız ise güçlendirme çalışmalarında kendiliğinden yerleşen beton (KYB) kullandıklarını aktararak, "Kendiliğinden yerleşen beton (KYB) Malatya’da ilk kez deneyimlenecek. Farklı illerde daha önce denemeler yapılmış. Bizlerin çalışmasının ardından benzer çalışmaların Malatya’da yaygınlaşmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı



Daha kaliteli olduğu için hasarlı yapıların da kendiliğinden yerleşen beton (KYB) kullanmayı tercih ettiklerini aktaran apartman yöneticisi Rahmi Kiğılı da maliyetten kaçınılmadan çalışmaların sürdürüldüğünü vurgu yaparak Okuşluk İnşaat yetkilerine teşekkür etti.




Malatya’da orta hasarlı binalarda KYB beton kullanılmaya başlanıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır 8. Kitap Fuarı başladı Diyarbakır 8. Kitap Fuarı, 216 marka, yayınevi ve sivil toplum kuruluşuna ev sahipliği yaparak kitapseverlere kapılarını açtı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın destekleriyle gerçekleştirilen fuar, edebiyat ve yayıncılık dünyasını Diyarbakır’da buluşturuyor. Etkinlik, sadece yerel halkı değil, çevre illerden ve ülkenin farklı bölgelerinden gelen ziyaretçileri de ağırlamayı amaçlıyor. Fuarda; panel, söyleşi, atölye çalışması ve çocuk etkinliklerinden oluşan toplamda 90 kültür etkinliği düzenlenecek. 9 gün boyunca sürecek bu fuar kapsamında 400’den fazla yazar ve edebiyat insanı, okurlarıyla buluşma fırsatı yakalayacak. Açılışta konuşan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, ve sivil toplum kuruluşları, kitap fuarının sürdürülebilirliğinin önemli bir sorumluluğunu görmeleri gerektiğini söyledi. Yayın evlerinin Diyarbakır’a gelmek için fedakarlıkta bulunduklarının da farkında oluklarını belirten Kaya, “Bizim fuarımız, Mezopotamya fuarı. 9 gün boyunca sadece Diyarbakır değil, Van, Hakkari, Erzurum, Erzincan, Batman, Mardin’den gelip fuarı ziyaret edecekler. Evet, en büyük teşekkürümüz 216 yayın evine. Diyarbakır’a gelmenin zor olduğunu biliyoruz. 400’den fazla yazarımıza teşekkür ediyoruz” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak ise, bugünden itibaren hazır olduklarını ifade ederek, “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak sözünü verelim. Önümüzdeki sene Kasım 2025’te kentimizdeki tüm bileşenlerle bu fuarı başka fiziki mekan olmak üzere sarıp sarmalayan fuarlar gerçekleştirmeli. Hakikaten çok istiyoruz” diye konuştu. Ziyaretçilerden Hasan Hasten, “Mardin Mazıdağı’nda yaşıyoruz. Eşim ve kızımla bugünkü kitap fuarına geldim. Kızıma hikaye kitapları bakıyoruz. Onunla burada hoş bir vakitte geçirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu. Lise öğrencisi İlknur Aydın, fuarın gayet güze olduğu değerlendirmesinde bulunarak, “Bazen kitaplara ulaşamıyoruz. Fuarlar sayesinde kitaplara ulaşabiliyoruz ve istediğimiz yazarlar gelebiliyor” ifadelerini kullandı. Bingöl’den gelen Emine Kartal, “Kitap fuarı için geldik. Ortam çok güzel, kitap okumayı sevdiğimiz için buradayız. Aradığımızdan fazlası var” dedi. (RK-Y)
İstanbul Türkiye, 24. Balkan Tekvando Şampiyonası’nda takım halinde şampiyon oldu Türkiye, 24. Balkan Tekvando Şampiyonası’nda 30’u altın olmak üzere toplam 76 madalya ile tüm kategorilerde takım halinde şampiyon oldu. Balkan Tekvando Birliği tarafından Romanya’nın Oradea şehrinde düzenlenen şampiyonada 8 ülkeden 475 sporcu mücadele etti. Şampiyonada 94 sporcu ile temsil edilen Türkiye, büyükler, gençler ve yıldızlar kategorilerinde 30 altın, 30 gümüş, 16 bronz, toplam 76 madalya kazandı. Türkiye, büyüklerde 10 altın, 7 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 21; gençlerde 11 altın, 12 gümüş, 8 bronz olmak üzere toplam 31, yıldızlarda ise 9 altın, 11 gümüş ve 4 bronz olmak üzere 24 madalya elde etti. Türkiye, şampiyonada ülkeler sıralamasının yanında kadın ve erkek takım olarak da ilk sırayı aldı. Madalya kazanan ay-yıldızlı sporcular şu şekilde: Büyükler Altın: Canan Gündüz (46 kg), Hiranur Bayraktar (49 kg), Saliha Küçüksolak (54 kg), Hayrunnisa İzmir (57 kg), Ahsen Şengün (62 kg), Huriye Nur Ergin (67 kg), Esra Akbulak (+73 kg), Hasan Ayaz (54 kg), İbrahim Öter (68 kg) Ferhat Muhammet Saroğlu (87kg) Gümüş: Figen Kaymaz (73 kg), Dilara Arslan (+73 kg), İmdat Günel (54 kg), Hakan Kaya (68 kg), İdris Altay Sülü (74 kg), Muhammet Furkan Demirci (80 kg), Ege şaşmaztin (+87 kg) Bronz: Fadime Gül Çetin (+73 kg), Alihan Kuru (58 kg), Hikmet Faruk Tosun (80 kg), Haktan Uygun (+87 kg) Gençler Altın: Serya Naz Özdemir (44 kg), Mülkiye Ece Ulusoy (49 kg), Yelizavetta Demirci (52 kg), Irmak Erdoğan (55 kg), Fatma Belinay Türkkolu (59 kg), Evra Alıcı (68 kg), Efe Emre Göktaş (45 kg), Muhammet Efe Baykara (55 kg), Melih Kerem Semerci (59 kg), Mehmet Efe Ayşar (63 kg), Arda Alkuş (+78 kg) Gümüş: Gül Nisa Akkayoğlu (46 kg), Leyla Özkan (46 kg), Melissa Yıldız (49 kg), Nehir Tekin (52 kg), Ceyda Gençer (55 kg), İremnur Gül Özgür (59 kg), Hatice Sıla Bal (+68 kg), Nuri Nisir (45 kg), Mert Efe Uslu (51 kg), Murat Can Ölmez (59 kg), Mehmet Avcı (68 kg), İsmail Pelit (73 kg) Bronz: Zeyep Hasret Yılmaz (46 kg), Nisanur Karaman (68 kg), Emir Muhsin Dülger (48 kg), Emirhan Aldıran (55 kg), Enes Tuna Uslu (78 kg), Hamza Uzun (78 kg), Arda Yıldırım (+78 kg), Fırat Murat Taha Günüç (+78 kg) Yıldızlar Altın: Fatma Azra Kurt (33 kg), Nurcan Dokan (37 kg), Asya Nur Doğan (51 kg), Rüzgar Dişkaya (37 kg), Mehmet Taha Tekeli (41 kg), Alperen Karapınar (45 kg), Kaan Yalçınkaya (57 kg), Rasimefe Kahraman (65 kg), Kadir Egemen Ceran (+65 kg) Gümüş: Hasret Nur Tanrıöver (33 kg), Sare Sevde Tülek (44 kg), İclal Durgun (47 kg), İklim Metin (55 kg), Hidayet İklim Saçaklıoğlu (59kg), Buğlem Doğan (+59 kg), Şener Doğan (37 kg), Sezgin Ege Kaya (49 kg), Bayram Yiğit Ayaz (53 kg), Ramazan Sevinç (61 kg), Mustafa Karadaş (+65 kg) Bronz: Asude Zümra Özalkan (44 kg), Ceren Küçükoğlu (47 kg), Zeynep Naz Doğan (59 kg), Asya Aydın (59 kg)
Sakarya Sakarya’da bir buçuk asırlık geleneksel balıkçılık Yaklaşık bir buçuk asır önce Rumlardan kalan ve Sakarya’nın Karadeniz’e kıyısı bulunan Karasu ilçesindeki ‘haralambo’ diye bilinen bölgede balıkçıların av sezonu devam ediyor. Barbunu ile ünlenen bölgede denize açılan balıkçılar, kışın geçimlerinin büyük bir kısmını da bu şekilde sağlıyor. Karadeniz’de Rumlardan kalan ve bölge halkının ‘haralambo’ olarak tabir ettiği mevkide Karasu ve Kocaalili balıkçıların barbun avı sürüyor. Karasu’nun Küçük Karasu Mahallesi’nde bulunan ve en eski balıkçı köyü olarak bilinen ‘haralambo’ bölgesinde denize açılan balıkçılar, kış aylarında geçimlerinin büyük bir kısmını da balıkçılık ile sağlıyor. Barbunu ile ünlenen mevkide balıkçılar, gece attıkları ağları sabah saatlerinde topluyor. Ağlara takılan ve ayıklanan balıklar kovalara konularak Karasu ve Kocaali başta olmak üzere çevre illerdeki satış noktalarına ulaştırılıyor. “Rumlardan kalan 150 senelik bölgede kıyı balıkçılığını sürdürüyoruz” 40 senedir balıkçılık yaptığını belirten Adem İngenç, “Rumlardan kalan bir yerimiz var burada yaklaşık 150 senelik. 5 metreden başlar, bin 600 metre derinlikte olan bir vadi, kuyu var. Kış geldiği zaman balıklar burada toplanır. Bizde burada balıkları avlamaya çalışıyoruz. Dedelerimiz, babalarımız, amcalarımızdan kalan balıkçılığı devam ettiriyoruz. Ben de 40 senedir burada balıkçılık yapıyorum. Çok uzun süredir bu bölgede balıkçılık var. Eskiden ağlar pamuk ipliğinden yapılırdı ve ağ atıldıktan sonra burada seralar vardı oralarda kurutulurdu akşam tekrar denize atılabilmesi için. Eski balıkçılar böyle yapardı. Sabah saat 06.00’da çıkıyoruz, ağlarımızı çekiyoruz. Bu sene inşallah daha iyi balık olacak. Şuan barbun başladı, istavrit var. Barbun burada kalıcı balık, istavrit göçmen balığı. Sığ sularda istavrit, derin sularda 35-40 metrelerde barbun, 50-60 metrelerde mezgit oluyor. Amatör bir kıyı balıkçısıyım. Her sabah ağlarımızı çekerken balık tutmayı çok arzuluyoruz ve daha fazla olmasını istiyoruz” dedi. “Mahalle halkımıza ekonomik bir katkısı var” Daha öncesinde balıkçılık yapan Karasu Mahalle Muhtarı Şefik Kır, “Yazın balık sığ sulara göç eder. Kışın da derin sular sıcak olur ve derin suda toplanır balıklar. Balıkçılar yoğunlukla, kuyu diye tabir ettiğimiz ‘haralambo’da ağlarını bırakırlar. Yakaladıkları balıkları da hem mahallemize hem de Karasu ve Kocaali’ndeki satış noktalarına ulaştırırlar. Ve bu şekilde de hayatlarını devam ettiriyorlar. Mahalle halkımıza da ekonomik bir katkısı var. Birlik ve beraberlik içerisinde kooperatifleşmeyi sağlarsak çok daha farklı yerlere bu işi taşıyacağımızdan eminim” diye konuştu. “Sabah kahvaltıda barbun yerim” Sezonun açılması ile birlikte sabah kahvaltıda bile barbun yediğini ifade eden balıkçı Sabri İngenç, “Balıkçılık zevkli tabi ama başka bir işinde olacak. Buranın tadını aldığında bırakamazsın. Bu bölgeden çıkan barbun balığının tadına baktığında burayı ararsın. Ben barbun sezonu başladığı zaman kahvaltıda zeytin, peynir yerine barbun yerim. Herkese de tavsiye ederim, yiyen bir daha arar bunu. O kadar lezzetli bir balık. Küçük Karasu ‘haralambo’ balıkçılık dediğinde adres burası. Karadeniz’de buradan başka da barbun balığının çıktığı yer çok nadir” şeklinde konuştu. “Buradan alıp yiyenler peşini de bırakmıyor” Bölgeden çıkan barbun balığının lezzeti hakkında bilgi veren Şaban Altaş ise, “Barbun balık olarak yerinde ve taze olarak yediğin zaman diğer balıklara göre çok güzel balık. Günümüzde bu balığı çok tanıyan yok. Tanıyanlarda bu bölgeden yemedikleri ve zamanı geçmiş yedikleri için barbun balığı lezzetli gelmiyor. Ama buradan alıp yiyenler peşini de bırakmıyor” ifadelerini kullandı. (BCT-