GÜNDEM - 29 Eylül 2024 Pazar 09:26

Önce şaşırıyorlar sonra tıraş olmak için tekrar ona geliyorlar

A
A
A

Konya’da bayan kuaföründe çalışırken tıraş olup eve gelen erkek kardeşinin tıraşını beğenmeyen genç kız, kardeşini tekrar tıraş ettikten sonra erkek kuaförlüğüne merak sardı. Daha sonra erkek kuaföründe çalışmaya başlayan Şükran Kocabaş’ın ilk önce tedirgin olan müşterileri ise sonrasında alıştı.

Konya’da yaşayan 22 yaşındaki Şükran Kocabaş, bir bayan kuaförünün yanında küçük yaşlarda çırak olarak işe başladı. Şükran Kocabaş saç tıraşı olan ve kuaförden gelen kardeşinin saç kesimini beğenmeyerek kardeşinin saçını düzeltmek için kolları sıvadı. Kocabaş daha sonra erkek kuaförlüğüne merak sardı. Çalıştığı iş yerine yakın bir erkek kuaförü ile görüşen ve işe başlayan Kocabaş’ın 7 ay önce çalışmaya başladığı erkek kuaförüne gelen müşteriler ilk önce şaşırıyor ardından tıraş olmak için tekrar Şükran Kocabaş’ı tercih ediyor.

Önce şaşırıyorlar sonra tıraş olmak için tekrar ona geliyorlar

“Mesleğin bu alanını daha çok sevdim”

Kuaförlüğe erkek kardeşinin saçını keserek başladığını anlatan Şükran Kocabaş, “Bir gün kardeşim eve geldiğinde saçına baktım ve beğenmedim yani bayan kuaförlüğünde de bazen kısa kesim tarzları yapıyorduk, oradan aklımda kaldığı kadar beğenmedim. ‘Otur bakayım, bir de ben deneyeyim’ dedim. Yapmaya başladığım zaman bayan kuaförlüğünden daha çok erkek kuaförlüğünü sevmeye başladım. Bir ben yaptım, iki ben yaptım artık karar verdim dedim ki; ‘benim erkek kuaförü olmam gerekiyor’ elim daha çok yatkın ve mesleğin bu alanını daha çok sevdim. Bu süreç içerisinde Mustafa Ceylan ile tanıştım, sağolsun üzerimde çok emeği var o şekilde ilerledim erkek kuaförlüğünde” dedi.

Önce şaşırıyorlar sonra tıraş olmak için tekrar ona geliyorlar

“Sıkıntıları 2-3 ay içerisinde atlattım”

Erkek kuaförlüğüne ilk başladığı sıralarda tedirginliğinin olduğunu söyleyen Kocabaş, “Biraz tedirginliklerim oldu ilk başlarda. Arada kalmışlığım oldu ama ben de şöyle bir şey vardır aklıma koyduğum her şeyi yapmak gibi ve bunu da aklıma koyduğum için başardım. İlk 2-3 aylık süreç zordu. Müşteri zaman geçtikçe bana alışmaya başladı. Ben alışmaya başladım. Sanki yıllardır yapıyormuş gibi devam etmeye başladım. Sıkıntıları 2-3 ay içerisinde atlattım” şeklinde konuştu. İş yerine gelen müşterilerin şaşkınlığını anlatan kuaför Şükran Kocabaş, “Üstümde üniformalarımız olmasa çalışan olduğumu bile bazen anlayamıyorlardı. ‘Buyurun hoş geldiniz’ diyorum, gelen müşteri ile genelde öncelikle ben ilgileniyorum. ‘Bayan mı çalışıyor’ deniliyordu, ‘aynen abi buyurun yardımcı olayım’ diye başlıyorduk. Zaten bir dahaki tıraşa beni seçiyorlar” ifadelerini kullandı.

Önce şaşırıyorlar sonra tıraş olmak için tekrar ona geliyorlar

“Sonucu ne olursa olsun iyi veya kötü en azından denedim diyebilirsiniz”

Meslek seçimi yapmak isteyen kişilere ‘hayallerinizin peşinden ilerleyin’ diyen Kocabaş, “Hayallerinizin peşinden koşmaya devam edin. Sonucu ne olursa olsun iyi veya kötü en azından denedim diyebilirsiniz. Bir insanın aklına koyduğu her şeyi başarabileceğine inanıyorum. Hedefim ileride kendi dükkanımı açmak, işletmek ve çok ileri hedeflerim var” dedi. Şükran Kocabaş’ın ustası Mustafa Ceylan ise, “12 kişi ekip arkadaşımız var. Bunların içerisinde 2’si bayan. Bayanlarımızı işe aldık, mesleği öğrettik. Kısa bir süre içerisinde 7-8 aylık bir sürede bayan arkadaşlarımıza elimizden geldiği kadar destek verdik. Mesleklerini ellerine aldılar” diye konuştu.

Önce şaşırıyorlar sonra tıraş olmak için tekrar ona geliyorlar

Şükran Kocabaş’a tıraş olmaya gelen Emre Tepe, “İlk başta tedirgin olmuştum Şükran hanımdan, Rümeysa hanımdan. Tedirgin olduk ama şimdi onlara tıraş oluyoruz” ifadelerini kullandı. Tıraş olmaya gelen Enes Tutar ise, “Kuaförü zaten buradan tanıyorduk. Konsept de biraz farklı, Konya’da alışmadığımız, bayan arkadaşların da burada desteğiyle beraber farklı bir konsept oluşturmuşlar” diye konuştu.

İbrahim Yetkin - Halil İbrahim Taha Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Türkiye’nin 81 ilinde kullanılan cam balkon ve gölgelendirme sistemlerini üretmek için özenle çalışıyorlar Türkiye’nin 81 ilinde kullanılan cam balkon, gölgelendirme ve kış bahçesi sistemleriyle müşterilerinde en üst düzey memnuniyeti yakaladıklarını belirten Esvera Cam ve Alüminyum personeli Sevgi Nur Kuşen, “Öncelikle müşterimizle görüşüyoruz, ihtiyaçlarını anlıyoruz. Sonradan ölçülendirmemizi yapıyoruz. Böylelikle memnuniyeti en üst düzeye taşıyoruz” dedi. Eskişehir’de faaliyet gösteren ve 34 ülkeye ihracat yapan Esvera Cam ve Alüminyum, ülkemizin de 81 ilinde kullanılan cam balkon, gölgelendirme ve kış bahçesi sistemlerinin üretimini üstleniyor. İç mimar ve müşteri danışmanı desteği ile verdikleri hizmetlerden en üst düzeyde memnuniyet dönüşü alan Esvera Cam ve Alüminyum, teslimat sonrasında da talepleri karşılamaya devam ediyor. Müşterilerinin talepleri doğrultusunda firma olarak kendilerini her geçen gün geliştirdiklerinin altını çizen Esvera Cam ve Alüminyum personel Sevgi Nur Kuşen, “Müşteri memnuniyetimiz nedir ne değildir, eğer ekstra talepler varsa kendimizi ne şekilde geliştirebiliriz gibi konulara öncelik veriyoruz” dedi. “Proje bazlı çalışarak en üst düzey memnuniyeti sağlıyoruz” Her sipariş üzerinde özenle gerçekleştirdikleri çalışmalar neticesinde olumlu geri dönüşlerin geldiğini ve müşterilerinin birbirine tavsiye etmesiyle iş ağlarının her geçen gün arttığını belirten Sevgi Nur Kuşen, şu ifadeleri kullandı: “Firmamız Eskişehir merkezlidir. Fakat şu anda 81 ilde hizmet veriyoruz. İster demonte şeklinde olsun ister de talepler doğrultusunda montaj ekibimizle de tüm müşterilerimize destek olmaya devam ediyoruz. Biz seri üretim değil, proje bazlı çalışan bir firmayız. Son nihai ürünün teslim ve geri dönüşleri konusunda da iletişim odaklı çalışıyoruz. Müşteri iletişimine önem verdiğimiz için bu bize olumlu geri dönüş sağlıyor. Özellikle cam ve alüminyum sistemleri üzerine cam balkon olsun, cam korkuluk ve gölgelendirme sistemleri gibi farklı alanlarda faaliyet gösteriyoruz. Kış bahçesi gibi müşteri taleplerine göre farklı projelerimiz de oluyor. Açıkçası özellikle cam balkon ve açılır kapanır gölgelendirme sistemlerine ilgi gösteriliyor. Özellikle kış bahçesi konusunda öncü bir firma olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye genelinde de bunu aktif olarak üretiyoruz. Müşterilerimiz belki komşusunda görüyor, belki de internette görüyor. Bu taleple bize geldiğinde öncelikle müşterimizle görüşüyoruz, ihtiyaçlarını anlıyoruz. Sonradan ölçülendirmemizi yapıyoruz. Bunlar doğrultusunda ise, burada teknik olarak çizimlerini yapıp müşterimize onaylatarak nihai ürüne ulaşıyoruz diyebiliriz. Açıkçası sadece ’ürün teslim ettim ve bıraktım’ şeklinde çalışmıyoruz. Sonrasında müşteri memnuniyetimiz nedir ne değildir, eğer ekstra talepler varsa kendimizi ne şekilde geliştirebiliriz gibi konulara öncelik veriyoruz. Bu yüzden de bu alanda öncü olduğumuzu düşünüyorum.”
Antalya Antalya’da Bursa siyah incir hasadı tamamlandı Antalya’nın İbradı ilçesi Ürünlü köyünde yetişen siyah incirde hasat dönemi tamamlandı. İncirler 5 boya ayrılarak kilosu 80-100 lira arasında alıcı buldu. Antalya’nın İbradı ilçesi Ürünlü köyünde yetişen siyah incirde hasat dönemi tamamlandı. İncir hasadı yaklaşık 45 gün sürdü. Ürünlü köyünde bu yıl Bursa siyah incir ve yerli incir olmak üzere yaklaşık 50 ton incir hasadı yapıldı. İncir bahçesi sahiplerinden Şenol Yavuz, Ürünlü köyünde geçen yıla göre rekoltenin düşük olduğunu belirterek, "Bizim bahçelerimizin bu yıl budama mevsimiydi. İncir ağaçlarını sert budama yaptık. Onun için bu yıl geçen yıla göre yarı yarıya incir hasadı yaptık. Fakat incirlerimizin kalitesi çok daha güzel oldu. Önümüzdeki sezon çok iyi ürün alacağımız kanaatindeyim” dedi. "Rekolte yarı yarıya azaldı" İncir üreticisi Mesut Şanlı ise 2024 Bursa siyah incir hasadını tamamladıklarını söyledi. Hasadın yaklaşık 45 gün sürdüğünü anlatan Şanlı, “Bu yıl ağaçların budama mevsimiydi. Ağaçları sert budama yaptık. Rekoltede ister istemez düşüş yaşandı. Zaten rekoltenin düşeceğini biliyorduk. Ürün yarı yarıya düştü, fakat incirlerimizin kalitesi daha da yüksek oldu. Geçen yıl 15 ton civarında ürün aldık. Bu yıl ise 8 ton civarında incir topladık. Gelecek yıl yüzde yüz rekolte bekliyoruz. Bu yıl hasadımız 45 gün sürdü. Pazarlama sorunumuz zaten yok. Ürünleri sıcağı sıcağına Antalya’ya götürerek haldeki dükkanımızda pazarladık. 3 günde bir hasat yaptık. Ürünlerimizi 5 boya ayırdık. İncirin sıcaktan zarar görmemesi için sabahın erken saatlerinde toplamaya başlıyoruz. Çünkü hava ısınmadan serinde topladığında ürün bozulmaz” diye konuştu. “Ürünlü’de incir sektör haline geldi” Ürünlü köyünde her yıl yüzlerce Bursa siyah inciri dikildiğini ve sektör haline geldiğini söyleyen Şanlı, “240 adet incir ağacımız mevcut. Ürünlü ‘de Bursa siyah inciri gittikçe çoğalıyor. Herkes bahçelerine yüzlerce incir ağacı dikmeye başladı. Köyümüzün rakımı 800 olduğu için nektarı çok güzel. Zaten ürünlerimizi organik yetiştiriyoruz. Kesinlikle zirai gübre atmıyoruz. Doğal hayvan gübresi ile ağaçlarımızı yetiştiriyoruz. Zaten incirlerimizin 7-8 tanesi bir kilo gram geliyor. Buda kalitenin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Seneye inşallah daha iyi ürün alırız” şeklinde konuştu. İncir toplayan Ürünlü köyünden Keriman Songür de, “İnciri topladığımız bahçe dayıma ait, her yıl burada incir sezonu incir topluyoruz. Antalya’da halde kendi dükkanlarında satışını yapıyorlar. Bu yıl biraz dolu vurmasına rağmen incir yine güzeldi ve kaliteliydi. Gelecek sene yine Allah nasip eder inşallah. Artık hasadımızın sonuna geldik. Sabahın erken saatlerinde 7-8 kişi gelip 3 günde bir incir topladık. Topladığımız incirler sıcağı sıcağına Antalya haline gitti” diye konuştu.
Gaziantep Antep savunmasının izlerini taşıyan müze ziyaretçilere geçmişe götürüyor Kurtuluş Savaşı döneminde “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” düsturuyla sömürgeci Fransa ile dönemin işgalci güçlerine karşı direnen ve topraklarını işgalcilerden kurtaran Gazianteplilerin destansı mücadelesi Şahinbey Milli Mücadele Müzesinde anlatılıyor. Kurtuluş Savaşı’nda Gazianteplilerin kahramanca yürüttüğü destansı mücadelenin gelecek nesillere aktarılması amacıyla Şahinbey Belediyesi tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülen mağarada Gaziantep’in 11 ay boyunca işgalcilere karşı verdiği mücadele tüm ayrıntılarıyla ziyaretçilerine tekrar yaşatılıyor. Zor şartlar ve imkansızlıklara rağmen kadın, erkek, genç yaşlı 7’den 70’e Antep halkının mazlum milletler adına işgalci Fransızlara karşı kazandığı zaferin üzerinden bir asır geçse de Gaziantepliler, ecdadının verdiği destansı mücadeleyi unutmamak için çocuklarıyla birlikte Antep savunmasının anlatıldığı Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’ni ziyaret ediyor. Gazianteplilerin, İngiliz ve Fransız işgaline karşı kahramanca yürüttüğü ve "Gazi" unvanını kazandığı destansı savunmaya dikkat çekilen müzeyi ziyaret eden vatandaşlar, müzeyi gezerken savaş dönemi yıllarına gidiyor. Şahinbey ilçesinin Şehitler Caddesi’nde bulunan Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nde, halkın İngiliz ve Fransız işgaline karşı kahramanca yürüttüğü ve "Gazi" unvanını kazandığı destansı savunmayı bire bir yaşayan vatandaşlar, ziyaret esnasında Gaziantep’i işgal eden işgalci askerlerin yaptıkları zulümleri ve acımasızlıkları da şahitlik ediyor. Kurtuluş Savaşı’nda Fransızlara ve İngilizlere karşı tek yumruk olarak dünyaya örnek gösterilecek bir mücadele ortaya koyan Gazianteplilerin, örnek kurtuluş destanının anlatıldığı müzeyi ziyaret eden ziyaretçilere destansı mücadele, bal mumu heykeller, ses efektleri ve profesyonel rehberlerin anlatımıyla gelecek nesillere aktarılıyor. O döneme ait yaşantının sergilendiği mağarada halkın kullandığı tabanca, tüfek, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacak gibi birçok tarihi eşya da müzede yer alıyor. Gaziantep halkı başta olmak üzere kenti ziyarete gelen ziyaretçiler tarafından büyük bir ilgi gören ve ziyaretçileri hiç eksik olmayan Şahinbey Milli Mücadele Müzesi, hafta sonları yoğun ilgi görüyor. Açıldığı günden beri ziyaretçi akınına uğrayan ve ziyaretçilerine Antep Savunmasında verilen destansı mücadeleyi tekrar yaşatan müze, Gaziantep halkının yanı sıra Türkiye’nin birçok ilinden kente gelen ziyaretçilerin de yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. “Gazzeliler de bizim yüz yıl önce yaşadığımız 70 yıldır yaşıyorlar ve mücadele ediyorlar” Müzeyi ziyaret eden ziyaretçilerden Yusuf Çoban, “Müzeyi çok gerçekçi yapmışlar, mumdan yapılan heykelleri bile insan gerçek sanıyor. Müzeyi gezdikçe tarihe gidiyorsun, Antep Savunması her yönüyle güzel bir şekilde anlatılmış. İnsan buradaki manzarayı gördüğünde yüz yıl öncesine gidiyor. Antep Savunması döneminde ne zorluklar yaşandığını görebiliyoruz. Allah’a ne kadar şükür etsek azdır. Rabbim Gazze’deki kardeşlerimize de yardım eylesin. Gazzeliler de bizim yüz yıl önce yaşadığımız 70 yıldır yaşıyorlar ve mücadele ediyorlar” dedi. “Gaziantep’in kurtuluşunda verilen mücadelenin tarihi bir yansıması olmuş” Müzeyi çok beğendiğini belirten Mustafa Mayda, “Müze gerçekten çok güzel olmuş. Gaziantep’in kurtuluşunda verilen mücadelenin tarihi bir yansıması olmuş. Müze bizi Gaziantep’in geçmiş kültürüne götürdü. Gaziantepli olarak gurur duydum. Bu müzeyi yapanlardan Allah razı olsun. Kurtuluş Savaşı’nda ecdadımız büyük mücadeleler vermiş. Gaziantep’in kolay kazanılmadığını bu müzede görebiliyoruz. Müzeyi gezdikçe duygulanıyoruz, geçmişe gidiyoruz ve ecdadımızı hatırlıyoruz” şeklinde konuştu. “Müzeyi gezerken çok duygulandık” Bartın’dan Gaziantep’i gezmeye geldiğini ve müzeyi çok beğendiğini ifade eden Metin Alaca, “Müzeyi gezerken çok duygulandık. İnsanların o dönem neler yaşadıklarını, neler çektiklerini ve ne şartlarda savaşın kazanıldığını bu tür yerleri gezdiğimizde daha iyi anlayabiliyoruz. Müzeyi gezerken çok geçmiş dönemlere gittik” diye konuştu.