GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 12:53

Beyşehir Ali Akkanat Kampüsü’nde kış festivali düzenlendi

A
A
A
Beyşehir Ali Akkanat Kampüsü’nde kış festivali düzenlendi

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Beyşehir Ali Akkanat Kampüsü’nde bu yıl ilki gerçekleşen “Kışa Merhaba” festivali düzenlendi.


Kampüste bulunan Ali Akkanat Turizm Fakültesi, Ali Akkanat İşletme Fakültesi, Ali Akkanat Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ile Ali Akkanat Beyşehir Meslek Yüksekokulu tarafından ortaklaşa düzenlenen festival öğrenciler tarafından yoğun ilgi görürken, renkli görüntüler oluşturdu. Festival, ‘festival ateşinin’ yakılması ile başladı. Öğrenci topluluklarının tanıtımının gerçekleştirildiği festivalde farklı etkinlikler düzenlendi. Davetlilere ve katılımcılara yiyecek ve içecek ikramında bulunuldu. Müzik eğlence programının da yer aldığı festivalde düzenlenen okullar arası halat çekme turnuvası da renkli görüntülere sahne oldu.


Etkinliklere fakültelerin dekan ve yüksekokulların müdürleri, okul idarecileri, akademisyenler, üniversite öğrencileri ile çok sayıda davetli katıldı.



Beyşehir Ali Akkanat Kampüsü’nde kış festivali düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri beyaz önlüklerini giydi Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde eğitim gören öğrenciler, Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen beyaz önlük giyme töreni ile önlüklerini giydi. Akdeniz Üniversitesi’nin YÖKAK kalite akreditasyonu ve araştırma üniversitesi olmak için attığı adımlar hakkında bilgiler paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, “Akdeniz Üniversitesi; 24 fakültesi, 12 yüksekokulu, yaklaşık 60 binin bazen 70 bine yakın öğrencinin eğitim öğretim gördüğü, 7 enstitünün olduğu büyük bir kurum. Diş Hekimliği Fakültemiz üniversitemizin önemli fakültelerinden birinde eğitimin ilk aşamasını tamamladınız. Preklinik kısmına geçerek şimdi mesleğinize adım atacaksınız. Bu anlamda sizi bugüne getiren ailenizi, yakınlarınızı, akrabalarınızı tebrik ediyorum. Aynı zamanda hocalarımızı tebrik ediyorum” dedi. Öğrencilerin düzenlenen bu törenle diş hekimliğine biraz daha yaklaştıklarını ifade eden Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Kuştarcı, “Diş hekimliği eğitiminde ilk 3 yıl bizim için çok önemli çünkü dördüncü sınıfa yani hastayla asıl temasın olacağı o güne hazırlıkla geçer bizler buna preklinik aşaması deriz. Hem teorik hem uygulamalı olarak yoğun bir eğitim alırlar. Ancak üçüncü sınıfın ikinci döneminden itibaren öğrencilerimiz kliniklere geçerler ve kliniklerle tanışmaya başlarlar. Gözetmen öğrenci statüsüyle kliniklere geçerler ve burada artık yavaş yavaş da hasta tedavilerine geçip basit tedavileri yapmaya başlayıp o ilk kontağı hastalarımızla kurmaya başlarlar. Çok önemli bir süreçtir” dedi. Giyilen beyaz önlüklerin kıyafet veya forma olmadığını söyleyen Kuştarcı, “Bilgiyi, sorumluluğu, etik değerlere bağlı ve insanlara hizmet misyonunun bir sembolü olarak nitelendiriyoruz beyaz önlüğü. Diş hekimliği mesleği de sadece bilgi ve beceri temelli olmayıp bunun arkasında empati, sabır ve insan sevgisi, hoşgörünün içerisinde olduğu bir meslek. Biz öğretim üyeleri olarak akademik personel olarak öğrencilerimize eğitimleri verirken tedavi yaparken yanında mutlaka vicdanlı ve hoşgörülü bir şekilde davranmaları gerektiğini öğretiyoruz. Bu süreçte eğitim öncesinde hem de mezuniyet sonrasında rehberlik etmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Kuştarcı öğrencilerin eğitiminde emeği geçen öğretim üyelerine teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından öğretim üyeleri, öğrencilere önlüklerini giydirdi. Törene; Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Kuştarcı, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Kırmalı, Doç. Dr. Nezahat Arzu Kayar, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.
Sakarya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esad pılını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyada bizden başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı bir siyasi ve toplumsal bir yükü hiç tereddüt etmeden sırtlandık. Allah bizi ne milletimize, ne Suriyeli mazlumlara mahcup etmedi. 13 yıl sonra Suriye yeniden özgürleşme yolunda ilk adımını attı. 61 yıllık zulmün arkasından rejim düşerken, Esad pılını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı” dedi. Katıldığı Sakarya 8. Olağan İl Kongresi’nde Suriye’de yaşanan son gelişmelere ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya yıkılsa 3’üncü cihan harbi çıksa inanın CHP yönetiminin umurunda olmaz. Şu soruyu kendilerine hiç sormuyorlar, 1. dünya savaşı bölgemizde sınırları yeniden belirlerken şartlar başka türlü olsaydı acaba ne olurdu? Kuvvetle muhtemel Halep dediğimiz İdlib dediğimiz Hama dediğimiz Şam dediğimiz Rakka dediğimiz şehirler tıpkı Antep gibi, Hatay gibi, Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı. Bu şehirler sınırlarımız dışında kaldı diye herhalde oralarda yaşayan insanlarımızla bağımızı tümden kesecek değildik. Nitekim bilhassa sınır şehirlerimizdeki vatandaşlarımızla sınırın ötesindeki yerlerde yaşayanlar son 1 asır boyunca insani ilişkilerini, alışverişlerinizi, akrabalıklarını devam ettirmişlerdi. Hatta bizim şehirlerimizde sınır ötesindeki şehirler arasında düzenli otobüs ve dolmuş seferleri, taksi ulaşımı hep sürmüştür. Suriye’de 2011’de başlayan ve 13 yıl süren iç çatışmalar bu iklimini başka boyuta taşıdı. Dünyada bizden başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı bir siyasi ve toplumsal yükü hiç tereddüt etmeden sırtlandık. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirerek içeriden ve dışarıdan üzerimize gelen nice baskıyı, ithamı, provokasyonu göğüslemek zorunda kaldık. İnsani ve ahlaki temelden yoksun bu saldırılara asla geri adım atmadık. Peki neticede kim haklı çıktı, Allah’a hamdolsun biz haklı çıktık. Allah bizi ne milletimize, ne Suriyeli mazlumlara mahcup etmedi. İşte 13 yıl sonra Suriye yeniden özgürleşme yolunda ilk adımını attı. 61 yıllık zulmün arkasından rejim düşerken, Esad pılını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı” dedi. “Suriye’nin diğer kısımlarını da terör örgütü ve işgalcilerden temizleyerek kardeşlerimizin tamamının yuvalarına dönmeleri için gereken zemini oluşturacağız” Erdoğan, “Suriyeli kardeşlerimiz geçici yönetim oluşturup, düzeni ve güvenliği sağlamaya başladılar. Suriye’de evi, arazisi, akrabası olan misafirlerimiz de yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. İnşallah Suriye’nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden ve işgalcilerden temizleyerek bu kardeşlerimizin tamamının yuvalarına dönmeleri için gereken zemini oluşturacağız. Birikimiyle, işiyle, kabiliyetleriyle, emeğiyle üretimiyle ülkemize katkı vererek burada olmak isteyenlerin de başımızın üstünde yeri vardır. Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esad dönemini yüceltenlere, meseleyi başka güçlerin tezgahı seviyesinde indirenlere en güzel cevap Şam’daki yer altı hapishaneleridir. Bunları televizyonlarda izlediniz değil mi? O hapishanelerin halini gördünüz değil mi? Esad bu insanlara nasıl zulmetmiş. O cezaevlerinde girerken 60-70 kilo olan insanlar ne yazık ki çıkarken oradan 30 kiloya düşmüşler. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Ülkemizdeki Suriyelilerin yıllarca neden vatanlarına dönemediklerinin cevabı da o hapishanede ele geçirilen işkence, ölüm ve imha aletleridir. Esad’ın af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenler ise cezaevi denilen ölümhanelerde türlü işkencelere uğradıktan sonra katledilmişlerdir” diye konuştu. “Esad’ı ziyaret edecekti, Özgür bey ne oldu, niye gitmedin” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikayelerini dinlemeye insanların yüreği dayanmıyor ancak CHP Genel Başkanı Esad’ın kendisinin bile af ilanına prim vererek, son ana kadar bunun reklamını yapmıştır. Oraya gidecekti ya, Esad’ı ziyaret edecekti. Özgür bey ne oldu, niye gitmedin? O ziyareti gerçekleştirseydin. Yıllarca sadece ve sadece Suriyeli, Afgan ve diğer yabancılara düşmanlık üzerinden güya siyaset yapanların artık varlık sebepleri ortadan kalktığına göre bundan sonra millete ne diyeceklerini merak ediyoruz. Azıcık ahlakları, utanma duyguları, insani duyarlılıkları varsa partililerin tabelalarını indirip, siyasete tövbe ederek siyaset öncesi işlerine geri dönerler. Ama biliyoruz ki bunların derdi herhangi bir meseleyi, davayı sahiplenmek değil, konjonktürel sorunlar üzerinden kendilerine bedavadan çıkar dağlamaktır. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz. Bunlar hiçbir zaman millet de karşılık bulamadılar, bundan sonra millet bunlara yüz vermeyecektir. Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir. Rabbim ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin. Bunun için AK Parti Cumhur İttifakı’nın önümüzdeki dönemde de, sonraki dönemlerde de devam etmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye’nin bu ehil kadroya, güçlü liderliğine, AK Parti ve Cumhur İttifakı vizyonuna ihtiyacı var. AK Parti’nin genel başkanında üyesine kadar tüm mensupları böyle bir vebalin altında olduğunu bir an bile unutmamalıdır. Hepimiz Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmakta mükellefiz. Rabbim yolumuzu bahtımızı açık etsin” şeklinde konuştu.