POLİTİKA - 13 Aralık 2024 Cuma 18:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti’nin temsilcisi olduğu dava bir medeniyet davasıdır, bu dava büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme davasıdır. Bu dava mazluma umut olma, zulme son verme davasıdır. Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nefsimizi sorgulamaktan, ’Acaba nerede kusur var?’ sorusunu kendimize sormaktan asla ve asla korkmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yahya Kaptan Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 8. AK Parti Kocaeli Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongrenin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kurulduğu günden itibaren AK Parti’ye gönül vermiş, AK Parti’nin millete ve memlekete davasına omuz vermiş, hizmet bayrağımızı Kocaeli’de iftihar ile dalgalandıran yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bizim Kocaeli’ye sevgimiz tarife sığmaz. Bizim Kocaeli’ye aşkımız artar, eksilmez” dedi.

“149 kalem projeyi resmen hizmete açtık”

Erdoğan, “Kocaeli fetihleriyle, açtığı kapılarla nasıl barış medeniyetinin nişanesi olmuşsa Türkiye Yüzyılının da nişanesi olacaktır. Nasıl birliğimizin, dirliğimizin nişanesi olmuşsa, Türkiye Yüzyılında da örnek şehirleri olmaya devam edecektir. Eylül ayına geldik toplam 149 kalem projeyi resmen hizmete açtık. Şehir Hastanesi standartlarında inşa ettiğimiz Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi yeni binasını hizmete sunduk. Bugün de il kongremizi gerçekleştirmek üzere sizlerle beraberiz. Kocaeli’yi daha da geliştirmek, büyütmek, kalkındırmak için her türlü desteği sağlamayı bundan sonra da sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz”

AK Parti’nin bir siyasi partinin olması ötesinde; bir davası, bir hayali, bir derdi olanların kurduğu ve büyüterek bugünlere getirdiği bir teşkilat olduğunu söyleyen Erdoğan, “Her kim AK Parti’yi dünyada kabul gören klasik parti işleyişi sınırları içinde değerlendirip, öyle hareket ederse fena halde yanılır. Siyaseti sadece bu şekilde okuyanların, kendi iç işleyişlerinde yönettikleri belediyelerde, uluslararası ilişkilerinde nasıl savrulmalar yaşadığına hep beraber şahit oluyoruz. Bu savrulmaların sonu kendi ülkesine, kendi milletine, kendi tarihine, kendi kültürüne ve inancına yabancılaşmak ve sonra düşman haline gelmektir. Öyle vahim durumlarla karşılıyoruz ki, bu ülkede siyaset yapıyor, bu milletin ekmeğini yiyor, bu ülkenin kimliğini taşıyor ama ülkeye ve millete açıkça düşmanlık güdüyor. Hadiselere Türkiye eksenli değil, başka başkentlerin penceresinden bakıyor, adeta onların kılıcını sallıyor. Milletle, milletin değerleriyle ve memleketle bağını tamamen koparmışlar, rüzgar nereye eserse hemen oraya dümen kırıyorlar. İlkeleri, uğruna zorluklara göğüs gerecek ülküleri kalmamış. Dahası bunlar, hataları yüzlerine ders almıyor, aynı yanlışı yapmaya devam ediyorlar. Şunun bilinmesini isterim; milletin kurduğu, bugünlere getirdiği AK Parti asla böyle olmamıştır, olmayacaktır. Bizde olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nefsimizi sorgulamaktan, ’Acaba nerede kusur var?’ sorusunu kendimize sormaktan asla ve asla korkmayacağız. Eksiği, hatayı, günahı başkalarında değil, hep kendimizde arayarak, hakkın, hakikatin, doğrunun izinden geçeceğiz. AK Parti’nin temsilcisi olduğu dava bir medeniyet davasıdır, bu dava büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme davasıdır. Bu dava mazluma umut olma, zulme son verme davasıdır. Bu dava adalet, hürriyet ve hep birlikte onurlu bir yaşam davasıdır” şeklinde konuştu.

“Birilerinin yaptığı gibi bu kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birilerinin yaptığı gibi bu kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacağız, istismar etmeyeceğiz, eğip bükmeyeceğiz. Gerekirse bedel ödemekten çekinmeyerek, milletimizi ayakta tutan kadim değerlere sıkı sıkıya sahip çıkacağız, ülkemiz ile ilgili hayallerimizden, hedeflerimizden milim taviz vermeyeceğiz. Kalbimizi hakka bağlayacak, sırtımızı millete yaslayacak, yüzümüzü tüm insanlığa döneceğiz. Kibri, büyüklenmeyi, hasedi, zehirli dili kapımızdan içeriye sokmayacağız. Tüm kesimleri inançları ve meşrepleriyle insanımızın her birini samimi, hasbi, harbi, gönül alıcı, çözüm odaklı yaklaşımla kucaklayacağız. Şunu unutmayınız, beldesinden ilçesine, ilinden genel merkezine kadar AK Parti teşkilatlarının kapısı tıpkı bir tekke kapısı gibi gelen herkese açık olmalıdır. Hiç şüphesiz, teröristle, hainle, hırsızla, arsızla işimiz olmaz, zaten onların yolu da AK Parti ile asla kesişmez. Bunun dışında herkesi muhabbetle bağrımıza basarak, eser ve hizmet siyasetimizi sürdürmekte kararlıyız. Nefsimizi zincire vurmadan, rahatı huzuru bir kenara atmadan, mağdurun ve mazlumun sesi olmadan, yürekten yüreğe esmeden AK Parti’nin temsilciliğini yürüttüğü davaya layık olamayız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk"

“Kongrelerimiz şahsi hesapların değil, Türkiye sevdasının, Türk milletine hizmet etme yarışının yaşandığı zeminlerdir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Kongrelerimiz, halef ve selefin bir arada olduğu, yol arkadaşlığının devam ettiği, eski-yeni ayrımlarının yapılmadığını kucaklaşma vesileleridir. 8. Olağan kongre sürecimizi kanuni bir zorunluluğu yerine getirmekten ziyade, partimizi güçlendirmenin bir zemini olarak görüyoruz. Bir taraftan eski yol ve dava arkadaşlarımızla ahdimizi tekrar yenilerken, diğer taraftan yeni isimleriyle kadrolarımızı takviye ediyoruz. Bugüne kadar kimseye vefasızlık yapmadık. Emektarlarımızın tecrübelerini, gençlerimizin heyecanıyla birleştirerek tam 23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk. Bugün de, yarın da aynı yolda yürümeye devam edeceğiz. Kardeşlerim, şu noktaya özellikle dikkatleri çekmek zorundayım. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte, ülkeyi yönetmek için milletimizden yarısından fazlasının oyunu almamız gerekiyor. Gençler, bir başka ifadeyle, 85 milyon vatandaşımızdan biraz önce ifade ettiğimiz çok küçük bir kesim dışında herkesin gönlünü kazanmak durumundayız. Bugüne kadar tecrübelerimiz bize, Türkiye’de AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan başka bu çitayı aşabilecek hareket olmadığını gösteriyor. Her ne kadar son mahalli seçimlerde arzu etmediğimiz bir neticeyi elde etmiş olsak da bunu bir yol kazası olarak kabul ediyoruz. Son seçimlerden çıkardığımız dersler ışığında, gereken düzeltmeyi her kademede yapıyoruz ve yapacağız. Teşkilatlarımızı güçlendirerek, politikalarımızı güncelleyerek, yönetim tarzımızı geliştirerek önümüzdeki seçimlerde yeniden yüzde 50 çıtasının üzerine çıkacağımızdan şüphe duymuyorum. Yeter ki şöyle toparlanıp kendimize gelelim. Yeter ki misyonumuzun ne olduğunu hatırlayalım, yeter ki yüreğimizi, kollarımızı milletimize açalım. Gereğinin kendiliğinden geldiğini zaten göreceksiniz” dedi.

Orkun Kaya - Fehime Kartal - Enes Özkan - Osman Ayaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “CHP’nin AYM’ye başvurusunu endişeyle takip ediyoruz” Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunmasına ilişkin, “Bir sendika da bunu destekledi, bu işin mutfağında yer aldı. Bunu biraz endişeyle takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Çünkü 2008 yılında AYM kariyer düzenlemesini iptal etmişti ve 16 yıl maalesef kamu idaresi bir tedbir almadığı için 16 yıl boyunca meslektaşlarımız mağdur olmuştu. Böylesi bir mağduriyetin tekrar yaşanabileceği endişesi meslektaşlarımızda ciddi bir kaygı uyandırdı” dedi. Türk Eğitim-Sen Ordu Şubesi yeni hizmet binası, Altınordu ilçesinde düzenlenen törenle hizmete açıldı. Dua edilmesinin ardından protokol mensuplarının katılımıyla düzenlenen törenin ardından, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Önemli talebimiz, refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi” Geylan, ocak ayında yapılacak olan maaş zamlarının şu anda kamu çalışanlarının, emeklilerin ve ailelerinin en önemli gündem maddesi olduğunu belirterek, “Biz şunu talep ediyoruz; malumunuz 2025 yılında hükümetimizin yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 oldu. Vergi, harç ve cezalarda yeniden değerleme oranı 43.93. Biz aynı değerleme standardını kamu çalışanları ve emekli maaşı açısından yapmasını bekliyoruz hükümetimizden. Bir diğer önemli talebimiz de tabii ki, refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi. Biliyorsunuz, daha önce iki defa hükümet refah payı uygulamasıyla nispeten de olsa kamu çalışanlarının beklentilerini belli oranda karşılamıştı” diye konuştu. “Gerçek zam, artan milli gelirden, büyüyen ekonomiden kamu çalışanlarının ve emeklilerin hak ettiği payı alması demek” “Maaş zammı üzerine sadece enflasyon farkı vermek demek, sadece enflasyona da zam yapmak demektir” diyen Geylan, “Bu da aslında sıfır zam demektir. Gerçek zam, artan milli gelirden, büyüyen ekonomiden kamu çalışanlarının ve emeklilerin hak ettiği payı alması demek. Enflasyon farkı üzerine bir refah payı uygulamasıyla hayata geçirilecektir” ifadelerine yer verdi. “CHP, öğretmenlik meslek kanununun yürütmesini durdurulması ve iptali talebiyle AYM’ye başvurdu, bunu endişeyle takip ediyoruz” Ana muhalefet partisi CHP’nin öğretmenlik meslek kanununun yürütmesini durdurulması ve iptali talebiyle AYM’ye başvurduğunu, bir sendikanın da bunu desteklediğini ve bunu endişe ile takip ettiklerini kaydeden Geylan, “ 2008 yılında Anayasa Mahkemesi kariyer düzenlemesini iptal etmişti ve 16 yıl maalesef kamu idaresi bir tedbir almadığı için 16 yıl boyunca meslektaşlarımız mağdur olmuştu. Böylesi bir mağduriyetin tekrar yaşanabileceği endişesi meslektaşlarımızda ciddi bir kaygı uyandırdı. Bakın sadece 20 yıl ve üzeri meslektaşlarımızın doğrudan başöğretmenliğe başvurma hakkı ile birlikte hali hazırda görev başında olan 232 bin öğretmenimiz doğrudan başöğretmen olma ve bugünün rakamlarıyla 10 bin 400 TL tazminat almaya hak kazandırlar. Dolaysıyla kanunla birlikte gelen bir takım kazanımların bu mahkeme süreci neticesinde inkıtaya uğrayabileceği endişesi meslektaşlarımızda bir kaygı uyandırmaktadır. İnşallah mahkeme kararını verirken, bu kazanımları rencide etmeyecek, kazanımları inkıtaya uğratmayacak bir karar verir diye ümit ediyoruz. Tabi meslektaşlarımızın da bu yargı sürecini bu zafiyetle değerlendireceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. Açılış törenine Vali Muammer Erol, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Fatih Vargeloğlu, Türk Eğitim-Sen Ordu Şube Başkanı Metin Şeyhoğlu, oda başkanları, sendika üyeleri ve ilgililer katıldı.
İstanbul Sultangazili çocuklar Yerli Malı Haftası’nı kutladı Sultangazi Belediyesi okul öncesi eğitim veren ana okul öğrencilerinin ’Yerli Malı Haftası’nı kutladı. Meyve kostümlerini giyen minikler ise yüzleri gülümsetti. Sultangazi Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren ve çalışan annelere kolaylık sağlayan okul öncesi eğitim kurumu Ana Kucağı Okulunda ’Yerli Malı Haftası’ kutlandı. Cebeci Mahallesi ve Sultançiftliği Mahalleleri’nde bulunan okullardaki kutlamalar renkli anlara sahne oldu. Türkiye’nin 7 bölgesinin yiyecek ve kıyafetlerini miniklere tanıtmak için eğlenceli bir etkinlik düzenlendi. Memleketlere özgü lezzetlerin buluştuğu rengarenk sofraya oturan minikler, yiyecekleri arkadaşlarıyla paylaştı. Bölgelerin yöresel kıyafetlerini giyen minikler, arkadaşlarıyla doyasıya eğlenirken farklı kültürleri tanıma fırsatı buldu. Öğrenciler hazırlanan karton meyve kostümlerini giyerek meyvelerin faydalarını anlattı. Karpuz, portakal, muz, armut, çilek, üzüm gibi meyvelere bürünen çocuklar, hem eğlendi hem öğrendi. Düzenlenen etkinliklere ilişkin konuşan Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Yerli Malı Haftası Etkinlikleri çocukluğumuzdan günümüze taşınan önemli bir etkinlik. Yerli Malı Haftası çocuklarda yardımlaşma, paylaşma duygusunu pekiştiriyor. Çocuklarımız kendi topraklarında yetişen ürünleri yakından tanırken, farklı kültürleri de deneyimleme fırsatı buluyor. Bu topraklarda yetişen her şey bizler için çok kıymetli. Sadece yiyecek değil; yöresel kıyafetlerimize, değerlerimize sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Çocuklarımızın burada eğlenerek öğrenmesi, öğrendiklerini de gelecek nesillere aktarması büyük önem taşıyor” dedi.