Yerel Haberler
İzmir
Gençler inovasyon çağına hazırlanıyor 30 Kasım 2024 Cumartesi - 14:55:14 Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali, dünyanın dört bir yanından bilim ve robotiğe meraklı çocuk ve gençleri İzmir’de buluşturdu. 90 ülkeden İzmir’e gelen 3 bin 500 yarışmacı, robotik teknolojilerle geleceğin sorunlarına çözümler üretti. Gençler, geleceğin inovasyon çağı olacağını ifade etti. 90 ülkeden 3 bin 500 çocuk ve genci Fuar İzmir’de ağırlayan Dünya Robot Olimpiyatları (World Robot Olympiad-WRO) heyecanı devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve Bilim Kahramanları Derneği iş birliğiyle 28 Kasım’da başlayan WRO, kapanış töreniyle sona erecek. Gençler, olimpiyat boyunca robotik teknolojilerle ilgili bilgilerini genişletirken, aynı zamanda farklı yerlerden gelen yaşıtlarıyla tanışıp fikir alışverişinde bulundu. Bu yıl “EARTH ALLIES” temasıyla düzenlenen finalde, bir yandan gezegenimizin sınırlı kaynaklarının verimli ve adil kullanımına odaklanan katılımcılar, diğer yandan da doğal afetler yaşanmadan ve yaşandıktan sonra robotik çözümlerden nasıl faydalanabileceğimize dair önerilerini paylaştı. Gençler geleceğin teknoloji çağı olacağını ifade etti. Robotların çağı Filipinler’den gelen TLGCROBOTICSCATALYST takımı oyuncuları, İzmir’de bulunmaktan çok memnun olduklarını ifade etti. Takım lideri Gabrielle Reselva, geleceğin dünyasında robotların ve inovasyonun olacağını söyledi. Filistin’den finallere katılan Juke Cake takımından Mesk Abdalsalam, otonom bir robot yaptıklarını belirterek, “Bizler Filistin’den zor bir çevreden geldik; ama yine de bu projeyi yapmayı başardık. Gelecek sadece çok donanımla ilgili değil yazılımla da ilgili fikirler önemli. Çok büyük projeler ve araçlar gördük. Geleceğin; araçlarla, yapay zekayla, mühendislerin düşünme şekliyle de parlak olacağını düşünüyorum” dedi. “Dünyayı değiştirmeye herkes çok odaklanmış durumda” Kanada’dan katılan Les Patriotes takımından Stefan Teodorescu da, “Mangrov eken robot icat ettik. Bu mangrovlar kıyı şeridinin stabilize olmasını sağlıyor. Sulu ve bataklık arazilerde yetişiyor bu bitkiler. Derin kökleriyle toprağa iyi tutunuyor ve erozyonu engelliyor. İklim değişikliğinin en kötü etkilerinden biri deniz seviyesinin yükselmesi. Pek çok ilgi çekici proje görüyorum etrafta. Dünyayı değiştirmeye herkes çok odaklanmış durumda. Bunu yaparken de kendi teknik yeteneklerini kullanıyorlar. Bunun bir parçası olduğum için ve Türkiye’de olduğum için mutluyum” diye konuştu. “Amacımız insanları kurtarmak, bitkilere zararı azaltmak” Azerbaycan’dan gelen Zagatala Aze takımından Saleh Muradlı, yaptıkları yangın söndürme robotunu anlattı. Muradlı, “Bu robot iki şekilde işliyor. Hem kendi çalışıyor hem de biz kontrol edebiliyoruz. Kamerası var, su pompasını aktive edebiliyoruz. Ateş sensörleri var, ateşi görüp ateşe doğru su gönderiyor. Bunu telefondan idare edebiliyoruz. Bu teknoloji Türkiye’de büyük bir şey olabilir. Yangın söndürenler için çok lazım bir şey. İnsanların hayatını kurtarıyor. Amacımız insanları kurtarmak, bitkilere zararı azaltmak. Güzel bir fikir hem Türkiye hem dünya için. Gelecekte robotlar olacak” dedi. “Döndüğümüzde aklımızda kalacak en önemli anı, burada olmak” Amerika’dan gelen Gaia Guardians takımından Bonnie Feng, ormanları koruma üzerine geliştirdikleri proje ile İzmir’de olduklarını ifade etti. Feng, “Geliştirdiğimiz robotlar, ağaçların üzerine takılan sensörlerden aldıkları duman işaretiyle, ağaca gidip söndürerek yangınların önüne geçmeyi hedefliyor. İzmir’de böyle büyük bir organizasyona katılmaktan çok mutluyuz. Döndüğümüzde aklımızda kalacak en önemli anı, burada olmak” ifadelerine yer verdi. Olimpiyata, Türkiye’den de birçok takım katıldı. Onlardan biri olan Emergency Tem takımı, bir şehrin afet sırasında en az zararı görmesini sağlayan bir yazılım tasarladı. Sensörler ve tüm şehri görebilecek kameralarla, yapay zekalarla afetlere anında müdahale edebilen sistemin önemine vurgu yapan takım oyuncularından İbrahem Aljrrah, “Projemizin amacı; şehirde sel, deprem, yangın gibi afetler öncesinde afete neden olabilecek tehlikelerin belirlenmesi ve muhtemel etkilerinin azaltılması” dedi. Alihan Özermiş ise “Teknoloji hayatımızın her yerinde, internetsiz yaşayamaz duruma geldik. Bize daha çok yardım sağlayacak ileride. Teknolojinin insanlığa çok fazla yardımı dokunacak” şeklinde aktardı. Cumalıoğlu: "Çocukların gözündeki yarışma heyecanı bizi çok heyecanlandırıyor" İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu ise dünyayı İzmir’de buluşturdukları için çok heyecanlı olduklarını ifade etti. Cumalıoğlu, “Biz İZFAŞ olarak dünyanın her yerinden katılımcı ve ziyaretçi ağırlamaya çok alışığız. Bu çok daha farklı ve heyecan verici. Fuar İzmir ilk kez bu kadar cıvıl cıvıl. Çocukların gözündeki yarışma heyecanı bizleri çok mutlu ediyor. Biz bu alanı fuarların haricinde, daha büyük kongrelere, etkinliklere, hem çocuklara hem gençlere, bilimi, teknolojiyi, inovasyonu bir araya getirebilecek sürdürülebilir projelere açmaya çok niyetliyiz ve bunu da gerçekleştireceğiz” dedi.
30 Kasım 2024 Cumartesi - 13:22 Çeşme’de 3 genci öldüren zanlı: "Kafa attılar ben de ateş ettim" İzmir’in Çeşme ilçesinde ’kız meselesi’ yüzünden çıkan tartışmanın ardından 3 gencin tabancayla öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan 3 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tabancayla ateş ederek 3 kişinin ölmesine sebep olduğu değerlendirilen B.B.’nin ilk ifadesinde, dağlık alandaki kavgada birisinden kafa yediğini ve bu esnada tabancasını çıkararak ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Olay, 28 Kasım akşam saatlerinde Çeşme ilçesi Fahrettinpaşa Mahallesi’ndeki zeytinlik alanda meydana geldi. İddiaya göre, Azad Demir (22), Abdurrahim Doğan (19), Mehmet Sait Medeni (19) ve A.M., konumla Cakabey Anıtı mevkiine gelerek B.B. (21) ve yanındaki iki arkadaşı ile buluştu. Araçtan inen 4 genç ile bekleyen diğer grup arasında kız meselesi yüzünden tartışma çıktı. Olayın büyümesi üzerine B.B., tabancayla karşı gruptaki 4 kişiye ateş etti. Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ve 112 sağlık ekibi sevk edildi. Olayda Azad Demir, Abdurrahim Doğan ve Mehmet Sait Medeni hayatını kaybederken yaralı A.M. (22) kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Olayın ardından şüpheli B.B., hızla bölgeden kaçarken, yanında bulunan 2 arkadaşı ise polis ekiplerince gözaltına alındı. Firari zanlı B.B., kısa sürede polis ekiplerince yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli emniyete götürüldü. Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi morgundan alınan 3 gencin cenazesi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumuna getirildi. Abdurrahim Doğan’ın cenazesi Mardin, Mehmet Sait Medeni’nin cenazesi Ağrı, Azad Demir’in cenazesi ise Çeşme’de defnedildi. "Kafa attılar ben de ateş ettim" Olayla ilgili cinayetleri işlediği değerlendirilen B.B. ile yanlarında bulunan arkadaşları O.A. ve Ö.Ö., Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Cinayeti gerçekleştirdiği değerlendirilen B.B.’nin ilk ifadesinde, oturdukları kafeteryada kız meselesi yüzünden karşı grupla tartıştıklarını, daha sonra ormanlık alana giderek kavga ettiklerini, karşı taraftan biri kendisine kafa attıktan sonra da tabancasını çıkarıp ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Şüpheliler B.B., O.A. ve Ö.Ö., emniyetteki işlemlerinin ardından Çeşme Adliyesine sevk edildi.
30 Kasım 2024 Cumartesi - 12:59 Çeşme’de 3 gencin öldüren zanlı: "Kafa attılar ben de ateş ettim" İzmir’in Çeşme ilçesinde ’kız meselesi’ yüzünden çıkan tartışmanın ardından 3 gencin tabancayla öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan 3 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tabancayla ateş ederek 3 kişinin ölmesine sebep olduğu değerlendirilen B.B.’nin ilk ifadesinde, dağlık alandaki kavgada birisinden kafa yediğini ve bu esnada tabancasını çıkararak ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Olay 28 Kasım akşam saatlerinde Çeşme ilçesi Fahrettinpaşa Mahallesi’ndeki zeytinlik alanda meydana geldi. İddiaya göre, Azad Demir (22), Abdurrahim Doğan (19), Mehmet Sait Medeni (19) ve A.M., konumla Cakabey Anıtı mevkiine gelerek B.B. (21) ve yanındaki iki arkadaşı ile buluştu. Araçtan inen 4 genç ile bekleyen diğer grup arasında kız meselesi yüzünden tartışma çıktı. Olayın büyümesi üzerine B.B., tabancayla karşı gruptaki 4 kişiye ateş etti. Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ve 112 sağlık ekibi sevk edildi. Olayda Azad Demir, Abdurrahim Doğan ve Mehmet Sait Medeni hayatını kaybederken yaralı A.M. (22) kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Olayın ardından şüpheli B.B., hızla bölgeden kaçarken, yanında bulunan 2 arkadaşı ise polis ekiplerince gözaltına alındı. Firari zanlı B.B., kısa sürede polis ekiplerince yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli emniyete götürüldü. Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi morgundan alınan 3 gencin cenazesi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumuna getirildi. Abdurrahim Doğan’ın cenazesi Mardin, Mehmet Sait Medeni’nin cenazesi Ağrı, Azad Demir’in cenazesi ise Çeşme’de defnedildi. "Kafa attılar ben de ateş ettim" Olayla ilgili cinayetleri işlediği değerlendirilen B.B. ile yanlarında bulunan arkadaşları O.A. ve Ö.Ö., Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Cinayeti gerçekleştirdiği değerlendirilen B.B.’nin ilk ifadesinde, oturdukları kafeteryada kız meselesi yüzünden karşı grupla tartıştıklarını, daha sonra ormanlık alana giderek kavga ettiklerini, karşı taraftan birisinin kendisine kafa attıktan sonra da tabancasını çıkarıp ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Şüpheliler B.B., O.A. ve Ö.Ö., emniyetteki işlemlerinin ardından Çeşme Adliyesine sevk edildi. (AÇ-
30 Kasım 2024 Cumartesi - 12:31 22 yıldır usanmadan oğullarını arıyorlar: "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti" İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, 22 yıl önce evinin önünden zorla otomobile bindirildikten sonra bir daha haber alınamayan Osman Dikici’nin acılı anne ve babası, 22 yıldır yılmadan usanmadan oğullarını arıyor. Kayıplara karıştığında 27 yaşında olan Osman Dikici’nin babası Kemal Dikici, "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti, kanser oldum" diye konuştu. Olay, 1 Haziran 2002 gecesi Karşıyaka ilçesi Bahçelievler Mahallesi Cevdet Bilsay Caddesi’nde meydana geldi. İlçede market işleten ve o zamanlar 27 yaşında olan Osman Dikici, evinin önünden aracına bineceği sırada, kimliği belirsiz kişilerce otomobile bindirilip kaçırıldı ve o günden beri evine dönemedi. Dikici’nin ailesi o günden bu yana çocuklarını aramayı sürdürürken, aile hem polise haber verdi hem de kendi imkanlarıyla çocuklarını aramayı sürdürdü ancak aramalardan hiçbir sonuç çıkmadı. Son olarak 2018 yılında yapılan bir ihbar ile soruşturma yeniden açılsa da o çalışmalardan da bir sonuç çıkmadı. Gizemli telefon: "Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak" 22 yıl önce ilçede rüşvet iddiasıyla açığa alınan polislerin oğlunu kaçırdığını ileri süren baba Kemal Dikici, oğlunun kayıplara karışmasının ardından kendilerine gelen bir telefondan bahsetti. Osman’ın yanlarında olduğunu söyleyen telefondaki gizemli kişiden bahseden baba Dikici, "Market açtık, oğlum marketi çalıştırıyordu. İşe sabah gidiyor, akşam geliyordu. O mıntıkada görevli 3 polisle tanışmıştı. Bunlarla samimiyet kurmuşlardı. Bir gün o bölgede polisler bir kişiyi ruhsatsız silahla yakalamışlar, şüpheliye de 4 bin dolar karşılığında kendisi hakkında rapor tutmama teklifinde bulunmuşlar. Sonra bu kişiden sürekli para istemişler ve silahla yakalanan kişi avukata başvurunca avukatı da tehdit etmişler. Bunların hepsinden Osman’ın da haberi var. O dönemin emniyet müdürünün devreye girmesiyle bu polisler açığa alınıyor. 1 Haziran 2002 gecesi Osman eve gelmedi ve ertesi sabah biz kendisini aramaya başladık. 2 Haziran gecesi de bize bir telefon geldi ve Osman’ın kaçırıldığını söyledi; ’Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak’ dendi. Ben kim olduklarını söylediğimde de telefon kapandı. Daha sonra polis ekipleri tarafından yapılan çalışmayla yakalandılar; ama Osman ortada yok. Nerede olduğu sorulduğunda da Osman’ın kendilerinden ayrılıp gittiğini söylemişler. O gün bugündür oğlum ortada yok" dedi. "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti" Oğlunun dirisine de ölüsüne de kavuşamadıkları bu süreçte, üzüntüden kanser hastası olduğunu, sürekli ağladığını söyleyen baba Kemal Dikici, "Sürekli mahkemelerle uğraştık oğlumu bulmak için. Daha sonra 20 seneyi geçince zaman aşımına uğramasın diye tekrar dosya açtırdık. Bu zamana kadar oğlumun dirisini de ölüsünü de aradık. Kanser hastası oldum, kemoterapi gördüm. Kolay bir iş değil, Allah kimseyi, düşmanımı bile evlat acısıyla sınamasın. Televizyonda kayıplarla ilgili bütün programları izliyorum, oğlumdan bir iz çıksın diye her gün kanallara bakıyorum. Ömrümün yarısı ağlamakla geçti. Oğlum canlı gelirse dünyalar benim olur. Kaçırıldığında 27 yaşındaydı, şimdi ise 49 yaşında. Polis ekipleri oğlumu hala arıyorlar gayretli bir şekilde. Oğlumun kaçırılmasının suçlusu olan Bülent Uzun’un da Ukrayna’da olduğu ve kırmızı bültenle arandığını öğrendik" diye konuştu. "Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim" Oğluna duyduğu hasreti dile getiren acılı anne Fatma Dikici ise, "1 Temmuz akşamı oğlum bana telefon etti ve eve geleceğini söyledi. Gece uyudum uyandım ve baktığımda yatağında yoktu. Sabah bir daha baktım yine yok. O gece bir telefon geldi ve Osman’ın ellerinde olduğunu söyledi. O günden beri kendisinden haber alamadık. Devlet büyüklerinden ve tüm yetkililerden yardım istiyorum. Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim. Oğlumu kaçıranların, bizi bu duruma sokanların yargılanmasını istiyorum. Eşim de ben de hasta olduk. Allah kimseye bu sıkıntıyı vermesin" açıklamasında bulundu.
AK Partili Hamza Dağ: “İzmir, 31 Mart seçimlerinde CHP’ye sarı kart vermiştir”
12 Ekim 2024 Cumartesi - 18:02 AK Partili Hamza Dağ: “İzmir, 31 Mart seçimlerinde CHP’ye sarı kart vermiştir” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir’in 31 Mart seçimlerinde CHP’ye sarı kart verdiğini belirterek, "Kırmızı karta da az kaldı" dedi. İzmir’de AK Parti Karabağlar 6. Olağan İlçe Kongresi, Karabağlar Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi.Kongrede konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Geçen 23 yılda AK Parti samimiyet ve güven oldu. AK Parti umut, icraat, gelecek oldu. Milletimiz karşılaştığı her zorluğu, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile aşabileceğini düşünmektedir. Bir yerel seçimi geride bıraktık. Her yerel seçimden sonra bir hesaplaşma yapıyoruz. Bir İzmir söz vermiştik, o sözü yerine getirdik. Cumhurbaşkanımız bize görevi söylediğinde, ben kendilerine ‘İzmir’i biliyorum, işimizin zor olduğunu da biliyorum. Size iddialı sözler söyleyemeyeceğim ama İzmir’de duyacağınız ses Türkiye’nin her yerinden duyulacak. Burayı kendi kalesi gibi görülen şehirde herkes panik içinde burada belediyeyi kaybetmemek için canhıraş bir şekilde çalışma yaptılar. Yalana ve dezenformasyona da sonuna kadar başvurdular” dedi. Seçim döneminde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kendi vaatlerinin çok üstünde vaatler sunduğunun altını çizen Dağ, “Vaatleri unutulsun diye bekliyorlar. İlk defa hizmet, icraat konuşmaya başladılar. 6 aylık dönemde 180 günde eylem planları vardı. Bir adım dahi atmış değiller. Türkiye’nin en merkezi semti Alsancak’ta bir yağmur yağdığında 2 gencimizi kaybettik. ‘Ben büyükşehir belediye başkanlığına talip değilim, ben bu şehrin şehr-i emirine talibim’ dedim” diye konuştu. “İzmir ilk defa Türkiye’deki mesajdan ayrışmıştır” “İzmir’de sürekli olarak ya memur ya işçi eylemi oluyor” diyen Hamza Dağ, “Ben bugüne kadar en az 4 tane köprülü kavşağı, battı çıktıyı hayata geçirmiş olacaktım. Karabağlar’da 119 bin CHP, 112 bin AK Parti oy almış. İlçede 120 bin CHP, 105 bin biz almışız. 300 bin seçmenin olduğu bir ilçede aramızdaki fark 7 bin. Eksikliklerimizi tamamlayacağız. Mesaj nettir ve İzmir ilk defa Türkiye’deki mesajdan ayrışmıştır. İzmir Körfezi için, ‘Yüzecek bir Körfez değil ama turkuaz bir Körfez’e bakacağınızı vaat ediyorum’ dedim. 6 ayda en azından Çiğli Arıtma Tesisi’nde 4. fazın borçlanmasını tamamlamıştık. Hala o işi bitiremediniz. 100 bin metreküp kirli suyu Körfez’e deşarj yapıyorsunuz. Yağmur suyu ile kanalizasyon suyunu ayrıştırma için Dünya Bankası’ndan kredi çıkardık ama onun ihalesini yapamadınız” şeklinde konuştu. “İzmir 31 Mart seçimlerinde CHP’ye sarı kart vermiştir” “Körfez’e deşarj hala devam ediyor, önce onu durdurun” diyen Dağ, sözlerine şöyle devam etti: “Konak Tüneli yapacağız dedik eylemler, Çeşme Projesi’ni iptal ettirdiniz, bunu havalimanında yaşadık. Çeşme’de, Urla’daki konutlarında hayatlarından memnun oldukları için İzmir’in her durumda oy verdikleri, hizmet olmadığında da bunu hükümete atma konforuna sahip oldukları için konfordan vazgeçmiyorlar. Bu kısır döngü yıllardır böyle devam ediyor. Hizmeti getirir gibi bir şey yapıyorlar, sonra hamle yapıldığında bel altında vurmaya kadar her şeyi yapıyorlar. Sonra da hizmet getirmiyorsunuz diyorlar, kardeşim getiriyoruz. Hadi gelin şunu yapalım diyoruz. Hem hizmeti getirme, engel ol hem de İzmir bize oy veriyor söylemleri üzerinde sörf yapmak. İzmirliler, yerel seçimlerde size sarı kart gösterdi. Ben sandık sandık bize oy vermeyen, bu seçimde veren CHP’li seçmenleri çıkarttım. İzmirli sarı kartı verdi, kırmızı karta da az kaldı. ‘AKP İzmir’i teslim almak istiyor’ demiş. Bu çok talihsiz bir konuşma. İzmir 9 Eylül’de teslim alındı, o dönem de Müslüman Türk yurduydu, bundan sonra da kalmaya devam edecek.” “İzmir Körfezi vaatlerimiz arasındaydı” İzmir Körfezi’nin kendi vaatleri arasında bulunduğuna işaret eden Hamza Dağ, “Proje tanıtım toplantısında net bir şekilde söylediğimi hatırlıyorum. ‘Size yüzülecek körfez vaat etmiyorum ama Kordon’da Karşıyaka’da Güzelyalı’da çiğdem çitlerken turkuaz bir körfeze bakma vaat ediyorum’ dedim. 700 bin metreküp arıtılacak su Çiğli Artırma Tesisi’ne geliyor. Biz dördüncü fazın borçlanmasını, Soyer döneminde tamamlamıştık ama bu bitmedi. Bitmediği için her gün 100 bin metreküp suyu Körfez’e deşarj ediyorsunuz. Önce Körfez’i kirletmeyi durdurun dedik, CHP’li arkadaşlar rahatsız olmuş. CHP’li siyasetçileri İzmirli hemşehrilerime, İzmirli siyasetçi olarak şikayet ediyorum” dedi. “İzmir’i İstanbul’a teslim etmeye karar vermişler” İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleştirilen atamalarla ilgili de konuşan Hamza Dağ, “İzmir’i İstanbul’a teslim etmeye karar vermişler. İzmir’i İstanbul’un 40’ıncı ilçesi yapma yolunda adım attılar. Acaba İstanbul’un rantını bitirip İzmir’e adıma atmaya mı karar vermiş durumda? Eşsiz İzmir’in eşsiz insanları bu şehri İstanbul’a teslim etmenize karşı duracağız. Karşınızda Hamza Dağ’a oy veren İzmirliyi bulacaksınız. Sadece bize oy verenler değil, büyükşehir, ilçe meclisimiz, teşkilatımız burada. Yapacak olduğunuz yanlışlık olursa İzmirliye şikayet etmeye, o da olmazsa yargıya başvuracağız. Yılmadan, yorulmadan, usanmadan, bıkmadan çalışmaya devam. Çünkü AK Parti umudun adıdır, AK Parti geleceğin adıdır, AK Parti hizmetin adıdır, AK Parti icraatın adıdır. Adı olmaya devam edecektir” açıklamalarında bulundu. Hamda Dağ, son olarak kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi. ‘Birlik, beraberlik, başarı’ vurgusu AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı ise, “Birlik, beraberlik, başarı. Bu 3 B’yi ne güzel formüle etmiş, AK Parti’nin formülü işte bu. Bugün bu salonda yenilenme, tazelenme, yola devam yönünde yola çıkıyoruz. Siyaset ekip işi, vefakar ve cefakar teşkilatımızla bugünlere geldik. Buradan güç birliğiyle çıkacağımıza olan inancım tam. Hayallerimiz büyük, inancımız tam. Durmak yok, yola devam” diye konuştu. “İzmir Türkiye’nin demokrasi burcudur” AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı da, “İzmir, Türkiye’nin demokrasi burcudur. AK Parti İzmir teşkilatları ise bu demokrasi burcunun siyaset tepesinde dalgalanan şanlı bir sancaktır. Bizim kongrelerimiz demokrasi şölenleridir. Başkalarının kongrelerindeki gibi sandalyeler, yumruklar havada uçuşmaz. Bizim kongrelerimizde Türkiye’nin yeni rotası çizilirken omuz omuza yürünecek yollar için söz verilir. Bu sözler kalplere nakşedilir ve yol arkadaşlığı devam eder. Çünkü AK Parti bizim için tek başına politik bir anlam taşımaktan ötedir” ifadelerine yer verdi. Kongrenin Karabağlar’a hayırlı olmasını dileyen Saygılı, güven tazeleyerek görevine devam edecek olan İlçe Başkanı Hüseyin Uzun’a muvaffakiyetler dilediğini ifade etti. “Anketlerimizde partimiz 1. sırada” Konuşmasına hayatını kaybeden eski AK Parti Karabağlar Gençlik Kolları Başkanı Emre Küçük’ü anarak başlayan İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, şu sözlere yer verdi: “Seçimlerde Cumhurbaşkanımızı yeniden başkan seçtik ve partimizi yeniden iktidar yaptık. Seçimde bazı mesajlar aldık ve bu mesajlar üzerine çok yoğun çalışmaya başladık. 6 aydır 31 Mart seçim sonuçlarını değerlendiriyoruz. Anketlerimizde partimiz 1. sırada. En yüksek teveccühle yoluna devam ediyor. CHP’liler milletimizin kendilerine verdiği yoğun desteği, 6 ayda bilemediler.” “Körfez’deki koku, bu şehre yapılan ihanetin kokusudur” CHP’ye yönelik “6 ayda görevi teslim aldığınız eski başkanlardan daha kötü bu şehri yönetebileceğinizi ispatladınız” diyen İnan, “İzmir Körfezi’nde derin bir koku geliyor. Bu koku 25 senelik CHP beceriksizliğinin kokusudur. Bu koku bu şehre yapılan ihanetin kokusudur. Bu koku riyakarsızlıklarının, samimiyetsizliklerinin ve İzmir’e söylemiş oldukları yalanların kokusudur” dedi. İnan, son olarak kongrenin ülkeye hayırlar getirmesini diledi. Divan Kurulu Başkanlığını 26. ve 27. Dönem Milletvekili, Ege Bölge Koordinatörü Ahmet Sami Ceylan’ın yaptığı korgrede tek aday olan Hüseyin Uzun, güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Kongreye AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ve AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, MKYK Üyesi Dilek Yıldız Büyükdağ, İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran ve teşkilat mensupları katıldı.
HÜDA PAR’dan "Filistin soykırımına katılanlar vatandaşlıktan çıkarılsın" tasarısına destek arayışı
12 Ekim 2024 Cumartesi - 13:50 HÜDA PAR’dan "Filistin soykırımına katılanlar vatandaşlıktan çıkarılsın" tasarısına destek arayışı Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, Hem Türk hem İsrail vatandaşı olan bazı kişilerin Filistin’e yönelik yapılan saldırılara katıldığını belirterek, "Bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasını istiyoruz. Meclis’e yasa teklifi hazırladık ve şu anda 158’inci sırada yasalaşması için beklenmekte" dedi. Tanrıkulu, İsrail’e yönelik ise ’ekonomik boykotla darbe vuralım’ mesajı verdi. HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, HÜDA PAR İzmir İl Başkanı Veysi Yumlu ve İl Başkan Yardımcısı Mehmet Tayyip Duran ile birlikte, İzmir’de basın kuruluşlarını ziyaret etti. Tanrıkulu ve beraberindeki heyet, savaşmak için İsrail’e giden Yahudi Türk vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması ve İsrail’e destek veren ürünlere boykot yapmak adına kamuoyu oluşturma hedeflerinden bahsetti. "Yasa teklifi sunduk" Filistin’de Siyonist terör rejimi tarafından bir soykırım uygulandığını vurgulayan Tanrıkulu, "Ülkemizden de sosyal medyada takip ettiğimiz kadarıyla, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de İsrail devleti vatandaşı olan kişilerin gidip soykırıma katıldıklarını, oradaki bebekleri, kadınları, sivilleri katlettiklerini gördük. Bunun önüne geçmek için HÜDA PAR olarak geçen yıl Aralık ayında bir yasa teklifi hazırladık ve mecliste sunduk. Meclis de görüşülmesini uygun gördü ve şu anda 158’inci sırada yasalaşması için beklenmekte" ifadelerine yer verdi. "Vatandaşlıktan çıkarılsın, malları kadın ve gençlik fonuna aktarılsın" Soykırıma katılmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kişilerin tespit edilmesi, yargılanması ve yargılanma neticesinde ceza aldılarsa vatandaşlıktan çıkarılmasını, yurt dışındalar ise mallarının müsadere edilmesini istediklerini anlatan Tanrıkulu, şunları kaydetti: "Vatandaşlıktan çıkarılan kişilerin mallarının, kadın ve gençlik fonuna aktarılması talebinde bulunuyoruz. Böyle bir katliama destek verenlerin hem dünya kamuoyu önünde hem de İslami açıdan mahkum edildiklerini biz biliyoruz. Bu büyük bir adım olacaktır. Hem Türkiye açısından hem de oradaki mazlumlar arasında psikolojik bir sevince neden olacaktır. Siyonist terör rejiminin ülkemizle ilgili planlarını da akamete uğratacaktır. Biz buna inanıyoruz." "Destek verilmesini istiyoruz" Siyonist terör rejiminin yaptığı bu katliam ve soykırıma karşı olduğunu söyleyen bütün siyasilerin ve milletvekillerinin, bu yasa tekliflerine destek vermesini ve bir an önce yasalaşmasını istediklerini söyleyen Tanrıkulu, "Bu sebeple kamuoyu ve toplumsal bir destek oluşması için ziyaretlerimizi gerçekleştiriyoruz" dedi. "Yerel ürünlerimizi kullanalım" İlk dönemlerde ekonomik boyutu basite alanlar olduğundan bahseden Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti: "’Siz bir ürün almamakla kime zarar vereceksiniz’ diyerek yapılan boykotu küçümsediler. Biz parti olarak, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Türkiye’nin birçok yerinde tespit edilen İsrail’in malları ve İsrail’e direkt destek veren firmaları tespit ettik. Bunu kamuoyuyla paylaştık ve bir yıl içerisinde yapılan boykot çalışmaları neticesinde, firmaların ekonomik olarak ciddi zarar ettiklerini gördük. İnsani bir görevimiz olarak mutlaka İsrail’e destek veren ürünlerin alıcısı olmayalım. Onları boykot edelim. Onların muadili olan yerel ürünlerimizi kullanalım. Yerelde bize zararı dokunmayan veya maddi ve manevi olarak sermayesi ülkede kalan yerel üreticileri destekleyelim. Bizim yerel üreticileri desteklememiz ülke ekonomisini de güçlendirecektir." "Ekonomik boykotla darbe vuralım" Filistin’e yönelik yapılan saldırılarda İsrail’e ekonomik olarak katkı sunulmaması önerisinde bulunan Tanrıkulu, "Siyonist terör rejiminin bu savaşı sürdürebilmesi için, bu tür işletmelerin kendilerine vermiş olduğu maddi destekle bu savaşı devam ettiriyorlar. Onlara ekonomik boykotla darbe vuralım" diye konuştu.
Altınordu’da hedef Kastamonuspor galibiyeti
12 Ekim 2024 Cumartesi - 12:12 Altınordu’da hedef Kastamonuspor galibiyeti Altınordu, TFF 2. Lig Beyaz Grup’taki 7. hafta maçında yarın Kastamonuspor’u konuk edecek. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, 7. hafta mücadelesinde Kastamonuspor’la karşı karşıya gelecek. Müsabaka saat 15.30’da Torbalı’daki Metin Oktay Yerleşkesi Serpil Hamdi Tüzün Sahası’nda oynanacak. Karşılaşmayı Trabzon bölgesi hakemlerinden Sinan Özcan yönetecek. Bu zorlu mücadele öncesinde İzmir ekibi topladığı 12 puanla 5. sırada yer alırken, Kastamonuspor ise 16 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. Altınordu Teknik Direktörü Olcay Şahan, karşılaşmaya dair açıklamalarda bulundu. Torbalı Metin Oktay Yerleşkesi’nde oynadıkları üç maçı da kazandıklarını hatırlatan Şahan, “Lider ile oynayacağımız maçın hazırlıkları sürüyor. Pazar günü bundan önceki maçlarda olduğu gibi taraftarlarımızı yanımızda görüp onların desteği ile maçı kazanıp onlara galibiyet armağan etmek istiyoruz” dedi. Genç teknik adam, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim aslında tek rakibimiz var o da biziz. Yeni oluşan bir takıma sahibiz her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. İçeride oynadığımız performansı deplasmanda sergileyemiyoruz zamanla onu da gerçekleştireceğiz.” Olcay Şahan, U20 Milli Takımdan dönen oyuncuların son durumlarını gördükten sonra bu futbolcuların oynayıp oynamayacaklarına karar vereceğini sözlerine ekledi.
Denizlerdeki 400 farklı canlı türü İzmir’de meraklıları için sergileniyor
12 Ekim 2024 Cumartesi - 12:08 Denizlerdeki 400 farklı canlı türü İzmir’de meraklıları için sergileniyor İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi’nde aralarında nadir görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında olan canlıların da yer aldığı 400’ün üzerinde tür, tahnit yöntemi uygulanarak sergileniyor. Nano balıktan kılıç dişli yılan balığına, köpek balığından deniz kaplumbağasına kadar birçok farklı türün yanı sıra Türkiye’de başka bölgede olmayan en nadir türler de bu merkezde tanıtılıyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi bünyesinde yer alan ve içerisinde Türkiye’de sadece burada sergilenen türlerin de bulunduğu Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi’nde, 400’ü aşkın canlı sergileniyor. Türkiye’deki tek örnek olan kılıç dişli yılan balığından köpek balığına, koruma altındaki caretta carettadan nano balığına kadar nadir görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında bulunan birçok orijinal tür, tahnit (bozulmasını önlemek için ilaçlayıp mumyalama) işlemiyle merkeze kazandırılıyor. Denize ilgisi olan her yaştan vatandaş da merkezi gezebiliyor. “Türkiye’deki en geniş kapsamlı balık koleksiyon merkezi” Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi’nde üniversitenin Su Ürünleri Fakültesi öğrencilerine yönelik olarak çalışmalar yapıldığını anlatan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, “Burası, balık türlerini tanıtmak, ülkemizin denizlerinde bulunan balıkların orijinal örneklerini göstermek açısından düzenlenmiş bir koleksiyon. Bizim denizlerimizde şu an yaşayan ya da soyu tükenmek üzere olan balık türlerimiz var. Burası denizlerde yaşayan balıklar açısından ele alındığında Türkiye’deki en geniş kapsamlı balık koleksiyon merkezi” ifadelerine yer verdi. Nadir görülen türleri anlattı Soyları tükenmekte olan balık türlerinden de bahseden Prof. Dr. Tanrıkul, şunları kaydetti: “Bu türler arasından, halkın yağ balığı olarak bildiği ve nesli tükenmek üzere olan ‘ruvettus’ türü balık var. Güney Ege kıyılarının derin sularında, Marmaris ve Fethiye’de bulunan bir türdür ve sayıları oldukça azalmıştır. Dünyada var olup ülkemizde olması normal olmayan balık türü olarak da ‘kılıç dişli yılan balığı’ (pulsuz müren) balığı mevcut. Hint kökenli bir balık. Bu tür bizim bölgede çıktı ve avcılar tarafından yakalandı. Türkiye’de tek örneği ise bizde. Ege Denizi’nin en derin yerlerinden, 2 bin 500 metre derinlikten çıkan bir köpekbalığı türümüz de var. Nadir olan bir tür olduğu için görülme imkanı pek olmuyor.” Öğrencilere eğitimler veriliyor Denizlerde olan balık türlerini daha bilinçli olarak çocuklara öğretmek, çocukların denize ve balıklara karşı sempatisini arttırmak amacıyla, eğitimler düzenlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Tanrıkul, çocukların bu sayede buradaki balık türlerini birebir görebildiklerini belirtti. “Deniz canlıları çocukların ilgisini çekiyor” Öğrencilerin merkezde bulunan balıklara dokunabildiğine işaret eden Tanrıkul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim müzede dokunmamak yok. Bizde dokunmak serbest. Böylece çocuklar korkularını gideriyor. Sempatisi de varsa, çocuk bunlara yaklaşma, temas kurabilme eğiliminde oluyor. Deniz canlıları gerçekten çocuklarımızın ilgisini çekiyor. Köpek balıklarından, balık ve denizden korkan çocuklarımız için bunların; doğanın bir varlığı, denizlerde doğal olarak yaşayan canlılar olduğu, korku filmlerinde görüldüğü gibi insanları parçalayan canlılar olmadığını anlatıyoruz.” Çocuklara en çok deniz kaplumbağalarının sempatik geldiğini söyleyen Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, “Caretta carrettaların da çok masum hayvanlar olmadığını öğretiyoruz. Gerçekler doğrultusunda çocukları eğitmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Açık kalp ameliyatı önerilen hasta Mitraclip ile şifa buldu
12 Ekim 2024 Cumartesi - 12:02 Açık kalp ameliyatı önerilen hasta Mitraclip ile şifa buldu Hollanda’da yaşayan ve kalbindeki mitral kapakta tam kapanmama rahatsızlığı teşhisi konulan Ünal Altan, İEÜ Medical Point Hastanesi’nde ameliyatsız mitral kapak tamiriyle (Mitraclip) sağlığına kavuştu. Ünal Altan (47), halsizlik ve çabuk yorulma gibi şikayetlerle yaşadığı Hollanda’da bir sağlık kuruluşuna başvurdu. Kalpteki mitral kapakta tam kapanmama teşhisi konan Altan’a, Hollandalı doktorlar açık kalp ameliyatı önerisinde bulundu. Açık kalp ameliyatı olmak istemeyen Altan, Türkiye’de yaptığı araştırmalar neticesinde İEÜ Medical Point Hastanesi’ne geldi. Açık kalp ameliyatı olmak istemediğini burada da yineleyen Altan’a, Doç. Dr. Cihan Altın tarafından ameliyatsız mitral kapak tamiri işlemi yapıldı. Başarılı geçen ameliyatsız mitral kapak tamiri ardından Altan, sağlıklı bir şekilde Hollanda’ya döndü. Kendisini çok iyi hissettiğini anlatan Altan, “Halsizlik, geceleri uyurken terleme, çabuk yorulma gibi şikayetlerim vardı. Aile hekimine gittim ve o da beni kardiyoloğa yönlendirdi. Burada mitral kapaklarımdan birinde sorun olduğu, açık kalp ameliyatı olmam gerektiğini söylediler. Ben de açıkçası açık kalp ameliyatı olmak istemedim ve Türkiye’de araştırmaya başladım. Cihan Bey’i bulduk. Ameliyatsız mitral kapak tamiri işlemini anlattı ve uyguladı. 1 gün sonra da taburcu oldum. Kendimi çok iyi hissediyorum” diye konuştu. “Başarı oranı çok yüksek” Ameliyatsız mitral kapak tamirini gerçekleştiren İEÜ Medical Point Hastanesi Kardiyoloji bölümünden Doç. Dr. Cihan Altın, gelişen teknolojileri yakından takip ettiklerini söyledi. Altın, “Hastamızda mitral kapakta tam kapanmama kusuru vardı. Hastamıza ilk olarak biz de açık kalp cerrahisi önerdik. Ancak hastamız bunu istemediğini söyledi. Bunun üzerine kendisine ameliyatsız mitral kapak tamiri yöntemini önerdik ve kabul etti. Anjiyo yöntemiyle kasıktan girip tamiri gerçekleştirdik. Hastamızı aynı gün odasına alıp ayağa kaldırıp ertesi gün taburcu ettik” dedi. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerine vurgu yapan Altın, “Tıp son yıllarda çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Hastanemizde de bu teknolojik cihazları kullanma şansımız var. Bu da onlardan biri. Açık kalp cerrahisine göre teorik olarak daha basit ve yeni bir işlem. Ancak şu anki veriler oldukça başarılı gidiyor. Hasta için açık kalp ameliyatına oranla çok konforlu bir yöntem. Başarı oranı yüzde 95’in üzerinde. Hastamızı yakından takip etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Menemen FK, Giresunspor deplasmanında
12 Ekim 2024 Cumartesi - 11:04 Menemen FK, Giresunspor deplasmanında Menemen FK, TFF 2. Lig Kırmızı Grup’taki 7. hafta mücadelesinde yarın Giresunspor’la karşı karşıya gelecek. TFF 2. Lig Kırmızı Grup ekiplerinden Menemen FK, 7. hafta mücadelesinde yarın Giresunspor’la karşı karşıya gelecek. Çotanak Stadyumu’nda oynanacak müsabaka saat 19.00’da başlayacak. Bu zorlu karşılaşmayı ise Hatay bölgesi hakemlerinden Ali Emir Yolcu yönetecek. Konuk ekip Menemen FK, bu sezon şu ana kadar aldığı 5 galibiyet 1 beraberlikle averajla lider 68 Aksaray Belediyespor’un ardında yer alırken, Giresunspor ise topladığı 5 puanla 13. sırada bulunuyor. Karşılaşmaya dair açıklamalarda bulunan Menemen FK Teknik Direktörü Burhanettin Basatemür, Giresunspor karşılaşmasının bugüne kadar oynadıkları maçlara göre daha farklı bir maç olacağını belirterek, “Rakibimiz tamamen genç oyunculardan kurulu bir takım. Bazı maçları özellikle iç sahada iyi oynuyorlar. Van Spor’la berabere kaldılar, Elazığspor’a ikinci yarı kaybettiler. Yani iç sahada kazandıkları ve berabere kaldıkları maçları bulunuyor. Taraftarlarının önünde istedikleri sonuçları alabilen takımla oynayacağız. Çok çok dikkat etmemiz gereken bir maç. Çok önemli işler yaptıktan sonra burada takılmamamız gerekiyor. Bütün amacımız oradan galibiyetle dönmek olacak. Kesinlikle çok önemsediğimiz bir maç. Çünkü bu tip mücadeleler daha zor ve problemli oluyor. İyi bir şekilde motive olup iyi bir konsantrasyon isteyen bir müsabaka. Böyle olursa istediğimizi alarak İzmir’e dönmüş oluruz” diye konuştu.
Karşıyaka, ilk galibiyetini taraftarının önünde aldı
12 Ekim 2024 Cumartesi - 10:08 Karşıyaka, ilk galibiyetini taraftarının önünde aldı Karşıyaka, evinde oynadığı karşılaşmada Merkezefendi Basketbol’u mağlup ederek bu sezonki ilk galibiyetini almayı başardı. Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Karşıyaka, ikinci hafta mücadelesinde Merkezefendi Basketbol ile karşı karşıya geldi. Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu’nda oynanan müsabakayı yeşil-kırmızılılar, 105-88 kazanmayı başardı. Böylece İzmir ekibi, bu sezonki ilk galibiyetini taraftarının önünde almış oldu. Karşıyaka Başantrenörü Ufuk Sarıca, karşılaşmaya dair açıklamalarda bulundu. İyi bir oyun oynadıklarını vurgulayan Sarıca, “Maçın sonlarında oynanan oyun çok güzeldi diyemeyeceğim, iki takım da çok hızlı ve erken atışlar kullandı. Ama biz kendimiz için gerekli olanı elde ettik. Kazanmak çok önemliydi. Bunun yanında bütün oyuncularımızdan katkı aldık. Sean’ın sakatlığı bizi üzdü. Salı akşamı önemli bir Avrupa maçımız var. Umarım büyük bir sorun değildir. Özellikle genç oyuncumuz Mehmet Efe’nin kattığı enerji ve oynadığı oyun hem bizim için hem de Türk basketbolu için önemli. Umarım gelecek haftalarda çok daha enerjik ve daha kalabalık oluruz. Galibiyete ihtiyacımız vardı, bunu da almayı başardık. Bütün takımımı kutluyorum” diye konuştu. Öte yandan Karşıyaka, Basketbol Süper Ligi’nin ilk haftasında Bahçeşehir Koleji’ne deplasmanda 82-68 mağlup olmuştu.
Egeli maden ihracatçılarında ödül coşkusu
12 Ekim 2024 Cumartesi - 10:03 Egeli maden ihracatçılarında ödül coşkusu Hayatımızın her alanında yaşamımıza dokunan, konfor alanımızı genişleten madenleri binbir emekle ekonomimize kazandıran, ülkemize 2023 yılında 1 milyar 65 milyon dolar döviz kazandıran Ege Maden İhracatçıları Birliği, bu başarıya 630 milyon dolarlık ihracatla en büyük katkıyı sağlayan 50 üyesi için “Maden İhracatının Yıldızları Ödül Töreni” düzenledi. Ege İhracatçı Birliklerinde yapılan ödül töreninde Endüstriyel Hammaddeler, Toplam Doğal Taş, İşlenmiş Doğal Taş, Blok Doğal Taş, Granit, Yüksek Katma Değerli Endüstriyel Hammadde, Yüksek Katma Değerli Doğal Taş, Yeni Üyeler, Yeni Pazarlar ve Yükselen Pazarlar kategorilerinde 50 firmaya ödülleri takdim edildi. Ödül töreninde konuşmasına ödül alan firmalar başta olmak üzere Ege Bölgesi’ndeki tüm maden ihracatçısı firmaları tebrik ederek başlayan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türkiye ekonomisinin düzlüğe çıkması için hazırlanan Orta Vadeli Programın ülkemizin istikrarını ve kalkınmasını sağlayacağını ve refahı artıracak politikalar barındırdığını dile getirdi. “İhracatını en çok artıran birlik olduk” Madencilik sektörü olarak 2024 yılında ihracatta başarılı bir yıl geçirdikleri bilgisini veren Alimoğlu, “Türkiye genelinde maden ihracatımız yüzde 4’lük artışla 4 milyar 258 milyon dolardan 4 milyar 424 milyon dolara çıkarken EMİB olarak ihracatımız yüzde 21’lik artışla 976 milyon dolara çıktı. 2024 yılında Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında ihracatını en çok artıran birlik olduk. 2024 yılı sonu için Türkiye geneli için belirlediğimiz 6 milyar dolar ve EMİB için 1 milyar 250 milyon dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm üyelerimizi kutluyorum” diye konuştu. Döviz kurlarının mevcut halinin ihracatı destekler seviyeden uzak kaldığını vurgulayan Başkan Alimoğlu, şöyle devam etti: “Dünyanın en zengin mermer yataklarının bulunduğu ülkemiz, dünya pazarlarında beğeni kazanabilecek nitelikte doğal taş çeşidine sahip. Türk mermeri, farklı renk skalası ve kalitesiyle dünyanın pek çok ülkesinde, dünyaca tanınmış mekânlarda kullanılıyor. Ancak bunlardan daha önemli bir şey var. Ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlardan çıkmasının en önemli anahtarları, katma değerli üretim ve ihracatsa; sadece fiyat rekabetine dayalı ürünler sunmamız yetmeyecek. Markalar oluşturmamız, katma değeri yüksek ürünleri ticaretimize entegre etmemiz, tasarıma, inovasyona ve yeşil dönüşüme yatırım yapmamız ve yılmadan, usanmadan geleceği inşa etmeye devam etmemiz gerekecek.” “Orman Kanunu’nun 16. Maddesindeki değişikliği Danıştay’a taşıyacağız” Orman Kanunu’nun 16. Maddesinin uygulanması yönetmeliğinde yapılan esaslı değişiklikle ilgili itirazlarını ödül törenindeki konuşmasında da dillendiren Alimoğlu, “Bizi orman idaresinin iki dudağının arasından çıkacak karara mahkûm eden, zaten herhangi bir ruhsat güvencesi olmayan ocaklarımızı daha da belirsiz hale getiren bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesini istiyoruz. Madencilik Platformu’nu oluşturan 18 STK bu yönetmelik değişikliğinin iptali için Danıştay’a başvuracağız. İzin süreçlerindeki belirsizlikler, yerleşim yerleri ve sahil şeritlerine getirilen mesafe kısıtlamaları, işletme devam ederken getirilen rehabilitasyon zorunlulukları sektörün faaliyetlerini kısıtlayarak sektörün ekonomik büyümesini olumsuz etkileyecektir. Dünya genelinde ülkeler madencilik faaliyetlerini güçlendirirken, ülkemizde her geçen gün daha zor ve çetrefilli hale getiriliyor. Türkiye’nin yer altı kaynaklarının etkin şekilde kullanımı ve ekonomiye kazandırılması için çaba sarf eden firmalarımızın işi git gide zorlaşsa da, sektörümüzün ihracatını artırmak için Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. “2025 yılı hazırlıklarımıza başladık” Ege Maden İhracatçıları Birliği üyesi ihracatçı firmaların rekabet gücünü artırmak için, dünya pazarlarıyla buluşmalarını sağlamak için çalışmalara başladıklarını paylaşan Alimoğlu, pazarlama etkinliklerini şöyle sıraladı: “2024 Kasım ayında Dubai Big 5 Global fuarını ziyaret edip ardından, masa başında ikili iş görüşmeleri gerçekleştireceğiz. 26-31 Ocak 2025’te Rusya’ya, 27-30 Ocak 2025’te ABD Las Vegas’a yönelik Ticaret Heyeti kapsamında ikili iş görüşmeleri gerçekleştireceğiz. Şubat 2025 ilk haftasında Londra’daki Surface Design Show fuarında yerimizi aldık. Mimarlar ve toptancılar ile tanışmak üzere firmalarımızdan oluşan heyetimizi de bizimle birlikte ikili görüşmeler gerçekleştirmek üzere Londra’ya davet ediyoruz. Dünyanın önde gelen ekonomisi Çin’e yönelik Xiamen Taş Fuarı’na 2025’te de Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştireceğiz. Yine Doğu Asya’nın yükselen pazarı Güney Kore’de Korea Build Week Fuarında Türkiye’yi Milli Katılımız ile temsil edeceğiz. Türkiye’yi bizimle birlikte temsil etmeye gönüllü Doğal Taş firmalarımızı ihracatımızı artırma ümidiyle bu iki fuarımıza davet ediyoruz. Şubat 2025’te Varşova Sektörel Ticaret Heyeti, Nisan 2025’de Romanya - Sırbistan ve Mayıs 2025’te Kazakistan Sektörel Ticaret Heyetlerini gerçekleştireceğiz.” Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle 2023 yılında dördüncü kez düzenledikleri AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nı 2024 yılında global ekonomide yaşanan daralma ve ülkemizdeki tasarruf tedbirlerine uyum sağlanması için bir yıl ertelediklerini hatırlatan Alimoğlu, 2025 yılında AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nı önceki yıllarda olduğu gibi yarışmanın ödül töreni ile ihracat şampiyonları ödül törenini “Doğal Taş Gala Gecesi” adıyla, beraber düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.