GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 14:56

Karşıyaka Belediyesinde işten atılan 93 işçinin başı "çıkış kodlarıyla" dertte

A
A
A
Karşıyaka Belediyesinde işten atılan 93 işçinin başı "çıkış kodlarıyla" dertte

Karşıyaka Belediyesinde, maaşların eksik yatmasından dolayı iş bırakma eylemi yapan ve kısa bir süre sonrada işten çıkartılan 93 işçi, işe dönüş için 126 gündür mücadele veriyor. “46” ve “26” kodlarıyla işten çıkarılan ve kodlardaki suçlamaların ağır olması nedeniyle; iş bulmakta zorlanan, tazminat ve işsizlik maaşı bile alamayan işçiler, işine geri dönmeyi bekliyor.


Karşıyaka Belediyesine bağlı Kent A.Ş.’de çalışan 93 işçi, maaşların eksik yatmasından dolayı yaptığı eylemlerin ardından, 126 gün önce toplu olarak işten çıkarılmıştı. 93 işçi, 126 gündür işe dönüş mücadelesini sürdürüyor. Eyleme katılmayan, senelik izin veya doğum izninde olan, emeklilik tarihi gelmiş kişilerin bile işten çıkarıldığını öne süren işçiler, işe geri dönüş gününü bekliyor.



İşten çıkış kodlarındaki ağır ifadeler iş başvurularında karşılarına çıkıyor


İşten çıkarılan işçileri en çok mağdur eden bir konu ise “işten çıkarılma kodları” oldu. İşçiler, “46” ve “26” kod ile işten atıldı.


46 kod; “işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” olarak bilinirken, 26 kod ise “Disiplin kurulu kararı ile fesih” olarak açıklaması yer alıyor. Verilen bu kodlar nedeniyle işsizlik maaşı bile alamayan işçiler, başka bir işe başvurmak istese de bu kodlar nedeniyle işe de başlayamıyor.


Hem işe dönüş için hem de bu işten çıkış kodlarını yargıya taşıyan işçiler, Karşıyaka Belediyesi önündeki eylemlerine de devam ediyor.



"Kod nedeniyle iş bulmamız engellendi, tazminat ve işsizlik maaşı alamadık"


İşten çıkarılan işçilerden Elçin Cinğ, 25 yıllık, 10 yıllık personellerin bile işten çıkarıldığını söyledi. Haksız yere işten çıkarıldıklarını anlatan Cinğ, çıkış kodları nedeniyle de mağdur olduklarını anlattı.


Elçin Cing, “126 gün önce; maaşlarımızı 36 aydır, taksit taksit aldığımız için sendika öncülüğünde bir iş bırakma eylemi gerçekleştirildi. 3 gün sürdü bu eylem ve sendika öncülüğünde yapıldı. Kent A.Ş.’nin bütün tesislerinde çalışanlar bu eyleme dahil oldu. İkinci günde yine sendika öncülüğünde eylem devam etti; yalnız sendika, ‘işverenle olumlu görüşmeler kapsamında bu eylemi durduruyoruz’ dedi. İşverence atılmış herhangi somut bir adım olmadığı için işçi arkadaşlarımız, kanuna göre iş bırakma hakkını kullanarak eyleme devam etti. Üçüncü günde yine bu şekilde eyleme devam edildi ve sonrasında eylemler sonlandırıldı. 350 kadar personel bu eylemi gerçekleştirdi. Sonra telefonla aranarak, 93 kişinin iş akdinin feshedildiği bilgisi verildi” dedi.



"Bu maddelerin kaldırılıp işimize geri dönmek istiyoruz"


Elçin Cing, “Bizim SGK çıkış kodlarımız 26 ve 46 kodlarla gerçekleştirildi. 26 kod; iş bırakma eylemini yapıp, tutanak yazılan arkadaşlarımızın iş çıkarma koduydu. 46 kod ise eyleme katılmamış, hiçbir şekilde bu eylemde bulunmamış arkadaşlarımızın koduydu. Bu maddeler bizim sicilimizde görünüyor; ama hangi nedenle işten çıkarıldığımız görünmüyor. Biz; hırsızlık da yapmış olabiliriz, yüz kızartıcı suç da yapmış olabiliriz, iş yerinde zararlı madde de kullanmış olabiliriz. Bu maddeleri içerdiği için; bizim iş bulmamız engellendi, hiçbirimiz tazminat ve işsizlik maaşı da alamadık. Bizi tamamen sefalete ve açlığa sürüklemek için yapılmış, hukuki açıdan hiçbir uygunluğu olmayan işten çıkarmalar. Biz haklıyız ve hakkımızın peşindeyiz. Bu maddelerin kaldırılıp, işimize geri dönmek istiyoruz. Karşıyaka Belediye Başkanı görüşmeye hiçbir şekilde yanaşmıyor” ifadelerine yer verdi.



"Karı-koca işten atılan, anne-kız işten atılan, engelli olan arkadaşlarımız var"


İşten çıkarılan diğer işçi Pelin Kılınç da, şöyle konuştu:


“İşten çıkartılan arkadaşlarımızın arasında; 20 yıldır çalışan, 8 yıldır çalışan, 10 yıldır çalışan, sabah emeklilik dilekçesini vermiş olan arkadaşlarımız bile var. Karı-koca işten atılan, anne-kız işten atılan, engelli olan ve işten atılan, engelli çocuğu olan ve yalnız tek başına çocuğuna bakmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Benim gibi tek başına çocuğuyla hayatını devam ettirmek zorunda kalan arkadaşlarımız var. Direk tek bir telefonla iş akitleri sonlandırıldı.”



Karşıyaka Belediyesinde işten atılan 93 işçinin başı "çıkış kodlarıyla" dertte

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Emine Erdoğan, "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu"nun üçüncü toplantısına başkanlık etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, başkanlık ettiği "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu"nun üçüncü toplantısında, "BM Çevre Programı’nın raporu, Gazze’deki yıkımda ortaya çıkan atıkların temizlenmesinin onlarca yıl alacağını söylüyor. Tahmini 39 milyon ton enkazdan bahsediyoruz, yarısının bile geri dönüştürülmesinin yaklaşık 45 yıl alacağı bir enkaz. Elimizdeki imkanlar, yıkımı artırmak yerine, tahrip edilmiş dünyamızı onarmak ve sonraki nesiller için daha yaşanabilir kılmak amacıyla kullanılmalıdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın başkanlığında, Birleşmiş Milletler (BM) Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulunun üçüncü resmi toplantısı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’ndeki programda konuşan Emine Erdoğan, toplantının moderatörlüğünü üstlenen BM-Habitat İcra Direktörü Anaclaudia Rossbach’a teşekkür etti. Toplantıların ilkini 1 Kasım 2023’te yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, 5 Haziran’da ikincisi gerçekleştirilen toplantının herkes için yeni ufuklar açtığını ve oldukça verimli bir buluşma olduğunu kaydetti. Emine Erdoğan, üyelere verdikleri ilham ve gösterdikleri gayret için teşekkür ederek, "Fikir teatilerimiz neticesinde, hepimiz notlarımızı aldık ve heybemiz dolu, yapılacak birçok proje tasarısı ile ayrıldık. Her birinizin değerli önerilerini not ettiğimizi, hızla hayata geçirilmesi için girişimlere başladığımızı ifade etmek isterim" diye konuştu. Kaybedecek bir dakika bile olmadığını dile getiren Emine Erdoğan, "Son toplantımızdan yalnızca 54 gün sonra Dünya Limit Aşım Günü’ne ulaştı. Bu, doğanın bir yılda yenileyebileceği kaynakları 7 ayda tükettiğimiz anlamına geliyor. O tarihten bugüne, yaptığımız her tüketim ile aslında gelecekten çaldığımızı gösteriyor. 2024 yılı, küresel ısınma sınırı olarak belirlenen bir buçuk derecenin aşıldığı, kritik eşiğin geçildiği ilk yıl olarak tarihe geçti. İklim değişikliğine bağlı doğal felaketlerin sayısı rekor seviyeye ulaştı" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "İspanya’da tarihin en yıkıcı sel felaketi, Amerika’da yüksek can kaybına sebep olan Helen Kasırgası’nı gördük. Afrika’da yaşanan aşırı yağış ve kuraklık 7 milyon insanı doğrudan etkiledi. Bu yıl itibarıyla, iklim değişikliğine bağlı afetler nedeniyle dünya genelinde 120 milyondan fazla insan yerinden edilmiş durumda. ’Hiç kimseyi geride bırakmama’ sözüyle ortaya konan 2030 hedeflerine 5 yıl kaldı ve vaat edilen noktadan maalesef hala çok uzaktayız" Toplantı masası etrafında toplananların yaşanan felaketler ile üretim ve tüketim alışkanlıkları arasındaki doğrudan bağlantıyı gördüklerini belirten Emine Erdoğan, "Sıfır atığın, bir yaşam felsefesi olarak bu gidişatı tersine çevirebilecek bir yol haritası sunduğunu biliyoruz. Bu bilincin anlaşılması ve yaygınlaştırılması, Kurulumuzun en öncelikli gündemi olmalıdır. 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü bu açıdan değerlendirmeliyiz" dedi. 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü kutlama hazırlıkları Emine Erdoğan, her sene dünya çapında yüzlerce etkinlikle kutlanan 30 Mart’ın gelecek yıl BM Genel Kurul Salonu’nda yüksek düzeyli bir etkinlikle kutlanmasını önemsediğini dile getirerek, "Sıfır Atık Vakfımız işbirliğinde, 30 Mart kutlama hazırlıkları için geniş katılımlı bir görev gücü de oluşturduk. Bu vesileyle, daha önce de zikrettiğim Küresel Sıfır Atık Ödülleri’nin tanıtımını da gerçekleştirebiliriz. Yerel düzeyde keşfedilmeyi bekleyen sayısız cevher var. Cumhurbaşkanı eşi olarak dünyanın çok farklı yerlerini ziyaret etme imkanı buldum." açıklamalarında bulundu. Bu ziyaretlerin bazen çevre dostu yaşam konusunda ilham verici keşiflere dönüştüğünü vurgulayan Emine Erdoğan, "G-20 dolayısıyla gittiğimiz Japonya’da ziyaret ettiğim Kamikatsu Belediyesi böyle bir örnekti. 42 farklı geri dönüşüm kalemiyle atıklarının yüzde 80’inden fazlasını dönüştüren şehir, ender rastlanabilecek bir başarı hikayesiydi. Kurulumuzca öne çıkarılan İspanya’daki plastiksiz ada örneği de aynı şekilde atıksız şehirleşmenin mümkün olduğunu gösteren bir emsal" diye konuştu. Emine Erdoğan, bunlar gibi nice başarı örneğinin, yol gösterdiği kadar tanık olanları harekete geçirecek bir ilhamı da içinde taşıdığını anlatarak, şu ifadeleri kullandı: "Buradaki esas mesele, farklı coğrafyalardaki çabaları bir araya getirecek ve iradeleri ortak vizyonda birleştirecek küresel bir liderlik ihtiyacıdır. Geniş kitleleri, çözüm yolunda, ardında toplayacak liderlik rolünü, kurulumuz üstlenmelidir. 2025 yılında bir diğer önemli buluşmayı, Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Forumu’nu hayata geçirmeyi planlıyoruz. Sıfır Atık Forumu, Sıfır Atık Vakfımızın ev sahipliğinde, ülkeleri, sektörleri, ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerini buluşturacak uluslararası büyük bir organizasyon olacak. Bütün bu programların, Küresel Sıfır Atık Fonu, Sıfır Atık İyi Niyet Elçileri gibi önemli projelerimize dönük somut ve etkili adımların atılacağı buluşmalar olmasını diliyorum. Bunun şüphesiz bir örneği de geçtiğimiz ay Azerbaycan’da düzenlenen 29. KOP Zirvesi oldu. Sıfır atığın etkili bir şekilde çevre gündemine alındığı zirvedeki etkili liderliği için bir kez daha kardeş ülke Azerbaycan’ı tebrik ediyorum." Dünyanın büyük krizlerle sarsıldığına dikkati çeken Erdoğan, bu krizler karşısında, büyük hayalleri ve yıkılmayan bir umutları olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, bu yola çıkarken kurdukları en büyük hayalin, daha adil ve daha yaşanabilir bir dünya olduğunu belirterek, "İklim krizinin derinleştirdiği mevcut eşitsizlikleri görmezden gelerek bu hayali gerçekleştiremeyiz. Sorunda payı olmadığı halde, sonuçlarından orantısız bir şekilde etkilenen ülkeleri desteklemek, gelişmiş ülkelerin ödemesi gereken bir borçtur. İhtiyaçları karşılamaktan uzak olan mevcut iklim finansman hedefinin bile zorlukla sağlanıyor olması, kabul edilemez bir durumdur. Üstelik, iklim yardımında sınıfta kalan gelişmiş ülkelerin, yeri geldiğinde bütçelerinden milyarlarca doları başka ülkelerin savaş ve yıkım politikaları adına rahatlıkla harcayabildiğini görüyoruz" şeklinde konuştu. Finanse edilen bu yıkımların, çevrede kalıcı ve onarılması zor yeni tahribatlar meydana getirdiğinin altını çizen Emine Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı’nın doğada bıraktığı izlerin bir kısmı hala silinememişken, bugün bir ülke, New York’un yarısı büyüklüğündeki sivil bir yerleşim alanına 3 atom bombasına denk patlayıcı bırakabiliyor. BM Çevre Programı’nın raporu, Gazze’deki yıkımda ortaya çıkan atıkların temizlenmesinin onlarca yıl alacağını söylüyor. Tahmini 39 milyon ton enkazdan bahsediyoruz, yarısının bile geri dönüştürülmesinin yaklaşık 45 yıl alacağı bir enkaz. Elimizdeki imkanlar, yıkımı artırmak yerine, tahrip edilmiş dünyamızı onarmak ve sonraki nesiller için daha yaşanabilir kılmak amacıyla kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı. Daha adil ve daha yaşanabilir bir dünya vurgusu Emine Erdoğan, modern çağın sunduğu yeni teknolojilerin, daha fazla tüketime ve açgözlülüğe değil, sürdürülebilir bir geleceğe hizmet etmesi gerektiğini dile getirerek, "Her şeye rağmen, daha adil bir dünya mümkün. Daha adil bir dünya, ortak çabalarımızla mümkün. Bizler, bu hayalin ortaklarıyız" dedi. Toplantıya, Sıfır Atık Danışma Kurulu Üyeleri;BM Avrupa, Orta Asya ve Amerika’dan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca, BM-Habitat İcra Direktörü Anaclaudia Rossbach, Surinam Devlet Başkanı’nın eşi Melissa Santokhi-Seenacherry, Sierra Leone Devlet Başkanı’nın eşi Fatima Maada Bio, José Manuel Moller, Prof. Dr. Muhammad Yunus, Carlos Silva Filho, Laura Reyes, Lara Van Druten, Prof. Dr. Saleem Ali, Hakima El Haite, Gino Van Begin, Vijay Jagannathan, Türkiye Ceumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş katıldı. Emine Erdoğan’ın açılış konuşmasının ardından, toplantının gündemini moderatör Anaclaudia Rossbach katılımcılara aktardı. Toplantıda 2024 Yüksek Düzeyli Etkinliklerde Savunuculuk ve Stratejik Katılım, İleriye Bakış: 2025-2026 Çalışma Planının Geliştirilmesi ve 2025-2026 Taslak Çalışma Planı konuları ele alındı. Sunum yapan katılımcılar Emine Erdoğan’a misafirperverliği ve Sıfır Atık Projesi’ne olan adanmışlığı için teşekkür etti. Hakima El Haite, sıfır atık uygulamalarının Afrika ülkelerinde de uygulanabilmesi için Emine Erdoğan’dan destek talebinde bulunurken, Carlos Silva Filho çalışmaları için Sıfır Atık Vakfını tebrik etti. Prof. Dr. Saleem Ali, gençler arasında sıfır atığın yaygınlaştırılabilmesi için adım atılması ve bu kapsamda çevresel okur yazarlık dersi verilmesi gerektiğini belirtirken, Türkiye’nin bu konuda öncülük etmesi temennisinde bulundu. Emine Erdoğan’ın kapanış konuşmasıyla sona eren toplantının ardından kurul aile fotoğrafı çektirdi.
Karaman Yusuf Ziya Yılmaz: "Birkaç yıl içerisinde kişi başına düşen milli gelir 20 bin dolarlar seviyesine gelecek" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "2000’li yılların başında ülkemizde yaşayan bir kişinin milli geliri 3 bin 400 dolar civarındayken, 2024’ün Türkiye’sinde bu rakam 14 bin dolar seviyesine geldi" dedi. Yılmaz, partisinin Karaman İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra tüm belediyeleri ziyaret ederek gelecek planlamaları yaptıklarını söyledi. Türkiye’nin yıllar içinde gösterdiği gelişimle dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olduğunu vurgulayan Yılmaz, "2000’li yılların başında ülkemizde yaşayan bir kişiye düşen milli gelir 3 bin 400 dolar civarındaydı. 2024’ün Türkiye’sinde bu rakam 14 bin dolar seviyesi geldi. Allah’ın izniyle önümüzdeki birkaç yıl içerisinde kişi başına düşen milli gelir 20 bin dolarlar seviyesine gelecek. Dünyanın 10 büyük ekonomisi içerisinde olma yönünde hızla ilerliyoruz. Şu anda dünyanın 17’nci büyük ekonomisi halindeyiz. Küçümsemeyin, dünyada 193 ülke var. Bugün bu seviyelere ulaşmamız daha iyi çalışan, hakkı hukuku gözeten, helali haramı gözeten, gayretli, çalışkan AK Parti kadrolarının, AK Parti siyasetinin ve inanılmaz bir enerjiyle ülkesine sevdalı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde oldu" dedi. AK Parti’nin belediyecilik anlayışında insanların hayatına katkı sağlamak ve hayır duası almak olduğunu aktaran Yılmaz, 31 Mart seçimlerinde kaybedilen şehirlerde böyle bir anlayışın devam ettirilmediğini savunarak, şöyle konuştu: "Siyasi mücadelemizin 2 bacağı var. Birisi merkezi hükümetimizin yaptığı hizmetler. Bir diğeri de yerel yönetimlerin yaptığı hizmetler. Kardeşlerim, 31 Mart 2024 seçiminde kaybettiğimiz şehirler var. Bu şehirlerdeki kişilerin nelerle meşgul olduklarına da bakıyoruz. Bizim titizliğimiz gibi bir titizlik, bir gayret, bir çaba yok. Söylediklerine bakmayın. Bizim insanımız bunu çok iyi görüyor. Ülkemiz zaten siyasetçinin konuştuğuna değil, yaptığına bakar. Milletimiz bizim sicil amirimiz. Bizim sicilimizi tutar. Türkiye’de AK Parti’yle yönetilmeyen belediyelerin nelerle meşgul olduğunu sorun, soruşturun. Ankara Büyükşehir ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin nelerle uğraştıklarına bakın." Muhalefet belediyelerinin konser harcamalarına ilişkin Yılmaz, "Ankara Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz 5 senede 2 milyar 129 milyon 590 bin lirayı konserlere harcamış. Bu parayı da kendilerinin seçim kampanyalarını organize eden firmalara vermişler. Sanatçılara 2 milyon, 3 milyon, 5 milyon para veriliyor. Bu kadar para sanatçıya vermekle harcanmaz. Başka kanallara başka niyetlerle harcanıyor. İstanbul da aynı. İstanbul’da inanılmaz oranda, daha büyük masraflarla, daha büyük harcamalar yapılmış bu konser denen etkinliklerle ilgili. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu geçtiğimiz 5 sene içerisinde 13 milyar lirayı konserlere harcamış. Yazık günah. Bu bizim milletimizin parası. Ülkemizin insanı vergi veriyor. Bu vergiler yerelde ve merkezi hükümetin yapacağı hizmetlerde kullanılsın diye veriliyor. Bu paraları da bunlar buralarda harcıyorlar" ifadelerini kullandı. Toplantıya, AK Parti Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser, AK Parti İl Başkanı Murat Öztürk, ilçe ve belde belediye başkanları ile partililer katıldı.
Bursa Türkiye’nin en büyük fotoğraf festivaline geri sayım Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle geleneksel hale getirdiği ‘Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’nde (Fotofest) geri sayım başladı. Bu yıl ‘Şehrin itirazı’ temasıyla 14’üncü kez düzenlenen festival, 20 Aralık-20 Ocak tarihleri arasında Bursa’nın sokaklarını ve mahallelerini sanatın ışığıyla aydınlatacak. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Bursa Kent Konseyi ve BUFSAD işbirliğiyle bu yıl 20 Aralık-20 Ocak tarihleri arasında düzenleyeceği 14. Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali (Fotofest), bir kez daha fotoğraf tutkunlarını Bursa’da buluşturuyor. ‘Şehrin İtirazı’ temasıyla hazırlanan festival kapsamında 33 solo sergi, ulusal ve uluslararası katılımlı grup sergiler, eser sahiplerinin de katılımıyla fotoğraf tutkunlarıyla buluşacak. Heyecan tüm Bursa’yı saracak Bu yıl Fotoğraf Festivali’nin küratörlüğünü Fotoğrafçı, Akademisyen ve Eleştirmen Laleper Aytek üstlendi. Eserler, Tayyare Kültür Merkezi, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi, UNESCO Meydanı, Nilüfer Pancar Deposu, Bursa Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Bursa Kent Müzesi, Zindan Kapı, BAOB Sergi Salonu gibi şehrin önemli merkezlerinde sergilenecek. Yurt içinden ve yurt dışından önemli fotoğraf sanatçılarının da yer alacağı festivalde ayrıca söyleşiler, atölye çalışmaları, portfolyo değerlendirmeleri gibi etkinlikler de yer alacak. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Fotofest ile sergilenecek her fotoğrafın, kentin geçmişine, bugününe ve geleceğine yazılmış birer mektup olduğunu söyleyerek, “Fotoğraf sanatçılarımızın objektifinden çıkan her kare, Bursa’nın ruhunu keşfetmek için bir davettir. Bu festivalde atölyelerle, söyleşilerle, panellerle yalnızca gözlerimiz değil, kalplerimiz de açılacak. Bursa’mızı sanatın ve kültürün başkenti yapma yolundaki kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Tüm halkımızı 20 Aralık- 20 Ocak tarihleri arasında festivali doya doya yaşamaya davet ediyorum” dedi.