GÜNDEM - 26 Eylül 2024 Perşembe 11:27

Küçükçekmece’de ‘Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Kapanış Toplantısı’ düzenlendi

A
A
A
Küçükçekmece’de ‘Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Kapanış Toplantısı’ düzenlendi

Küçükçekmece Belediyesi tarafından ’Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) Kapanış Toplantısı’’ düzenlendi.


Küçükçekmece Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ve İstanbul Enerji A.Ş iş birliği ile hazırlanan ‘Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) Kapanış Toplantısı’ düzenlendi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin ev sahipliği yaptığı programa İstanbul Enerji A.Ş Genel Müdürü Dr. Yüksel Yalçın, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Kurtarır, Küçükçekmece Belediyesi Başkan yardımcıları, meclis üyeleri birim müdürleri ve muhtarlar katıldı. Program sonunda Belediye Başkanı Kemal Çebi, Yüksel Yalçın ve Erhan Kurtarır’a tablo ve kitap takdiminde bulundu.



“Amacımız gelecek nesillere yaşanabilir bir Küçükçekmece bırakmak”


Gelecek nesillere çevre dostu ve yaşanabilir bir Küçükçekmece bırakmak amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Belediye Başkanı Kemal Çebi, ‘’ Küresel Belediye Başkanları İklim ve Enerji Sözleşmesi’ne yüzde 40 emisyon azaltım taahhüdünde bulunarak Nisan 2022’de imzacı olduk. Gelecek nesillere çevre dostu ve yaşanabilir bir Küçükçekmece bırakmak için Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) hazırladık ve Kasım 2023’de meclis onayına sunduk. Küçükçekmece’nin Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’na, belediyemizin ilgili bütün birimleri, bağlı kuruluşları, ilgili kamu birimleri, ilçe belediyeleri, ilgili STK’lar ve kıymetli akademisyenler ve paydaşlarımız büyük katkı sundular. Bugün burada iklim değişikliği ile mücadelemizde bizimle birlikte olan tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Bu planın ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum’’ dedi.



“Hedefimiz 2050 yılında karbon nötr bir Küçükçekmece”


İstanbul Enerji A.Ş Genel Müdürü Dr. Yüksel Yalçın karbon nötr bir Küçükçekmece hedeflediklerini belirterek, ’2050 yılında karbon nötr bir dünya isteniyor. Yani karbon emisyonun olmadığı, tüm enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı bir ortam hedefleniyor. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplam enerji tüketiminin yüzde 60’ından fazlasını yenilenebilir enerjiden sağlıyor. Hedefimiz 2030 yılında kendi enerjisini üretebilen bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi haline gelmek. Bu şekilde tüm ilçelerimizin de enerji yol haritalarını, enerji tüketim ihtiyaçlarını hesaplayarak bu çalışmaları yürütmek. Küçükçekmece Belediyesi ile yaptığımız görüşmeler neticesinde 2023 yılında Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırlandı. Hedefimiz 2030’da yüzde 40 oranında karbon emisyonunu azaltmak, 2050 yılında da karbon nötr bir Küçükçekmece meydana getirmek’’ dedi.



“Yerel yönetimler ve merkezi yönetimler arasında eşgüdümü sağlamak zorundayız”


Doç. Dr. Erhan Kurtarır ise yaptığı konuşmada, ‘’Enerji dönüşümü ve yeşil büyüme meselesinde ülke olarak 2050’de net sıfır hedefine yürürken yerel yönetimler ve merkezi yönetimler arasında eşgüdümü sağlamak zorundayız. Sivil toplum kuruluşları, halkın aktif katılımı, üniversiteler ve araştırma kurumlarının bu konudaki çalışmaları çok önemli. Bu sadece belediyeleri değil tüm kuruluşları ilgilendiren bir konu haline geldi’’ diye konuştu.



“Küçükçekmece Belediyesini Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırlığında attığı bu büyük adım için kutluyorum”


Programa katılamayan Batı Balkanlar ve Türkiye’de Belediye Başkanları Sözleşmesi Projesi Türkiye Koordinatörü Daiva Matoniene ise gönderdiği videoda, ‘’Küçükçekmece Belediyesini Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırlığında attığı bu büyük adım için kutluyorum. Bu çalışma Küçükçekmece Belediyesi’nin daha fazla yeşil alanlar sağlayabilmesi, sürdürülebilir hareketlilik ve binalar için yenilenebilir enerji sistemlerinin oluşturulabilmesi, daha yaşanabilir sağlıklı bir çevre için açık bir yol haritası, bir kılavuz. Tek başımıza bir su damlasıyız ancak birlikte bir okyanusa dönüşebiliriz. SECAP süresince çalışmalarından dolayı Küçükçekmece Belediyesi’nin ekibine ve özellikle güçlü liderliği için Belediye Başkanı Kemal Çebi’ye çok teşekkür ederim’’ dedi.



Küçükçekmece’de ‘Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Kapanış Toplantısı’ düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli DTO’da ücretsiz eğitimler son sürat devam ediyor Denizli Ticaret Odası’nda (DTO), mesleki eğitim öğretmenlerine, dijital dönüşümün mesleki eğitim üzerindeki etkileri anlatıldı. Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı (İKG OP) çerçevesinde, Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından uygulanan IQVET-III programı kapsamında DTO Konferans Salonu’nda Dijital Dönüşümün Mesleki Eğitim Üzerindeki Etkileri Semineri gerçekleştirildi. PAÜ Teknoloji Fakültesi Dekanı ve Pamukkale Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. İsmail Ovalı, “Dijital Dönüşüm Nedir?”, “Sektörel Dijital Dönüşüm Örnekleri”, “Dijital Dönüşümün Mesleki Eğitime Etkisi”, “Dijital Eğitim Araçları ve Metodolojileri”, “Yapay Zekâ Destekli Öğrenme Araçları”, “Yapay Zekâ Tabanlı Kişiselleştirilmiş Öğrenme Platformları”, “Uzaktan Eğitim ve Hibrit Eğitim Modelleri” ile “Mesleki Eğitimde VR ve AR Kullanımı” konularını anlattı. Dijitalleşmeyle ilgili dünyada çok hızlı bir değişim ve gelişme olduğunu belirten Prof. Dr. Ovalı, dijital dönüşümün, en çok eğitim sektörünü etkileyeceğini ancak teknik eğitimin bundan daha az etkileneceğini ifade etti; yakın zamanda sosyal alanlarda da değişimin görüleceğini vurguladı. “Dünyada çok hızlı dijital dönüşüm var” Seminerle ilgili bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Ovalı, “Denizli Ticaret Odamızda, dijital dönüşümün farklı mesleklerdeki etkilerini anlattık. Bu kez de tekstil teknolojisi öğretmenlerimizde dijital dönüşümle ilgili farkındalık oluşturmaya çalıştık. Dünyada çok hızlı bir değişim var ve bu değişime hepimiz uyum sağlamak zorundayız. Doğru dijital dönüşüm kavramını katılımcılarımızla da değerlendirdik ve özellikle bu sektörde kullanılan dönüşüm teknolojileri neler diye baktık ve çözümlerini hep birlikte interaktif olarak ele aldık” dedi. Eğitime katılan tekstil teknolojisi öğretmenleri, sunumu dolayısıyla Prof. Dr. Ovalı ile kendilerine bu imkânı sağlayan başta DTO olmak üzere Denizli Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi’ne (ABİGEM) ve iş birliği yaptığı kurumlarla personeline teşekkür etti. “Dijital dönüşüm için desteğe ihtiyacımız var” Necla Ergun Abalıoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Şahin Taşkın da Denizli Ticaret Odası’na eğitimler için teşekkür etti. Taşkın, “Bizler; okul idarecileri ve öğretmenler olarak dijital dönüşümün mesleki eğitime etkilerini görüşüyoruz. Bizim talebimiz, özel sektörün dijital dönüşüm noktasında okullara biraz daha katkı sağlamasıdır. Bunu da gerçekleştirdiğimizde bizim önümüzde kimse duramayacaktır diye düşünüyorum. Eğitime geçen yıl da katılmıştım. Çok faydalı olduğunu ve öğrencilerimize de büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu tür eğitimlerin devam etmesini istiyoruz” dedi. “Dijital dönüşümü çok önemsiyoruz” Eğitimleriyle ilgili bir değerlendirmelerde bulunan Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, dijital dönüşümün çok hızlı ilerlediğini, oda olarak hem üyelerine hem de farklı mesleklere yönelik eğitimler düzenlediklerini vurguladı. Başkan Erdoğan, “Denizli Ticaret Odası olarak eğitime çok önem veriyoruz. Son dönemde de dijital dönüşümü bu anlamda önceledik. Çünkü bu konuda çok hızlı bir gelişme var ve biz geri kalamayız. Bu konuyla ilgili üyelerimizin ve sektörlerimizin gelişmelere hızla adapte olmasını istiyoruz. Onun için tekstil teknolojisi öğretmenlerimize bu konuda eğitim verdik; bu sayede onlar da öğrencilerini doğru bir şekilde yönlendirsinler. Bizden talep oldukça bu türdeki eğitimlerimize devam edeceğiz; yoğun katılım için teşekkür ederiz. Bizden bu tür konularda ilgi ve desteklerini esirgemeyen Denizli İl Millî Eğitim Müdürlüğümüze, Mesleki ve Teknik Eğitim Şube Müdürlüğü’ne ve teknik meslek lisesi öğretmenlerimiz ile okul idarecilerimize de müteşekkiriz” dedi.
Ankara Türk Kızılay ve Türkiye Tenis Federasyonu arasında İş Birliği Protokolü Türk Kızılay ve Türkiye Tenis Federasyonu tarafından ortak yürütülecek sosyal sorumluluk projesinin imzaları atıldı. Türk Kızılay sosyal dayanışmayı güçlendirmek maksadıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında Türkiye Tenis Federasyonu ile İş Birliği Protokolü imzaladı. Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz ile Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş tarafından imzalan iş birliği protokolü ile yürütülecek ortak proje basın mensuplarına duyuruldu. Türkiye Tenis Federasyonu üyelerine yönelik kan ve kök hücre bağışı kampanyalarının düzenleneceği projede sporcu ve antrenörlerin ilk yardım eğitimlerinde de aktif rol alması sağlanacak. Bu kapsamda Türkiye Tenis Federasyonu tesislerinde imzalanan İş Birliği Protokolü ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Türk Kızılay Başkanı Yılmaz, “Türk Kızılay bakış açısından baktığımızda Kızılayımızın aslında stratejik planındaki iki temel noktanın bir tanesi daha güçlü ayaklarının üzerinde duran dirençli bir toplumun inşası için çalışmaktır. Bu inşanın içinde afetlere dirençlilikte vardır, yoksulluğa dirençlilikte vardır, sağlık açısından güçlü olmakta vardır. Aslında biz sağlığın önemini önümüzdeki dönemde biraz daha fazla vurgulamak istiyoruz. Türk Kızılay’ın tarihine baktığımız zaman Türk Kızılay doktorlar, hekimler tarafından kurulmuş ve sağlık alanıyla varolagelmiş bir kurumdur” açıklamalarında bulundu. “İlk yardım akreditasyonunu alan dünyadaki 6’ncı ülke olduk” Kan hizmetlerinin sağlık açısından kendilerine verilen çok önemli bir görev olduğunu ifade eden Yılmaz, “Biz bunu toplumumuzla beraber çok kıymetli kan bağışçılarımızdan ihtiyaç sahibi hastalarımıza bu kanı en güvenli şekilde ulaştıran bir köprü görevi görüyoruz. İlk yardım açısından Kızılay’ın yeri elbette ki tartışılmaz. Türk Kızılay geçtiğimiz sene uluslararası alanda Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC), ilk yardım akreditasyonunu alan dünyadaki 6’ncı ülke oldu. Dolayısıyla biz sadece Türkiye’de ilk yardım alanında değil Dünyada da farklı ülkelerde eğitici eğitimlerini veren bir kurumuz. Amacımız da bu ilk yardım eğitimlerini belli bir kesime vermek değil topluma yaygınlaştırmak. Geçen sene 700 binin üzerinde ilk yardım eğitimi vermişiz. Bunu da giderek arttıracak şekilde stratejik planımızla kapasitemizi güçlendiriyoruz” şeklinde konuştu. “Tenis Federasyonu ile yaptığımız gibi iş birliklerini yapıyor olmak ana hedeflerimizdendir” Sağlıklı yaşlanılmadığı takdirde yaş almanın insanlar için eziyet haline dönüşebileceğini söyleyen Yılmaz, “Bu nedenle bizim sağlıklı yaşayan ve yaşlanan toplum için çalışmak hedefimiz içinde fiziksel aktiviteyi arttırmak, tüm spor alanlarını desteklemek ve Tenis Federasyonu ile yaptığımız gibi iş birliklerini yapıyor olmak bizim ana hedeflerimiz içinde yer alıyor. Dolayısıyla ben Türkiye Tenis Federasyonuna başkanımız nezdinde tekrar bizimle bu projeyi başlattıkları için teşekkür etmek istiyorum” dedi. Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş yaptığı konuşmada, “Antrenörlerimiz ve sporcularımız olarak bugün Türk Kızılay ile birlikte antrenörlerimizin özellikle ilk yardım konusunda eğitimli, bilgili ve olağanüstü zamanlarda da anında müdahale edebilecek Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde, mahallesinde artık birer antrenörümüz, onlarca hakemimiz yüzlerce sporcumuz olduğu için olağanüstü zamanlarda da birer gönüllü yardım erleri olarak hepimiz hizmet için bu ülkenin her zaman birer askeri olarak ta çalışmamız gerektiğine olan inancımızla burada olacağız” ifadelerini kullandı. (HÖ-BC -
İstanbul “Türkiye, hemofili tedavisinde dünyada ilk 10’da” Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar, "Türkiye, dünyada hemofili hastalarına ücretsiz tedavi sunan 10 ülkeden biri" dedi. 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi İstanbul Üniversitesi rektörlük binasında düzenleniyor. Kongrede Türkiye’den ve dünyadan uzman hekimler, hemofilinin tedavi yöntemlerindeki bilimsel araştırmalar ve yenilikleri çeşitli oturumlar ile ele alıyor. Kongrenin ikinci gününde düzenlenen basın toplantısının açılış konuşmasını Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar yaptı. Toplantıda konuşmacı olarak Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, Hemofili Federasyonu ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Kaan Kavaklı ve Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yeşim Dargaud yer aldı. Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar açılış konuşmasında Türkiye’de hemofili üzerine çalışan 10 klinik araştırma merkezi bulunduğunu söyledi. Ayrıca, Türkiye’nin, yaklaşık 80 bin hemofili hastasına ilaç ve tedaviyi ücretsiz sunan dünyadaki 10 ülkeden biri olduğunu belirtti. Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıda, dünyada 1 milyondan fazla hemofili hastası bulunduğunu açıkladı. Garrido, "Türkiye’nin hemofiliye olan duyarlılığını 10’un üzerinde klinik araştırma ile gösterdiğini vurguladı" dedi. "Türkiye’de 80 bin bin hemofili hastası var" Prof. Dr. Zülfikar, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Kalıtsal kanama hastalıklarının başında hemofili yer alıyor. Doğuştan başlayan genetik bir bozukluk olan kanamalarla seyreden bir hastalıktır. Vücutta pek çok sistem vardır. Bunlardan bir tanesi de pıhtılaşma sistemidir. Kesi, çarpma veya cerrahi bir müdahale olduğunda vücut oradaki kanayan dokuyu bir süre sonra kapatır. Hemofili hastalarında bunu sağlayan madde veya protein eksik olduğu için kanama durdurulamaz ve orada sızıntı başlar. Dolayısıyla kanamalarla seyreden ve ömür boyu süren bir hastalık olarak bilinir. Hemofili özelinde çalışmalarımız 40 yılı aşkın bir süredir var. Ülkemizde 10 merkez hemofili alanında klinik araştırma yapabilir durumda. Türkiye hemofili hastalarına ilaç ve tedaviyi ücretsiz olarak sağlayan dünyadaki 10 ülkeden bir tanesidir. Türkiye’de hemofili hastalarının dışında taşıyıcıları da eklediğimizde yaklaşık 80 bin olarak adlandırıyoruz. Dünyada ise 1 milyon 200 bin vaka olduğu tahmin ediliyor. Maalesef bunun sadece yarısı kayıtlara geçmiş. Uğraşımız sadece kendi ülkemiz için değil, bu alanda üreteceğimiz ilaçların dünya çapında da karşılığı var. Türkiye sağlık turizmindeki yerini bu alanda da doğru bir şekilde alabilir." "Dünyada 1 milyonun üzerinde hemofili hastasının olduğunu tahmin ediyoruz" 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi’ne katılan Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido ise dünya genelinde tanısı konulmuş yaklaşık 340 bin hemofili hastası ve 500 bin tanısı konulmamış hasta bulunduğunu belirtti. Öte yandan, toplamda 1 milyondan fazla hemofili hastası olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Garrido, bu hastalara ulaşma çabası içinde olduklarını ve tedavi alanında son 10 yılda önemli değişiklikler yaşandığını vurguladı. Garrido, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Türkiye’de hem dernek hem de devletin hemofili hastalarına sağladığı imkanların çok önemi var. Türkiye hemofili alanındaki kendi araştırmalarıyla ve ilaç erişimiyle beraber geldiği noktada dünyada çok önemli bir rol oynuyor. Bende bu deneyimlerden bilgi alıp faydalanmak için kongreye geldim." 28 Eylül Cumartesi gününe kadar sürecek olan kongrede, alanında uzman doktorların yanı sıra hastalar, hasta yakınları ve 400’ün üzerinde katılımcı yer alıyor.